Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çakıl, taşları

Çakıl Taşları

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çakıl Taşları



öyküler - hikayeler - yazılar



Göz alabildiğine uzanan bir sahilde, irili ufaklı sayısız çakıl taşı varmış Denizin durgun ve havanın kapalı olduğu zamanlarda, bu taşlardan hiç bir ses duyulmazmış Sadece martıların çığlıkları ve arada bir uzaktan geçen yolcu gemilerinin sesi yankılanırmış böyle günlerde Ama deniz coşup da dalgalar kaplayınca sahilleri, neşeleri gelirmiş çakılların Hepsi ıslanıp iliklerine kadar titremelerine rağmen, şikayet etmezlermiş durumlarından Çünkü denizin dalgalarıyla yıkandıklarında soluk yüzlerine renk gelir ve hava bir de açıksa, o geçici renkler güneş ışığından ötürü parlamaya başlarmış İşte bu zamanlarda, çenesi düşermiş çakılların


- Biz gerçekten güzeliz, diye kasılırlarmış Hem renkliyiz, hem parlak


Sadece bu kadarla da yetinmezmiş çakıllar Diğerleriyle kıyaslarlarmış kendilerini, bazen kavga ederek, “sen küçüksün ben büyük”, “sen soluksun ben parlak” gibi laflarla Kavganın en cav cavlı anında, bir ses duyarlarmış çoğu zaman Derinlerden gelen o ses:


- Güzelliğinizle asla övünmeyin, dermiş onlara Hele hele o güzelliği başka yerden almışsanız


Çakıllar, pek aldırış etmezlermiş bu sese, yine renklerinden bahseder ve sataşırlarmış birbirlerine Ama o ses tekrar duyulur ve:


- Renkli olmak hüner değildir, dermiş O parlaklık ruhunuzdaysa eğer, renksiz olmak zarar vermez sizlere


Çakıllar, kendilerine o güzelliği veren şeyi ve derinden derine gelen o sesi merak etmedikleri için, gülüp geçerlermiş söylenenlere…


Çakılların güzellikleriyle övündükleri bir gün, devlere benzeyen makineler girmiş o sahillere Çelik tekerlekleriyle ezdikleri taşları bin parçaya bölerek Birbirinden gururlu taşlar, o devlerin pençeleriyle savrulup atılmışlar bir yana Dağ gibi yığılan çakıllardan bazıları, bu sefer “biz üsteyiz, siz altta” diyerek dalga geçmişler ezilenlerle Kısa bir zamanda, sahilin altı üstüne getirilmiş adeta Çakıllar, neler olup bittiğini anlamaya çalışırken, adamlardan sevinç çığlıkları yükselmeye başlamış:


- Bulduuuk! diye bağırıyorlarmış hep bir ağızdan Bir sahil dolusu çakıla bedel olan o taşı bulduk


Çakıllar, neyin bulunduğunu merak ederek adamlara baktıklarında, onların ellerinde renksiz bir taş görerek hayrete düşmüşler Hepsi dudak bükerek alay etmek üzereyken, o renksiz taş güneş gibi parıldayarak selamlamış kendilerini, güneş çoktan batmış olmasına rağmen


Parlak taş, bir kenara atılan çakılların şaşkınlığını fark edince:


- Yıllar boyu sizinle konuşan bendim, diye gülümsemiş Sizlerden çok daha aşağılarda ve toprak altındaydım Ama içimdeki ışığı hiç bir zaman kaybetmedim Ve o ışığı kimden aldığımı bildiğim için de asla gururlanmadım Bu yüzden de sultanlara taç olup başlarda, yüzük olup eller üstünde taşındım asırlardır


Çakıllardan hiç bir cevap gelmemiş Adamlar ise, gece olmasına rağmen makinelerini başka bir sahile yönlendirmişler


Ay ışığından aldıkları parlaklıkla öğünen yassı çakılların bulunduğu karşı sahile!!

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.