Dikkati Yöneltmek Enerji Vermektir |
07-17-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Dikkati Yöneltmek Enerji VermektirBir insana, bir nesneye, bir hayvana, bir bitki veya bir imgelemeye, bir düşünceye olumlu veya olumsuz dikkat yöneltmek, dikkatimizi yönelttiğimiz şeye enerji vermenin bir yoludur Bir şeye negatif dikkat yönelttiğimizde negatif bir titreşim, pozitif dikkat yönelttiğimizde pozitif bir titreşim yayarız ve yükleriz Bizden yayılan titreşim, genellikle o şeyde de aynı titreşimi yaratır ve onun titreşimleriyle rezonansa gireriz Bir taraf bir frekans yaratıp karşı taraf da buna aynı frekansla karşılık verdiğinde, her iki taraf da rezonansa girmiş olur Eğer birilerinden geldiğini hissettiğiniz olumsuz bir etkiye siz de ona eşdeğer nitelikte olan olumsuz bir etkiyle karşılık verirseniz onu kısa süreli olarak kendinizden uzaklaştırmanız olasıdır Ancak bu durum çevreyi psişik olarak kirletir Sizden yayılan olumsuz etki, kendisiyle benzer titreşimlerde-ki diğer titreşimlerle birleşip güçlenir ve nihayetinde siz de bu psişik kirlilikten nasibinizi alırsınız Geçici bir korunma elde edip sonuçta daha büyük bir psişik saldırıya maruz kalırsınız Bu nedenle en önemli korunma mantığı, hiçbir olumsuza, olumsuz bir karşılık vermeme prensibini benimsemektir Bunu demek kolay ama yapmak zordur Örneğin birisi size bağırdığında bağırmamak, öfkeye öfkeyle cevap vermemek, dedikodu yapmamak vb spiritüel bir disiplin işidir Bizler de pekala kendimizi disipline edebiliriz Bir olumsuzluğa olumsuz bir tepki vermek yerine, pozitif ve cömert bir enerjiyle yani tüm kalpleri arındıran sevgi titreşimleriyle cevap vermek daha yapıcı ve daha koruyucu bir yoldur Sevgiyle cevap vermek, aynı zamanda temiz bir psişik atmosfer elde etmek için gerekli olan yaratıcı bir güçtür Dünya olarak içinde bulunduğumuz ve muhatap olduğumuz her durum ve koşulun oluşmasında tüm insanlığın ve dolayısıyla her birimizin yaptığı düşünce yayınlarının katkısı vardır Korkuyu beslersek korktuğumuz durumların gerçekleşme olasılığını, barış duygularını beslersek de barışın gerçekleşme olasılığını seçmiş ve onların tezahür etmesine katkıda bulunmuş oluruz Şu anda dünyanın pek çok yerinde gerçekleşen savaş ve barbarlığın görünürdeki nedeni siyasi, politik ve ekonomik temellere dayandırılır Görünenin arka planındaki sebepler ise insanlığın psişesinde yatar Psişenin derinliklerindeki temel duygunun korku olması kuvvetle muhtemeldir Çünkü hayatta kalma içgüdüsü ile egonun itici gücü ne yazık ki korkudur Korku yerine güven titreşimlerini, nefret yerine sevgi titreşimlerini üretmeye başladığımızda kişisel yazgımız da insanlık yazgımız da şu anki akıllarımızla kavrayamayacağımız niteliklerde değişecek, aşkın titreşimlerin sihirli gücüyle işbirliği yapan kozmik oyuncular olarak yolumuza devam edeceğiz İşte o zaman, hayatta kalmak için korkunun ve egonun egemenliğine hiç mi hiç ihtiyaç duymayacağız Fadime Emir'in Psişik Korunma isimli kitabından dır |
Dikkati Yöneltmek Enerji Vermektir |
07-17-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Dikkati Yöneltmek Enerji VermektirBir insana, bir nesneye, bir hayvana, bir bitki veya bir imgelemeye, bir düşünceye olumlu veya olumsuz dikkat yöneltmek, dikkatimizi yönelttiğimiz şeye enerji vermenin bir yoludur Bir şeye negatif dikkat yönelttiğimizde negatif bir titreşim, pozitif dikkat yönelttiğimizde pozitif bir titreşim yayarız ve yükleriz Bizden yayılan titreşim, genellikle o şeyde de aynı titreşimi yaratır ve onun titreşimleriyle rezonansa gireriz Bir taraf bir frekans yaratıp karşı taraf da buna aynı frekansla karşılık verdiğinde, her iki taraf da rezonansa girmiş olur Eğer birilerinden geldiğini hissettiğiniz olumsuz bir etkiye siz de ona eşdeğer nitelikte olan olumsuz bir etkiyle karşılık verirseniz onu kısa süreli olarak kendinizden uzaklaştırmanız olasıdır Ancak bu durum çevreyi psişik olarak kirletir Sizden yayılan olumsuz etki, kendisiyle benzer titreşimlerde-ki diğer titreşimlerle birleşip güçlenir ve nihayetinde siz de bu psişik kirlilikten nasibinizi alırsınız Geçici bir korunma elde edip sonuçta daha büyük bir psişik saldırıya maruz kalırsınız Bu nedenle en önemli korunma mantığı, hiçbir olumsuza, olumsuz bir karşılık vermeme prensibini benimsemektir Bunu demek kolay ama yapmak zordur Örneğin birisi size bağırdığında bağırmamak, öfkeye öfkeyle cevap vermemek, dedikodu yapmamak vb spiritüel bir disiplin işidir Bizler de pekala kendimizi disipline edebiliriz Bir olumsuzluğa olumsuz bir tepki vermek yerine, pozitif ve cömert bir enerjiyle yani tüm kalpleri arındıran sevgi titreşimleriyle cevap vermek daha yapıcı ve daha koruyucu bir yoldur Sevgiyle cevap vermek, aynı zamanda temiz bir psişik atmosfer elde etmek için gerekli olan yaratıcı bir güçtür Dünya olarak içinde bulunduğumuz ve muhatap olduğumuz her durum ve koşulun oluşmasında tüm insanlığın ve dolayısıyla her birimizin yaptığı düşünce yayınlarının katkısı vardır Korkuyu beslersek korktuğumuz durumların gerçekleşme olasılığını, barış duygularını beslersek de barışın gerçekleşme olasılığını seçmiş ve onların tezahür etmesine katkıda bulunmuş oluruz Şu anda dünyanın pek çok yerinde gerçekleşen savaş ve barbarlığın görünürdeki nedeni siyasi, politik ve ekonomik temellere dayandırılır Görünenin arka planındaki sebepler ise insanlığın psişesinde yatar Psişenin derinliklerindeki temel duygunun korku olması kuvvetle muhtemeldir Çünkü hayatta kalma içgüdüsü ile egonun itici gücü ne yazık ki korkudur Korku yerine güven titreşimlerini, nefret yerine sevgi titreşimlerini üretmeye başladığımızda kişisel yazgımız da insanlık yazgımız da şu anki akıllarımızla kavrayamayacağımız niteliklerde değişecek, aşkın titreşimlerin sihirli gücüyle işbirliği yapan kozmik oyuncular olarak yolumuza devam edeceğiz İşte o zaman, hayatta kalmak için korkunun ve egonun egemenliğine hiç mi hiç ihtiyaç duymayacağız? AlıntıdırBir insana, bir nesneye, bir hayvana, bir bitki veya bir imgelemeye, bir düşünceye olumlu veya olumsuz dikkat yöneltmek, dikkatimizi yönelttiğimiz şeye enerji vermenin bir yoludur Bir şeye negatif dikkat yönelttiğimizde negatif bir titreşim, pozitif dikkat yönelttiğimizde pozitif bir titreşim yayarız ve yükleriz Bizden yayılan titreşim, genellikle o şeyde de aynı titreşimi yaratır ve onun titreşimleriyle rezonansa gireriz Bir taraf bir frekans yaratıp karşı taraf da buna aynı frekansla karşılık verdiğinde, her iki taraf da rezonansa girmiş olur Eğer birilerinden geldiğini hissettiğiniz olumsuz bir etkiye siz de ona eşdeğer nitelikte olan olumsuz bir etkiyle karşılık verirseniz onu kısa süreli olarak kendinizden uzaklaştırmanız olasıdır Ancak bu durum çevreyi psişik olarak kirletir Sizden yayılan olumsuz etki, kendisiyle benzer titreşimlerde-ki diğer titreşimlerle birleşip güçlenir ve nihayetinde siz de bu psişik kirlilikten nasibinizi alırsınız Geçici bir korunma elde edip sonuçta daha büyük bir psişik saldırıya maruz kalırsınız Bu nedenle en önemli korunma mantığı, hiçbir olumsuza, olumsuz bir karşılık vermeme prensibini benimsemektir Bunu demek kolay ama yapmak zordur Örneğin birisi size bağırdığında bağırmamak, öfkeye öfkeyle cevap vermemek, dedikodu yapmamak vb spiritüel bir disiplin işidir Bizler de pekala kendimizi disipline edebiliriz Bir olumsuzluğa olumsuz bir tepki vermek yerine, pozitif ve cömert bir enerjiyle yani tüm kalpleri arındıran sevgi titreşimleriyle cevap vermek daha yapıcı ve daha koruyucu bir yoldur Sevgiyle cevap vermek, aynı zamanda temiz bir psişik atmosfer elde etmek için gerekli olan yaratıcı bir güçtür Dünya olarak içinde bulunduğumuz ve muhatap olduğumuz her durum ve koşulun oluşmasında tüm insanlığın ve dolayısıyla her birimizin yaptığı düşünce yayınlarının katkısı vardır Korkuyu beslersek korktuğumuz durumların gerçekleşme olasılığını, barış duygularını beslersek de barışın gerçekleşme olasılığını seçmiş ve onların tezahür etmesine katkıda bulunmuş oluruz Şu anda dünyanın pek çok yerinde gerçekleşen savaş ve barbarlığın görünürdeki nedeni siyasi, politik ve ekonomik temellere dayandırılır Görünenin arka planındaki sebepler ise insanlığın psişesinde yatar Psişenin derinliklerindeki temel duygunun korku olması kuvvetle muhtemeldir Çünkü hayatta kalma içgüdüsü ile egonun itici gücü ne yazık ki korkudur Korku yerine güven titreşimlerini, nefret yerine sevgi titreşimlerini üretmeye başladığımızda kişisel yazgımız da insanlık yazgımız da şu anki akıllarımızla kavrayamayacağımız niteliklerde değişecek, aşkın titreşimlerin sihirli gücüyle işbirliği yapan kozmik oyuncular olarak yolumuza devam edeceğiz İşte o zaman, hayatta kalmak için korkunun ve egonun egemenliğine hiç mi hiç ihtiyaç duymayacağız? Alıntı |
|