Kapadokya (Nevşehirin Doğal Güzellikleri) |
07-31-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kapadokya (Nevşehirin Doğal Güzellikleri)Kapadokya, (Kappadokia) Bölge 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmurrüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır ve İnsan yerleşimi Paleolitik döneme kadar uzanmaktadır Hititler'in yaşadığı topraklar daha sonraki dönemlerde Hrıstiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olmuştur Kayalara oyulan evler ve kiliseler bölgeyi putperestlerin zulmünden kaçan Hıristiyanlar için devasa bir sığınak haline getirmiştir Kapadokya bölgesi, başta Nevşehir olmak üzere Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerine yayılmış bir bölgedir Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir Coğrafi olaylar Peribacaları'nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir MÖ XII yüzyılda Hitit İmparatorluğu'nun çöküşüyle bölgede karanlık bir dönem başlar Bu dönemde Asur ve Frigya etkileri taşıyan geç Hitit Kralları bölgeye egemen olur Bu Krallıklar MÖ VI yüzyıldaki Pers işgaline kadar sürer Bugün kullanılan Kapadokya adı, Pers dilinde "Güzel Atlar Ülkesi" anlamına geliyor MÖ 332 yılında Büyük İskender Persleri yenilgiye uğratır, ama Kapadokya'da büyük bir dirençle karşılaşır Bu dönemde Kapadokya Krallığı kurulur MÖ III yy sonlarına doğru Romalıların gücü bölgede hissedilmeye başlar MÖ I yy ortalarında Kapadokya Kralları, Romalı generallerin gücüyle atanmakta ve tahttan indirilmektedir MS 17 yılında son Kapadokya kralı ölünce bölge Roma'nın bir eyaleti olur MS III yy'da Kapadokya'ya Hıristiyanlar gelir ve bölge onlar için bir eğitim ve düşünce merkezi olur 303-308 yılları arasında Hıristiyanlara uygulanan baskılar iyice artar Fakat Kapadokya baskılardan korunmak ve Hıristiyan öğretiyi yaymak için ideal bir yerdir Derin vadiler ve volkanik yumuşak kayalardan oydukları sığınaklar Romalı askerlere karşı güvenli bir alan oluşturur IV yy, daha sonra "Kapadokya'nın Babaları" olarak adlandırılan insanların, dönemi olur Fakat bölgenin önemi, III Leon'un ikonları yasaklamasıyla doruk noktasına ulaşır Bu durum karşısında, ikon yanlısı bazı kişiler bölgeye sığınmaya başlar İkonoklazm hareketi yüz yıldan fazla sürer (726-843) Bu dönemde birkaç Kapadokya kilisesi İkonoklazm etkisinde kaldıysa da, ikondan yana olanlar burada rahatlıkla ibadetlerini sürdürdüler Kapadokya manastırları bu devirde oldukça gelişir Yine bu dönemlerde, Anadolu'nun Ermenistan'dan Kapadokya'ya kadar olan Hıristiyan bölgelerine Arap akınları başlar Bu akınlardan kaçarak bölgeye gelen insanlar bölgedeki kiliselerin tarzlarının değişmesine sebep olur XI ve XII yüzyıllarda Kapadokya SelçuklularınOsmanlı zamanlarında bölge sorunsuz bir dönem geçirir Bölgedeki son Hıristiyanlar 1924-26 yıllarında yapılan mübadeleyle, arkalarında güzel mimari örnekler bırakarak Kapadokya'yı terkettiler eline geçer Bu ve bunu takip eden 60 milyon yıl önce 3 Jeolojik devirde Toroslar yükseldi Kuzeydeki Anadolu Platosu'nun sıkışmasıyla yanardağlar faaliyete geçti Erciyes, Hasandağı ve ikisinin arasında kalan Göllüdağ, bölgeye lavlar püskürttü Platoda biriken küller yumuşak bir tüf tabakası oluşturdu Tüf tabakasının üzeri yer yer sert bazalttan oluşan ince bir lav tabakasıyla örtüldü Bazalt çatlayıp parçalara ayrıldı Yağmurlar çatlaklardan sızıp yumuşak tüfü aşındırmaya başladı Isınan ve soğuyan hava ile rüzgârlar da oluşuma katıldı Böylece sert bazalt kayasından şapkaları bulunan koniler oluştu Bu değişik ve ilginç biçimli kayalara halk bir ad yakıştırdı: "Peri bacası" Bazalt örtüsü olmayan tüf tabakları ise erozyonla vadilere dönüştü İlginç şekilli oluştu Daha sonraları insan eli, emeği ve duygusu işe koyuldu Dokuz-on bin yıl öncesine ait yerleşimlerden ilk Hıristiyanların kayalara oydukları kiliselere, büyük ve güvenli yer altı kentlerine kadar uzun bir dönemde büyükana bir uygarlık yaratıldı Bölge günümüzde turizm açısından büyük bir öneme sahiptir Avanos, Ürgüp, Göreme, Akvadi, Uçhisar ve Ortahisar Kaleleri, El Nazar Kilisesi, Aynalı Kilise, Güvercinlik Vadisi, Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak Yeraltı Şehirleri, Ihlara Vadisi, Selime Köyü, Çavuşin, Güllüdere Vadisi, Paşabağ- Zelve belli başlı görülmesi gereken yerlerdirKayalara oyulmuş geleneksel Kapadokya evleri ve güvercinlikler yörenin özgünlüğünü dile getirirler Bu evler ondokuzuncu yüzyılda yamaçlara ya kayaların ya da kesme taştan inşa edilmişlerdir Bölgenin tek mimarı malzemesi olan taş yörenin volkanik yapısından dolayı ocaktan çıktıktan sonra yumuşak olduğundan çok rahat işlenebilmekte ancak hava ile temas ettikten sonra sertleşerek çok dayanaklı bir yapı malzemesine dönüşmektedir Kullanılan malzemenin bol olması ve kolay işlenebilmesinden dolayı yöreye has olan taş işçiliği gelişerek mimari bir gelenek halini almıştır Gerek avlu gerekse ev kapılarının malzemesi ahşaptır Kemerli olarak yapılmış kapıların üst kısmı stilize sarmaşık veya rozet motifleriyle süslenmiştir Yöredeki güvercinlikler 19 yüzyılın sonları, 18 yüzyılda yapılmış küçük yapılardır İslam resim sanatını göstermek açısından önemli olan güvercinliklerin bir kısmı manastır veya kilise olarak inşa edilmişlerdir Güvercinliklerin yüzeyi yöresel sanatçılar tarafından zengin bezemeler, kitabeler ile süslenmişlerdir Bölge şarapçılık ve üzüm yetiştiriciliği ile de ünlüdür Kapadokya'yı eskiden ev olarak kullanıyorlardıBu yüzden şimdi kalıntılar çıkartılıyor Bunlar tarihi eser olarak koruma altına alınıyor KAPADOKYA RESİMLERİNİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN |
|