Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
havacılık, tarihi

Havacılık Tarihi

Eski 06-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Havacılık Tarihi




Havacılık tarihi, insanlığın ilk günlerindeki ilkel uçuş denemeleri ve 17 Aralık 1903'te Wright Kardeşlerin ilk havadan ağır motorlu uçuşu yapması da dahil olmak üzere insanlı uçuşun gelişiminin tamamıdır
İnsanın, kuşları gözlemlemeye başladığı ilk günlerden beri varolan uçma tutkusunun en erken öyküsü Yunan Mitolojisindeki anlatımıyla Daedalus ve oğlu İkarus'un efsanesidir Efsaneye göre Kral Minos, baba Daedalus ve oğlunu Girit Adasına hapseder Hapis hayatından sıkılan Daedalus'un aklına kaz tüylerinden kanatlar yapıp bunları kullanarak adadan kaçmak gelir İşte böylece bilinen en eski efsanevi insanlı uçuşu gerçekleştirmiş olurlar Kısacası, ilkel havacılık diye adlandırabileceğimiz bu dönemde insanlar, kuşları taklit etmekten öteye gidemediler, ancak daha sonra balon, zeplin, planör ve en sonunda da uçak gibi değişik tipteki hava taşıtlarını da bulmaktan geri kalmadılar
Hava aracı tasarımcıları, araçlarının daha hızlı olması, daha uzağa, daha yükseğe gidebilmesi ve daha kolay kontrol edilebilir olması için çok uğraştılar
  • Uçak motorları, giderek daha verimli duruma gelerek, buharlıdan pistonluya, sonra da jet ve roket moturuna kadar gelişti
  • Hava taşıtları daha güvenli, malzemeleri daha dayanıklı ve hafif hâle geldi Başlangıçta uçaklar, kanvas kumaştan ve tahtadan yapılıyordu Daha sonra kanvasın yerini vernikli kumaş ve çelik borular aldı 2 Dünya Savaşı sırasında ise alüminyum monokok üretim yaygın duruma geldi Günümüzde hava taşıtları, daha hafif, daha dayanıklı ve daha kolay şekillendirilebilir oldukları için özellikle karbon fiberden ve kompozit malzemelerden üretiliyor
  • Hava taşıtlarını kumanda etmek için kullanılan yöntemler hergün biraz daha gelişmektedir Başlangıçta planörlerin kumandası kullanıcının tüm vücudunun hareketi ile ya da Wright kardeşlerde olduğu gibi tüm kanadın eğilmesi ile yapılıyordu Çağdaş uçaklar ise elektronik olarak bilgisayarlar aracılığıyla kumanda edilmektedir Çağdaş savaş uçakları tüm akrobatik manevraları karşılayacak biçimde, uçuş bilgisayarından aldıkları sürekli komutlarla dengeli uçuşlarını sağlamaktadırlar


9 yüzyılda, Mağribiler Armen Firman ve Abbas İbn Firnas ilk uçan planörleri yapmış olarak bilinirler Molmesbury'li Elmer, 1010 yılında aynı yapmış ve muhtemelen Daedalus'un öyküsünden etkilenerek 200 metrenin üzerinde bir uçuş yapmıştır
Yaptığı Çin gezisinin ardından Marco Polo rüzgarın etkisiyle uçan ve insan taşıyan uçurtmalarla ilgili öyküler getirmiştir "Pao Phu Tau", 4 yüzyılda döner kanatlı havataşıtlarının (helikopterlerin) varlığını iddia eden bir Çin kitabıdır
Yaklaşık 2 yüzyıl sonra, 15 yüzyılda, Marco Polo'nun gezisinin kehanetleri gerçekleşmiş ve Leonardo da Vinci çizimleri günümüze kadar ulaşmış bir planör tasarlamıştır Bu planör o dönemde inşa edilmemiş, ancak günümüze kadar ulaşan planlarından o dönemdeki malzemeler kullanılarak 20 yüzyılın sonlarında imal edilmiştir Bu tasarım, uçurmaya değecek bir tasarım olduğu için ve Vinci'nin orjinal planlarından yola çıkılarak yapılan bir prototip olduğu için uçurulmuş, gerçekten de uçtuğu görülmüştür, ancak tabiki orjinal tasarıma, günümüz aerodinamik bilgisi kullanılarak bazı müdahalelerde bulunulmuştur Leonardo aynı dönemde bir de helikopter tasarımı yapmıştır, ancak bu tasarımın uçamayacağı açıktır

17 yüzyılda Türk bilimadamı Lagari Hasan Çelebi, kendi tasarladığı ve büyük bir kafes ile ona bağlı konik biçimli ve içi barut dolu bir haznesi olan bir füze (roket) yardımıyla kendisini havaya fırlatmıştır Uçuş, Osmanlı padişahı 4 Murat'ın kızının doğum günü kutlamalarında yapılmıştır
Bu uçuşun ardından Boğaziçine yumuşak bir iniş yaptığına ve Sultan 4 Murat'ın kendisini bu başarısından ötürü orduda yüksek bir rütbeyle onurlandırdığına inanılır Uçuşun yaklaşık 20 sn sürdüğü ve yine yaklaşık 300 metre yüksekliğe ulaşıldığı tahmin edilmektedir (Ancak bu tarihi kayıtlarla ispatlanmış bir bilgi değildir ve sadece abartılı öyküleri ile bilinen Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde geçmektedir)
1638 yılında, Hezarfen Ahmet Çelebi, kuşlardan esinlenerek tasarladığı bir çift kanatla Boğaziçi üzerinde uçmuştur Boğazın Avrupa yakasındaki Galata Kulesi'nden uçuşuna başlayıp, süzülerek, 3 km'lik bir mesafeyi katedip boğazın Asya yakasına, yaralanmadan, inmiştir (Ancak bu tarihi kayıtlarla ispatlanmış bir bilgi değildir ve sadece abartılı öyküleri ile bilinen Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde geçmektedir)
1670 yılında, Francesco Lana de Terzi basılmış olan bir yayınında, havadan hafif uçuşun içi vakumlanarak boşaltılmış bakır folyolardan yapılmış kürelerle olası olduğundan bahsetmiştir Tasarladığı hava taşıtının çizimi Aslında esas noktayı kaçırmamakla beraber bu tasarımda atladığı nokta kürelerin etrafını saran havanın basıncının kürelerin içlerine doğru ezilmelerine yani büzülmelerine neden olacağını atlamış olmasıdır



İlk balonlu yükseliş 15 Ekim 1783'te 25 metre yükselerek Marquis d'Arlandes ve Pilatre de Rozier tarafından Montgolfier balonu ile yapılmıştır



Havadan hafif uçuş

Hernekadar, çoğumuz insanlı uçuşun 1900'lerin başında uçak ile başladığını sansa da aslında insanlar yaklaşık bir 200 senedir uçuyorlardı
Çoğunluk tarafından kabul edilmiş ilk insanlı uçuş 1783 yılında Paris'te gerçekleşmiştir Jean-François Pilâtre de Rozier ve Francois d'Arlandes, Montgolfier kardeşler tarafından icat edilmiş bir sıcak hava balonu kullanarak 8 km yolalmışlardır Balon, odun ateşi ile ısıtılıyor ve kumanda edilemiyordu, bu da rüzgar nereye götürürse oraya uçuyordu anlamına geliyordu

Balonculuk, 18 yüzyılın sonlarına doğru çok yaygın bir uğraş haline geldi, ve böylece yükseklik ile Atmosfer arasındaki ilişkinin keşfedilmesini sağlamış oldu



Şimdi zeplin dediğimiz yönlendirilebilir, kumanda edilebilir, balonların kumanda sistemlerinin geliştirilmesi üzerindeki çalışmalar tüm 1800lü yıllar boyunca devam etti İlk kontrol edilebilen ve yönlendirilebilen havadan hafif uçuşun 1852 yılında Henri Giffard tarafından 24 km uçularak buharlı motoru olan bir hava taşıtı ile yapıldığına inanılır



Bir başka kayda değer gelişme ise 1884 yılında, Charles Renard ve Arthur Krebs'in Fransız Ordusu'na ait elektrik motorlu bir zeplin olan La France (Fransa) ile ilk tam olarak kumanda edilebilen serbest uçuşu yapmaları olmuştur 170 ft (~51 m) uzunluğundaki ve 66000 ft³ (~1869 m³) hacmindeki zeplin, 8,5 beygirgücündeki bir elektrik motorunun yardımı ile 23 dakikada 8 km mesafe katetmiştir
Ancak, bu hava taşıtları çok kırılgandılar ve ömürleri çok kısa idi Kumanda edilebilen uçuşların sıradan hale gelmesi ancak, içten yanmalı motorların bulunması ile mümkün oldu

Hernekadar, zeplinler 1 ve 2 dünya savaşlarında kullanılmış, hatta günümüzde bile sınırlı oranda kullanılıyor olsalar bile, gelişimleri havadan ağır hava taşıtlarının gelişimiyle durmuştur


Alıntı Yaparak Cevapla

Havacılık Tarihi

Eski 06-27-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Havacılık Tarihi





Havacılık üzerine basılmış ilk yayın, Emanuel Swedenborg tarafından 1716 yılında yapılmış olan "Havada uçabilen bir makinanın çizimi"dir Bu uçan makina, etrafını çok güçlü bir kanvas kumaşının sardığı çok hafif bir iskelete ve onun iki yanında yatay aksta hareket eden iki geniş kürek ya da kanata sahiptir ki bu kanatlar yukarı hareketlerinde hiçbir dirence maruz kalmaz iken aşağı hareketlerinde taşıma kuvvetini sağlamaktadırlar Swedenborg, makinanın uçamayacağını çok iyi biliyordu ancak bunu uçma probleminin çözümüne yönelik iyi bir başlangıç olarak tahmin ediyordu "İnsan vucudunun ağırlığından hafif olan ve daha büyük bir kuvvet gerektiren böyle bir makina hakkında konuşmak onu gerçeğe dönüştürmekten zor görünür Belki de mekanik bilimi bu makinaya bir anlam kazandıracaktır Eğer avantajları ve gerekliliği anlaşılırsa, belki de zaman içinde bizim çizimimiz geliştirilecek ve bizim şu anda sadece tahmin edebildiğimiz şeyin amacına ulaşılacaktır Halihazırda, hernekadar ilk denemeleri için bazı fedekarlıklarda bulunulmuş ve kaybedilmiş bir bacak ya da kolu umursamamış olsalarda bu tür uçuşların doğada tehlikesiz yapılabileceğinin kanıtları bulunmaktadır" Swedenborg, bir hava taşıtını güçlendirerek (motor gücü) uçmanın temel sorunun çözümlenebileceğini söyleyerek geleceği gördüğünü kanıtlamıştır


Planaphore
Alphonse Pénaud'un model uçağı , 1871



18 yüzyılın son yıllarında, Sir George Cayley uçuşun fiziki üzerindeki ilk titiz çalışmaları başlatmıştır 1799 yılında bir planör planı sergiledi Bu planör, kanatlarının planform yapısı dışında tamamen moderndi ve kumanda için ayrı bir kuyruğu vardı ve dengeyi daha iyi sağlayabilmek için pilot ağırlik merkezinin altına yerleştirilmişti ve bu aracın modelini 1804 yılında uçurdu Takip eden 50 yıl boyunca, havacılık üzerinde çalışmaya devam eden Cayley, taşıma ve sürükleme gibi Aerodinamiğin bir çok temel kavramını geliştirdi Hem içten hem de barut ile doldurduğu dıştan yanmalı motorları kullanmasına rağmen, ilk güç verilmiş, hava taşıtı modelini yapma işini güç vermek için kauçuk (lastik) gücünü kullanan Alphonse Penaud'a bırakmıştır Daha sonra Cayley, araştırmasını tam boyutlu bir araç yapmak için kullandı ve bunu ilk önce 1849 yılında insansız olarak uçurdu, sonra da Yorkshire'da 1853 yılında yardımcısı Brompton'dan Scarborough'aya kısa bir uçuş yaptı
1848 yılında, John Stringfellow ilk buhar motorlu modelin test uçuşunu Chard, Somerset İngiltere'de gerçekleştirdi Bu 'insansız' bir uçuştu


Jean-Marie Le Bris ve uçan makinası Albatros II, 1868



1856 yılında, Fransız Jean-Marie Le Bris, plajda, bir at tarafından çekilen planörü "L'Albatros artificiel" ile ilk kalktığı yerden daha yükseğe çıkan uçuşu yapmıştır Planörünün 100 m yükseldiği ve 200 m yol aldığı rapor edilmiştir
1874 yılında, Felix du Temple, alüminyumdan yapılmış, kanat açıklığı 13 m olan ve pilot hariç ağırlığı sadece 80 kg olan büyük bir tek kanat (monoplane) uçağı Brest, Fransa'da üretmiştir Bu uçakla birçok deneme yapılmış ve uçağın kendi gücüyle kalkıp süzülüp daha sonra güvenli bir şekilde yere inebileceği kanıtlanmıştır Bu da bunu, her ne kadar uçuş çok kısa bir mesafe ve süre için olsa bile, tarihteki ilk kendinden güçlendirilmiş (powered flight) uçuş yapmıştır


Félix du Temple'in tek kanadı (monoplane)



Uçma sanatını geliştiren kişilerden biri de Francis Herbert Wenham'dır Wenham, bir seri insansız başarısız planör imal etme teşebbüsünde bulunmuştur Çalışmaları esnasında, kuş kanadı benzeri bir kanattaki taşımanın çoğunun kanadın önünde oluştuğunu bulmuştur Bunu daha da ileri götürmüş ve ince kanatların birçok kişinin iddiasının aksine yarasa kanadı tipi kanatlardan daha iyi olduğunu, çünkü bu tür ince kanatların ağırlıklarına oranla daha çok hücum kenarları olduğunu farketmiştir Günümüzde bu ölçüm, kanadın açıklık oranı olarak bilinmektedir 1866'da bu çalışmasını o sıralarda yeni oluşmaya başlamış olan İngiltere Kraliyet Havacılık Topluluğuna sunmuş, ve çalışmasını kanıtlamak için, 1871 yılında, dünyanın ilk rüzgar tünelini inşa etmeye karar vermiştir Topluluğun üyeleri, tüneli kullanarak kavisli kanatların, taşıma-sürükleme oranı 5:1 olan ve 15° hücum açısında Cayley'in Newtonsal ilişkilendirmesinden daha çok taşıma yarattığını bulmuşlardır Bu da havadan ağır uçan makinaların, önceleri onları güçlendirmenin (motor vs ile) ve uçuşu kumanda etmenin problem olarak görünmesine rağmen kolaylıkla üretilebileceğini göstermişti

Adımları hızlandırmak

1880'ler, 20 yüzyıla kadar birçok araştırmanın yer aldığı ateşli bir çalışma dönemi oldu 1880'lerdeki gelişmelerin başlamasıyla ilk gerçek anlamda pratik planörün inşası olanaklı oldu Bu dönemde şu üç kişi gerçekten aktif rol aldılar: Otto Lilienthal, Percy Pilcher ve Octave Chanute Gerçek anlamda çağdaş planörlerden biri John J Montgomery tarafındna üretildi ve bu planör kontrollu bir şekilde 28 Ağustos 1883'te San Diego'nun dışında uçuşunu gerçekleştirdi Bu uğraşlar ancak çok yıllar sonrası bilinir oldu Bir başka delta kanat tarzı planör Vienna yakınlarında 1877 yılında Wilhelm Kress tarafından yapıldı


Otto Lilienthal, havadan ağır uçan bir makina yapan ilk adamlardan biri



Alman otto Lilienthal, Wenham'ın çalışmasını 1874'te ikiye katlamış, çok geliştirerek 1889 tüm çalışmalarını yayınlamıştır Ayrıca bir seri çok daha iyi planörler üretmiş ve 1891 yılında bu planörlerle 25 m mesafeli uçuşları sıradan hale getirmiştir Tüm çalışmalarını fotoğraflamak da dahil olmak üzere titizlikle kayıt altına almıştır ve işte bu yüzden erken dönem öncüleri arasında en iyi tanınanlardan biri olmuştur Onun bulduğu hava taşıtı günümüzde yelken kanat olarak bilinmektedir
Lilienthal, uçağa motor takıldığı andan itibaren havacılığın kanunlarını daha ileri boyutta çalışmanın olası olmadığını biliyordu Onun bulduğu ve tanımladığı bu kanunlar ondan sonra gelenlere bıraktığı en önemli mirası idi ve takipçileri bu kanunları kullanarak bir çok deneme ve hata yapmaktan tasarruf etmiş oldular
1896 yılında, en son tasarımı ile uçuş yaptığı esnada, şiddetli bir rüzgar tarafından aracın kanatları kırılınca 17 m yükseklikten düşüp omurgasının kırılması nedeniyle öldüğünde, o ana kadar değişik tasarımlarla 2500 uçuş gerçekleştirmişti Düşüşünün ertesi günü ölürken son sözleri "Kurbanlar verilmelidir" olmuştur Lilienthal ölmeden önce tasarımlarını güçlendirmek için uygun küçük motorlar üzerinde çalışıyordu
Octave Chanute, Lilienthal'ın bıraktığı yerden devam ederek hava taşıtı tasarımlarının erken emekliliğini önlemiş ve birçok planörün geliştirilmesni finanse etmiştir Ekibi, 1896 yılının yazında, tasarımlarını Indiana'daki Miller plajında yaptı ve en iyisinin daha çağdaş görünümlü çift kanatlı (biplane) tasarımın olduğu sonucuna vardı Lilienthal gibi, Chanute da tüm çalışmalarını fotoğraflayarak kayıt altına aldı ve kendisiyle aynı kafadaki tüm dünyadaki kişilerle iletişime geçti Chanute kuşların aksine insanların içgüdüleri ile değil de manuel olarak yapmaları gereken dengeli uçuş konusuyla özeelikle ilgileniyordu En büyük sorun dikey denge idi, çünkü hücum açısı arttırıldığında basınç merkezi öne kayıyor ve bu da hücum açısının daha çok artmasına ve derhal müdahale edilmezse taşıtın burun yukarı yapmasına ve tutunma kaybına neden oluyordu


Clement Ader'in Eole adlı aracının patent çizimleri, tarihteki ilk pervaneli uçuşu yapmıştır




Clément Ader'in Avion III'ünün (1897 fotoğrafı)



Bu dönem boyunca gerçek olarak güçlendirilmiş (motor vs) hava taşıtını yapmak için birçok deneme olmuştur Ancak Lilienthal ve Chanute tarafından tanımlamış sorunları dikkate almayan birçok amotör havacının, denemelerinin çoğu başarısızlıkla sonuçlanmıştır
1890 yılında Clement Ader, Fransa Paris yakınlarında tarihteki ilk "uzun mesafeli" pervaneli uçuş olacak uçuşu bir buhar motorlu Eole ismini verdiği hava taşıtı ile 50 m gibi kısa bir mesafe uçarak gerçekleştirdi Bu denemeden sonra inşası tam 5 yıl sürecek daha büyük bir tasarım üzerinde çalışmaya başladı Ancak, Avion III adındaki bu tasarım çok ağırdı ve çok güçlükle havalanabiliyordu Uçağın 300 metrelik bir mesafeyi yerden çok az yükselerek katettiği rapor edilmiştir
Sir Hiram Maxim, İngiltere'de bir seri tasarım üzerinde çalışmış ve en sonunda her biri 180 bg'de (134 kW) olan 2 adet düşük ağırlıklı [buhar motoru]] ile donanmış, kanat açıklığı 32 m, ağırlığı 3175 kg olan bir dev tasarlamıştır Maxim, bu büyüklükteki bir tasarımı üretimin temel sorunlarını incelemek için üretmişti ve kumanda sistemi eklememişti çünkü böyle bir taşıtla uçmaya çalışmanın güvenli olmayacağını biliyordu Bunun için, hava taşıtının üzerinde gidebileceği 550m uzunluğunda bir raylı deneme yolu inşa etti Sorunlar üzerinde çalışmak için birkaç deneme koşusu yaptıktan sonra, 31 Temmuz 1894'te uyguladığı kuvvet ayarlarını arttırarak bir seri denem koşusu daha yaptı İlk iki denemesi başarılı oldu ve araç rayların üzerinde uçuyordu Öğleden sonra, ekip tam güç elde etmek için buhar kazanlarının tamamını devreye soktu ve bu da yolun 180 metresinde aracın hızının 68 km/s hıza ulaşmasına ve kendisini raylardan ayırarak havalanmasına neden olarak 60 m yükseklikte bir süre uçtuktan sonra yere çakılmasına neden oldu Ters giden şansı O'nun çalışmalarına 1900'lerdeki bir grup daha küçük ve benzinle çalışan tasarım üzerinde çalışmasına kadar engel oldu
Bir diğer başarılı erken dönem tasarımcı da Samuel Pierpont Langley idi Astronomi bilimindeki seçkin bir kariyerin ardından, günümüzdeki adıyla Pittsburg Üniversitesi , o zamanki adıyla Smithsonian Enstitüsü'nde kalarak aerodinamik alanında çok ciddi araştırmalar yapmıştır 1891 yılında, çalışmalarını Aerodinamik Deneyler adında yayınladı ve sonra da tasarımlarını üretmeye başladı 6 Mayıs 1896'da, Aerodrome No 5 adını verdiği üretimi, 40 km/s hızda, birincisi 1000 m, ikincisi 700 m olmak üzere iki kere uçarak ilk başarılı ve kayda değer bir tasarımdaki araç olarak havadan ağır uçuşu gerçekleştirdi 28 Kasım'da ise bir başka başarılı uçuşu benzer bir model olan Aerodrome N 6 ile gerçekleştirdi ve bu sefer yaklaşık 1460 m uçmayı başardı
Bir başka havadan ağır uçuş denemesi ise Percy Pilcher tarafından, İngiltere'de yapıldı Pilcher, 1890'ların ortalarına kadar başarıyla uçan; adları The Bat (Yarasa), The Beetle (Böcek), The Hawk (Şahin) ve The Gull (Martı) olan birçok çalışan planör üretti 1899 yılında, günümüzdeki çalışmaların da uçabileceğini gösterdiği motorla güçlendirilmiş bir hava taşıtı prototipi inşa etti, ancak bu aracı deneyemeden önce bir planör kazasında öldü ve çalışmaları yıllarca unutuldu

1900-1914 Arası "Öncüler Dönemi"





Santos-Dumont #6, Deutsch Ödülünü almak için Eiffel Kulesinin etrafında dönüyor Fotoğraf Smithsonian Enstitüsüne aittir (SI Neg No 85-3941)



Rutin kontrollü uçuş yapılabilen ilk hava araçları iskeletsiz zeplinlerdi ve daha sonra bunlar "blimp" adıyla anılacaklardı Bu türün en başarılı öncü uygulayıcısı Brezilyalı Alberto Santos-Dumont idi Santos-Dumont, bir balon ile içten yanmalı bir motoru çok verimli bir şekilde ilişkilendirmiştir 1901 yılında, "Numara 6" adlı zeplinini Paris semalarında Saint Cloud Parkında Eiffel Kulesinin etrafında dolaştırıp 30 dakikanın altında geri geldiğinde Deutsch de la Meurtha ödülünü kazandığında dünya çapında bir üne kavuşmuştur Zeplinlerdeki bu başarısının ardından çeşitli havataşıtları tasarlama ve üretme işine koyulmuştur

Zeppelin

İskeletsiz zeplinlerin büyük başarılar elde ettiği dönemde kumanda edilebilir iskeletli zeplinler de bük gelişmeler gösteriyordu Aslında iskeletli zeplinler sabit kanatlı hava taşıtlarına göre kargo taşıma kapasitesi yönünden daha çok daha verimli olarak on yıllarca kullanıldılar Kumanda edilebilir tasarım Alman kontu Ferdinand von Zeppelin tarafından geliştirilmiştir
İlk gerçek anlamdaki Zeplinin inşası 1899 yılında Friedrchshafen'deki MAnzell koyundaki Constance Gölünde yer alan şişirme tesislerinde başladı Bu başlangıç işlemlerini çok kolaylaştırıyordu çünkü adı geçen tesis rüzgara göre ayarlanabiliyordu İlk zeplin prototipi olan LZ 1 ("Luftschiff Zeppelin") 128 m idi ve dengeleri iki askı yeri arasındaki hareketli ağırlıkla sağlanmış 10,6 kW (14,2 ps) gücünde iki adet Daimler marka motora sahipti

Langley


Potomac Nehri üzerideki havacılık deneyi, 1903, Samuel Pierpont Langley



Aerodrome No5 ve ardından da No 6 nın başarısıyla, Langley insan taşımaya uygun gerçek boyutta bir versiyon tasarlamak için finans arama girişimlerine başladı Hükümetten 50000$ almayı başardı ve belki de böylece o sıralarda yeni yeni başlayan İspanyol-Amerikan Savaşını körüklemiş oldu Langley, Aerodrome A olarak bilinen modelin büyütülmüş ölçekteki şeklini inşa etmek amacıyla, 18 Haziran 1901 de iki kere uçup daha sonra da 1903'te daha güçlü bir motorla uçacak olan Çeyrek ölçülü Aerodrome dediği daha küçük bir tasarımı üretmeye başladı
Temel tasarımı başarılı olarak test edildikten sonra, daha uygun bir motor sorunu üzerinde çalışmaya başladı Bu amaçla Stephen Balzer ile anlaştı ancak 12 hp (9kW) olmasını umduğu bir motorun Balzer tarafındna sadece 8 hp (6kW) olarak üretilmesiyle hayal kırıklığına uğradı Langley'in yardımcısı Charles M Manly, aynı performansta bir motoru yapmanın yıllar alabileceği ve 950 dev/dk'da 52 bg (39kW) güce ulaşan su soğutmalı 5 silindirli bir yıldız motor tasarladı Böylece bu güçteki bir motor tasarımıyla elindeki hava aracı tasarımını birleştiren Langley artık daha ümitliydi
Ancak tasarladığı taşıtın çok kırılgan olması onu hayal kırıklığına uğrattı Bir çok küçük modelden kullanılarak yapılan gerçek boyutlardaki tasarımda olduğu gibi, bu tür yaklaşımın yani küçük model baz alınarak üretilen büyük modelin hava taştını istenenden daha ağır bir hale getireceği gerçeğini atlamıştı basitleştirmek gerekirse yaptığı büyük ölçekli tasarım uçamayacak kadar ağırdı 1903'te yaptığı her iki denemede de hava taşıtları kalktıktan çok kısa bir süre sonra suya çakıldılar
Böylece daha fazla finans bulamayınca Lagley'in çalışmaları sonlanmış oldu Sadece birkaç hafta sonra Wright kardeşler'in adına yakışır tasarımı Flyer (Uçucu) başarıyla uçacaktı
(Glen Curtiss, Aerodrome'a çeşitli modifiyeler (eklemeler-değişiklikler) yaptı ve 1914 yılında onu başarıyla uçurdu - İşte bu yüzden Smithsonian Enstitüsü hala "uçan ilk makina"nın Aerodrome olduğu iddiasını sürdürmektedir)

Wright Kardeşler

Lilienthal'ın uçmadan önce sıçra prensibinden yola çıkan Wright kardeşler, güçlendirilmiş (motorlu) bir taşıt üretmetmeden önce 1900'den 1902 yılına kadar bir seri uçurtma ve planör denemeleri yaptılar Planörleri, her nekadar 19 yüzyıl'daki öncellerinin yazdığı ve tecrübe ettikleri kadar olmasa da çalışıyordu 1900 yılında uçurdukları ilk planör ancak umduklarının yarısı kadar taşıma sağlamıştı Takip eden yıl ürettikleri ikinci planör ise çok daha kötü sonuç vermişti Pes etmek yerine, Wright kardeşler tasarladıkları 200 kanat üzerinde taşıma ve sürükleme hesapları ile ilgili deneyler yapacakları ve ölçümler için değişik aletlerle geliştirdikleri kendi rüzgar tünellerini inşa ettiler Sonuç olarak, taşıma ve sürükleme ile ilgili kendilerinden öncekilerin yaptıkları hataları düzelttiler Ancak 1883'ten beri bilinen ve onlara daha büyük bir avantaj sağlaması olası olan Reynold sayısı etkisini gözden kaçırdılar Böylece buldukları yeni hesaplamaları kullanarak 1902 yılında uçuracakları üçüncü planörü inşa ettiler Bu model öncekilerden çok daha başarılı oldu Sonunda, bu sıkı ve titiz çalışmaları, modellerini denemek için bir rüzgar tüneli inşa etmeleri ve gerçek boyuttaki modellerinin test uçuşlarını yapmaları sadece doğru çalışan bir hava taşıtı imal etmelerini sağlamamış aynı zamanda tüm bu çalışmaları uçak mühendisliğinin de gelişmesine önayak olmuştur


Wright Flyer (Wright Uçucu -Uçan), ilk sürdürülebilir kumanda edilebilir ve güçlendirilmiş (motorlu) uçak



Wright kardeşlerin takımı hem güçlendirilmiş (motor vs ile) hem de kontrol edilebilir olan tasarımların sorunları üzerinde ciddi anlamda çalışan ilk tasarım takımı olmuştur Her iki sorun da uğraşması çok zor olmasına rağmen asla çekiciliğini yitirmemiştir Sonuç olarak, güç problemlerini çözecek bir motor imal etmişlerdir ve kontrol problemlerini de "eğilmiş kanat" (wing warping) adını verdikleri bir sistemle çözmüşlerdir Bu yöntem, her ne kadar sadece havacılık tarihinin ilk yıllarındaki düşük hızlardaki uçuşların kontrol problemini çözmüş olsa da aynı zamanda daha sonra geliştirilecek olan eleronların temelini atmıştır Birçok havacılık öncüsü güvenliği çoğunlukla şansa bırakmış olsa da, Wright'ların tasarımı daha çok kendilerine öğretme ihtiyacı hissettikleri gereksiz risklerden uzak durma ve çakılmadan kaçınma prensibinden etkilenmiştir Bunun nedeni daha hızlı uçmalarını sağlayacak güçten (motordan) yoksun olmaları değil, düşük hızda denemeler yapmalarının ve rüzgarı karşıdan almalarının nedeni daha güvenli uçuş yapmak içindi Bu ayrıca tasarımlarının arkadan ağır olması ve tasarımlarında kanart ile anhedral tarzı kanatlar kullanmalarındandı
Wright kardeşler, havadan ağır sürdürülebilir ilk kontrol edilebilir ve motorlu uçuşu 17 Aralık 1903'te Kuzey Karolina Kill Devil Hills'te yapmıştır
Orville Wright tarafından yapılan 12 saniye süren ve 37 m'lik olan ilk uçuş sonradan çok ünlenecek bir fotoğrafla kayıt altına alınmıştır Aynı gün, dördüncü uçuşta Willbur Wright 59 saniyelik ve 260 metrelik bir uçuş yapmıştır Yaptıkları uçuş denemeleri 4 cankurtaran ve kasabadan bir kişi tarafından izlenmiştir ve bu da bu uçuşları hem halka açık ilk uçuş yapmış hem de en iyi kayıt altına alınan uçuş yapmıştır

Diğer öncü uçuşlar

Aynı dönemde diğer mucitler de kısa uçuşlar yapmış ya da yaptıklarını iddia etmişlerdir 14 Ağustos 1901 yılında, Gustave Whitehead güçlendirilmiş bir taşıt ile uçtuğunu rapor etmiştir Ancak bu uçuşunu kayıt altına almayı becerememiş olmasına rağmen, daha sonra uçtuğu Numara 21 adlı taşıtın bir kopyası başarıyla uçurulmuştur Lyman Gilmore da 15 Mayıs 1902 de başarıya ulaştığını iddia etmiştir 31 Mart 1903 yılında, Yeni Zelanda'da, Richard Pearse ve South Canterbury çiftçisi bir tekkanat üretip bunu defalarca başarılı bir şekilde uçurmuşlardır Ancak, Pearse'ın kendisi bile bunun kontrolsüz bir uçuş olduğunu itiraf etmiştir ve uçuşun daha doğru dürüst bir yükseklik (irtifa) kazanmadan çakılarak bittiğini belirtmiştir
Pearse'dan sadece birkaç ay sonra, Karl Jatho, 1903 yılınının Ağustos ayında kısa motorize bir uçuş yapmıştır Jatho'nun kanat tasarımı ve aracının hava hızı kontrol kumanda yüzeylerinin uçağı kumanda edecek kadar iyi çalışmasına elvermemiştir
Ayrıca 1903 yılında, bazı tanıklar, Preston Watson'un doğu İskoçya'daki Dundee yakınlarındaki Errol köyünde ilk uçuşlarını yaptığını iddia etmişlerdir Bir kez daha olayla ilgili fotoğraf ve tutulmuş yazılı kayıt olmadığı için bu iddianın doğruluğunu kanıtlamak güçleşmiştir
Wright Kardeşler, 1905 yılında Ohio Dayton'da ve 1904 yılında arkadaşlarını, komşularını ve gazetecileri çağırarak daha birçok (80'nin üzerinde) halka açık uçuş gerçekleştirmişlerdir Ancak bu davetlere çağırdıklarındna sadece çok azı ilgi göstermişlerdir

14 Bis



Alberto Santos-Dumont 1906 yılının 13 Eylül'ünde Avrupa'da halka açık bir uçuş yaptı Bir kanard, elevator ve eğik kanat kullandı ve 221 metrelik bir mesafeyi katetti Bu uçağın herhangi bir karşı rüzgar ve kalkış için bir mancınık gerektiriyor olmamasından ötürü, bazıları bu uçuşu ilk motorlu uçuş saymaktadırlar
Henry Farman ve John William Dunne adlı iki İngiliz mucit de ayrı ayrı motorlu uçuş üzerinde çalışıyorlardı Ocak 1908'de Farman, her nekadar bu zamana kadar daha uzun mesafeli uçuşlar yapılmış olsa da, 1 km'den daha uzun uçuş yaptığı bir makina ile Grand Prix d'Aviation ödülünü kazanmıştır Daha uzun uçuşlara örnek vermek gerekirse; Wright Kardeşler 1905 yılında 39 km'den daha uzun uçuşlar yapmıştı Dunne'nin ilk çalışması İngiliz Askeri Kuvvetleri tarafından desteklenmiş ve İskoçya'daki [[Geln Tilt]'te büyük bir gizlilik içinde test edilmişti En iyi erken dönem tasarımı olan D4 Perthshire'daki Blair Atholl'da 1908 yılının Aralık ayında uçmuştu Dunne'nin erken dönem havacılığına kazandırdığı en önemli katkı dengeydi ki bu hem Wright kardeşlerin hem de Samuel Cody'nin çalışmalarındaki anahtar sorundu
14 Mayıs 1908'de Wright Kardeşler ilk 2 kişilik uçuş olarak kabul edilecek olan uçuşu Charlie Furnas'ı yolcu alarak yaptılar
8 Temmuz 1908'de Thérèse Peltier, İtalya Milano'da, Leon Delagrange ile yaklaşık 200 m uçarak ilk yolcu olarak uçan kadın olmuştur
Orville, Virginia'daki Fort Myer'de, iki kişilik uçağını askeri olarak test ederken uçak çakılmış ve bunun neticesinde Thomas Selfridge motorlu bir uçuşta ölen ilk insan olmuştur
Bayan Hart O Berg, 1908'in sonlarına doğru Le Mans Fransa'da Wilbur Wright ile bir uçakta yolcu olarak uçarak yolcu olarak uçan ilk Amerikalı kadın olmuştur
25 Temmuz 1909'da, Fransız Louis Bleriot, İngiliz Kanalını uçakla geçen ilk insan olmuştur Calais'ten Dover'e olan uçuşu 37 dakika sürmüştür Bu uçuş onun tekkanatlı bir tasarımı olan Bleriot XI'i geliştirmesiyle gerçekleşti ve Kanalı geçerek London Daily Mail'den 1000 £'luk bir ödül kazandı
22 Ekim 1909'da Raymonde de Laroche, havadan ağır motorlu bir uçağı kullanan ilk kadın oldu Aynı zamanda dünya üzerinde pilotluk lisansı alan ilk kadın da oldu
Uçağın buluşu Wright Kardeşlere mal edilmiş olsa da, birçok ulusun kendi havacılık tarihlerinde kendi yaşadıkları ilkler vardır Örneğin, Romen mühendis Traian Vuia'nın (1872-1950), karşı rüzgara gereksinim duymadan tamamen kendi gücüyle havalanabilen kendinden pervaneli ilk havadan ağır uçağı ürettiği iddia edilir Vuia uçağı Paris yakınlarındaki Montesson'da 1906 yılının 18 Martında inşaa etmiş ve kullanmıştır Hiçbir uçuşu 30 metreden daha uzun mesafeli olmamıştır Buna kıyasla, Ekim 1905'te Wright Kardeşler 39 km mesafeyi aşan, 39 dakika süren ve Huffman Prairie üzerinde dolanan bir uçuş yapmışlardır
Her ne kadar ilk gerçek anlamda tanımlanabilecek helikopter, Fock FA-61 (Almanya 1936) olsa da, yerden havalanabilen ilk helikopter 1907 yılında uçmuştur

1914 - 1918: 1 Dünya Savaşı


Uçaklar neredeyse icadedilir edilmez askeri hizmete de dahil edildiler Uçakları askeri amaçlı kullanan ilk ülke Bulgaristan olmuştur ve uçaklarıyla Osmanlı cephelerinde keşif yapmak için 1 Balkan Savaşında (1912-1913) kullanmışlardır Uçakların, saldırı, savunma ve keşif amaçlı olarak gerçek anlamda kullanıldığı ilk savaş 1 Dünya Savaşı olmuştur


Sopwith Camel



1 Dünya Savaşı'nda İtilaf Devletleri ve İttifak Devletleri'inin her ikisi de uçakları epeyce kullandılar Savaşın en ünlü uçağı Sopwith Camel idi ve diğer tüm uçaklardan daha fazla hava zaferi kazanmıştı ancak aynı zamanda da birçok pilotun ölmesine neden olan zor ve kullanışsız kumanda sistemiyle ünlenmişti
Havacılar, modern çağın teketek savaşan şovalyeleri olarak görüldüler Birçok pilot yaptıkları havadan havaya çarpışmalarıyla ünlendiler Bunlar arasında en çok bilineni Kızıl Baron lakaplı Manfred von Richthofen idi ve en ünlülerinden olan Fokker Dr I da dahil olmak üzere birçok değişik uçakla yaptığı havadan havaya çarpışmada 80'den fazla uçak düşürmüştü Öbür taraftan İtilaf Devletlerinden en çok ünlenen pilot ise birçok zaferi olan Rene Paul Fonck olmuştur

1 Dünya Savaşı sırasında uçakları silah olarak kullanma fikri başlarda gülünç bulunmuş olsa bile, önde gelen tüm kuvvetler uçakları bir fotoğraf çekme aracı olarak kullanma fikrini asla küçümsememişlerdir Büyük kuvvetlerin tamamı tipik olarak savaş öncesi spor modellerden amacına göre modifiye edilmiş uçakları sadece fotoğraf çekme amaçlı da olsa mutlaka keşif takımlarında bulunduruyorlardı İlk çabaları düşük yük taşıma kapasiteleri yüzünden zorlaştırılmış olsa da, sonraları iki kişilik modellerin geliştirilmesiyle bu çabalar anlam kazanmışlardır
Uçaklar birbirlerine ateş etmeye başlamadan hemen önce sorun silahı yerleştirerek uygun durağan bir konumun bulunamamasıydı Fransızlar bu sorunu, 1914 yılında Rolan Garros'un uçağının önüne bir makinalı tüfek takmasıyla çözdüler, fakat Adolphe Pegoud 5 zafer kazanarak, ilk "[[uçan as|as" oldu ve sonrasında da çarpışmada ölen ilk as olacaktı

1918 - 1939: "Altın Çağ"

1 Dünya Savaşı ve 2 Dünya Savaşı arasında geçen yıllar uçak teknolojisinde büyük gelişmelere tanık oldular

Alcock ve Brown St John Newfoundland'ten havalanıyor, 1919



Bu dönemde uçak, çoğunlukla tahta ve kanvas (bir çeşit kumaş) malzemesi kullanılarak üretilmekten, neredeyse tamamen alüminyumdan üretilmeye doğru bir geçiş yaptı Yine bu dönemde motor teknolojisinde de dev gelişmeler oldu ve sıralı su soğutmalı tip motorlardan yıldız ve hava soğutmalı tip motorlara geçildi ve bu sayede elde edilen itme kuvvetinde çok büyük bir artış oldu Tüm bu gelişmeler sonucunda alınan ödül ise uçuşların mesafesinin ve yapılan hızın artması oldu Örneğin Charles Lindbergh, Atlantiği durmaksızın geçen ilk pilot olmasa da yalnız başına geçen ilk pilot olarak Orteig Ödülü olan 25000£'u aldı İlk değildi çünkü ondan tam sekiz yıl önce yine Atlantik, ama bu sefer iki kişi tarafından, bir Vickers Vimy uçağı ile Yüzbaşı John Alcock ve Teğmen Arthur Whitten Brown tarafından, 14 Haziran 1919 tarihinde, Newfoundland'teki St John'dan İrlanda'daki Clifden'e uçularak geçilmiş ve Northcliffe Ödülü olan 10000£ kazanılmıştı
Pilotlar, 2 Dünya Savaşı'ndan sonra yeni edindikleri kabiliyetleri göstermekte daha hevesli oldular Birçok Amerikalı pilot, hava cambazı oldu ve küçük kasabalara uçarak hem gösteriler yaptılar hem de parayla isteyen kişilere uçma deneyimi edindirdiler Ayrıca yine bu dönemde uçakların yarıştırıldığı birçok hava gösterisi düzenlendi Bu tür yarışlar hem motor alanında hem de gövde tasarımı alanında büyük gelişmelere yol açtı Pilotlar nakit para için yarıştıkça bu onları hep daha hızlıyı bulmaya teşvik etti Bu hava cambazlarının belki de en ünlüsü Amelia Earhart'tı Aynı zamanda, Atlantik ve İngiliz Kanalını geçen ilk kadın olma rekorunun da sahibiydi
İskoçya'daki Doğu Lothian'dan havalanıp New York'taki Long Islan'da inip sonra tekrar İngiltere'deki Pulham'a dönen R34 adlı zeplin, Atlantiği geçen havadan hafif ilk hava taşıtı olmuştur 1929 yılına gelindiğinde, zeplin teknolojisi öyle bir noktaya gelmiştir ki eylül ayında ilk dünya turunu Graf Zeppelin adlı gemi ve yine ekim ayında aynı hava taşıtı ilk ticari transatlantik uçuşu gerçekleştirmiştir Maalesef, kumanda edilebilir zeplinlerin ömrü 1937 yılındaki meşhur Hindenburg faciası ile son bulmuştur Hindenburg'un New Jersey Lakehurst'teki iniş alanındaki tutuşup çakılmasının ardından, her ne kadar güvertedeki yolcuların büyük bir çoğunluğu kurtulmuş olsada, insanlar yolculukları için zeplinleri kullanmayı bıraktılar Hindenburg faciası, 21 Temmuz 1919'da Chicago, Illinois'deki 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan Winged Foot Express kazasınında üstüne gelince bu durum zeplinlerin tarih sahnesindeki yerlerini almasına neden oldu
1930'larda hem Almanya'da hem de İngiltere'de jet motorunun geliştirilmesine başlandı İngiltere'de, Frank Whittle 1930 yılında bir jet motoru patenti aldı ve 30ların sonuna doğru da bir motor geliştirmeye başladı Almanya da, Hans von Ohain kendi jet motorunun patentini 1936 yılında aldı ve benzer bir motoru geliştirmeye başladı Her ikisi de birbirlerinden habersizdi ve hem Almanya hem de İngiltere kendi jet uçaklarını 2 Dünya Savaşı'nın sonunda geliştirmişlerdi

1939 - 1945: 2 Dünya Savaşı


B-29 Superfortress (Süperkale), Ağır bombardıman uçağı



2 Dünya Savaşı, hava taşıtlarının gelişimi ve üretimlerinde çok büyük adımlara sahne oldu Savaşa dahil olan tüm ülkeler hava taşıtı ve buna bağlı silah sistemlerinde Almanların V-2 füzesi gibi çok fazla geliştirme ve üretim yaptılar ve bunun sonunda 2 Dünya Savaşı ilk uzun mesafeli bombardıman uçağı ile ilk jet avcı uçağına tanık olmuş oldu İlk gerçek anlamdaki jet uçağın modeli Alman Heinkel He 178'di ve 1939 yılında Erich Warsitz tarafından uçuruldu Bunun öncü prototipi Coanda-1910 ise 16 Aralık kısa mesafeli bir uçuş yapmıştı İlk füze olan V-1 ve ilk balistik füze V-2 de Almanlar tarafından geliştirilmişti Bundan ne jet uçakları ne de balistik füzeler çok etkilendi çünkü ne V-1 çok effektikti ne de V-2 kullanışlı olacak sayılarda üretilmişlerdi P-51 Mustang uçağının geliştirilmesi taşınan yükün artması açısından ağır bombardıman uçaklarının gelişimi için önemli bir noktaydı


Alıntı Yaparak Cevapla

Havacılık Tarihi

Eski 06-27-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Havacılık Tarihi






Dünyanın İlk Jet Uçağı


Havacılık, 2 Dünya Savaşı'ndan sonra eski askeri uçakları kullanarak insan ve eşya taşımacılığı yapılarak gelişmeye başladı Birkaç yıl içinde, Kuzey Amerika, Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerini kapsayan uçuşlar yapan birçok şirket kuruldu Bu hızlı ilerleme B-29 ve Lancaster gibi geniş gövdeli bombardıman uçaklarının kolayca ticari uçaklara dönüştürülebilmesinden kaynaklandı Aynı zamanda DC-3'nin sayesinde de daha kolay ve uzun uçuşlar olanaklı oldu İngiliz Comet'ten sonra, Kuzey Amerika'nın ilk ticari jet uçağı Eylül 1949 yılında uçan Avro C102 Jetliner oldu 1952 yılına gelindiğinde, İngiliz Denizaşırı Havayolları Şirketi De Havilland Comet uçağını tarifeli seferlerine almıştı bile Ancak bu teknik gelişmeler devam ederken, bu uçak metal yorgunluğunun neden olması ve özellikle de pencerelerinin şekli nedeniyle, üzerinde oluşan birçok yapısal çatlaktan çok çekmiştir Metal yorgunluğu, kabinin sürekli döngüsel olarak basınçlandırılması ve ardından da basınçsızlandırılması sonucunda oluşmuş ve tabiki bu da uçağın gövdesinin feci bir şekilde hasarlanmasına neden olmuştur Bu sorunlar çözüldüğünde, diğer jet yolcu uçakları çoktan göklerdeki yerlerini almışlardı ki bunlardan bir tanesi de Boeing 700 idi ve bu uçak yolculara sunulan konfor ve güvenliği daha yüksek seviyelere taşımıştı 707 uçağı, ticari havacılığın günümüzdeki yaygın ve gelişmiş konumuna gelmesinde bir öncü olmuştur
2 Dünya Savaşının sonunda bile, hala, uçak ve füze teknolojilerinde daha fazla gelişmeye gereksinim vardı Daha savaşın bitmesinin üzerinden çok geçmemiş olsa da, Ekim 1947'de, Chuck Yeager Bell X-1 adlı füze ile ses hızını geçti Her ne kadar, savaş sırasında, bazı pilotların bombardıman için daldıklarında ses hızını geçtiklerine dair söylentiler olmuş olsa da, bu uçuş, kontrollü ve seviyeli bir şekilde ses duvarının geçildiği ilk uçuş olmuştur Bunu takiben 1948 ve 1952 yıllarında, bir jet uçağı Atlantiği ilk defa geçmiş ve Avustralya'ya ilk durmadan yapılan uçuş gerçekleşmiştir
1950'ler askeri havacılık tarihinde yeni bir çağ olarak yazılacaktı Sovyetler Birliği, Kuzey Amerika ve Avrupa'ya Nükleer silahlar taşıyacak kadar uzun mesafeli uçuşlar yapabilecek bombardıman uçaklarını geliştirdiğinde, Batı ülkeleri buna o uçakları, hedeflerine ulaşmadan önce yakalayıp yokedecek engelleyici uçaklar ile karşılık verdiler
1961 yılında, gökyüzü insanlı uçuş için artık bir sınır oluşturmaktan çıktı ve Yuri Gagarin dünyadan ayrılıp, 108 dakikalık bir yörünge uçuşunu yapmıştı bile Bu aşama, 1957 yılında Sputnik 1'in Sovyetler Birliği tarafından uzaya fırlatılmasıyla başlamış olan uzay yarışını hızlandırdı Birleşik Devletler, buna yanıtı Merkür uzay kapsülü ile Alan Shepard'ı bir yörünge altı uçuş için uzaya göndererek verdi Aloutte 1'in 1963 yılı da uzay gönderilmesiyle Kanada uzaya bir uydu gönderen üçüncü ülke oldu ABD ve SSCB arasındaki bu uzay yarışı, insanoğlunun 1969 yılında aya inmesiyle insanlı uçuşun doruk noktasına ulaşmasına neden oldu
Bu dönemde havacılık tarihindeki tek gelişme uzayda elde edilen bu başarı değildi elbette 1967 yılında, X-15 adlı uçak, bir uçak için elde edilmiş en hızlı rekoru 6,1 Mach (7297 km/s) değerine ulaşarak belirliyordu Atmosfer dışında uçmaları için tasarlanmış uçakları bir kenara koyarsak, bu rekor motorlu uçuş için elde edilmiş en yüksek hava hızıdır ve hala geçerliliğini korumaktadır



Apollo 11, Ay'a insan götürmek için havalanıyor





Aynı 1969 yılında, Neil Armstrong ve Buzz Aldrin de aya ayak bastılar ve Boeing firması hava taşımacılığının geleceğini yansıtan Boeing 747 tasarımıyla dikkatleri üzerine çekti Bu uçak bugün hala inşa edilmiş en büyük uçaklardan biridir ve her yıl milyonlarca yolcu taşımaktadır Ticari havacılık, İngiliz Havayollarının 1976 yılında Concorde uçağıyla sesüstü Atlantik uçuşu sağlamasıyla daha da büyük bir gelişme gösterdi Birkaç yıl önce Atlantiği 2 saatin altında bir zamanda uçan SR-71 Karakuş adlı uçak hız rekorunu kırmıştı ve Concorde bu gelişmeyi yolcu taşıdığı halde takip etmişti
20 yüzyılın dördüncü çeyreği, ilk 3 çeyreğin aksine havacılıktaki gelişmeler açısından daha yavaş geçti Artık uçuş hızında, mesafelerinde ve teknolojisinde devrimsel gelişmeler olmuyordu Yüzyılın bu dönemi daha çok havacılık elektroniğindeki temel gelişimlere ve havacılıktaki ufak tefek ilerlemelere sahne oldu
Örneğin, 1979 yılında Gossamer Albatross, İngiliz kanalını geçen ilk insan gücüyle çalışan hava taşıtı oldu Bu başarı yüzyıllardır süre gelen insan hayal gücünün gerçeğe dönüşümü olmasına rağmen ne ticari ne de askeri havacılığın gelişimine büyük bir katkı sağladı 1986 yılında Dick Rutan ve Jeana Yeager dünyanın çevresini hiç yakıt ikmali yapmadan ve inmeden bir uçakla katettiler 199 yılında Bertrand Piccard, dünyanın etrafını balonla dolaşan ilk insan oldu 20 yüzyılın sonuna gelindiğinde, sesaltı havacılık için artık geliştirilmesi gereken küçük veya büyük başarıların tamamı elde edilmişti Bundan sonra, gözler uzayın keşfine ve sesten hızlı uçuşa yönelmişti Artık, Ansari X Ödülü gibi ödüller sayesinde bir çok havacılık tutukununun amacı kişisel sesten hızlı roketlerini yaparak atmosfer dışına çıkmayı başarmak olacaktı


21 yüzyılın başında sesaltı havacılık, tamamen kendi kendini yönetebilen veya uzaktan yönlendirilebilen taşıtlar için pilot kavramını ortadan kaldırma konusuna odaklandı Birçok İnsansız Hava Aracı ya da İHA geliştirildi 2001 Nisan'ında insansız hava taşıtı Global Hawk, Amerika'daki Edwards Hava Üssünden kalkıp Avustralya'ya durmadan ve yakıt ikmali yapmadan uçtu Bu bugüne kadar bir noktadan diğer bir noktaya yapılmış en uzun insansız hava aracı uçuşuydu ve tam 23 saat 23 dakika sürmüştü 2003 Ekim'inde ilk defa Atlantik'i geçecek ve tamamen kendi kendine kontrollü olan bilgisayar kontrollü bir model uçağın uçuşu gerçekleşti
Ticari havacılık, 21 yüzyılın başında bir dönemin sonunu Concorde uçaklarının emekliye ayrılmasıyla gördü Concorde'un ona özel tasarımı olan ince yapısı ve bundan kaynaklanan yolcu sınırlaması ile çok fazla olan yakıt tüketimi onun her ne kadar iyi bir ticari uçak olmasını engelliyor gibi görünse de British Airways bu uçağın operasyonundan gözle görünür bir gelir elde etmişlerdi
Bu geri adıma ve havacılığın gelişimindeki yavaşlamaya rağmen, 21 yüzyılın havacılık açısından parlak bir yüzyıl olacağı kanısı genel bir kanıdır Uçaklar ve füzeler, hızları ve taşıma kapasiteleri bakımından özgün ve asla küçümsenmemesi gereken kabiliyetler taşımaktalar İnsanların bir yerden bir yere gitmesine gerek duyulduğu sürece havacılığa da gerek duyulacaktır


Alıntı Yaparak Cevapla

Havacılık Tarihi

Eski 06-27-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Havacılık Tarihi






Uçak, çok uzun çalışmalardan sonra yapılabildi Bu alandaki gelişmelerin yavaş olmasının başlıca nedenleri, uygun bir motor bulunamaması ve uçağı, kuş uçuşlarına dayandırma çabalarıydı «Orni-topter» denen kanat çırpan hava taşıtları üstündeki çalışmalar, büyük zaman ve emek ziyanına yolaçtı Ama 1804 yılında George Cayley, bir PLANÖR yaptı ve en az iki ayrı planörle uçmayı başardı Uçma deneylerine girişen ilk havacıların büyük bir bölümü, uçaklarının denetlenebilirliği yerine, doğal dengeyi dikkate alma yanlışlığını yaptılar 1890 yıllarında 90-230 m' lik planör uçuşları yapmayı başaran Otto LİLİENTHAL bile, yalnızca beden hareketleriyle uçağını denetlemeyi denedi ve planörün yükseklik dümenine bağlı bir beden bağı üstünde çalışmaya, ancak ölümünden (1896) bir yıl önce başladı

XIX yüzyılın ikinci yarısında ABD'nde, İngiltere' de ve Almanya'da pek çok uçuş denemesi yapıldı Ne var ki bunlar, dağınık ve başarısız deneyler olmaktan öteye geçemedi Octave Chanute'un, havacılık konusunda kanıtlanmış bilgileri toplayıp isteyenlere aktarmasına kadar, havacılar arasında bilgi alış verişi yapılmadı Chanute, 1896 yılından başlayarak, ABD' nde hem uçak yapımı üstünde çalıştı, hem de hareketsiz kanatlı uçuş ilkelerini yaymaya başladı 1903'te de Paris'te havacılık dersleri verdi

Hareketsiz kanatla uçuş ilkelerinden bazıları, 1809 yılında Cayley tarafından açıklanmıştı Cayley, itiş gücü, hava direnci ve kaldırma kuvveti konusunda açıklamalar yaparak, eğimli AEROFOİL'in, düz levha biçimli kanattan üstün olduğunu belirtti 1899 yılında Wright kardeşlerin yaptığı ilk planöre, yanal denetim için kablolarla bükülebilen kanatlar takıldı Buna karşılık ABD'nde SP Langley ile Fransa ve İngiltere'de bu konuda çalışan ilk havacılar, pek başarılı olamadılar 1903'te uçan Wright kardeşler bile kanat hareketlerinin yeterli olmadığını anlamalarına karşın, uçak kumandaları konusunda tam bir çözüm bulamadılar

Wright'ların motorlu uçuşu gerçekleştirmelerinden önce, pek çok değişik proje yapıldı Bunların en önemlisi, 1842'de WS Henson tarafından tasarlanan «buharlı hava araçlaydı Söz konusu uçakta, bir kuyruk takımı, kutu-uçurtma biçimli kanatlar ve kalkış -inişte kullanılacak üç tekerlekli bir iniş takımı olacaktı Kiriş ve nervürlerle yapılmış 46 m açıklıklı kanatları ve iki tane altı palalı pervanesi olması öngörülmüştü Ama bu uçak yapılamadı 1894 yılında Hiram Maxim, 35 tonluk bir aygıtı, iki buharlı motordan sağlanan 360 beygirgücü kullanarak kaldırdı Fransa' da Temple de la Croix, Penaud ve Ader gibi havacılık öncüleri, burulmuş lastik, zemberek mekanizması ve buharlı motorları, model uçaklar üstünde denediler İngiltere'de HF Phillips, Cayley'in eğimli kanat ilkesi üstünde yeniden çalışmaya başladı ve basınç ile kaldırma kuvvetinin, kanadın alt ve üst yüzeylerindeki dağılımını açıkladı

Bütün bu çalışmalar konusunda bilgi' toplayan Wright kardeşler, uygun buldukları düşünceleri uygulama alanına koymaya karar verdiler Aynı zamanda, itiş-kaldırma güçleri arasındaki ilişki, pervanelerin etkileri, direnç, basınç ve yapım konusunda kendi hesaplarını da sürdürmekteydiler Üçüncü planörlerinde, istedikleri gibi bir gövde yapmışlardı Bundan sonra, uçaklarına güç verecek bir otomobil motoru aramaya başladılar Ne var ki, istedikleri güç - ağırlık oranında bir otomobil motoru bulunmadığından, yeni bir motor yaptılar ve ilk motorlu uçuşlarını 17 Aralık 1903'te gerçekleştirdiler Aynı yıl iki ay kadar önce, gene benzin-li bir motorla uçan ve CM Manly tarafından kullanılan, SP Langley'in yaptığı uçak, katapult mekanizmasında ortaya çıkan bir arıza nedeniyle Potomac ırmağına düşmüştü Wilbur ve Orville Wright'ın uçuşuysa, büyük bir başarıyla sonuçlandı

Wright kardeşlerin başarısı, dünyanın başka bölgelerinde pek dikkat çekmedi Ama onlar, çalışmalarını sürdürdüler ve 1905 yılında üçüncü uçaklarını yaptılar Öncekilerden daha başarılı olan bu uçakla, saatte yaklaşık 61 km'lik bir hızla 38 km'lik bir uçuş yapıldı Söz konusu uçuşu izleyen iki buçuk yıl, Wright kardeşler, ABD ve İngiliz hükümet yetkilileriyle yaptıkları gizli görüşmeler ve sırlarının başkaları tarafından çalınacağı konusu nedeniyle çalışmalarını durdurdular 1908 yılında Wilbur Wright,iş alanı' aramak için Avrupa'ya gitti; Orville Wright'sa, askerî uçuş deneyleri hazırlıkları için ABD'nde kaldı

Bu arada, Avrupa'da da, planör uçuşu öncülerinden Chanute'un çabalarıyla yeni çalışmalara başlanmıştı Fransa'da uçuş çalışmaları sonradan ünlü bir ad olan Esnault-Pelterie'nin öncülüğünde yapılmaktaydı; ama Wright planörü örnek alınarak yapılan ilk modeller başarısız olmuştu İngiltere'de SF Cody, insan kaldıran uçurtmalarla çalışmalara başlamış ve pek etkili olamayan bir planör yapmıştı Bundan kısa bir süre önce de, Fransa'da, Leon Levavasseur, kanadı kuş kanadına benzeyen bir uçak yaptı

İlk uçak fabrikası 1905 yılında Billancourt'da (Fransa) Voisin kardeşler tarafından kuruldu Voisin kardeşler, kendi planörlerini yapmanın yanı sıra başkalarından da sipariş alıyorlardı Ama Avrupa'da hâlâ denge üstünde durulmaktaydı Bir süre sonra, Brezilyalı havacılık öncülerinden Santos-Dumont, hava gemileriyle (balonlar) çalışmalarını bir yana bırakıp, tek ve çift yüzeyli uçaklarla ilgilenmeye başladı Du-mont'un 1906 yılında kuyruk takımı önde olan ve motorun itme verdiği bir çift yüzeyli uçakla uçmasından sonra, 1909 yılında İngiltere'de AV Roe, çekişli bir çift yüzeyli, JW Dunne da, dünyanın ilk geriye eğik kanatlı uçaklarını yaptılar Ne var ki, bunlarda da denge Ön plana alınmıştı Bir yıl kadar sonra FW Lanc-hester, Newton ve Bernoulli'nin hidrodinamikte yaptıklarını, aerodinamikte gerçekleştirdi ve kanat yüzeyleri üstündeki hava akımı kuramını ortaya koydu



Wright kardeşler, 1909 yılma kadar çeşitli gösteri uçuşları yaparak, havacılık çalışmalarını hızlandırmışlardı ABD'nde Gleen Curtiss adlı bir havacı, hem gövdesini, hem de motorunu kendisi yaptığı, kanat ucuna takılan yanal denetim sağlayan kanatçıklı «Ju-ne Bug» adlı uçağı geliştirdi Avrupa'daki uçak yapımcıları, Henri Farman dışında, kanat uçlarının eğilme-siyle ya da kanatçık takılmasıyla denetim konusunda Wright kardeşlerin izinden gittiler Çeşitli tiplerde yeni uçaklar yapıldı 1909 Reims havacılık seıgisinde' 30'u aşkın uçak sergilendi Yapılan yarışmalarda, Cur-tiss'in «June Bug» tipine benzeyen bir uçak, saatte 77 km'yle hız yarışmasını, bir Antoinette, 155 m yükseklikle, yükseklik yarışmasını ve bir Farman tipi de, 180 km'yle mesafe yarışmasını kazandılar Aynı yıl, Ble-riot, küçük motorlu ve tek yüzeyli uçağıyla Manş denizini geçip İngiltere kıyılarına inerek, uçakların yalnızca tehlikeli oyuncaklar olmadıklarını kanıtladı

Wright uçak tiplerinin yaygınlıklarını korumalarına karşılık, 1910 yıllarında Wright'larm bu alandaki etkileri azaldı ve çeşitli ülkelerde bağımsız modeller ortaya çıkmaya başladı En yüksek performanslı uçakların çift yüzeyliler olmasına karşılık, tek yüzeyli uçaklar üstündeki çalışmalar da sürdürüldü 1910 yılında junkers Almanya'da, tellerle tutturulmak yerine, gövdeye takılmış, konsol kanat tipinin patentini aldı Bundan bir yıl sonra, gene bir Alman uçağında, yeni bir gelişme denendi ve iniş takımlarının uçuş sırasında gövde altına alınabilmesini sağlayan bir mekanizma yapıldı Aynı günlerde, İngiltere'de, Farnborough' daki Kraliyet uçak fabrikasında oleo tipi (yağlı bir amortisör içeren teleskopik geçmeli iniş dikmesi) bir iniş takımı tasarımı yapıldı Bütün bu gelişmeler, uçak
yapımında, ağaç ve tel yerine metallerin kullanımına doğru bir geçişi gösteriyordu Uçak yapım alanındaki öteki gelişmeler de, çekiş gücü veren motorların, kanatların, kuyruk takımının ve iniş takımlarının ta-kılabileceği silindir biçimli gövdelerin ortaya çıkışı oldu Böylece, pilot, yolcular ve motor da hava akımından daha iyi bir biçimde korunabilmekteydi


Uçakların askeri amaçlarla kullanılabilecekleri de ortaya çıkmıştı Başlangıçta, askerî uçakların yalnızca keşif görevlerinde yararlı olabileceği düşünüldü Ama yolcu taşıyan uçakların başka yükler de taşıyabilecekleri açıktı Öte yandan, uçakların akrobatik hareketleri havada kolayca vapabilecekleri, Birinci Dünya savaşından çok önce gösterilmişti Söz konusu savaş sırasında, Almanya, Fransa ve İngiltere'de yapılan uçak modellerinde büyük gelişmeler görüldü ve küçük motorlu, kutu-uçurtma kanatlı uçaklar tarihe karıştı Fokker firması, Almanya'da Morane Parasol'un üstten kanat, Jünkers'in de konsol kanat düşüncelerini bir araya getirip, bir dizi tek yüzeyli uçak yaptı İngiltere çift yüzeyli uçaklardan vazgeçmedi ve 1917'den sonra, çok etkili çift yüzeyli avcı ve bombardıman uçakları yaptı Bu sırada Almanlar, daha önce ABD' nde benimsenmiş olan, güçlendirilmiş kanat kaplamalarını konsol kanatlara uygulamaya başladılar İngiltere en sonunda tek yüzeyli uçaklara geçti; ama gövde yapımında kendi buluşu olan jeodezik yapımı kullandı Bu, alüminyum şeritlerden oluşturulmuş bir tür sepet örgüsüydü ve gerilimleri önce kaplamaya aktarıyor, sonra da yüzeyin her noktasına dağıtıyordu Savaş hasarlarına karşı çok dayanıklı olduğu kanıtlanan bu yapı, çok ağır oluyor ve metal kaplama yerine kumaş kaplama gerektiriyordu Güçlendirilmiş kaplama tekniğinin çok daha iyi sonuç verdiği ortaya çıkınca, bu yapı da kullanılmaz oldu











Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.