Mevlana Dan -Nefis Vurulmaktan Anlar |
07-27-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mevlana Dan -Nefis Vurulmaktan AnlarMevlana dan -Nefis vurulmaktan anlar Nefis vurulmaktan anlar Töhmet altında olan nefisdir; yüce akıl değil Töhmet altındaki, duygudur; latif ışık değil Nefis şüphecidir, vur başına onun; vurulmaktan, dövülmekten anlar o, delil getirmekle yola gelmez Mucize görür, o çağda aydınlanır; ondan sonra hayâldi o der; O şaşılacak şey göründü ya hani; gerçek olsaydı gece-gündüz, gözönünde kalmaz mıydı? O, temizlerin gözlerinde kalır, hayvan gözüne eş dost olmaz o O şaşılacak şey, bu duygudan utanır, arlanır; hiç tavus kuşu, daracık kuyuda durur mu? Çok söylüyor deme sakın bana; yüzde birini söylüyorum, o da kıl gibi hani Ana karnındaki çocuğun âlemi İnsan, ana karnındayken gıdası kandı; inanan da pis şeyden böylece temizlik elde eder Kandan kesilince gıdası süt oldu; sütten kesilince de lokma yemeye koyuldu ya hani Ana karnındaki çocuğa birisi, dışarda pek düzgün bir dünya var Enine boyuna kutlu yeryüzü var; orada yüzlerce nimetler var, bunca da boğazına düşkünler var; Dağlar, denizler, çöller, bostanlar, bağlar, bahçeler, çayırlıklar, çimenlikler var Pek yüce, ışıklarla dolu bir gökyüzü, güneş, ay ışığı, yüzlerce Süha burcu var Kuzeyden, güneyden, doğudan yeller esiyor; bağlar-bahçeler, gelinler gibi süslenmiş, düğün dernek yapıyor sanki Dünyanın şaşılacak şeyleri dille anlatılamaz; sen ne diye bu kapkaranlık yerde sınanmalara düşmüşsün? Bu daracık çarmıhta kan emmedesin; hapse düşmüşsün, pislikler, eziyetler içindesin deseydi; Çocuk, kendi haline bakar da inkâr ederdi, bu haber verişten yüz çevirirdi, kâfir olur-giderdi Bu, olmayacak şey, kandırış, aldatış derdi Çünkü kör vehim, böyle şeyleri düşünemez ki Anlayışı, buna benzer bir şey görmediğinden inkarcı anlayışı, bunu kavramaz bile Dünyadaki avam da böyledir işte Abdal, öbür dünyadan haber verir onlara Der ki: Bu dünya karanlık, pek dar bir kuyu; dışarıda renksiz, kokusuz bir dünya var Fakat bu söz, onların hiçbirinin kulağına girmez Çünkü bu tamah, pek çetin, pek büyük bir perdedir Tamah, kulağı söz duymaz bir hale kor; garez, gözü bağlar, görmez eder O ana karnındaki çocuk gibi hani O da, aşağılık yurtlarda gıdası olan kana tamah eder de, Bu tamah, şu dünyanın sözlerine karşı perde ardında bırakır onu; kandan başka kuşluk yemeği bile yemez o |
|