Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çocuğunuzun, günahlarından, sorumlumusunuz

Çocuğunuzun Günahlarından Sorumlumusunuz

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuğunuzun Günahlarından Sorumlumusunuz



Çocuğunuzun Günahlarından Sorumlumusunuz Yazısı - Çocuğunuzun Günahlarından Sorumlumusunuz Elif Şafak - Elif Şafak Yazıları

Çocuğu sürekli sorun yaratan ya da öyle algılanan, okulda ve mahallede dışlanan veya yaşıtlarından farklı ve geri olan, velhasıl "tuhaf" yahut "problemli" damgası yiyen anne babalar nasıl hissediyorlar?


İnsan bir günde anneanne ya da dede olabilir ama doğrusu bir günde ne anne olunuyor ne baba Annelik de babalık da zamanla öğreniliyor bu dünyada; adım adım, gün be gün, sene be sene, uğraş uğraş Sadece çocuklarımız değil emekleyen; bizler de emekliyor, sendeliyoruz bu yollarda yürümeyi öğrenirken

Doğdukları andan itibaren çocuklarımızın her hareketinden ve halinden kendimize bir pay çıkarıyoruz İlk kelimelerini söylediklerinde ya da okuma yazmayı söktüklerinde gururla etrafa anlatıyoruz İlerleyen yıllarda, okul sıralarında sınavlardan yüksek puan aldıklarında, gene hem mutlu oluyor hem kıvanç duyuyoruz Sadece onlar adına değil, kendimiz adına da Onları kurslara yazdırırken, sanata, spora ya da bilime yönlendirirken, aslında kendi saklı hayallerimizi su yüzüne çıkarıyoruz İçimizde ukde kalan ne varsa, "biz yapamadık ama çocuklarımız yapsın" istiyoruz Nice ebeveyn var ki çocuklarının yetenek ve maharetlerini bir madalya gibi taşımak istiyor göğüslerinde Taşıyorlar da


UKDE KALAN NE VARSA


Peki tabloyu tersine çevirelim şimdi Çocuğu sürekli sorun yaratan ya da öyle algılanan, okulda ve mahallede dışlanan veya yaşıtlarından farklı ve geri olan, velhasıl "tuhaf" yahut "problemli" damgası yiyen anne babalar nasıl hissediyorlar? O zaman da çocuklarımızın huylarından ve mizaçlarından gene kendimize paylar çıkarıyor muyuz acaba? Yoksa tam tersini mi yapmaya başlıyoruz bu sefer? Bizden mümkün mertebe farklı ve ırak olduklarını kendimize ve etrafımıza hissettirerek?

Uzun yıllar Amerika'da eğitim görmüş bir Türk anne babanın hikâyesidir anlatacağım İki oğulları var Yaşça birbirine hayli yakın Biri sporda son derece başarılı, okulda popüler, kızlarla arası iyi, girişken, konuşkan, akıllı Öteki içine kapanık bir çocuk, abisinin dünyasından zerre kadar hazzetmiyor, sabahtan aksama müzik dinlemek istiyor odasında Sert müzikler, karamsar Bangır bangır Pek sevmiyor insanları, insanlığı, yasadığı alemi Sofrada az yiyor, sokakta az dolaşıyor, okulda az konuşuyor İki kardeş birbirlerinden dünyalar, kainatlar kadar farklı İki ayrı gezegen gibi onlar Biri mavi, enerjik, dışa dönük Öteki kızıl, suskun ve gizemli Küçük oğlan bunu kimseye itiraf edemiyor ama nice zaman kendini "istenmeyen evlat" gibi hissediyor Bir kaza ya da tesadüften ibaret varlığı Biliyor ki annesi içten içe ikinci çocuklarının kız olmasını tercih etmişti, süslü püslü elbiseler giydirebileceği bir "oyuncak evlat" dilemişti Biliyor ki babası da gururla etrafa göstereceği oğul olarak görmüyor onu Soyadını geleceğe taşıyan, soyunu sürdüren "varis evlat" olarak görmüyor Biliyor ki asla abisinin itibarını kazanamayacak Ne ailesinin ne toplumun gözünde

Biliyor, seziyor, anlıyor ve bir tercih yapıyor Madem ki "aynı" olamayacak o da "zıt" olmayı seçiyor Abisinin yolunun tam tersini izliyor

Kendisine ne söylenirse tutup aksini yapıyor "Evladım odanı toplasana" diyorlar Gidip iyice dağıtıyor "Biraz sebze ye" diyorlar Ağzına sebze sürmüyor "Kitap oku" diyorlar Kitap sayfalarını yırtıp yırtıp kağıttan uçaklar yapıyor, sonra da bunları balkondan uçuruyor Kasıtlı olarak herkesi kendine gıcık ediyor Her şeyi elinin tersiyle itiyor Bir reddiye üzerine kurulu varlığı Abisi nasıl methiyeden besleniyorsa o da reddiyeden besleniyor


BİZ DE ÇUVALLIYORUZ


Evlerine konuk olduğunuzda belki de hemen dikkat çekmeyecek bir özellik var oturma odasında Çocukların resimleri büfelere, sehpa üstlerine konmuş, duvarlara asılmış ama asla eşit sayıda değil Büyük oğlanın resimleri sayıca daha fazla ve daha görünür yerlerde Çerçeveleri daha alımlı, parlak ve ihtişamlı, daha güzel Küçük oğlan geriden, kenarlardan, kapı aralarından bakıyor; dişlerini göstermeyen kırık bir tebessüm dudaklarında Fazla gülmüyor

Nedendir çocuklarımıza eşit davranmayışımız?

Nedendir başarılarıyla övünmeyi bildiğimiz halde en ufak başarısızlıklarında onları kendimizden ayrı gayrı ve ırak bilişimiz? Nedendir evimize gelen bir misafirin bile kolaylıkla görebileceği bir temel ve vahim eşitsizliği bir türlü fark edemeyişimiz? Neden?

İnsan bir günde anne ya da baba olmuyor Sadece çocuklarımız değil imtihanlara giren, derslerde başarılı ya da başarısız olan Bizler de zaman zaman çuvallıyor sınıfta kalıyoruz, farkında bile olmadan


Elif Şafak

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.