08-01-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İnsan Dünyaya Kendi Özündeki Hakikati Bulaştırsın
İnsan Dünyaya Kendi Özündeki Hakikati Bulaştırsın Diye Gönderilmiştir
İnsan şunu bilmelidir ki; biz dünyada esfele safilindeyiz Cenâb-ı Hak dünyayı böyle tanımlıyor İnsan esfele safiline gönderilmiştir Dünya aşağılık bir yerdir, insanı boğan, nefes alınamayacak bir yerdir Ama dünyaya gönderilen kimdir? Cenâb-ı Hak böyle bir yere kimi gönderiyor? Ahsen-i takvim üzere olan bir varlığı, insanı gönderiyor Niye onu böyle bir yere gönderiyor? Buranın havasını değiştirsin diye Buraya nefes getirsin, hava getirsin, diye O havasız yere, oksijen tüpü olsun diye
Nasıl ki uzaydakiler, orada hava olmadığı için tüpleriyle birlikte yürüyüp, kendi tüplerinden teneffüs ediyorlar, Cenâbı Hak insanı, adeta buraya hava tüpü olarak gönderdi ki buranın rengini değiştirsin, buraya kendi özündeki hakikati bulaştırsın, buradaki bütün varlıklar onunla soluklansın Nasıl ki klorofil bulaştığında, her çiçeğe, her meyveye, her eşyaya bir renk veriyor, insan adeta böyledir Yani, onun solumasıyla, onun tebliğiyle, onun nasihatiyle, onun yaşamasıyla bir manevi klorofil yayılıyor O klorofille her şey rengini buluyor, açığa çıkıyor Ölü de, canlı da Her şeyin rengi ortaya çıkıyor
İnsanla birlikte yeryüzünde Esma-i İlahi'nin tecellisi zuhur ediyor Bu sefer, dünya ve içindekiler lanetlenmişken, Cenâb-ı Peygamber: “Allah'ın zikri ve Allah için olan şeyler müstesna” buyuruyor “Dünya ve içindekiler lanetlenmiştir ama Allah'ın zikri ve Allah için olan şeyler müstesna” Allah için olan şey ne demektir? Üzerinde Allah'ın zikri yapılan şeydir Misal, hayvanı Allah'ın adıyla kestin mi mübah oluyor, helal oluyor, Allah için yeniliyor Yani o Allah için oluyor Eşyaya Allah'ın adıyla, “Bismillah” diyerek tuttun mu, o hareket meşru oluyor, istifadene sunuluyor
HÂCE-İ HÂCEGÂN
|
|
|