Fark Edilen Yaşam |
07-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Fark Edilen Yaşamkişisel gelişimde farkedilmenin önemi - hayata bağlılık - pozitif yaşamak - kişilik gelişiminde keşke Tam yarım yüz yıldan uzun sürmüştü yeryüzündeki yolculuğu Çocukluğu önce kasaba, sonra daha büyük kasaba ve nihayetinde en büyük şehirde geçmişti Zekâmı? Taşkın değilse de kabını sım sıkı dolduracak kadar vardı Cesaretimi? Hem de cahil cesaretine, gözü karalığına sahipti Tahsil mi? İşte bir onu bünyesi kabul etmemişti idare edecek kadarını hıfzetmişti Yirmili yaşlarında evlendi Kim olduğunu, hedefinin gelecek vaat edip etmediğini bilmiyorsa da çakı gibi erkekti, müthiş koca olacağı belliydi Gençliğinde karşı cins bacı idi, eksik etekti, korunması gereken mahlûktu Birde erliğini ispatlayacağı genel yaşayan karşı cinsler vardı Ha unutmamalı kendince de zamparalık rüyaları görürken bile utanan, fakat utandığını itiraf etmekten de hicap duyanlardandı Devlete çalışmaya başladı çeşitli nafaka kazanma maceralarından sonra Atikti, tetikti, gözü karaydı Devlete fedai lazımdı, o oldu İlk çocuğu doğduğunda eşinin yanında değil Devlet in elinin altındaydı Çocuk tavşan dudaktı, alildi, çok yaşamadı, birkaç günde öldü Çocuk doğurmanın ÖZEL bir şey olduğu aklının ucundan dahi geçmemişti Kadındı işte doğumda yapacaktı İçinde, ta içinde yeni bir hayat yaratmanın ne demek olduğunu hissetmemişti Ama yinede tuhaf bir şekilde baba olduğunu fark etti İkinci çocuğun doğumunda da eşinin yanında değildi Sonradan çok sonradan hastanedeki doğum esnasında eşinin kendisini çokta yalnız ve çaresiz hissettiğini öğrendi Eşi de kendiside ebeveynliğe hazır değilken çok genç yaşta anne-baba olmuşlardı Çocukları çok güzeldi, tüm ailenin kıvancı olmuştu Dokuz ay yaşadı, zatürree olduğunu bile fark etmemişlerdi Şimdi boyunu geçmiş olan ilk kızı doğduğunda da görevdeydi, doğumdan epey sonra çocuğu olduğundan haberi oldu Sertti, seriydi ve kendince ilkelere sahipti Bu ilkelerde kadınla biz olmak, kadına müşfik olmak, kadının yanında zayıf olmak yoktu İçanadolunun soğuğuyla meşhur bir şehrine sürgün edildi Büyük şehirde gizli çalışırken yeni görevinde resmi olmak pek canını sıkmıştı, buna da alıştı Hayata tutunan ikinci çocuğu bu şehirde doğdu Yaşadığı ya da sürgün edildiği tüm yerleşim yerlerinde dışarıdan ailesine zarar verileceği endişesi ve iaşelerini kazanıp ele güne muhtaç etmeme telaşı dışında aile reisliği rolüne soyunmadı Çocukları oradan oraya tayin gereği eğitimlerinde oldukça hırpalansa da olağan üstü bir çabayla parlak öğrenci oldu Almaya kendisinin görevi gereği gidemediği zamanlarda okuldan birkaç dakika geç dönseler telaştan ölüp çocuklarını cezalandırdı Duygu nedir, duygulanmak nasıldır fark bile etmedi Deneye yanıla yıllar yılı bizin parçası olan kocayı, müşfik çocuğuna güvenen babayı oluşturabilmek için kendini eğitti Yaşadıklarının yanlışlıklarından ders aldı Çok keskin viraj alarak; Döküp kıran, bağırıp çağıran, yasaklar koyan, denetleyip arkasından gizlice gözleyen olmaktan birden vaz geçti Ailesine, yaşadığı yere güvenmek adına esnekleşmeye başladı Eşinin ölümcül hatalarını bile önce zihnine gömdü, sonra affedip yoklar listesine ekledi Mesleğinde gerçekten çok önemli duayenlerdendi, emekli olduğunda evinde mesleğini öğrendiğinden daha çok çaba sarf etmesi gerektiğini anladı Yılmadı Paranoya illeti ve sonrasında pasifağrasiflik eşini terkisine aldığında pes etmedi Azimle, şevkle bunlarla savaştı İnkârcı eşine hastalığının tedavisi için doktora gitmeyi kabul ettiremediyse de, okudu-öğrendi-özümleyip savaşa hazır hale geldi/getirdi Çocukluğunda sosyalfobik olduğunu bilmeden, yerli filmlerin aşk sahnelerinden erkeklerin her türlü kaprise/olumsuzluğa ve abukluğa rağmen kadını baş tacı yaptığını öğrenen ve 18 li yaşlarda olduğunu, olgunlaştığını sanan, böylece de kendisiyle evlenen eşinin aradığını bulamadığı evliliğinin öcünü almak için çocuklarını kendisini/erkekleri kötüleyerek/lanetleyerek zehirlediğini çok geç anladı Kendisi esnedikçe/hoşgörülü oldukça eşi sertleşti Hastalığını silah olarak kullandı Buda yetmezmiş gibi çocukları da annelerinin zehrini şerbet diye içtiğinden kendisine yabancılaştı, kendisini ötekileştirdi Kafasında sınırlar/korkular yarattı Ailesindeki fertleri tenkit etmeyecekti Kötü davranmayacaktı Katiyen şiddet uygulamayacaktı Korkularını kendisine karşı silah olarak kullanmaya başladılar Olabildiğince disiplinden uzak, olabildiğice aile birliği karşıtı davranışlar takındılar Her seferinde niçin başarılı olmadığını kendisine sordu Her seferinde başarısızlığını kendi beceriksizliği olarak tanımladı Daha çok taviz verdi, daha çok yapılanları görmezden geldi Çok canı yandığında bunları geçmişteki bilgisizliği/beceriksizliği gereği iyi eş-iyi baba olamamasının cezası olarak görüp, her şeyden vaz geçmeyi, tekil olmayı düşündü, başaramadı Çünkü borçlu olduğunu biliyordu evine/evliliğine ve çocuklarına Annelerinin kaprisini, uyumsuzluğun babalarının fedakârlığını, toleransını, çabasını, hoş görüsünü görmemezlikten gelmeyi ibadet haline getiren çocukları, geçmişteki sert-anlamaz/anlaşılmaz baba gölgesi altında hep kendisini suçlayıp, annelerinin tarafı oldu Neredeyse nefret derecesine varan eşinin kendisine yabancılaşmasını kıra bilmek, doğru aile bu sefer olabilmek için çırpınsa da fazla yol kat edemedi Hep istemeden, ihtiyaçları olduğunu hissetmelerine fırsat bırakmadan vermişti her şeyi Bu sefer sev giyide, ilgiyi de aynı şekilde verdi Baba/eş olarak doğru olsa da olmasa da uzlaşma/ tatsızlığı def etme amacıyla eşindende, çocuklarından da özür diledi Bu onları daha da uzlaşmaz yaptı İyi bir şey yaptıklarında övdü, gurur duyduğunu/çok sevindiğini söyledi Bu onları daha da kaf dağına çıkardı Eşine kompliman yapmak için kendisinin çöpe atılacak kadar eskidiğini/yaşlandığını söyledi, ‘’ben seni çöpe atacağım, anneme nasıl geri zekâlı dersin’’diye Çocuğundan karşılık gördü Direndi… Direndi! Anladı ki evlilik çok ciddi bir tercih/çok ciddi bir seçim Seçeceğin şeyin özelliklerini bilmeden, nereden temin edileceği hakkında bilgi sahibi olmadan, ihtiyacının gerçek sebepleri hakkında yeterince dürüst olmadan edinilen şeyin ilerde oluşturacağı defoları tamir etmek çok zormuş Anladı Evlenmekmi? Çocukları için çok çaba sarf etti, öğrensinler, eğitilsinler, kişisel gelişimleri yolunda çaba sarf etsinler, bireyle/bizi tanısınlar istedi Olmadı Biliyordu ki kendi evliliği, evliliğinin meyveleri, kendisi heder olmuştu Ne için? Evlilik konusunda hiç bilgisi, yeterliliği yokken evlenmişti Bir çok şeyi heder etmişti, başta da kendisini!!! |
|