Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları

Nereden Nereye

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nereden Nereye



Nereden Nereye - Yol Hikayeleri - Selma Akar

Agra’da bir yer bulup yerleşince Ankara’da Pakistan konsolosluğunda tanıştığımız ve yol boyunca ara ara haberleştiğimiz Mirza ve Yavuz’a burada olduğuma dair mesaj göndermek üzere dışarıya çıktım Hangi ‘guest house’da olduğuma ve oda numarama dair bilgiyi mesaj geçip odaya geri döndükten bir yarım saat sonra tıklanan kapı sesini duyduğumda doğrusu şaşkındım Mirza gülümseyişiyle işte karşımdaydı Yavuz sessiz görünüyordu Güldük, sarıldık birbirimize Benim onlara mesaj gönderdiğim internet cafeden, üstelik de aynı bilgisayarı kullanarak izimi bulduklarını, bilgisayarda en son girilen mail adresinin benimki olduğunu söylediğinde birbirimize baktık ve ‘bu kadar olur’ dedik Kesişen yolların güzelliği işte böyle bir şeydi Otelin terasına çıkmadan önce mutfağa uğrayıp Türk çayı yapmak istediğimizi söyledik Çayı demleyip yukarıya çıktığımızda gün batmak üzereydi Bulunduğumuz yerden görünen ‘Taj Mahal’i karşımıza alarak oturduk masaya Sevimli bir teras bu Mekanın bize verdiği his otantik Ve başladık sohbete; ‘nereden nereye’…


Her birimizin bir hikayesi vardır; Mirza’nın ve Yavuz’un da vardı, aynı benim olduğu gibi Yaşamlarımızın akışı bizi bu ana taşırken nereden nereye geldiğimizi düşünmek ve aralarda ‘diğerine bakmak’; onun yaşamına bakmak kendi yaşamımıza bakmak gibiydi aynı zamanda Benziyordu; inişler, çıkışlar, duraklar, adımlar, korku ve cesaretin bir diğerine dönüştüğü anlar ve her şeye rağmen devam etmeye, yaşamaya duyduğumuz inanç…


Mirza eczacı iken işyerini kapatıp yollara düşmüştü; birbirinin aynısı günlere kendince bir nokta koymuştu Geleceğe duyulan kaygının, günü kurtarma telaşının ve geçmişin ağırlıklarının onun adımlarını yolculuğa doğru dönüştürmesine engel olamadığı bir anda…


Yavuz astsubay iken firar etmişti, zaten askerliğin onun ruhuna uygun olmadığını anlamıştı Onun ruhunda müzik vardı, özgür olmak vardı Firar ettiği gün ülkeye döndüğü an yatacağı hapis bile yollara düşmesine engel olamamıştı


Mirza’nın elinde Afganistan’dan aldığı ‘def’, Yavuz’un elinde ‘ney’ vardı Yavuz az konuşuyordu zaten, dinliyor ve gülümsüyordu arada bir Biz Mirza’yla konuşurken eline ney’i çoktan almıştı bile Ney’i üflediğinde sustuk, o nefesin dünyası ele geçirivermişti birden bizi Def ile katıldığında Mirza bir süre sonra ben de içimden gelen bir sesle onlara eşlik edecektim Diğer masalarda yanan mumlar da bir coşup bir azalırken gecenin karanlığında hoş titremeleriyle bize eşlik edeceklerdi


Öylece uzun bir süre kaldık Yavuz arada duruyor, bekliyor ve bir süre sonra tekrar başlıyor O arada susuyoruz her birimiz Bu buluşma içimizden gelenin peşine düştüğümüz andan bu yana bizimle olan duygunun hem hüznü hem de mutluluğu ile karışık bir suskunluğun buluşması aynı zamanda


Ne de olsa hayatta mutluluk yoktur, mutlu anlar vardır ve işte o mutlu anlardan birini yaşadığımız çok güzel bir gecenin içindeydik Dünyayı bir kuyunun dibindeki kurbağa gibi görmek yerine gökyüzünde uçan bir kuş gibi görenlerdendik



Birlikte ve yalnız…



Selma Akar

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.