Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anneme, ruhumun, zindanından

Ruhumun Zindanından Anneme

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ruhumun Zindanından Anneme



Gecenin orta yerindeyimKemiğe dayanmamış bıçakları beklerken ben,ruhum sırtından hançerlendi Anne!Hırçın vakitlerin zindanındayım şimdiÇaresizliğin denizinde sığınacak bir çare aramaktayımUnutulmuş düşleri yazamamanın ızdırabını yaşamıyorum Anne!Her gece kendi ruhumun zindanındayım ben sen uykunun en derin yerindeykenSana yazılacak o kadar çok şey var kiKorkular,suskunluklar


Anne,kaybolduğumu hissedebildin mi?Gözlerinin önünde esir alındığımıNeden bu kadar çok sustuğumu sordun mu hiç kendine?Neden her gece her şeyden kopup kendime sığındığımı düşündün mü?Karanlıkların ortasında bütün umutlarımı bir bir kurşunlayan o karanlık adamları gördün mü?Duyabiliyor musun her gece feryatlarımı?Anne!Ne olur tut elimden!Kalabalıkların arasında yalnızlığın girdabına düşüyorumRuhumun kanatlarını kırdılar Anne!Biricik oğlunun yüreğini susturdularEsir ettiler bakışlarınıSen,ben tam vaktinde eve geldiğim için sevinirken ben vakitsiz esaretlerde kıvranmaktayımSen yaşadığıma sevinirken her akşam,ben ruhumun gölgesinden damlayan sıcacık kanları silmekteydim ruhumun zindanındanAnne oğlun düşecek ellerindenUmudu elinden alınmış ruhu şimdi şekeri elinden alınmış çocuklarla sırdaş


Neden sustuğumu soruyor herkes Anne!


Neden konuşmadığımıSanki konuştuğum zaman tercümansız beni anlayacaklarGeçmişin hesaplaşmalarını bugüne sarkan soruları ruhumu zincire vurmuşkenSoramadığım hesapların muhasebe günü yaklaşırken neden konuşmadığımı soruyor herkeSelamunAleykümnne!Tut ellerimi sen,yoksa düşeceğim girdabına gecenin


Ve gelelim neden sustuğumaDostlarBunca suskunluk bunca korkular kuşatmışken meydanlarıBenim konuşacağım ne kaldı kiKemiğe dayanmamış bıçaklar,biz onların kemiğimize dayanmasını beklerken sırtımıza saplandıSen söyle Anne,söylenecek ne kaldı?


" Çıldırmak üzere olan bir hasta için acilen bir yudum özgürlük aranmaktadırİlgilenenlerin numarayı aramaları önemle rica olunur" diye bir anons duyarsan televizyonlardan AnneBilki tutsak edilmişim ve "hiçliğe" gitmekteyim süratleAnne kayboluşumun başladığı günlerdeyim benRuhumun zindanından o günleri seyretmekteyimYıkılışımızı yaşıyorum yeniden,kendi depremlerimiSaat gecenin üç buçuğu ,sen yan odada uykunun en derin yerindeyken ben ruhumun zindanında işkenceyi solumaktayım


Halam çocuğuna şöyle ufak bir tokat attığında;beni göstererek kızmıştın :"Bak İbrahim yirmi yaşına geldi daha bir fiske vurmadık,hiç vurulur mu el kadar çocuğa?"Ben sustum, söylenecek çok şey yoktu zatenBilmiyorsun kaç kere sürüklendi bu genç beden yerlerdeKaç kurşun delip geçti ruhumuNe kadar acı varsa ordu olup işgal ettiler yüreğimin her köşesini bilmiyorsunKaç ızdırabı taşıdı bu yorgun cesetKaç kuşatmaya direndiFiske vurulmamış bir çocuk zannediyorsun beni AnneBilmiyorsun kaç kere dövdüler oğlunuKaç depremin enkazını taşırım sırtımda bilmiyorsunYıkıntılar şehrinde ve bunca ölü hayatın arasında nasıl tutuşur yanarım bilmiyorsunBilmediklerinin içinde yaşadığından nasıl kayıp düşüyorum "hiçliğe" gözlerinin önündeGörmüyorsun


Açıkçası işte böyle güzel Annem!Yağmurlarda ıslanmış bir ruhun ve kalbinin ayakları prangalanmış bir garip çocuğun yanında yaşamaktayımİşgal edilmiş bir ülke taşırım içimdeGözlerime bak Anne!!!Üzerime hayaller kurma olur mu?Unut torununu seveceğin güzel ve bembeyaz yarınlarıMezuniyet törenine gidip gururla alkışlayacağın bir çocuğu unutMezuniyet töreni yaklaşmıştır oğlununMeydanları ihanet kokan bu karanlık okuldanBir yudum özgürlük için acımasızca harcandığım bu şehirden korkularımı alıp yanıma, ruhumun zindanından yüreğimin hücresine gidiyorum


Güzel cümlelerle anlatacaktım düşlerimiKorkuları değil umutları,hazan mevsimlerini değil baharları yazacaktım Anne!Masum çocukların gülen yüzünden yansıyacaktı dizelerimOlmadıOlamazdı daBunca garipseyeceğin düşüncenin içerisinden belki yadsıyacağın ve "Ne demek şimdi bunlar?" ya da "Yazamadıysan yazamadın ne olacak?Sen okuluna bak" diyeceğin cümlelerin arasından her şeye rağmen ve bilinenlerin pek çoğuna aykırı haykırışlarla sana sesleniyorumSaat gecenin bilmem kaçıHer gece olduğu gibi sen yine uykunun koynunda bense ruhumun zindanında


Şimdilerde kendi işine bakar oldu herkesOysa biz çok şey istememiştikYalnızca inanmak ve inandığımız gibi yaşamakAnlamadılarAnlayamazlardı daİstediklerimizi vermedikleri gün,izin almak için değil Anne,gerçekleri yüzlerine buruşturup fırlatmak için çıktık meydanlarına şehrinEvler,binalar,karakollar,hastaneler aklına gelen ne varsa onlarındıMeydanlar kalmıştı bizeMilyon kere tekrarlamışımdır ne olduğunuBir kere daha söylemeyeceğim AnneAğlamak değil istediğimSadece düşlerimi bıraksınlarDüşlerim benim olsun


Güzel Annem!Bu kaçıncı mektubum oldu sanaDuymadığın sözcüklerle dert yandım sanaSen de olmasanZihnimde canlanan hayalin olmasaBir kere daha yıkılırdım meydanlaraBu sefer bir cinnet anının ardından,bir daha kalkmamacasınaBunca hayal kırıklığının arasında içimde küçücük bir umut taşıyorumSesler,yankılar ve suskunluklar arasında düşlerime tutundumEllerimden alma düşlerimiOnlarla yaşıyorum


İnsan yandığı kadar anlarmış Anne!


İnsan anladığı kadar yanarmış Anne!


Ben sokakların prangalı özgürlüğünden zindanımın gerçek esaretine kaçtığımdan beri senden yana ne varsa ruhumda kuşattı dört yanımıBasit cümlelerle anlatamalıyım sana ne kadar muhtaç olduğumuAncak konu sen olduğunda içimde kurulabilecek bütün cümleler bir anlayış yangınına tutuluyorEn çok neyi özledim biliyor musun Anne?Küçüktüm sen benim tek limanımdınHangi kış mevsiminde hangi yıkıcı fırtınaya tutulsamSen yetişirdin ruhum alabora olmadan


Çok zaman olmadı AnneBir yanda fırtına,öteki tarafta korsanların amansız saldırıları sarsarken ruhumun gemisiniBir umutla uzandım tek limanımaTam tutacakken sımsıcak elleriniAraya giriverdi hayatın dalgalarıKaç kış geçti üzerinden gözlerine son kez hasretle bakışımın üzerinden?Kaçıncı kez gelmedi o beklediğimiz baharlar?Ben sustum köşeme çekildim Anne!Sen benim ızdırabsız olduğum sevinciyle hayatının baharını yaşarkenSırf büyük bir şevkle tutunduğun bu hayalin yıkılmasın diye mutlu insan taklidi yaptımBen sessiz ve sakince kendi kıyametime doğru giderkenSeni de yanımda sürüklememek için bütün çabam


Bırak beni kendi yalnızlığımla,korkularımla ve umutlarımla başbaşaSen bensiz bir baharı yaşa,yanında ben olduğum zannıylaBen meydanların hesap soran bakışları altında kendi kışımı alayım omuzumaSen odanda uykunun derinliklerinde kendi düşlerinle kolkolaBen ellerimden alınmış düşlerimin hayaliyle ruhumun zindanında


Ve güzel AnnemSen bu acıdan damıtılmış satırlarda ağlarken ben kaderimin hangi rüzgarlarında savruluyor olurum kimbilirNeden yazıyorum anlamsız bunca satırı?Sana belki hiç okuyamayacağın bu mektupları niye yazıyorum?Anne,inan kağıda kondurulan her öznede,her fiilde başımı dizine koymuş gibi bir hisle titriyorumSenden yana ne varsa bende, sarıyor tüm benliğimiBen seni yaşıyorum kısacası bu satırların köşe başlarında



Murat SAKİ



alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.