Misafir..

Bu dünya hayatı bir eğlenceden, bir oyundan başka bir şey değildir Ahiret yurdu şüphe yok ki, asıl hayatın ta kendisidir Bunu bilmiş olsalardı”
Kardeşlerim iyice düşünelim! Oturduğumuz evin, tarlanın, malın sahipleri vardı Dünyaya hakim olan krallarla, padişahlara vefa etmeyen bu dünya, bizleri de kurtarmaz Bizler misafiriz Bu dünyada geçiciyiz! Kimseye kalmayan bu dünya bize de kalmaz Bu hususta sizlere şu kıssayı aktarmak istiyorum
Hocanın biri bir camide vaaz ederken cemaate: - “Muhterem cemaat ben misafirim, burada üç gün kalacağım Eğer beni seviyorsanız, dediğimi yapmanızı istiyorum Bana derhal iki gün içinde bir apartman yapın ve o binada yatmadan gitmeyeceğim” demiş Cemaat neye uğradığını şaşırıp- “Acaba bu hoca tımarhaneden mi geldi” diyecek hale geldiler İçlerinden birisi ayağa kalkıp şöyle demiş:- “Sayın hocamız iki gün kalacak iseniz apartman istemek hakkınız değildir Seni kalbimizle seviyoruz Hanelerimiz açıktır İstediğin ev sizindir Fakat, iki gün için apartman isteyişine şaşırdık!” Cemaat haklı idi İki gün kalacak bir hocanın, apartman istemesi ve bu teklifi yapması delilikti Verilen bu cevap üzerine hoca efendi şöyle devam eder sözlerine- “Kardeşlerim, misafir olduğum için bu hakkımı kaybettim İki günlük misafirin eve ihtiyacı yoktur Ama, şu sualin cevabını veriniz: “İçinizde iki gün içinde ölmeyeceğine dair senet verecek var mı?” Herkes susuyordu Ölüm seferi kimlere nasip olacak belli değildir Onlarda misafir olduklarını anladılar, ağlamaya başladılar Bunun üzerine hoca devam ederek:- “Ey ümmeti Muhammed! Yolcu olduğunuz halde bu kadar muhabbet ettiniz Apartmanlar, evler yükseltip, senelik yiyecek, giyeceğinizi hazırladınız Belaya karşı garantiyi sağlamak için sigorta ettirdiniz Her halde yolcu hanı da böyle hazır olursa ebedi hayat için daima hazırdır İçinizde bugün, hazreti Muhammed’in (sav) ashabı gibi yediğinden, içtiğinden, malından, namusundan, ehlinden ve evladından açık alınla imtihan verecek olan varsa ayağa kalksın! Her şeyin halikı Allah-ü Teala’nın: “Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Ne babanın evladına, ne de bizzat evladın babasına, hiçbir şeyin fayda vermeyeceği günden korkun Şüphe yok ki Allah’ın vaadi haktır O halde, sakın sizi dünya hayatı aldatmasın O çok aldatıcı (şeytan) sakın sizi Allah’ın rahmetine güvendirmesin” Emri fermanının karşısında beraat fermanını alacak kaç kişi varsa ayağa kalksın? Kimse kalkmıyor, başlar öne eğilmiş çıt çıkmıyordu Bu dünyanın, insanoğlunu aldattığı meydanda idi Her şeyin sona erdiği amel ve hayat defterinin kapandığı gün, mahkeme-i kübra da suçlu makamında iken “Oku kitabını, bu gün sana karşı bir hesap görücü olmak bakımından nefsin sana yeter” buyrulduğu zaman ne cevap verebiliriz Her yaptığımızın zerre miktarını bile havi olan bu kitap, kendisinin tevkifini, cehenneme atılmasını istiyor Korkmakta hakları vardı Zira tehlike büyüktü