Tarihte İlginç Olaylar |
03-01-2007 | #1 |
Ergenekon
|
Tarihte İlginç OlaylarVeba ve Kediler 'Kara Ölüm' olarak bilinen veba salgını ilk olarak 1300'lerde Çin'de ortaya çıktı Kurbanların şikayetleri ağrılar, ateş ve bulantıyla başlıyordu İnsanların dirseklerinde ve kasıklarında mor kabarıklıklar oluşuyor ve kısa sürede yumurta büyüklüğüne ulaşıp sertleşiyordu Bu yumurtalar patladığında içinden pis kokulu siyah bir madde fışkırıyordu ancak bu rahatlama kurban için çok geç oluyordu Çünkü hasta beş gün içinde ölüyordu Bunun bilinen bir tedavisi yoktu ve alınan hiçbir önlem işe yaramıyordu Seksen yıl içinde hastalık Çin nüfusunu üçte bir oranında azaltmıştı İyi işleyen ticaret yolları aracılığıyla da salgın batıya doğru, Hindistan ve Ortadoğu'ya ilerliyor, her gün binlerce insanın ölümüne neden oluyordu Hastalığa neyin sebep olduğu bulunamıyordu 1347'de bozkır savaşçıları bir Ceneviz şehrini kuşatıp mancınıkla hastalıktan ölmüş cesetleri şehre fırlattılar Böylece şehrin çoğunluğu hastalığa yakalandı Bu cesetler toplanıp yakıldı ve ardından da gömüldü ancak hastalığın yayılması engellenemedi Şehir mahvolduğu için Cenevizliler Sicilya'ya geri döndü ve hastalığı orada da yaydılar Hastalık, yeni ve kendisiyle ilgili hiç bilgisi olmayan bir nüfusa yayılacaktı Sicilya üzerinden Avrupa ve Kuzey Amerika da hastalıkla tanıştı ve milyonlarca insan öldü Bu salgına hastanın derisinin son aşamalarda koyu mor bir renge dönmesinden dolayı "Kara Ölüm" adı verildi Derinin bu renge dönüşmesi, soluma sorunları yüzünden kanda oksijenin azalmasından kaynaklanıyordu Hastalık bir kere bedene girdikten sonra o günün hiçbir tıp tekniği tedavi edemiyordu Kara ölüm şehirlerin tümünü darmadağın ederken Avrupa uygarlığının da paniğe kapılmasına yol açtı Doktorlar salgını durdurmanın yollarını aradılar Hastalar evlerinde karantina altına alındılar ancak hastalık yine de bir orman yangını hızıyla yayıldı Birçok insan kara ölümün, Tanrının onlara günahkar yaşamları yüzünden gönderdiği bir ceza olduğuna inandı Tanrının öfkesini yatıştırmak için insanlar günah keçileri aramaya koyuldu Bazı dindarlar Tanrının öfkesini kendi üzerlerine çekip insanları kurtarmak için kendilerini kırbaçladı Özellikle Brüksel ve Strasburg'da bazıları olanları Musevilerin varlığına bağladı Bu panik döneminde binlerce insan öldü Salgının cadılar yüzünden ortaya çıktığı da söylendi Zararsız erkek ve kadınlar evlerinden alınıp hastalığın yayılmasını önleme amacıyla yakıldı Kedilerin ise parlayan gözleri ve geceleri dışarıda çok dolaşmaları yüzünden bu "cadıların" büyülü hayvanları olduğu düşünülüyordu Binlerce kedi katledildi Aslında Avrupalılar kedileri öldürerek salgına karşı en birinci savunma hatlarını kaybetmiş oluyorlardı Çünkü veba salgını, öteki adıyla Yersinia Pesüs yaygın bir fare biti tarafından taşınıyordu Ortaçağda her yer fare doluydu Kanalizasyon ilkeldi Caddeler insan dışkısı, çöp ve ölü hayvan artıklarıyla doluydu Kara veba, hastalığı taşıyan bitlerin fareler yoluyla yayılması sonucu artmıştı Cenevizlileri Avrupa'ya geri getiren gemide insanlarla birlikte karaya çıkan fareler hastalığı taşımışlardı Limanda yaşayan bir sürü kedi öldürülmemiş olsaydı fareleri yiyeceklerdi ve hastalık yayılmayacaktı Ancak bu kemirgenler kontrolsüz kaldı ve getirdikleri hastalığı korumasız binlerce eve yaydı 14 yüzyılda salgın hastalık Avrupa'da beş kez daha baş gösterdi Salgın sona erdiğinde nüfusun üçte birinden fazlası ölmüştü Kediler öldürülmemiş olsaydı ölüm oranı çok daha az olurdu Vikingler ve Amerika 11 yüzyıl Viking halklarının en güçlü olduğu dönemdi Kanunları çok iyi düzenlenmiş, vahşetleriyle ünlenmişlerdi Yöneticileri dünyanın en zengin ve en güçlülerindendi Bizans İmparatorluğu'nun gurur duyduğu şeylerden biri, İmparator Varangian'ın muhafızlarının tamamen Rusya'dan ve İskandinavya'dan gelme Vikinglerden oluşmasıydı Vikingler gemileriyle Dublin'den Kiev'e kadar yelken açarlardı Ama şaşırtıcı bir şekilde, Amerika kıtasına yerleşmediler Hem de Avrupalılar arasında yerleşme olanağına ilk onlar sahip olmuşken Vikinglerin toprak hırsları, neredeyse altına duydukları kadardı Nova Scotia kıyılarındaki yemyeşil 'Vinland' harika bir ödül olacaktı onlar için Ayrıca Vikinglerin yerleştiği İzlanda'dan ve Grönland'dan daha iyi bir iklimi vardı Toprağı verimsiz, havanın hep kasvetli olduğu anavatanları Norveç'ten de iyiydi Yerlilerin karşı koyması yerleşmelerine bir engel teşkil etmedi Amerika'ya yerleşen Avrupalı göçmenlerin yerlilere karşı sahip oldukları tüfek gibi teknolojik üstünlükleri olmasa da zırhları ve çelik silahları yetmişti Hem de pek uzak değildi Grönland'dan Amerika kıyısına gitmek, Norveç'ten İzlanda'ya ya da İzlanda'dan Grönland'a gitmenin yarısı kadardı Bugün bile Nova Scotia'da durursanız, ufukta yüksek Grönland zirvelerinin gölgesini görebilirsiniz Öyleyse Avrupa'nın en yayılmacı, en dinamik insanlarından olan Vikingler yağmaya böylesine hazır bu kıtayı neden tercih etmediler? Bunun yanıtı, Viking tarihinin en ünlü iki adamının karanlık geçmişlerinde yatıyor Birisi Kızıl Eric, ya da nam-ı diğer Kanlı Eric; diğeri de oğullarından Leif Ericson'du Vikingler, tecavüz ve çapulculukta kötü bir üne sahip olsalar da, Kızıl Eric onlar için bile çok vahşiydi Norveç'te ufak bir kavga sonucunda silahsız bir komşusunu öldürdüğü için önce Norveç'ten İzlanda'ya sürgüne gönderildi Orada oğlu Leif doğdu İzlanda'ya yerleştikten sonra yeni bir kavgaya tutuştu ve orada uzun süredir yaşayanlardan birini öldürdü O sıralar onu sürgüne gönderecek başka bir yer olmadığı için, Eric'e birkaç komşusunun olduğu İzlanda'nın batı kesimine yerleşmesi emredildi Bu da bir işe yaramadı 982 yılında Eric yeniden kavga sonucunda birisini öldürmesiyle 'Kanlı' lakabıyla anılmaya başladı Böylece Eric İzlanda'dan da uzaklaştırıldı Ama katil aynı zamanda insanları etkilemesini de biliyordu Etrafına bir grup memnuniyetsiz, sıkılmış Viking'i topladı Uzun yola dayanaklı gemiler inşa ettiler ve batıya doğru yelken açtılar Eric ve arkadaşları, kara görene kadar beş yüz mil yol aldılar Eric, yeşil ülke anlamına gelen Grönland adını, buzla kaplı bölgeye yeni insan çekmek için koymuştu Eric ve arkadaşları İzlanda'ya geri döndüler ve orada bir koloni kurmak üzere birkaç yüz Vikingli aileyi ikna ettiler Hava kötü, toprak kayalık olmasına rağmen burada yaşayan başka kimsenin olmaması her şeyi katlanılır kılıyordu Böylece Eric'in bilfiil komutası altında belki de beş yüz kişiden oluşan bir koloni Grönland'e yerleşti 1001 yılında, o zamanlar bütün Vikingleri çeken gezi tutkusu Eric'in oğlu Leif in de kanına girdi Ama gitmek için kesin bir hedef belirlemişti Çeşitli belirtilere ve söylenenlere göre daha batıda başka bir ada daha vardı Babası hala Grönland'ın yöneticisiydi ve bu da Leif'in gemisine adam toplayarak, bu adayı keşfetmek üzere yelken açmasına olanak verdi Şaşırtıcı bir şekilde kısa süren bir yolculuktan sonra Nova Scotia'nın kıyısına vardılar Babası gibi, Leif de iyi bir ismin insanları çekeceğini bildiğinden buraya Vinland adını verdi Vinland'ın anlamının üzümle pek bir ilgisi yoktu, doğru tercümesi "bereketli" ya da "dostane" ülke olabilir Sonra, artık bin beş yüz kişilik kalabalık bir topluluğa sahip Grönland'a döndü Babası gibi o da Vinland'ın keşfini duyurmak, yerleşecek insan çekmek ve babasının Grönland'da yaptıklarını yapmak istiyordu Ama kader buna izin vermedi Kızıl Eric tahtını Leif'e bırakarak öldü Anladığımız kadarıyla Grönland'ı iyi yönetmiş ve liderliği zamanında koloni genişlemişti Ama Leif, yönetiminin ilk birkaç yılında ülkesiyle ilgilenmekten Vinland'a hiç vakit ayıramadı Bu yüzden Vinland'la ilgilenme görevini kız kardeşi, Freydis'e verdi Freydis'in araştırma gezileri sonucunda ilk kez Vikingler ve Amerika yerlileri birbirleriyle karşılaşmış oldu Vikingler taş ev yapmaya başladıklarında kalmaya karar verdikleri anlaşılınca, yerliler çevrelerinde küçük bir kontrol halkası oluşturdular Bir araya geldiler ve elli kadar Vikingi gemisini geri püskürttüler Vikingler kaybetmiş olsa da Freydis bu kaybedilen çatışmada bile bir kahraman olmuştu Geri dönüp yerlilerin üstüne vahşi bir şekilde saldırarak, gemiler güvenle yola çıkana kadar geri çekilmelerini sağlamıştı Freydis, birkaç yıl sonra daha büyük bir grupla geri döndü Bu sefer daha iyi silahlanmışlardı, sayıca daha fazlaydılar Ama koloninin kaderi çoktan kötü çizilmiş gibiydi Freydis'in gemisi karaya ilk çıkanlardan değildi Freydis geldiğinde, sahiplenmeyi düşündüğü eve daha önce gelen iki erkek kardeş ve ailelerinin yerleştiğini gördü Babası, Kanlı Eric'in geleneğini sürdüren Freydis bunu kabullenemedi Her iki kardeşi birden öldürdüğünde kimse araya girme gereğini duymadı Ama karılarının ve çocuklarının da öldürülmelerini emrettiğinde kimse bunu yapmaya yanaşmadı Öfkeden deliye dönen Freydis, eline bir savaş baltası aldı ve bu işi de kendi halletti O yıl sömürgeciler kışı geçirmek için Grönland'a döndüler İki ailenin katlinin duyulmaması için çaba harcandı ama birileri yine de konuştu Bu, Leif'i çok zor bir duruma soktu Kız kardeşi nedensiz yere, Leif'in korumakla sorumlu olduğu kadınları ve çocukları öldürmüştü Kurallara göre katili öldürtmesi gerekiyordu, ama aynı zamanda kendi kız kardeşini ölüme göndermesi Viking kurallarını çiğnemesi anlamına geliyordu Sonunda, üzüntüyle ve kendini zorlayarak Leif bir çözüm buldu, kız kardeşini sürgüne gönderdi ve Vinland'a gidilmesini yasakladı Belki de, Vinland'da hiç yerleşim olmazsa, hafızalardan bu kötü anıyı silebileceğine ve kız kardeşini geri getirebileceğine inanıyordu Ya da bu fiyaskodan o kadar hayal kırıklığına uğramıştı ki, katliamın gerçekleştiği yerin bir daha ne adını duymak, ne de görmek istiyordu Böylece yıllar boyunca yasak sürüp gitti Hatta Leif'in ölümünden sonra kötü hasatlar, zor kışlar yaşanmasına rağmen koloniyi batıya, Kuzey Amerika'ya doğru yaymamaları, bunu akıllarına bile getirmediklerini gösteriyor Bunun yerine birçok kişi Grönland'da kalmalarının olanaksızlığını anladılar ve tekrar İzlanda'ya döndüler Birkaçı kalmaya devam etti, ama iki yüz elli yıl sonra Grönland, tekrar kıta Avrupasından kimsenin olmadığı bir yere döndü Bu arada bütün bu yıllar sırasında, sadece ailede bir katil olduğu için Leif'in Vinland'a koyduğu yasak saygı gördü Sonuç olarak, dönemin en dinamik ırkı Kuzey Amerika'yı işgal etme şansını kaçırmış oldu Eğer Eric'in oğlu, kız kardeşinin gözden düşürdüğü topraklara gitmeyi yasaklamasaydı, bugün dünya ne kadar farklı olurdu? Ama o zaman, yapılacak en iyi şey gibi görünmüştü |
|