Genc Kızın Ölümü |
07-13-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Genc Kızın ÖlümüTamamen Gerçek Hayattan Alıntı Bu Aşk Hikayesini Okurken Çok Duygulanacak Hüzünlenecek ve Bu Hikaye\'nin Etkisinde Kalacak ve Bu Etkiyi Üzerinizden Bir Kaç Gün Boyunca Atamayacaksınız Hiyakenin Konusu Bir Gençin Sonu Ölümle Biten Çocukluk Sevdasını Anlatıyor BIZIMKISI BIR ASK HIKAYESI Sizin için ne derece önemi var bunu bilmiyorum ama ben bu satırları yazarken gözümden damlalar akıyor klavye üzerine Erkekler ağlamaz lafı bana göre değil Ağlamaktan hiç utanmadım,duygularım,acılarım beni boğduğu zaman hep ağladımYine ağlıyorum Sizleri tanımıyorum ama sizlerle paylaşmak istiyorumLütfen;bu satırlara bir seven olarak sahip çıkın ve lütfen yazılı satırlar olarak geçmeyin Okudukça yeryüzünde insanlar neleri yaşarmış diyeceksiniz buna eminim Bir memur ailenin en küçük çocuğu olarak babamın tayininin çıktığı bir köye taşındıkHuzursuzdum,okulumu bir köy okulunda okumaktansa ,şehirde medenice okumak istiyordumkaydımı yaptırdı babam okulaİlkokul 4 sınıftan başladım köy okulunaBeni bir sınıfa verdilerÖğretmen köyde yabancı olduğumu biliyordu ve hangi sıraya oturmak istiyorsan otur dedi banaBir kızın yanı boştu sadece oraya oturdumHayatımı adadığım,gidişiyle beni bitiren insanla ilk o zaman tanıştımİsmi Altınay idiÇocuk yaşımda bile onun güzelliği beni çok etkilemiştiMasmavi gözleri,gamze yanakları ile arada bir bana dönüp gülüşü,yanlış yazdığım notlarımda kendi silgisiyle defterimdeki hatayı silmesi beni o minik yaşımda ona bağladıO dönemlerde çocukça bir arkadaşlıktı Zaman ilerledikçe onsuz tek saniye geçiremiyordumya ben onlara gidip ders çalışıyor, yada o bize geliyorduMükemmel bir paylaşımcıydıYüreğini,sevgisi ni,dostluğunu daha o yaşta vermişti banaİlkokulu birlikte okuduk ve aynı sırada bitirdikHep onunla hep ona biraz daha alışarak Ortaokula geçtiğimizde ailelerimize rica ettik ve bizi aynı okula yazdırdılar, hatta aynı sınıfa,hatta aynı sıraya oturmamız için babalarımız öğretmenlere adeta yalvardılarBaşarmıştık Yine aynı sıradaydıkGeride kalan ilkokul dönemindeki iki yılda anladım ki onsuz hayat bana huzur vermiyorduYaşımız olgunlaştıkça o beni,ben onu daha çok seviyordumÇocukça başlayan arkadaşlığımız sevgiye aşka dönüşmüştü ortaokul yıllarımız bitmek üzereykenŞehir merkezindeAilelerimiz liseye geçtiğimiz sırada ortak bir karar aldılarBuna göre tek ev kiralayacak ikimiz aynı evde kalacaktıkAnnem de bizimle kalacaktıAllah\'ım o karar bize iletildiğinde dakikalarca sarmaş dolaş kutlamıştık bunuOna aşık olmuştumAynı duyguları o da paylaşıyordu ve bunu fark eden ailelerimiz okul bittiğinde evlendirelim diye karar almışlardı bileOna tapıyordum artıkHaşa Allah\'a şirk koşar gibi günah işlercesine seviyordumİlk elini tuttuğumda sakın bir daha bırakma demiştim Yanakları kızarmıştı,utanmış ve başını önüne ! eğmiş,gülümsemiş ve elimi sıkı sıkı kavramıştıArtık her gün elele tutuşup okula gidiyor okuldan çıkarken elele dolaşıyor geziyor öyle gidiyorduk evimizeArada bir elleri terler ve her terleyişte elini elimden kurulamak için çekerdiBunu her yaptığında kızar elimi bırakma diye azarlardım,hep tamam tamam diyerek gülümser ve hızla elini avucuma sokuştururdu Her şey harikaydı,dünya cennet gibiydi gözümüzdeYıllar akıp gidiyordu mutluluk içindeNihayet liseyi de bitirmek üzereydikkarne dönemi gelmiştiKarnelerimizi aldık hiç kırığımız yoktuSevinçle sarıldık birbirimize elimi tuttubunu kutlamak için bir cafeye gidip cola içerek kutlayacaktıkOkulun az ilerisinden geçen bir çakıl yol vardıHer zaman toz duman içinde olurduçakıllarla kaplıydıO yolun benim ve ölürcesine sevdiğim insanın ayrılmasında bu kadar rol oynayacağını bilsem hiç girer miydik o yolaNeler vermezdim o yolu yürümemek için Eli yine elimdeydi,ansızın elini çekti,terlemişti yine eliSanırım dört adım atmıştımDönüp yine azarlayacaktımÇünkü hem elimi bırakmış,hem de geride kalmıştıDönüp baktığımda Dünya başıma yıkıldıSanki gök kubbenin altında kaldımyerdeydi ve yüzünden kan fışkırıyordune yapacağımı bilemedim üzerine kapandım yüzüne yapışmış saçlarını kaldırdığımda hayatımı bitiren o görüntüyle karşılaştımBaşı kesilmiş bir tavuk gibi çırpınıyorduSuratına bir taş parçası bıçak gibi saplanmıştı ve bakmaya doyamadığım mavi gözlerinden biri akmıştıSuratının yarısı yoktuHırlıyordu bana bir şeyler demek istiyor kanla kaplı diğer gözünü temizleyerek bana bir şeyler demeye çalışıyorduYoldan geçen bir kamyonun tekerinin altından fırlayan bir taş suratına saplanmıştıÖlürcesine bir aşkı,geleceğimizi kibrit büyüklüğünde bir taş parçasının bitireceğini bilemezdimDonuk donuk hiç konuşamadan yüzüne bakmaktan başka bir şey yapamıyordum Ellerini tuttum kaldırdım başını göğsüme dayadı ve elimi sıkı sıkı tuttuAkan kan ellerimize damlıyorduYoldan geçen bir araba durmuş bizi seyrediyordu,hastaneye yetiştirelim dediğimde kanlı olduğu için almadı ve kaçtı gittiKimse arabaya almıyorduçevreme bakıp yardım eden demekten,ona dönüp seni seviyorum,beni bırakma,dayan demekten başka bir şey yapamıyordumİki dakikalık bir çırpınıştan sonra kucağımda öldüCennet olan Dünya 5 dakikada cehenneme döndüTam dokuz yıl oldu onu yitireli Kendime olan güvenimi yitirdimArtık kimseyi sevemem,kimsede beni sevemez korkusundan kurtaramıyorum kendimiBitkisel hayatta gibiyimTek elimde kalan sizinle paylaşmak istedimYitiren,ya da ben yitirenle paylaşmak isteyen herkese elleri terlese bile ellerimi bırakmamaları şartıyla elimi uzattımDost,kardeş,arkadaş ne olursanız olun ama elimi bırakmayınSize sesleniyorum, elimi bırakmayın lütfen Bu yazıyı okurken sizinde eliniz terlediyse o zaman bilin ki sizde sevdiniz… Alıntıdır |
|