|
|
Konu Araçları |
çalışmak, etmeye, eziyetleri, meşakkatleri, yok, yol |
Meşakkatleri Ve Eziyetleri Yok Etmeye Çalışmak Yol |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Meşakkatleri Ve Eziyetleri Yok Etmeye Çalışmak YolMeşakkatleri Ve Eziyetleri Yok Etmeye Çalışmak Yoldan Sapmaktır Allah davası; ifrat ve tefrite, tahrife sapmadan, bütün kapsamıyla, saflığıyla ve berraklığıyla, tekamülüyle doğru bir metot üzere davetçiler tarafından yolda yürütüldüğü zaman, neticesi görülmektedir Allah düşmanları da bunu tamamen bileceklerdir ki, bu dava, onların batıl davasını yok edecek, neticede onun yerine Hakk ikame edilecektir Hakk ise, kendisine uyulmaya daha layık olandır Bunun için, doğru metodla hareket edenleri Allah davasından vazgeçirmek için, Allah düşmanlarının uğraşıları ve didinmeleri durmayacaktır Bu yüzden mü'minler çeşitli bela ve eziyetlere maruz kalacaklardır Mü'minlerin, cemaat olma vasıflarıyla, mihnet ve meşakkatleri yok etmeleri mümkün değildir Ancak davalarından vazgeçtikleri veya Allah düşmanlarını rahatsız edip uykusuz bıraktığı bazı hususlardan vazgeçildiği, dava ile amel ve hareket etmekten geri kalındığı zaman, işkence ve eziyetler de duracak ve bitecektir Gerçekte ise, bütün bu tutum ve davranışlar, Allah'ın razı olduğu, Resulullah (as) ve ashabının üzerinde yürüdüğü yoldan ve davadan sapmak demektir Halbuki Resulullah (as)'a tabi olmak, O'nun izinde ve yolunda yürümek üzerimize vaciptir Çünkü O, en güzel ve en hayırlı örnektir O, işkence ve eziyetleri durdurmak için bu tür vesilelere hiç bir zaman baş vurmamıştır Allah davetçileri ve inanç adamları şunu bilmelidirler ki: Dava, hiç bir zaman güllerle süslenmiş ve donatılmış değildir Yolu, kolaylıklarla döşeli değildir Davetçilere düşen, iman ve inançları üzere sabır ve sebat etmek, azmetmek ve azimlerini sağlamlaştırmaktır Allah'ın yardımı ve desteğiyle sükun bulmalı ve güvene kavuşmalıdır Gerçekte Allah düşmanları, hiç ama hiç bir zaman davetçilerin şahıslarına yönelik olarak onları idam sehpalarına, mahkemelere ve kamçılamalara hedef kılan zayıf cisimlerine savaş açmamışlardır Onlar, sadece ve sadece Allah'a ve Allah davasına savaş açmışlardır "Allah, emrinde galip olandır, ancak insanların çoğu bilmezler" Hiç kimse bu söylediklerimizle, bizim, zindanların ve hapishanelerin karanlıklarında mahvolmayı ve oralarda zalimler tarafından tatbik edilen işkence, eziyet ve öldürmeleri arzuladığımızı sanmasın Hayır, hayır Bilakis biz, Allah'tan daima afiyet, zalim kitlelerin baskısı altında olmamayı, kafirlerin ve tağuti güçlerin baskı ve zulmünden kurtarmasını istiyoruz Afiyet üzere elimize geçen fırsatlara; inancımıza, davet yolunda yürümemize ve gayeye ulaşmadaki çalışmamıza bir halel getirmediği müddetçe, değerlendirir ve bunları terketmeyiz Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyiz Onlardan da korkmayız ve düşmana da boyun eğmeyiz Bütün bunlardan sonra, davaya olan düşmanlıktan ötürü ortaya çıkacak her türlü eziyet ve sıkıntıyla başbaşa kaldığımızda da; üzerimize düşen ancak sabretmek, dayanmak ve mükafatımızı Allah'tan beklemektir Davet yolundaki çalışmamızdan geri kalmamalı ve vazifemizi aksatmamalıyız: "Onlar Allah yolunda başlarına gelen musibetlere ve belalara karşı gevşeklik ve zayıflık göstermediler ve (kafirlere de) boyun eğmediler Allah sabredenleri sever Onların söyledikleri: "Rabb'imiz, günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıkları bağışla! Ayaklarımızı (bastıkları yerde) sağlamlaştır ve bize kafirler topluluğuna karşı yardım et" demelerinden başka bir şey değildir Böylece Allah, dünya sevabını da, ahiret sevabının güzelliğini de onlara verdi Allah muhsinleri (iyilikte bulunanları) sever" "Bize ne oluyor ki, Allah'a tevekkül etmeyelim? Bize doğru olan yolları O göstermiştir Ve elbette bize yapmakta olduğunuz işkencelere ve eziyetlere sabredeceğiz Tevekkül edenler, Allah'a tevekkül etmelidirler" Mustafa Meşhur |
|