Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Şaşırtıcı / Ürpertici Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
korkunç, olaylar, yaşanmış

Yaşanmış Korkunç Olaylar...

Eski 07-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yaşanmış Korkunç Olaylar...



ANNESİ HAYAL GÖRMÜYORDU!

Yer : Istanbul
Tarih : 1993
Olayi Yaşayanlar : Güler Ekinci ve Oğlu Osman Ekinci

Simdi size inanılmaz gercekten son derece güç ve ilk başta insanın tüylerini ürperten bir olayla başbaşa birakıyorum
Yağmurlu, fırtınalı bir akşamdı Sobalarını yakmışlar evde oturuyorlardı Güler hanım üşütmüş ve biraz rahatsızdı Kendisini halsiz hissediyordu Tam bu sırada oğlu Osman'ın arkadaşları gelerek onu dışarıya davet ettiler
Annesi gitmesini istemiyordu
- Güler Ekinci: `` Gitme Oğlum!`` dedim ``Hava çok soğuk Sen de üşütürsün Zaten ben kendimi pek iyi hissetmiyorum``
Ancak Osman arkadaşlarını kıramadı
- Osman Ekinci: ``Anne dini bir toplantı varmış Oraya gitmek zorundayız Fazla kalmam birkaç saat içinde geri dönerim Yün şapkamı da takıyorum üşütmem Sen beni merak etme`` diyerek evden ayrıldım
Osman annesine merak etme demişti ama aslında o annesini merak ediyordu Aklı annesinde kalmıştı Annesi hastaydı ve evde tek başınaydı
Aradan bir saat geçti
- Güler Ekinci: Önce sokak kapısının anahtarla açıldığını duydum Ardından odanın kapısı açıldı Oğlum içeri girdi ``Anne çok durmadım geldim`` dedi Yere minder koydu Televizyonu açtı Yün şapkasını divanın üstüne bırakıp televizyon seyretmeye başladı
Oğlu hiç konuşmadan orada oturuyordu Aradan 20 dakika geçti Zil çaldı Kapı komşu Reyhan hanım geldi ``Osman telefon etti Annem nasıl diye soruyor`` dedi
Güler hanım kulaklarına inanamadı ``Ne diyorsun Rehan hanım!`` dedi
Neler oluyordu? Peki içerde oturan kimdi?
- Güler Ekinci: Bir an için aklımı oynatacak gibi oldum Dönüp odaya baktım Oda bomboştu
Oğlu odadan kaybolmuştu Ancak şapkası hala divanın üstünde duruyordu

Kehanet
Aldigimiz bir telefon üzerine hemen verilen adrese gittik Olayi yasandigi yerde inceleyecektik Bize kapiyi açanlar hala olayin soku içindeydi Sesleri titriyor, hep bir agizdan bagirarak konusuyorlardi Yasadiklarinin ne anlama geldigini bilmediklerini ve bunlara yanit verecek kimseyi bulamadiklarini söylüyorlardi Bu evde tüm ev halkinin gözleri önünde garip bir seyler olmustu

Önce sessiz olmalarini istedik Ve sirayla dinlemeye basladik: Hatice Kara babasi Ismail Öz'ün ölümünden sonra hasta olan annesini yalniz birakmamak amaciyla annesinin evine yerlesmisti Esi ve çocuklariyla artik bu evde yasamaya baslamislardi Annesi ise yalniz kaldigi her an, ölen kocasini gördügünü iddia ediyordu Hatice Kara annesinin duydugu derin üzüntüden dolayi bazi görüntüler gördügünü düsündü

Bir gece Hatice Kara, esi ve çocuklariyla kaldigi odadan su içmek için disari çikti Mutfak, uzun dar bir koridorun siralanmis odalarin en sonuncusuydu Hatice Kara ve esi en bastaki odada kaliyordu

Hatice Kara mutfaktan dönerken önünden geçtigi annesinin odasina bakti Gördügü sey karsisinda sanki dili tutuldu, kaskati kesildi ve hareketsiz kaldi Babasi egilmis annesinin yüzüne bakiyordu Hatice Kara'yi fark eden baba odadan disari çikti ve kizina bakarak, "Korkma simdi degil , iki yil sonra yanima gelecek" dedi

Hatice Kara koridorda agir adimlarla bakan babasinin ardindan bakakalmisti ki; annesi çigliklar içinde uykusundan uyandi "Baban geldi buradaydi" diye bagiriyordu

Ayni anda Hatice Kara'nin esi ve çocuklarindan da bagirislar yükseldi Onlarda ayni anda odanin kapisinin önünden geçen kisiyi görmüstü Tüm ev halki ayni dakikalari yasamis ve ayni görüntüyü tarif ediyordu Ve hep bir agizdan söyledikleri, bu tarz olaylarin sahitlerinin söyledikleriyle benzerdi: Ismail Öz, en az 15 yas daha genç haliyle görünmüstü

Ancak olayin en ilginç yani biz arastiranlar için, iki yil sonra 1997'de yasandi Hatice Kara'nin annesi Zeliha Öz vefat etmisti ve aile bize bu gelismeyi de bildirdi Zeliha Öz , olaydan 1 yil sonra kansere yakalanmis ve 1 yil içinde ölmüs, öylece ölmüs esinin 2 yil önceki kehaneti gerçeklesmisti

Lanetli kitap
Ünlü İngiliz majisyeni Aleister Crowley yeni evlendiği Rose Kelley ile birlikte çıktığı uzun balayında, 1904 yılının başlarında Kahire'yi ziyaret etmişti Otele İran uyruklu Prens Çioa Han ve Ouarda kaydolmuşlardı Crowley farklı kimliklere bürünme alışkanlıyla belki de hayran olduğu oryantalist Sir Richard Burton'e taklit ediyordu Bu sıralarda Aleister Crowley İskoçya'da canavarıyla ünlü Loke Ness gölü kıyısında Boleskine konağında yaşıyordu, ancak kışları İskoçya'nın soğuk ve rutubetli olmasından dolayı genç çift Mısır gezilerini uzatmaya karar verdiler ve Kahire'nin şık bir mahallesinde daire tutular ve Crowley Altın Şafak cemiyetinde öğrendiği majiyi uygulamak üzere dairenin kuzey bölümü bir mabede çevirdi Günün birinde majikal güçlerini karısına teşir etmek için hava elemental varlıkları (cinleri) çağırıp görünür biçime sokmaya çalışmış Anlattığına göre karısı birden "Seni bekliyorlar" deyince, transa girdiğini fark etmiş Aynı şekilde bir sonraki gün ve sonrası Rose sürekli bu meyanda kendinden geçmiş şekilde bu sözleri tekrarlamış Daha sonra Rose Mısır tanrısı Horus'un onu beklediğini söylemiş Bunu üzerine Crowley onu bazı sorularla test etmiş ve yanıtlar doğru çıkınca şaşırmış Rose onu Kahire müzesinde teşir edilen Horus ile ilgili bir tablete götürmüş Crowley hayrete düşmüştü, çünkü katolog numarası 666 imiş Tarih ilk bahar ekinoks'u Mart 20'dir ve daha sonra Nisan 7'de tebliğ alacağı "Kanun Kitab"ına göre "Tanrıların Ekinoks"uydu, diğer bir deyişle yeni bir çağın başlangıcı Aslında "Yeni Çağı" (New Age) görüşü ilk kez sözümona 1937'de Alice Bailey'nin bir eserinde ortaya atılmıştı, ancak bundan çok önce Crowley'nin Kanun Kitabı tamamen farklı bir temayla New Aeon'u ilan ediyordu

Bu testlerden sonra Crowley karısını daha ciddi almaya başlamış Rose ona Horus'u çağırmak için ritüel önermiş Bunun şeklini Crowley açıklamıyor, ancak saçma ve öğrendiği usullere uymadığını belirtiyor Buna rağmen deneymeye karar verir ve sonçta Aiwaz veya Aiwass adında "bedensiz bir varlıkla" temas kurduğunu iddia etmişti Bu varlık Crowley dairesinde hazırladığı mabete üç gün arka arkaya arkasından dikte ederken, Crowley bir yandan söylediklerini yazıyordu Bu seanslar üç gün boyunca her gün öğlen saat on ikiden bire dek devam ediyormuş

Sonuçta aşağıda üç farklı tercümesini sunduğumuz Kanun Kitabı ortaya çıkmıştır Takdir sizin, lanetli bir kitap mı? Yoksa Crowley'nin bilinçaltından mı fışkırdı? Mısır Tanrıların eseri mi? Yoksa cinlerin oyunu mı? Her neyse bu kitabı bazıları şiirsel bulacak, ama şüphesiz çoğu kişiyi rahatsız edecek bölümleri var Bu konuda site olarak tereddütle yayınladığımız bu kitabı ne öneriyoruz, ne de içeriği konusunda sorumluluk kabul ediyoruz Bu kitabı sadece bilgilendirmek amacıyla yayınladık ve "Ay Çocuğu" yazısında Crowley hakkındaki görüşümüzü belirttik Zaten Kitap'ta yazılanların çoğunu mecazi olarak alınmasını önerebiliriz Örneğin "Do what thou wil is the whole of the Law"nun anlamı aslında "Gerçek İradeni bul ve onu icra et, Gerçek İraden evren kanunlaına uyum içindedir" Kitabın son sözünü dikkatinize çekerim:

"Bu kitabın çalışılması yasaktır İlk okuyuştan sonra bu kopyanın yok edilmesi bilgece olur

"Ama her kim bunu görmemezlikten gelirse, bunu kendi riski ve tehlikesi altında yapar Bunlar ki, çok tehlikelidir
"Bu kitapta bulunan içerikleri tartışma konusu yapanlardan bir veba sürüsü gibi sakınılmalıdır"

ALINTIDIR

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.