Bir Hayat Ne Kadar Kısa Olabilirki |
07-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Hayat Ne Kadar Kısa OlabilirkiBir Hayat Ne Kadar Kısa Olabilirki Yazısı - İclal Aydın Yazıları - İclal Aydın - Bir Hayat Ne Kadar Kısa Olabilirki Köşe Yazısı Mahallenin kadınları feryat ediyor: Gelmesinler buraya Bu çocuk göz göre göre öldü Onu o zaman koruyamayan devlet ölüsünün de peşine düşmesin O zaman tutmadıysa elinden şimdi hiç tutmasın Dün sabah güne 9 yaşındaki Fırat’ın üvey annesi ile anneannesi tarafından öldürüldüğü ve cesedinin parçalara ayrılıp, her bir parçasının bir başka çöpe atıldığını okuyarak başladım Gazete sayfalarını çabucak çevirip, haberi atlamaya çalıştım Ama okuduklarım “bir sabah”ın kanaması için yeterliydi Aynı yaşlarda bir çocuğu büyütmeye çalışan yalnız bir anneyim Endişelerim her haberle biraz daha büyüyor Dokuz yaşındaki kızımı tek başına servis arabasına bile gönderemiyorum Korkularımla sarmaladığım çocuğumu kötülüklerden korumaya tek başıma yetebilir miyim? Yok sayarak, gözümü kaçırarak akıl sağlığımı koruyabilir miyim peki? Mahallenin kadınları feryat ediyor: Gelmesinler buraya Bu çocuk göz göre göre öldü Onu o zaman koruyamayan devlet ölüsünün de peşine düşmesin O zaman tutmadıysa elinden şimdi hiç tutmasın Dün sabah güne 9 yaşındaki Fırat’ın üvey annesi ile anneannesi tarafından öldürüldüğü ve cesedinin parçalara ayrılıp, her bir parçasının bir başka çöpe atıldığını okuyarak başladım Gazete sayfalarını çabucak çevirip, haberi atlamaya çalıştım Ama okuduklarım “bir sabah”ın kanaması için yeterliydi Aynı yaşlarda bir çocuğu büyütmeye çalışan yalnız bir anneyim Endişelerim her haberle biraz daha büyüyor Dokuz yaşındaki kızımı tek başına servis arabasına bile gönderemiyorum Korkularımla sarmaladığım çocuğumu kötülüklerden korumaya tek başıma yetebilir miyim? Yok sayarak, gözümü kaçırarak akıl sağlığımı koruyabilir miyim peki? Muhabir arkadaşım Burak Bilge’yle yola çıktık Eve ulaştığımızda mahalleli sokaktaydı hala Fırat’ın arkadaşlarıyla konuştum ve onların anneleriyle “Allah o babanın yolunu tıkasın Önüne çıkardık, bu çocuğu dövüyor bu kadın, bak aç geziyor derdik Babası da bize kızardı, siz karışmayın derdi” derken annelerden biri, “Ben biliyorum, kaç kez, şuradaki arsada yattı o çocuk, korkudan eve gidemezdi Babasının eve gelmesini beklerdi Biz alıp yedirirdik, babası yapmayın böyle, küfür edin, siz de dövün ama almayın evinize, öğrensin, annesidir o diyordu” diye lafı ağzından aldı bir başka anne Arkadaşı Burak ise “Kulağı kesik kesikti hep Yüzü yırtık yırtıktı Tırnakla yapmış annesi Hep yarası oldurdu onun, yara olurdu her yeri” diye anlattı şahit olduklarını Alt katlarında oturan arkadaşı ise “Hep ağlardı hep ağlardı, bana bir kere annesinin onu dövdüğü sopayı gösterdi Böyle kalın, büyüktü Para biriktirip kardeşimi de alacağım, annemi görmeye gideceğim büyüyünce derdi” diyerek oturdu yanıma Devam etti “Biz hep kavga sesi duyardık Hep aç kalırlardı Kardeşi Helin vardı Onu pencereye oturturlardı O hep bu demirlerin arkasından bize bakardı Hiç sesi çıkmazdı onun” Herkesin anlatacağı o denli çoktu ki Bir ağızdan konuşuyor, bir ağızdan beddua ediyorlardı Annelerden biri soluk soluğa anlatıyordu: “Geçen yıl biz bu çocuğu okula götürüp yazdıralım dedik, babası kimliği yoktur dedi O kadar şikayet ettik polisler geldi hiçbir şey yapmadan gittiler Bu çocuğun kimliği yoksa bu devlet ona sahip çıkmayacak mı yani? Şimdi kameralar burada diye hepsi geliyor, poz poz resim çektiriyor, çektirmesinler Gelmesinler buraya Bu çocuk göz göre göre öldü Onu o zaman koruyamayan devlet ölüsünün de peşine düşmesin O zaman tutmadıysa elinden şimdi hiç tutmasın Neden sormadılar bu çocuğun kimliği neden yok diye O adam (Fırat’ın babasının milletvekili aday adayı olan patronuyla mahallede dolaşan CHP’li Sevigen’i kastediyor) diyormuş ki şimdi ‘çocuğun kimliği varmış’ E, vardıysa okula neden gitmedi, göndermedi niye hesap sormuyor da o babaya da koruyor O babayı da içeri alsınlar Her kadından bir çocuk yapmış madem, yapmayı biliyor da korumayı nasıl bilmiyor Bu çocuk beş gün banyoya kilitlenmiş Herkesin, bütün mahallenin bildiğini babası nasıl bilmez?” Mahallenin anneleri giderek çoğalmaya başladı etrafımızda Hepsi hem babaya hem de şikayetleri karşısında “hiçbir şey yapamayan” devlete kızgın Bir anne başörtüsünü düzeltirken “O kadını ah bir verseler elime şimdi Bu mahalle o çocuklar için çok üzüldü Gece karanlıkta titrerdi o çocuk Biz de anneyiz Biz de kızıyoruz evladımıza ama bir çocuğun kulağı kesilir mi sen söyle kardeşim Bir baba nasıl sessiz kalır böyle bir cezaya?” dedi öfkeyle Onlar anlattıkça, duyduklarım karşısında aynı öfke bende de yükseliyordu *** Resmi nikah olmayan iki beraberlikten sonra bir resmi evlilik, sosyal hizmetlere verilen iki çocuk, şikayetlere çaresiz kalan resmi makamlar Kahveye giden ve olanlara pek de aldırmayan bir baba Dokuz yaşında, kimliksiz, bir pide salonunda çalışarak karnını doyuran, karanlık ve soğuğa rağmen evine girmeyip babasının gelmesini bekleyen, penceresiz bir banyonun ıslak zemininde beş gün yatırılan, “annem beni öldürecekmiş” diyerek yardım isteyen Fırat başı doğru düzgün okşanmadan, kucaklanmadan, para biriktirip öz annesini aramaya çıkamadan öldü Bir çocuk Küçük işte Çocuk Kızım geldi şimdi “Neden ağlıyorsun anne” dedi Nasıl yanıt vereyim İclal Aydın |
|