Periyodik Tufanlar |
07-17-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Periyodik TufanlarPeriyodik Tufanlar Eldeki bilgilere göre, yeryüzü İnsanı olarak tanımlanan bizler, içinde bulunduğumuz siklusda Yeryüzünde 4 tufan atlatarak hayatta kalmayı başaran neslin devamıyızGerek bilimsel çalışmaların gerekse kehanetlerin aktardığı bilgiler, güneşin hayat veren ve bir anlamda da hayat alan özelliğini ortaya koymaktadır Büyük ve küçük periyodik döngüler yaşamda, yeryüzünün devamlılığında dikkat çekmektedir Dünyanın manyetik alanının(manyetik kutuplar) yön değiştirmesi de periyodik yaşanan bir olgudur Gökyüzünde, güneşte ortaya çıkan patlamalar vb olaylar sonucu saçılan partiküller, ışınlar vb dünyayı etkilemektedirBu göksel oluşumlara bağlı olarak yeryüzü çeşitli fiziksel afetler yaşamakta, ve manyetik alan değişimleri, güneşin ortaya çıkıp çıkmaması vb durumlara bağlı olarak, hayatta kalan insan neslinin de fiziksel özelliklerini mutasyona uğratmaktadırÖrneğin hormon salgısı değişmekte, kadınlarda kısırlık ortaya çıkmaktadır…Manyetik etkiler DNA yapısını etkileyecek derecede güçlü olmaktadır ………Güneşin manyetik alanı yön değiştirdiğinde , Dünya yı ekseninden koparmaya yeltenirSapan dünya, depremlere,sellere,volkanik patlamalara ve yangınlara maruz kalırHer kozmik döngüde, Güneşin manyetik alanı 5 kez yer değişitrir21yyda beklenen, 5 tufandır…2012 YILININ SON AYINA GELMEDEN, İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ ÇAĞ SONA ERECEKTİR Tufan ile insanlık tamamen yok olmayacak ama dünyamız ağır felaketlerle yüz yüze gelecektir Söylenenlere göre, bu oluşum dünya nüfusunun 7 milyara yaklaştığı bir zamanda gerçekleşecek ve dünya nüfusunun 1/4ü bu tufanda yok olacaktır Tufan öncesinde yaşanacak süreçte de insanoğlu, kitlesel ölümü tadacaktır İnsanoğlu, geçirdiği tufanlar neticesinde algılama ve beceri yönünden, daha önce sahip olduğu kapasiteyi maalesef daha az kullanır hale gelmiştirManyetik alanların DNA ve fizik beden, belki de beyin üzerindeki etkileri onu bugünkü beş duyusu ile sınırlanmış hale dönüştürmüştür…Gezegenlerin doğal seyri bile cenin üzerinde manyetik mühür vuracak güce sahipse, dünyanın manyetik alanının yönünü değiştirecek gücün, insanın kapasitesinin manyetik olarak mühürlemesini de makul görmekteyimİnsan, kullanma potansiyelini taşımakta olduğu güçleri, maalesef günümüz şartlarında kullanamamaktadır İşte bu güçler, özünde ruhsal nitelikli olup, insanların içe dönerek, kendisi üzerinde yapacağı çalışmalarla yeniden kullanılır hale geçirilebilecek güçlerdirBugün DDA dediğimiz özellikler, eski insanın, atalarımızın normal algılama yollarıydı…Bizler de bazı çalışmalarla yeniden bu algılama ve iletişim yollarımızı elde edebilirizUnutmayalım, beynimizin kapasitesini bile şu anda 1/10 düzeyinde dahi kullanamıyoruz İnsan kozmik bir varlıktırSadece dünya üzerinde yaşamaya mahkum değildirYerin ve göğün evliliği veya yılan ile kartalın buluşması vb ifadelerle kastedilen , insanın bir ayağının yeryüzünde diğer ayağının gökyüzünde olduğudur…İnsan kozmozla irtibat kurabilecek, oralara seyahatler yapabilecek, yeryüzünde de başka becerileri ortaya çıkararak yararlanabilecek nitelikjli ölümlü bir varlıktır…Bu dünyada yapacağı çalışmalar ile ölüm sonrasında bilinçli olarak hareket edebilmeyi başaracak, fizik bedenden, ruhsal yapıya” bilinçli” “farkındalıklı” geçiş yapabilecek kapasitededir İnsanın her türlü iletişimi , özünde düşünce üzerine kuruludur Düşünce, bilinen en hızlı enerji türüdürIşık hızından da hızlıdır Böyle olunca yerle göğün köprüsü, düşünce enerjisini bilinçli olarak kullanabilmeyle kurulmaktadır Demek ki düşünce gücü üzerine çalışmamız gerekmektedir Tek başına düşünce gücü yetkinliği yeterli değildir, çünkü insan fizik bir beden taşımaktadır ve bu bedenin yoğunluğu insana yavaşlık vermektedir…İnsanın görünen bedeni dışında sahip olduğu süptil bedenleri de buna eklediğimizde, insanın iletişim kurarken bu beden sınırlarından da sıyrılabilmesi gerekmektedir; çünkü, iletişim, dıştan içe ve içten dışa işleyen çift yönlü, etki-tepki mekanizmasıyla çalışır İnsanın iletişiminin pürüzsüz olabilmesi çakraların tam çalışması,negatif enerjilerden aurasının arınık olmasıyla mümkündürİnsanın beden titreşim frekansı n e kadr hızlı olursa ulaşabileceği kozmik bağlantılar da o kadar yüksek düzeyli olacaktır… Dünyanın fiziksel bedenini saran *******, bir anlamda bizim auramız gibi , dünyayı sarmalayan ve alt, orta, üst katmanları olan bir yapıya sahiptir…Ancak *******un dışına çıkıldığında kozmozun diğer katmanlarına uzanılabilmektedir…Her bölüm farklı frekansta titreşmektedir çünkü her bölüm farklı bilinç düzeyine karşılık gelmektedir İnsanın arınmalar ve sadeleşmeler yolu ile bedenlerinde biriken negatifleri temizleme çalışmaları, O’nun beden frekansını yükselterek , bu dünyadayken düzeyine uygun olacak şekilde, kozmozla bağlantı kurmasını ve ölüm sonrasında da frekansına ve arınmışlığına uygun bir ******* bölgesine ulaşmasını olanaklı kılmaktadır…Düşünce üzerine yapacağı çalışmalar ise , önce bu dünyada yaşarken kendisine, (bedenine, düşüncelerine, duygularına, hareketlerine, sözlerine vb…) hakim olmasını , çeşitli becerilerini yeniden algılama alanına katmasını(DDA) sağlayacak, sonra da *******a geçince şaşkınlığa kapılmadan bilinçli, bilge bir şekilde hareket edebilmesini sağlayacaktır…******* dediğimiz bölge dünyanın astral bedeni kabul edildiği için insanın da astral bedeninin arınmışlığı buraya uyum için gereklidir…İnsan ilk önce astralin en üst yerine uygun çıkış yapabilmelidir Bireyin yaşam boyu elde ettiği bilinç genişlemesi, ölüm sonrası ruhunun gideceği astral katını(bilinç katmanını) belirler Enkarnasyonları sonunda, insan bedeniyle enkarne olma bağından kurtulan insan ruhu, Dünya *******undan çıkış izni alarak varoluşun değişik katmanlarında, değişik formlarında varoluşunu sürdürebilecektir O halde bilinçli yaşamak isteyen insan, her türlü öğretinin, dinlerin , mistiklerin vb gösterdiği şekilde , sebep sonuç yasasını bilerek,karma üretmeden , iyilik ve güzellikle, hizmet yolunda yaşamını sürdürürken, diğer yandan da düşünce gücünü geliştirmek, düşüncelerini ve zihnini kontrol altına alabilmek, yönlendirebilmek, bedenine hakim olabilmek için çeşitli çalışmalarda bulunmak durumundadırUnutmayalım, insanın yaşarken ulaştığı bilinç düzeyi , ölüm sonrası yaşayacağı astral düzlemin bilinç katmanını belirler…ve tabiiiki yeniden doğumdaki bilinç düzeyini de…(İnsan nasıl öldüyse o hal üzerine haşrolunur) Bugün DDA diye adlandırılan telepati, durugörü, duruişiti, telekinezi, levitasyon vb… beceriler herkes tarafından varoluş kapasitesi ölçüsünde( nasibi), elde edilebilir ve kullanılabilir olacaktır Amaç pozitif kaldığı müddetçe insan, disiplinli çalışmalarla (oruç, zikir, düşünce konsantrasyonu , düşünce hakimiyeti vb çalışmaları ile parapsişik yeteneklerini (DDA)kapasitesi ölçüsünde açığa çıkaracaktır) kozmik bağlantıya geçebilecek ve sonunda kendini bilerek, içindeki Tanrısal özü harekete geçirerek, kendisini o tanrısal öze teslim edebilecektir Ruhsal Güçleri Geliştirme Teknikleri |
|