Sürekli Değişen İlişki; Evlilik |
07-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Sürekli Değişen İlişki; EvlilikBir evliliğin zorunlu ve gönüllü nitelikleri bir dengeye ulaştığı zaman, bu evlilik iyi gitmeye ve eşler ilişkilerinden doyum sağlamaya başlarlar Mutlu eşler ne denli birbirilerinden keyif de alsalar her evlilikte gelenekler, görenekler farklılıklardan ve yasal gerekçelerden kaynaklanan zorunlu özellikler bulunur Kusurlar hemen düzeltilemez Evlenmeden önce iki kişi arasında belirli bir ilişki türü kurulur ve bu ilişkiyi eşler birbirlerini yeterince tanımadan kurmuş olabilirler Evlendikten sonra, evlilik eylemi eşler arasındaki daha önceden kurulmuş bu ilişkide, radikal bir değişikliği gerektirebilir Örneğin evlenmeden önce partnerinin ufak tefek kusurlarını görmezden gelen bir kız, evlenince hemen bunları düzeltmek isteyebilir Aynı şekilde evlilik öncesi eşinin aşırı duygusal olmasını hoşgörü ile kabul eden erkek, evlilikte eşi duygusal davrandığında çileden çıkabilir Çoğu zaman eşler arasında evlilikte çıkabilecek sorunlar evlilik öncesi de vardır ve görmezden gelinir Eşler hiç beklemedikleri durumlarla karşılaştıklarını söylerler ama kendi ihtiyaçlarına cevap verebilecek kişileri seçerler Örneğin kendisini değersiz bulan bir adam, onun bu sorununa işbirliği yapacak bir kadını bulur Aynen saygıya yaşamında yer vermeyen bir kadın, ona saygısız bir şekilde davranacak eş seçer Bir özdeyişle tencere kapağını bulur İş bölümü ve hareket alanı iyi belirlenmeli Birlikte yaşarken eşlerin üzerinde anlaşmak zorunda oldukları alanlar vardır; örneğin kim hangi işi ne ölçüde yapacak? Bütçeyi kim düzenleyecek ? Birbirlerine ne ölçüde karışacaklar? Koca sinirli olduğunda karısı onu bebek gibi avutmalı mı? Aynı şekilde kadın sinirli ise ne olacak ? Erkek eşine bebek gibi mi davranmalı ? Kimin yakın akraba ve dost olduğuna, eve kimlerin girip giremeyeceğine kim karar verecek ya da nasıl karar verilecek ? Evin yükünü kadın mı, erkek mi omuzlayacak ? Çocuklarla ilgili kararları kim nasıl alacak, sorumluluklar nasıl paylaşılacak ? Mutlu bir evlilik bu ve bunun gibi daha bir çok konuda eşlerin bir anlaşmaya varabildikleri bir ilişkidir ilk kural; "Eşler her konuda anlaşmak zorunda değil" Yeni evlilikte eşler aralarında bir sorun çıktığında sorunu farklılıklar olarak kabul edip ortak bir noktada anlaşarak ortak bir çözüm üretebilmeli, iletişim ve etkileşim kanallarını açık tutabilmelidirler Tüm evliliklerde uyulması gereken belirli kurallar vardır Eşler birlikte yaşarken, yalnız hangi kurallara uyacaklarını değil, kuralların kimin tarafından konulması gerektiğini de konuşmalı ve bu konuda anlaşmalıdırlar Bu anlaşma tüm diğer kuralların temelini oluşturur Evliliğin ilk günleri hoşgörü içinde geçerken, zamanla kimin neyi ne ölçüde kontrol etmesi gerektiği konusunda bir güç savaşına girerler Örneğin eşler her konuda anlaşmak zorunda olmadıkları konusunda anlaşmaya varabilirler Ama bu tür bir anlaşmaya varmaları da bir tür kural koyma eylemidir Çiftler birbirini avutabilmeli Kurallar konusundaki tüm bu açıklamalar bir evlilik ilişkisinin tümüyle rasyonel bir ilişki olduğu anlamında anlaşılmamalıdır Eşler sessiz konuşmalarla, satır araları ve alt yazılarla birbirlerini anlayabilirler ve birbirlerine ihtiyaçlarını kurallar tanımlamadan verebilirler Birbirlerini dinleyebilen ve eşinin duygularını anlayabilen çiftler anlaşmak istiyorlarsa, zaten bunu yaparlar Örneğin erkek üzgünse kadın, kadın üzgünse erkeğin onu dinleyip anlayıp avutabilmesi gibi Aileden gelen kurallar ilişikide önemli olabilir Çiftlerin ilişkisinde ailelerinden öğrendikleri ilişki kalıpları da rol oynar Örneğin duyguların sürekli bastırıldığı bir ailede yetişmiş kadın kocasının duygusal davranmasından aşırı rahatsız olabilir Aynı şekilde titiz bir ailede yetişmiş bir erkek, eşinin saçaklı bir görüntüsünü tolere edemez Ailesinden belirli bir konuşma mesafesini öğrenen kişi eşi bu mesafeye uymuyorsa rahatsız olabilir Her ailede aile bireyleri birbirlerinden öylesine incelikli davranışlar öğrenirler ki, burada bunları incelemeye olanak yoktur Özetle eşlerin aralarında farklı ilişki kurabilme yeteneğinden yoksun olmaları, ya da bunu öğrenememe, evlilikte önemli ölçüde mutsuzlukların doğmasına yol açabilir Çalışan kadın çalışmadığında Zorunlu ilişki, örneğin çalışan bir kadın, zengin bir erkekle evlenir Erkek eşinin çalışmasını istemez, kadın " peki " der ve zamanla ekonomik bağımsızlığını kaybederek gelecek kaygısı ile eşinin her türlü olumsuz tavrını tolere ederse, kadın için evlilik zorunlu hale dönüşür Erkek içinden, karısı çalışmadığı için tüm maddi yükün kendi omuzlarında olduğunu düşünerek, içten içe eşine kızarak, onu küçümsemeye başlayabilir Küçümsenen kadın kendini geriye çeker, erkek bu sefer öfke duyar ve böylece kısır bir döngü oluşur Ya da erkek, evlenmek istemediği sevgilisi bundan dolayı intihar girişiminde bulunduğu için veya hamile kalan bir kadınla evlilik gerçekleştirebilir Bu zorunlu bir evlilik olmuştur Adam bir felaketi önlemek için mi evlendiği, kızla vicdan azabı çekmemek için mi evlendiği konusunda kuşkulara kapılırlar ve bu çiftin sorunları bitmez Eşler arasındaki sorunların çoğu seksüel Evlilikte eşlerden biri diğerinin tolere edilemeyecek davranışlarına sürekli göz yumarsa bu evlilik zorunlu bir ilişkiye dönüşür Özellikle her türlü davranışları hoş görü ile karşılanan eş, zamanla eşinin kendisi olmadan olamayacağını düşünür Bu tür eşler arasında kolaylıkla çatışma döngüsellikleri gelişir Örneğin bir kadın kocasının başka seçeneği olmadığı için kendisiyle yaşadığını düşünmeye başladıysa, artık bu kadına kocasının sevecen davranışları bile batmaya başlar Kayıtsız kalır, ya da ters davranır Adam bu davranışlara karşın karısına daha çok ilgi gösterirse kadının kocası hakkında düşüncesi pekişir Ama adam karısının bu davranışlarına karşı çıkarsa ve karısının çok geçimsiz olduğunu söyleyip boşanmak istese, bu kez kadın adama yapışır ve kocasını çok sevdiğini söyler Bunun üzerine adam karısına karşı eskisi gibi hoşgörülü bir şekilde davranırsa yine eski kısır döngünün çarkları dönmeye başlar ve kadın kocasının kendisinden ayrılamayacağını düşünmeye başlar Eşler arasındaki çatışmaların bir kısmı seksüel ilişkiler üzerinden yaşanır Eşlerin seksüel ilişkilerinden zevk alabilmeleri için, karşılıklı olarak birbirlerini uyarabilmeleri , erotize edebilmeleri gerekir Bazen utangaç davranmalar kadar, seksüel ilişkide de gücün eşit paylaşımı ve bakışık ilişki gereklidir Cinsellik açık yaşanmalı Eşler arasında seksüel çatışmalar çeşitli şekillerde gelişir Örneğin erkek yalnız kendi canı istediği zaman, karısına yakınlaşarak sevişmek isteyebilir Kadın buna itiraz edebilir ve kendisinin ikincil bir konuma itildiğini belirtebilir Karı koca isteklerini açıkça ifade ediyorlarsa çatışmaların çözümü kolaylaşır Ama eşler birbirlerine ne istediklerini açıkça ifade etmiyorlarsa, o zaman çatışmaların çözümü güçleşir Örneğin bir kadın sevişmek ister ama bunu söylemek yerine, kocasının anlamasını ve teklifin ondan gelmesini bekleyerek kocasına arkasını dönüp yatar Erkek ise, tam tersi, eşi kendiyle sevişmek istemiyor sanıp oda sırtını dönüp yatar Bu tür bir iletişim örüntüsü içinde zamanla ikiside sevilmediklerini düşünmeye başlarlar Bu eşler, ilişkilerinin tanımlanması sorununu çözüp, isteklerini birbirlerine açıkça söyleyebilme yürekliliği kazanmış olsalar, üzülmek yerine sevişmenin tadını çıkarabilirler Günlük ve cinsel yaşam benzerdir İlişkide gücün kimde olacağı ve ilişkiyi kimin kontrol edeceği konusunda bir savaş varsa, eşler çatışmaları çözümleyebilmek için seksüel ilişkilerinden de yararlanmaya çalışırlar Kadın kocası tarafından küçümsendiği düşüncesine kapılmışsa, kolay yutulur bir lokma olmadığını kocasına kanıtlamak için, kocasının sevecen davranışlarına kayıtsız kalabilir Adam bir kaç kez deneyip sonuç alamazsa o da kendi kabuğuna çekilebilir Bir süre sonra kadın geri döner ve kocasıyla sevişir ama sanki hep o istiyormuş düşüncesine kapılarak kocası tarafından küçümsendiği kanısı pekişir Seksüel anlaşmazlıklar ilişkinin tanımlanması sorunlarından bağımsız değildir Eşlerin birbirlerine davranışları yaşamlarındaki diğer kişilere davranışları ve seksüel ilişkideki davranışlarında da gözlenir İlişkinin diğer alanlarında eşine hayır diyemeyen bir kadın, sevişirken de kocasına hayır diyemez Eşine buyurgan bir şekilde davranan kadın, kocası akşam gelirken birşey satın alıp gelse bile gene kocasına buyurgan davranır Özetle eşlerin ilişkileri nasılsa, seksüel ilişkileri de öyledir İlişkilerinin tanımlanması sorununu çözebildiklerinde, seksüel sorunlarını da çözerler Cinselliği geciktişrmek erkeklerde sorunlara neden oluyor Eşler arasındaki paradoksal iletişim fizyolojik rahatsızlıklara da dönüşebilir Örneğin kocasını seksüel olarak uyaran bir kadın , bir neden bulup kocasıyla cinsellik yaşamazsa, kocasıda kadının bu davranışıyla işbirliği yapabilir; iktidarsızlık ya da erken boşalma problemlerine yakalanabilir Koruyucu ilişki, kavga anında kaybolur Eşler kavga ettikleri zamanlarda birbirlerine düşündükleri herşeyi ifade edebiliyorken, normal zamanda "onu kırar, incitirim " korkusu ile söyleyemediklerini söylerler Bu kavga eşlerin kendilerini anlamalarını sağlar Eşler kavga anında bir biçimde birbirlerini korumayı bırakmışlardır Çiftlerin birbirlerini koruması son derece normaldir Ama aşırı korumacılık da çiftlerin ilişkisine zarar verebilir Örneğin bir kadın kocasını incitirim düşüncesiyle, onun hoş olmayan bir davranışını söylemezse, kocasına iyilik değil kötülük yapmıştır Aynı şekilde kadın kocasından yüksek statüye geçmemek için, kişisel başarısını engellerse, bunu ilerde kocasına karşı koz olarak kullanabilir Bazen eşlerden kimin kimi koruduğu da belli olmayabilir Erkek " Eşim çok mahçuptur Böyle seksüel konulardan utanır " derken aslında kendi utanıyor olabilir Erkek ve kadın ilgi ister Bazen eşlerin belirtisel davranışları birbirleriyle örtüşür Erkek sürekli kalp krizi geçireceğinden yakınır Fobik gibi görünen bu belirti, eşiyle ilişki açısından incelenirse, erkeğin kalbinden yakınmadığı durumlarda kadının kendi dünyasına ve depresyona çekildiği görülür Erkeğin kalbinin sıkışması durumu kadını kendi depresif dünyasından çıkarır Kadın eşiyle ilgilenir ve depresyonundan çıkar Erkek iyileşirken kadın tekrar depresyona girer ve bu döngü tekrarlayarak bir sistem oluşur Sağlıklı aile Sağlıklı aile, önüne bir sorun çıktığında bu sorunu çözerek gelişmeye devam eder Aile üyeleri birbirlerin uyardıklarında bu uyarılar yapıcı olarak değerlendirilir ve eleştiriler rahatlıkla karşılanır Aile üyeleri arasında güç dağılımı esnektir (Annenin yada babanın yada çocuğun Aile üyelerine her istediğini yaptırdığı bir ailede, güç dağılımı tek bir kişide toplanmıştır ve esnek değildir) Her bireyin kendini ortaya koyması, kendisi olması hakkında bir seçme özgürlüğü vardır Aile üyeleri yaşam güçlüklerinden kaynaklanan üzüntü ve gerginlikleri tanır ve bunu bir kişiye yüklemez Aile bir grup olarak yaşamlarını daha iyiye taşıyarak güçlenir Aile üyeleri birbirine karşı esnek ve tamamlayıcı bir rol üstlenmiştir Aile üyeleri yeniliklere ve yeni durumlara kolaylıkla uyum sağlarlar Aile üyeleri arasında yakınlaşma ve ayrılık seviyeleri bulunur Bu seviyeler bireylerde panik uyandırmadan değişebilirler Çekirdek aile, yani anne- baba ve çocukların diğer aile üyeleri ile ilişkileri sağlıklıdır Ama önem sırasında birincil durumdadır |
|