Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
diyen, gelsin

Bize &Quot;Bizim&Quot; Diyen Gelsin

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bize &Quot;Bizim&Quot; Diyen Gelsin






Bize "Bizim" Diyen Gelsin
Elimizin ucuyla tutuyoruz hayatı, parmak izi bırakmamaya dikkat ediyoruz
Dilimizin ucuyla yarım yamalak cümlelerle geçiştiriyoruz bütün anlamları, sürç-i lisan etmekten korkuyoruz
Evrenin ortasında bir incir çekirdeğini mesken tutmuşuz; galaksiler, gökyüzü, yıldızlar başkalarının olsun, başımızı döndürüyor; yolların karı, fırtınası, kasırgası, tayfunu var, başkaları yürüsün diyoruz
Hayatla yüz yüze gelmek en büyük korkumuz; dersine çalışmayan çocuğun gözlerini önüne dikip fark edilmemeye çalışması gibi fark edilmemeye çalışarak bir köşeciğinde öylece duruyoruz hayatın O da durup ardına bakmıyor zaten
O hızından hiçbir şey kaybetmiyor
Günler hep uzağımızdan geçiyor İçine almıyor, sarmıyor, merhamet göstermiyor bize Hayat dışarıda hızla akıyor, biz buğulu bir pencere arkasında, dökülen yaprakların matemini tutuyoruz
Dışarıdaki hayatı, hayatın usanmadan yaydığı diriliği, enerjiyi, coşkuyu yabancı, tanımadığımız, teni tenimize, dili dilimizi benzemez varlıklar paylaşıyor
Onlar gülleri deriyor, çini vazolara yerleştiriyor Onlar çöpleri kaldırıyor, atlas halılar seriyor Onlar yetinmiyor Mars’a bile hayat sipariş ediyor Onlar geceleri havai fişeklerle, füzelerle aydınlatıyor Onlar gövdelerini semirtip tüm yeryüzüne yayıldıkça, bizim pencere arkası esaretimiz büyüyor
Dışarıya çıkmak hevesimiz, hüsrana uğramak korkusuyla hep kursağımızda kalıyor
Seyirci olmak, fırtınada sakin bir limanda konaklamak ihtiyatlı gibi görünüyor Aklımız olanlarda, aklımız hayatta aslında
Onlar bizi asla görmüyor, biz onları canlı canlı seyrediyoruz
Zeki, atılgan, cüretkârlar
Her şeyi istiyorlar kurcalıyorlar bozuyorlar işini bitiriyorlar
İçini boşaltıyorlar hayatın yavaş yavaş
Dışarı çıkmaktan; buzda kaymaktan, ateşte yanmaktan, fırtınaya kapılmaktan korkan biz içerdekiler, tırnaklarımızı yiyor, duvarları dövüyoruz; bir gün yaşamayı, bir gün gerçekten ait olmayı, sahibi olmayı düşündüğümüz hayatın özünden öz, canından can alındığını gördükçe kahroluyoruz
Yırtılan gökyüzü için, kuruyan yeryüzü için, gözü yaşlı çocuk için, kanadı kırık kuş için, karaya vurmuş balık için,yitirilen onur için kahroluyoruz
Tarifsiz hüzünlerle daralıyor kabuğumuz ama ellerimiz böğrümüze ama başımız öne ama kılımız kıpırtısızlığa gömülüyor nihayetinde penceremizden ayrılamıyoruz
“Bir gece kütüphanemde bir güvenin pervaneye şöyle dediğini duydum:
İbni Sinâ ’nın kitapları içine yerleştim
Farabî’nin bir çok eserlerini gördüm
Bu hayatın felsefesini bir türlü anlayamadım
Bir güneşim yok ki,günlerimi aydınlatsın Çok bedbahtım”
Yarı yanmış pervanenin şu güzel, ince cevabını hiçbir kitapta bulamazsın
Dedi ki:
“Çırpınıştır hayatı daha canlı yapan; çırpınıştır hayatı kanatlandıran” (Muhammed İkbal)
Dağların dahi yürüdüğü bir hayatta yürümekten, yol almaktan, koşmaktan, dönmekten; feleklere katılmaktan, kıpırdamaktan, çırpınmaktan başka yolu yok insanın
Hayatın çirkinleştirilmesine karşı durmak isterken hayatın saflarından çıktık, kolaylıkların, küçük rahatların sıcağına, durağanlığına alıştık
İyi-kötü, kâr-zarar hesapları yapmadan, bütün riskini göğüslemediğimiz bir hayatın nesi olabiliriz?
Ne halifesi, ne hâmisi,ne hadimi
Hayat emanettir Emanetin, meydanlara inecek,
“bir karıncaya ulu nazar” edecek,
“bulut olup göğe ağacak, yağmur olup yağacak ”,
“örse çekiç salacak”,
“bize bizim diyecek”,
hayata soyunacak,
yaşar gibi yapmayacak,
sahiden yaşacak,
kapılar aralayacak,
yolunu kendi kazmasıyla kazacak,
gayret kuşağı kuşanacak,
külüngü dağa aşkla vuracak sahiplere ihtiyacı var
Yunus; “Dosta varmak dilersen, ol dikene bas da var” diyor
Hayata yalın kılıç dalmayanın, risk almayanın hakikatle alışverişinin olamayacağı, hiçbir sırrın kapısına varamayacağı aşikârdır
Dikili bir ağacı, başını sokacak bir deliği, ardına gizleneceği bir penceresi olsunla avunamaz hakiki varlığa kavuşmak isteyen
Bütün zerreleri, bütün hissiyatı yara bere içinde kalsa da,
Küsmeden, incinmeden, gocunmadan Hay’dan gelen hayatın izini sürer
Ancak oradan korkunun ve endişenin biteceği emin bir beldeye geçeceğini bilir
“Hayatın yumuşak ve tehlikesiz olduğu sahilde kurulup oturma
Denize dal, dalgalarla pençeleş; ebedî hayat mücadeledir”
(Muhammed İkbal)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.