Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
busenin, göz, yaşları

Buse'nin Göz Yaşları 38

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Buse'nin Göz Yaşları 38



Buse'nin Göz Yaşları 38 Öyküsü - Derin Duygular - Ayhan Sarıkaya - Duygu Seli - Yaşam Hikayeleri - Öykü

Buse, odadan salona çıktığında; karşısında muhtar ve oğlu, heyecanla kendisine bakıyordu İçerde gelini ve kaynanasına verdiği müjdeyi yineledi:


-Muhtar bey,gözünüz aydınNur topu gibi bir kızınız olduAllah,analı babalı büyütsün, acılarını göstermesinEh,artık bana müsaadeYolcu yolunda gerekBen gitsem iyi olacak


-Allah senden razı olsun Buse gelin Biraz oturup çayımızı içseydin, yemek yeseydin bari


-Sağ olasın muhtar bey Kahvenizi içtim ya Bu, yeterİlerde lohusa döneminde kontrole geldiğimde yerizŞimdi beni,götürseniz iyi olacakNe de olsa Ahmet efendinin buraya geldiğimden kendisinin haberi yoktuGerçi küçük kız Pembe gül'e haber bırakmıştım amaYine olsunSaygıda kusur etmeyelim


-Ne demek, efendim Sizin böyle maharetlerle köyümüzde bulunmanız bizim için bir nimettir Nasıl da geç fark edebildik,senin gibi değerli bir insanıMarkette Hüsne ile konuşmasaydık yine seni keşfedemeyecektikSenin hemşire olduğunu öğrenince sevinçten uçtukBizim bu köy yerlerinde genel de doğumlar yüzünden ölümler bile olurYanlış müdahaleler ve buna benzer koca karı ilaçları ile tedavi yöntemleri;bize acı olaylarla karşı karşıya bırakıyor


-Muhtar bey, bundan sonra elimden geldiği kadar insanlarımızın sıkıntılarına koşup onları mutlu etmek için çalışacağımHadi şimdi geç kalmayalım


-Peki, Buse hanımHemen gidelim


Bu arada Buse, cebine bir elin uzanıp bir şeylerin sıkıştırıldığını hissetti Hemen elini cebine sokup, muhtar tarafından bırakılan parayı çıkarttı


-Lütfen muhtar bey, ben bu işi, gönül rızasıyla yaptımPara, aklımdan hiçbir zaman geçmezEğer siz öyle düşündüyseniz bilememBana verdiğiniz bu parayı,köyümüzde yoksul insana verirseniz benim namıma, daha çok sevinirim


Buse'nin kararlı bu tutumu karşısında, muhtar sessiz kalıp "peki, Buse gelin "demekle yetindi


Merdivenlerden yavaş yavaş aşağıya indiler Hava oldukça serinlemiş,hafiften rüzgar esiyor, sanki bir yağmur havasının çağrışımını yapıyorduBuse gelin,şalını boynuna sıkı sıkıya iyice doladı


Muhtar, karısına seslenerek " hadi gel gız,Buse'ye eşlik et" diye çağırdı


Traktör, yine aynı homurtuyla çalıştıMuhtar'ın avlusundan ayrıldıktan sonra,köyün ana sokağına doğru yol alıp gecenin sessizliğinde; homurtularına,hırıltılarına devam ederek uzaklaştı


Aynı yolu yine aynı sürede aldılar Muhtar,dikkat ediyordu "bir yanlışlık yapmayayım diye yolun çukur yerlerine girerken; ayağını, gaz pedalından çekip traktörün sarsıntı yapmamasına çalışıyordu


Ahmet efendinin konağına nihayet geldilerMuhtar,konağın kapısında;traktörü, stop etmeden durdurup,aşağıya indiKonağının tokmağını hızlıca vurmaya başladıDemir tokmağın,çelik zemine her inişinde çıkardığı ses,yankı yapıp gecenin sessizliğini adeta yırtıyordu


Çok geçmeden, içerden;çift taraflı oldukça büyük kapı, gıcırtıyla açıldıAhmet efendi'nin büyük oğlu,kapıyı açtığında; muhtarı,karısını ve analığı Buse'yi karşısında görünce şaşırmıştı "Bu da neyin nesiydi?Tarladan geç döndüğüm için neler olup bitiyor haberim yok " diye düşündüMuhtar, yılların kurduyduAhmet efendinin büyük oğlunun ruh halini sezdiği için,hemen olup bitenleri bir çırpıda anlattı,sonra da,


-Baban evde mi Hasan?


-Evde muhtar


Gelmişken onu da bir soluk görem de durumu ona da anlatam


Hasan:


-Tamam muhtar amca dışarıda beklemeyle olmazTraktörü de içeri alınHem misafirim olun bakalımSen içeri geçerken ben,babama seslenirimHadi çabuk geçin içeriHava da yağdı yağacak ha


Buse de yavaştan aldı Muhtarın karısına eşlik etme bahanesiyle yukarı çıkıp kocasıyla yüzleşmek istemiyorduOdasından çıkarken,aceleyle çıktığını,konsülün üzerinde defteri unuttuğunu anımsadı


"Eğer kocam erken gelir de yazdıklarımı okursa tepki verir beni de bu günlüklerim ve şiirlerimden dolayı kesinlikle cezalandırırNasıl da aceleyle çıkıp da unutmuşum"


Ahmet efendi,yanardağ gibi alev saçan öfkesi belirli süre sonra yavaş yavaş inmiş,kızlarının :


"Buse cici annemiz Muhtar amcanın gelinin doğumuna gitti" sözlerinden sonra sessizliğe bürünüp kendi kendisiyle iç hesaplaşmaya yönelmiştiEleştiri oklarını genç karısına ne denli yüklediyse biraz da kendisine doğru çevirmiştiYaşamında ilk kez kendisiyle yüzleşmeye başlıyordu


O kadar düşündü ,o kadar tartı biçti;bir çıkış noktası bulamamış, elinde beklettiği defter, o anda Deli Osman'dan daha tehlikeli gelmişti


"Deli Osman'a karşı nasıl garbımı alacağımı, az çok geçmiş tecrübelerime dayanarak kestirebiliyorum ama karıma karşı ne nasıl davranabilirimİstersem şiddetin en alasını uygular,onu karşımda iki büklüm eder,kafasını bile koparırım ama öfkeyle kalkan zararla oturur hesabıyla yine ben zararlı çıkacamBöyle genç ve güçlü avradı bulma şansım olmayabilirEn güzeli onun defterini yok edip,psikolojik olarak onu yıkmaya çalışayımBakalım ne olacak"


Bir anda,o kadar arazinin sahibi otoriter Ahmet efendi gitmiş,yerine polis hafiyesi Ahmet efendi gelmişti


"En güzeli defterini ocağın içerisinde yakmak Başka çare yok"


Böylece Buse'ye karşı sindirme politikası yapmanın dürtüsüyle defterini ,içindeki öfkeyle yakıp kül ettiSalonun içerisinde elleri arkasında ileri geri dolaşırken dışarıdan gelen sesler, kulağını yaladıKayıtsız kalmayarak dışarı çıktığında misafirleriyle karşılaştı:


-Vay muhtarım, yel mi attı,sel mi attıHoş geldin konağımıza


-Hoş bulduk Ahmet efendiSağ olsun sizin hanımdan,Buse gelinimizden


Ahmet efendi:


-Hele bir içeri buyurun, ayak üstü olmaz Oturalım, hem sohbet etmiş oluruz


Karısından tarafa dönerek:


-Buse, sen de biraz elini çabuk tutMisafirlerimize bir şeyler hazırlamaya çalış


-Tamam


Buse, hemen odasına döndü İlk işi konsülün üzerinde göremediği defterini,masanın gözlerinden birine koymuşumdur düşüncesiye hepsini de sıradan gözden geçirdiAma nafileydiOlası bir ihtimalle belki kocam yatağın altına saklamıştır diye yatağın dört köşesini de kaldırıp baktı,yine yoktu anılarını yazdığı defterHer şey bir tarafa o defter bir tarafaydı


"O defteri,Ahmet efendinin tarlalarının tamamına bile değişmem " diye düşündü


Çaresizlik içerisinde mutfağa girip,misafirlere bir şeyler hazırlamaya çalışırken beyni karma karışık düşüncelerle devinim halindeydi




Ayhan Sarıkaya

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.