Riyazü's Salihin - Zeyd İbni Sâbit |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Riyazü's Salihin - Zeyd İbni SâbitRiyazü's Salihin - Zeyd İbni Sâbit SİYER icinde Riyazü's Salihin - Zeyd İbni Sâbit konusuZeyd İbni Sâbit Medineli müslümanlardan olan bu aziz sahâbî Hz Peygamber’in vahiy kâtiplerindendir Hz Peygamber, “İçinizde farzları en iyi bilen Zeyd’dir” diye onu övmüştür Resûl-i Ekrem Efendimiz Medine’ye hicret ettiği zaman, Zeyd on bir yaşında bir yetimdi Çocukken on yedi sûre ezberlemişti Herkes Bedir Gazvesi’ne hazırlanırken o, bende bu savaşa katılacağım, diye Efendimiz’in huzuruna geldi Efendimiz on üç yaşındaki bu çocuğun savaşa katılmasına izin vermedi Resûlullah Efendimiz Zeyd İbni Sâbit’i zeki bulduğu için ona Süryânîce’yi ve İbrânîce’yi öğrenmesini emretti O da kırk güne varmadan iki dili öğrendi ve Peygamber aleyhisselâm’ın Süryânîce ve İbrânîce yazışmalarını yürüttü Hz Ebû Bekir ve Hz Ömer devirlerinde de kâtiplik görevini sürdüren Zeyd’in yaptığı en şerefli hizmetlerden biri, kendisinden başka iki seçkin sahâbî ile birlikte Kur’ân-ı Kerîm’i toplayıp bir araya getirmesidir Daha başka önemli hizmetler de yapmış olan Zeyd İbni Sâbit hicrî 45 tarihinde Medine’de vefat etmiştir Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den rivayet ettiği hadislerin sayısı doksan ikidir ondan razı olsun Bu hadis 1132 numaralı hadisle birlikte açıklanacaktır 1131- وعن ابنِ عُمَرَ رضي اللَّه عنْهُما عَنِ النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال : « اجْعَلُوا مِنْ صلاتِكُمْ في بُيُوتِكُمْ ، ولا تَتَّخِذُوهِا قُبُوراً » متفقٌ عليه 1131 İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Namazınızın bir kısmını evlerinizde kılınız da oraları kabirlere çevirmeyiniz” Buhârî, Salât 52, Teheccüd 37; Müslim, Müsâfirîn 208, 209 Ayrıca bk Ebû Dâvûd, Salât 199, Vitir 11; Tirmizî, Salât 213; Nesâî, Kıyâmü’l-leyl 1 1132 numaralı hadisle birlikte açıklanacaktır 1132- وعَنْ جابرٍ رَضِي اللَّه عَنْهُ قالَ : قَالَ رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « إذا قَضَى أَحَدُكُمْ صلاتَهُ في مسْجِدِهِ ، فَلَيجْعَلْ لِبَيْتهِ نَصِيباً مِنْ صَلاتِهِ ، فَإنَّ اللَّه جَاعِلٌ في بيْتِهِ مِنْ صلاتِهِ خَيْراً » رواه مسلم 1132 Câbir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Biriniz farz namazını mescidde kıldığı zaman, o namazından evine de bir pay ayırsın Zira Teâlâ bu namaz sebebiyle evinde hayır yaratır” Müslim, Müsâfirîn 210 Ayrıca bk İbni Mâce, İkâmet 186 Açıklamalar Hadislerin birincisinde, farz namazların camide kılınması gerektiği açıkça belirtilmiştir Namazların bir kısmını evlerde kılmayı tavsiye eden ikinci ve üçüncü hadislerde de, bu mesele dolaylı olarak ifade edilmiştir Farz namazı niçin camide kılmak gerekir? Çünkü namaz, müslümanlığı en belirgin şekilde ifade eden ibadettir Bir kimsenin namaz kıldığını çok uzaklardan gören bir şahıs, onun müslüman olduğunu anlar Hal böyle olunca, müslümanlar camilere gidip gelirken, oralarda coşkuyla namaz kılarken hem kendilerinin müslüman hem de yaşadıkları bölgenin İslâm diyarı olduğunu önce nefislerine ispat etmiş, sonra çevrelerine ilân etmiş, daha da önemlisi, Cenâb-ı Hakk’a kulluklarını en canlı şekilde sunmuş olurlar Birinci hadiste, “Ey İnsanlar! Evinizde namaz kılınız Zira farz namaz dışındaki namazların en makbûlü, insanın evinde kıldığı namazdır” buyurulmaktadır Sünnet de dediğimiz nâfile namazları evlerde kılmanın çeşitli sebepleri vardır Bunlardan birinin evlerin şerefini artırmak, oraları bereketlendirmek olduğu son iki hadiste açıkça belirtilmektedir Çok önemli bir diğer sebep de, evlerde kılınan namazın, insanın mânevî dünyasını alt üst eden riyâ ve gösteriş belâsından insanı korumasıdır Peygamber Efendimiz’in evinin mescide bitişik olduğu halde sünnet namazları evinde kılması dikkatimizi çekmelidir Evlerde namaz kılmanın bir diğer hikmeti, 1131 numaralı hadiste, evleri mezarlık gibi cansız ve ölü hale getirmemek şeklinde ifade edilmiştir Kabirlere girmiş kimseler, “namaz kıl!”, “Kur’an oku!” emirlerinden muaf tutulmuştur Bu sebeple onlar kabristanda ne namaz kılabilirler ne de Kur’an okuyabilirler Müslümanlar bu durumu dikkate alarak evlerini kabristana benzetmemeli, orayı içinde yatıp uyunan birer otel durumuna getirmemeli, evlerinde ibadet etmeli, namaz kılıp Kur’an okumalıdır Diğer bir söyleyişle ve Efendimiz’in ifadesiyle, içinde ’ın adının anıldığı evle, içinde namaz kılınmayan ve böylece odalarında da anılmayan evler de ölüye benzetilmiştir (bk 1437 hadis) Böyle evler birer kabristan, o evlerde yatıp kalkanlar da diri gibi görünen birer ölüdür Burada konumuzla ilgili bir başka hadîs-i şerifi daha hatırlayalım Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: “Evlerinizi kabristana çevirmeyiniz Şüphesiz şeytan, içinde Bakara sûresi okunan evden kaçar” (Müslim, Müsâfirîn 212) Son hadiste, evlerde namaz kılmanın bir başka faziletine işaret edilmekte, insanın evinde kıldığı namaz sebebiyle Teâlâ’nın orada hayır yaratacağı belirtilmektedir Bu hayır, orada kılınan namaz, okunan Kur’an sebebiyle meleklerin bu evi ziyaret etmesi, şeytanların oradan kovulması, Teâlâ’nın orayı bereketli kılması, böylece o saâdet yuvasında oturanların kendilerini huzurlu ve mutlu hissetmeleridir Kâdî İyâz 1131 numaralı hadisteki “Namazınızın bir kısmını evlerinizde kılınız” hadisini farz namaz olarak anlamıştır Ona göre insan bazı farzları evinde kılmalı, ev halkından câmiye gidemeyen kadınlara ve çocuklara imam olmalı, böylece onlara hem namazın bilmedikleri yanlarını öğretmeli hem de cemaatle namaz kılmanın sevabından faydalanmalarını sağlamalıdır (İbni Hacer el-Askalânî, Fethü’l-bârî, I, 630, Salât 52) Hadislerden Öğrendiklerimiz 1 Farz namazlar câmide, nâfile yani sünnet namazlar evde kılınmalıdır 2 Evde kılınan nâfile namazlara daha çok sevap verilir 3 İçinde namaz kılınmayan ev, mezardan farksızdır Teâlâ içinde namaz kılınan evi bereketlendirir; o evin halkına huzur verir 1133- وَعنْ عُمَر بْنِ عطاءٍ أَنَّ نَافِعَ بْنَ حُبَيْر أَرْسلَهُ إلى السَّائِب ابن أُخْتِ نَمِرٍ يَسْأَلُهُ عَنْ شَيْءٍ رَآهُ مِنْهُ مُعَاوِيةُ في الصَّلاةِ فَقَالَ : نَعمْ صَلَّيْتُ مَعَهُ الجُمُعَةَ في المقصُورَةِ ، فَلَمَّا سَلَّمَ الإِمامُ ، قُمتُ في مقَامِي ، فَصلَّيْتُ ، فَلَما دَخل أَرْسلَ إِليَّ فقال : لا تَعُدْ لما فعَلتَ: إذا صلَّيْتَ الجُمُعةَ ، فَلا تَصِلْها حَتى تَتَكَلَّمَ أَوْ تخْرُجَ ، فَإنَّ رسولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم أَمرَنا بِذلكَ ، أَنْ لا نُوصِلَ صلاةً بصلاةٍ حتَّى نَتَكَلَّمَ أَوْ نَخْرُجَرواه مسلم 1133 Ömer İbni Atâ’dan rivâyet edildiğine göre, Nâfi` İbni Cübeyr onu Sâib İbni Yezîd İbni Uhti Nemir’e göndererek, Muâviye’nin namaz kılarken kendisinde gördüğü durum hakkında bilgi istedi Sâib de şunları söyledi: - Evet, Muâviye ile birlikte maksûrede cuma namazı kıldım İmam selâm verince ben olduğum yerde ayağa kalkıp cumanın sünnetini kıldım Muâviye evine gidince bana haber gönderdi ve şunları söyledi: - Bir daha öyle yapma Cuma namazını kıldıktan sonra biriyle konuşmadıkça veya mescidden çıkmadıkça cuma namazına bir başka namaz ekleme Zira Resûlullah bize, konuşmadıkça veya mescidden çıkmadıkça farz namaza bir başka namazı eklememeyi emretti |
|