Erkek bebek isimleri |
06-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Erkek bebek isimleri-A- ACAR: Atılgan,çevik, Gürcü soyundan ACUN: Evren, kainat ABDULLAH: Allahın kulu ADAL: Ün kazan ADAR: Uygur metinlerinde geçen bir Türk adı; olgunluk, erginlik; omuzdaş ADNAN: İnsanlardan üstün olan; Vatan tutmak; Cennetin orta yerinin adı ADSAY: Moğol hakanlarından biri (Ölümü:1434) AFŞİN: Zırh,silah; Sultan Alparslan'ın komutanlarından biri AHSEN: En güzel AKAL: Beyaz ve kırmızı AKAN: Akmakta olan AKANAY: Akıp giden ay AKARSU: Sürekli akıp giden su AKDORA: Karlı dağın doruk noktası AKEL: Eli uğurlu anlamında AKIN: Düşman topraklarına yapılan saldırı Birşeyin ardıarkası kesilmeyen geliş durumunda olması AKINALP: Savaşan yiğit kişi AKGİRAY:Temiz ve yaraşır AKGÜN: Parlak gün, uğurlu gün AKSOY: Temizsoy, paksoy; Uğurlu soy, kutlu soy AKSU: Kayalardan sızan tatlı ve duru su Anadolu'da birçok akarsu ve yer adı AKTAN: Ak renkli tan, kutlu tan, uğurlu tan AKTUĞ: Beyaz renkli tuğ; Kutlu tuğ, uğurlu tuğ ALANER: Alan eri, meydan yiğidi ALATAN: Güneşin doğuşundan önceki vakit ALATUĞ: Alaca renkli tuğ ALAZ: Yanan bir şeyin yayılan alevi ALDENİZ: Kızıldeniz, al renkli deniz ALDOĞAN: Al renkli doğan kuşu ALEMDAR: Sancak ya da bayrak taşıyan ALGAN: Kentleri, ülkeleri ele geçiren, alan ALGÜN: Kızıl gün; kızıl renkli güneş ALİ: Yüksek,büyük ALİCAN: Ali+Can: üstün yaradılışlı yüce kişi ALİHAN: Ali+Han ALİNUR: Ali+Nur ALİZE: Bir rüzgar adı ALKAN: Al renkli kan, temiz kan ALKANALP: Al kanlı yiğit ALKIM: Gökkuşağı ALKOR: Al renk almış kor ateş ALP: Büyük işler başaran; yiğit ALPAY: Cesur, ay gibi parlak, yiğit ALPER: Yiğit er ALPEREN: Ermiş yiğit, ermiş kahraman ALPERGİN: Yiğit ve olgun, ermiş ALTAN: Hakan'lara verilen san, güneişn doğarken ufka yaydığı kızıl renk ALTUNA: Tuna ırmağının gün batarken aldığı durum için Osmanlılar'ın verdiği ad AMİL: Etken, etmen ANDAÇ: Anılar, hatıralar ANGIN: Ünlü, tanınmış ANIL: "Başkaları tarafından sözün edilsin", sakin, yavaş, ağır ARAS: Bir ırmak adı ARDA: Meriç ırmağının bir kolu; Sonra gelen; İşaret olarak yere dikilen nişan değneği ARDAHAN: Arda+HAN; Doğu Anadolu'da bir ilimiz ARDIÇ: Yemişleri ilaç olarak kullanılan ağaç ARCEM: Ar+Cem (Namuslu, arlı hükümdar, padişah) ARGUN: Gizli, saklı, arınmış Kamıştan yapılmış bir çalgı; Vahşi hayvan ARIN: Arınmak eyleminden arın; sade ol ARKAY: Yükselmek, göğe doğru çıkmak Her yana çıkık durmak ARKIN: Yavaş, ağır, sakin ARMAĞAN: Ödül ARMAN: Kutsal rüya, ermek istenilen şey, arzu ARSUN: Yüreğindeki temizliği yansıtan ASLAN: Güçlü ve yırtıcı bir hayvan Gürbüz ve yiğit kişi AŞKIN: Aşmış, ileri ATA: Dede ve büyükbabalardan herbiri ATABEK: Selçuklularda şehzadelerin eğitimcisi ATAHAN: Soyu hükümdarlardan gelen ATAÇ: Atalardan gelen ATALAY: Ünlü, soylu, tanınmış ATANER: Baban, atan, soyun yiğit anlamında ATAOL: Yüce bir insan ol ATASAGUN: Doktor, hekim ATASOY: Ecdadı soylu ATEŞ: Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla ortaya çıkan ısı ve ışık ATİK: Çabuk davranan, çevik ATIL: Bir amaca doğru hızla ilerleme (A harfi uzatılarak okunmalıdır, aksi halde atıl durağan anlamına gelir) ATILAY: İleri atılan ATILGAN: Girişken, hevesli ATİLLA: Hun hükümdarı (Attila olarak yazılan şekli de türkçedir) AYAZ: Hava ve gece için soğuk AYBARS: Ay gibi parlak, pars gibi çevik ve güçlü Hun Hükümdarı Atilla'nın amcası AYBERK: Güçlü ışığı olan ay AYDEMİR: Yüzü kavisli bir çeşit keser AYDOĞA: Ay doğsun anlamında AYDONAT: Işık donat, parlaklık donat anlamında AYERDEM: Ay+Erdem AYGEN: Dost, gönüldeş AYKUT: Kutlu ay, uğurlu ay AYTAÇ: Ay+Taç AYTAN: Ay+Tan AYTAŞ: Ay gibi parlak ve sert AYTEK: Ay+Tek AYTUĞ: Ay gibi parlak tuğ AYVAZ: Savaş gemilerinde cerrah yamağı AZAD: Özgür, kurtulmuş, başına buyruk anlamında AZER: Ateş BABÜR: Büyük Moğol devletini kuran hükümdarın adı BAHA: Değer, kıymet, üstünlük BAHADIR: Savaşlarda yılmazlığıyla üstünlük kazanan kişi BALKAN: Sarp ve ormanlık sıradağlar BALKAR: Kafkasya'da yaşayan Kıpkaç'ların bir kolu BALKIR: Şimşek BARAN: Direnci kıran, ulu, yüksek BARBAROS: Avrupa'lılar tarafından Hayrettin Paşa'ya verilen isim BARIŞ: Savaşın bittiğinin bir anlaşmayla belirlenmesinden sonraki durum BARLAS: Cenkçi, savaşçı BARTU: En eski Türk hanlarından biri BAŞAR: Başarılı ol anlamında BATIN: Karın, kuşak, nesil BATU: Güçlü, kuvvetli BATUHAN: Batının hanı; Güçlü, kuvvetli han BATUR: Savaşlarda yılmazlığıyla üstünlük kazanan kişi BATURALP: Yiğitler yiğidi BAYHAN: Zengin han, soylu han; Beyhan BAYKAL: Zengin kal, varlıklı kal anlamında; Deniz BAYPARS: Zengin ve kaplan gibi BAYÜLKEN: Yüce insan BEDİZ: Resim, tasvir, süs BEHA: Ender, zor bulunan BEHİÇ: Şen, güleryüzlü BELEN: Bel, geçit, iki dağ arasından geçen yol BELGİ: İşaret, bellenecek şeye konulan im BENGİ: Ölümsüz, hep kalacak olan BENGİSU: Ölümsüzlük suyu BERA: İlim ve cemalde üstünlük BERAT: Birine nişan, madalya veya herhangi bir ayrıcalık verildiğini bildiren belge BERK: Sert ,sıkı ,sağlam BERKAY: Güçlü ve ay gibi BERKE: Altınordu Hükümdarı BERKİN: Çok kuvvetli, pekiştirilmiş BERTAN: BER+TAN=Tan yemişi BESİM: Güleç BETİM: Kişi veya olayları gözde canlandırma, tasvir BİLGE: Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek kişi BİLGEHAN: Bilgili ve soylu kişi; Göktürk imparatorlarından birinin adı BİLGİN: Herhangi bir konuda derin bilgisi olan BİRANT: BİR+ANT= tek yemin BİRGE: Hep beraber anlamında BİRGEN: Yanlız, yanlızlığa alışkın BİRHAN: Tek han, biricik han BİRKAN: BİR+KAN= soyu tek BORA: Yağmurdan önceki kısa ve sert yel BORAN: Gök gürültülü sağnak yağış BUĞRA: İki hörgüçlü,iri deve BUĞRAHAN: ilk müslüman türk hakanı olan " satuk buğrahan" adının birincisi Karahanlılar devrinde yaşamış ve topluca türklerin toplu halde müslüman olmasına vesile olmuştur BULUT: Havada asılı durumdaki su damlacıkları topluluğu BURAĞAN: Kısa süreli ,güçlü yel BURAK: Kişinin ruh durumu; Hz Muhammed'in Kudüs'te dağa çıkarken bindiği at benzeri hayvan BURÇAK: Baklagillerden bir bitki BURKHAN: Heykel C CAN: Yaşamı sağladığına ve ölümle vücuttan ayrıldığına inanılan soyut varlık CANALP: CAN+ALP=Cana yakın, sevimli yiğit CANBERK: Sağlam, canlı, metin CANDAŞ: Candan, değerli dost CEM: Hükümdar,şah CEMRE: Şubat ayında birer hafta aralıklarla önce havada, sonra suda ve en sonra toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi: "Bu cemre sözü Arapça kor ateş manasındadır" CENK: Savaş CESUR: Cesaretli,gözüpek,korkusuz CEYHAN: Akdeniz bölgesinde bir nehir Cihan: Dünya CÖMERT: Eliaçık CUMHUR: Topluluk,kalabalık CÜNEYT: İyi ata binen binici D DAĞHAN: Oğuz tanrılarından biri; Yerkabuğunun çıkıntılı bölümleri; Eski Türklerde dağ tanrısı DALAY: Deniz DALGA: Denizin rüzgarlı havada kabarıp kıyıya sürüklenmesi; Hareketli su kütlesi DARCAN: Sabırsız, aceleci DEĞER: Yüksek nitelikleri olan kimse DEHA: İnsan zekasının ulaştığı en yüksek nokta DEMİR: Yeraltından çıkarılan işlemeye çok elverişli bir metel DENİZ: Yerkabuğunun çukur bölümlerini kaplayan birbirine bağlantılı tuzlu su yığını; derya DENİZHAN: DENİZ+HAN DERİN: Çok gelişmiş, çok ilerlemiş DERMAN: Güç DESTAN: Efsane DEVRAN: Zaman; devir DEVRİM: Hızlı,geniş kapsamlı niteliksel değişim DİNÇ: Güçlü ve sağlıklı kimse DİRİM: Yaşama gücü DOĞA: Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü; tabiat DOĞAÇ: Önceden düşünülüp hazırlanmadan ortaya çıkan düşünce, eylem DOĞAN: Kartalgillerden alıştırılarak kuş avında kullanılan yırtıcı bir kuş DOĞANHAN: Doğan kuşu gibi çevik ve atılgan han DOĞU: Güneişn doğduğu ana yön, şark DOĞUKAN: Doğu halkından olan DONAT: Giyindir, teçhiz et anlamında DORUK: Zirve, dağların en yüksek yeri DORUKHAN: Hanlar hanı (Öneren: Bahar Hamarat) DUMAN: Bir maddenin yanmasıyla çıkan renkli gaz DURU: Berrak,saf DURUL: Berrak duruma gel anlamında DÜNYA: İçinde yaşadığımız gezegen E ECEVİT: Çevik, atılgan EDİZ: Yüksek yer, herşeyin yükseği EFE: Batı Anadolunun yiğidi EFKAN: Çığlıklar, inlemeler EFLATUN: Açık mor EFSUN: Büyü EGE: Yaşça büyük,ulu EGEHAN: Engin denizlerin hükümdarı EGEMEN: Gücü yeter olup buyruğunu yürüten EKİM: Sonbahar mevsiminde bir ay; Toprağı ekme eylemi EKİN: Tahılın tarlaya atılmasından harman oluncaya kadarki adı ELÇİ: Uzlaştırmacı ELGİN: Yurdundan evinden uzak düşmüş kişi ELHAN: Nameler, ezgiler EMİR: Buyruk, komut EMRAH: Saz çalıp, oynayan EMRE: Dost, beylerbeyi, büyük erkek kardeş EMRİ: Emirle ilgili ENGİN: Uçsuz ,bucaksız ENGİNSU: Deniz anlamında ENİS: Dost,arkadaş ENES: Hz Ali'nin komutanı ERDEM: Alçak gönüllülük; Düşünce ve davranışta iyiliklerin bir araya gelmesiyle beliren yetkinlik; Yiğitlik, doğruluk ERDENİZ: Deniz gibi geniş ve engin er EREN: Kendini tanrıya adamış kişi; Evliya, aziz ERENDİZ: Jüpiter gezegeninin adı ERGİN: Olgunlaşmış, ermiş kişi ERGUVAN: Eflatun ile kırmızı arası çiçek açan süs bitkisi ERİM: Bireyin erebileceği uzaklık ERİNÇ: Hiç eksiği ve üzüntüsü olmama durumu; Huzur ERK: Güç ERKİN: İstediği gibi davranabilen,özgür ERKSİN: Güçlü ve kuvvetlisin ERKUT: Uğurlu er ERSEN: Sen ersin anlamında ERSİN: Ersin, erkeksin anlamında; Ateş küreği; Bir çeşit güzel kokulu bitki ERTAN: Erken gün doğma zamanı ERTUNÇ: Tunç gibi sağlam erkek ERTUNGA: Yiğit, hakan ESER: Yapıt ETKİN: Hareketli, yaptırıcı EVGİN: Aceleci, bir işin bir an önce olmasını isteyen EVREN: Varolan şeylerin tamamı EVRENSEL: Her şeyi kapsayan, dünya ölçüsünde olan EYLEM: Bir amaç ve yöntemle yapılan hareketlerin tümü EYÜP: Bir peygamber ismi F FADIL: Faziletli, ahlaklı FAHİR: İftihar edilecek, övülecek FAHRETTİN: Diniyle övünen FAHRİ: Şeref ve itibar için yapılan iş FAİK: Üstün, yüksek FALİH: Başarı kazanan, isteğine ulaşan FARUK: Haklıyı haksızı ayırabilen FATİH: Fetheden, hüküm veren FAZIL: Failetli, ahlaklı FEHİM: Anlayışlı, zeki FERDİ: Kişiye özgü FERHAN: Sevinçli, neşeli FERHAT: Güçlüyü yenip bir yeri ele geçiren FERİD: Eşsiz, benzersiz FERİDUN: Eşsiz, benzersiz FERİT: Avcı kuş FERRUH: Uğurlu, kutsal FETHİ: Fetih ile ilgili FEVZİ: Zaferle ilgili; Galip, üstün gelen anlamında FEYEZAN: Su baskını ,sel FEYYAZ: Bol,verimli,gür FEYZULLAH: Allahın bilimi FEZA: Uzay FIRAT: Türkiye'nin en uzun nehrinin adı FİKRET: Düşünce, akıl, anlayış FİKRİ: Düşünceyle ilgili FUAT: Kalp, gönül FURKAN: İyi ile kötü arasındaki farkı gösteren herşey G GENCAY: Yeni doğmuş ay; Hilal biçimindeki ay GERÇEK: Yakıştırma veya yalanı olmayan GİRAY: Laik ve uygun anlamında; Eskiden Kırım prenslerine verilen ünvan GÖKADA: Samanyolu gibi bağımsız uzay adası GÖKALP: Mavi gözlü genç ve güzel yiğit GÖKAY: Hem gök, hem ay; Güzel ay GÖKBERK: Sağlam ve gök gibi mavi; Engin ve erişilmez GÖKDAL: Yeşil dal, yeni dal GÖKHAN: Göğün hanı; Oğuzhanın altı oğlundan biri GÖKMEN: Sarışın, mavi gözlü kimse GÖKOVA: Muğla ilinde bir körfez GÖKSEL: Gökle ilgili GÖKSENİN: Gök sana ait anlamında GÖKTUĞ: Gök+Tuğ= mavi renki tuğ GÖKTÜRK: Orta Asya da yaşamış eski Türk ulusu GÖNEN: Yazın suyu kuruyan gölcük; Toprağın içerdiği nem, rutubet; Ekilecek toprağın tavlandırılması GÖNENÇ: Bolluk ve rahatlık içinde yaşama GÖRKAY: Güzel ay GÖRKE: İhtişamlı, görkemli GÖRKEM: Göz alıcı ve gösterişli GURUR: Özsaygı, içdeğer GÜÇLÜ: Gücü olan kişi GÜN: Güneş, geneş ışığı GÜNAL: Işık al, ışıklı ol anlamında GÜNDOĞAN: Güneşle doğan, gün doğarken olan GÜNDÜZ: Günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü GÜNEŞ: Gezegenlere ısı ve ışık veren gök cismi GÜNEY: Her zaman güneş gören GÜNSU: Güneş gibi temiz ve berrak su; Hem gün, hem su GÜR: Bol ve güçlü GÜRDAL: Sık dal, biraraya gelmiş güçlü dal GÜREL: Oluş ve dönüşüm durumunda bulunan GÜRKAN: Kanı gür, sağlıklı, hareketli, yerinde duramayan GÜVEN: Korku ve kuşku duymadan inanma duygusu; Herhangi bir tehlikeden uzak olma durumu GÜVENÇ: Güvenme duygusu H HAFIZ: Koruyan, saklayan; Kuran'ı ezberlemiş kişi HAKAN: Eski Türk ve Moğol hükümdarı HAKKI: Doğrulukla, adaletle ilgili HALDUN: Sonsuz, ebedi olan HALİL: Yakın dost HALİM: Sessiz, sakin; Yumuşak huylu; Yavaş HALİS: Katıksız, saf, temiz; Yanlız HALİT: Sonsuz, sürekli HALUK: İyi huylu, geçimli Herkesle iyi geçinen,temiz huylu HAMDİ: Allahı övmek, şükretmek HAMDULLAH: Allahın övgüsü HAMİ; Himaye eden, koruyan HAMİT: Övgüye değer HAMZA: Heybetli, azametli HARUN: İnat eden, huysuz HASAN: Güzellik, iyilik HAŞİM: Gösterişli, muhteşem HAŞMET: Görkem, gösteriş, büyüklük HAYAT: Doğumdan ölüme olan süre HAYATİ: Dirilik, canlılık; Hayatla ilgili HAYDAR: Cesur, yiğit HAYRETTİN: Dinin hayırlı, mübarek kıldığı HAYRİ: Hayırla, iyilikle ilgili HAYRULLAH: Allahın hayırlı ettiği HAZAR: Barış, güven HAZIM: Akıllı, işbilir HINCAL: Öç al anlamında HIZIR: Ölümsüzlüğe kavuştuğuna inanılan kişi HİDAYET: Doğru yola girme, müslüman olma HİKMET: Bilgelik, özlü söz, vecize HİLMİ: Sakin, yumuşak huylu HİMMET: Çaba, emek, irade HÜDAVERDİ: Allahın verdiği HÜR: Özgür HULKİ: Yaradılışla ilgili, iyi huylu, ahlaklı HULUSİ: Saf, içi temiz, samimi, içten HURŞİT: GÜneş HÜRAY: Ay gibi özgür HÜRCAN: Özgür HÜRKAN: Özgür soydan gelen HÜSAM: Keskin kılıç HÜSAMETTİN: Dinin keskin kılıcı HÜSEYİN: Küçük sevgili HÜSNÜ: Çok güzel I-İ ILGAT: Esinli ve akış için kullanılan, yavaş yavaş anlamında ILGAZ: Atla doludizgin ve ansızın yapılan akın saldırı İLBAY: Vali İLGİ: İki şey arasındaki ilişki, bağ; Bir şeye karşı duyulan merak; Belli bir olay veya düşünceye karşı olan eğilim İLGÜN: Halk, ulus, ahali İLHAM: İçe doğma, esin İLHAN: Bir ülkenin başında bulunan hükümdar İLKE: Bir nesnenin, bir olayın, bir varlık türünün doğuşunu sağlayan söz İLTER: Yurtsever İNAN: Bir şeyin doğruluğuna sarsılmaz bir duyguyla katılma İNANÇ: Bir düşünceyi doğru sayarak benimseme; Tanrının varlığına inanma İSFENDİYAR: Pehlivan İSKENDER: MÖ 4 yy'da yaşamış büyük imparator İSTEMİHAN: Göktürk devletinin kurucusu İZGİ: Akıllı, adaletli İZLEM: İzlemek eylemi K-L- KAAN: Hanlar hanı KAHRAMAN: Yiğit,cesur KAĞAN: Hakan, imparator KAMER: Ay KANAT: Kuşlarda uçmayı sağlayan üst üyeler KANDEMİR: KAN+DEMİR=Kanmış tok demir anlamında KARACA: Rengi karaya yakın, esmer; Avrupa ve Asya'nın ılıman bölgelerinde yaşayan kısa ve çatallı boynuzlu bir memeli hayvan KARTAL: Yüksek kayalarda yaşayan yırtıcı bir kuş KAYA: Büyük ve sert taş kütlesi KAYIHAN: Güçlü hükümdar KEREM: Lütuf KERİM: Soylu, cömert, yüce KILIÇ: Uzun ve kesici savunma aracı KIRAÇ: Sulanmayan toprak, kır halinde işlenmemiş bitek olmayan toprak KIVANÇ: Sevinç KIVILCIM: Yanmakta olan ateşten sıçrayan küçük ateş parçaları KORAL: Sınır muhafızı; Kaynağı dini ezgi olan orkestra parçası KORAY: Kızıl renk almış ay KORHAN: Kor ateş gibi han KORKUT: Korkusuz, heybetli KÖKSAL: Kök+Sal KUBİLAY: Moğol hükümdarı KUDAY: Tanrı KUDRET: Erk, iktidar KUNTAY: İri yapılı genç KURTHAN: Kurt+Han KURTULUŞ: Tehlikeli veya kötü bir durumu aşmak KUTALP: Mutlu olmuş yiğit kişi KUTLU: Uğurlu, ongun KUTLUKHAN: Kirman'da hüküm sürmüş hanedan KUZEY: Bir yön KÜRŞAD: Göktürk Prensi LAÇİN: Kahraman, korkusuz, yürekli LEMİ: Parlama, parıltı LEVENT: Savaş zamanında deniz askerliği yapan asker sınıfı LİDER: Önder -M-N- MAHİR: Becerikli, maharetli uz elli MECNUN: Çılgın, deli MELİH: Güzel, şirin, sevimli MENGÜ / MENGİ: Ölümsüz, ebedi MERİÇ: Balkan Yarımadasından geçen bir ırmak MERT: Yiğit, sözünün eri MERTCAN: Yiğit can METE: Bey soyundan gelen, soylu METEHAN: Bilinen en eski Türk hükümdarı Liderliği ve harp sanatı bugün bile akademilerde ders olarak verilmektedir MİRALAY: Albay MURAT: Dilemek ,arzu etmek MURATHAN: Murat+Han MUTLU: Ongun, mesut NASUH: Öğüt veren, temiz, saf NEDİM: Arkadaş NEHAR: Gündüz NESİM: Hafif ve tatlı tatlı esen rüzgar NEZİR: Adamak anlamında NİDA: Bağırma, sesle çağırma, haykırma NİHAT: Huy, tabiat, yaradılış Ö ÖCAL: Yapılan kötülüğün acısını çıkar ÖĞÜT: Birine doğru,uygun yol göstermek için söylenen söz ÖKTEN: Akıllı, bilgili, kahraman ÖMER: Dirilik, canlılık, yaşama, ömür sürme; İslam'ın ikinci halifesi Hz Ömer'in adı ÖMÜR: Hayat ÖNAL: Önde ol, üstün gel ÖNCEL: Bizden önce yaşamış olanlar ÖNCÜ: Bir hareket veya düşünce akımını başlatan ÖNDER: Topluluk davasında önde giden, yönlendiren kişi, lider ÖNER: Önde giden er; Önermek eyleminden öner, tavsiye et ÖNEY: Önde olan, üstün ÖNSEL: Hiç bir denemeye dayanmayan, yalnız akıl yoluyla yapılan ÖRSAN: Yüce adı olan ÖVGÜN: Övülmüş, övülen kimse ÖZALP: Öz yiğit, gerçek yiğit ÖZAY: Gerçek ay ÖZDEN: Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili ÖZEN:Bir işin elden geldiğince iyi yapılmasına çalışma, ihtimam ÖZENÇ: İstek; İmrenme ÖZER: Gerçek er, özü er olan ÖZGEHAN: Cana yakın, sıcak kanlı han, yürekli han, cesur han ÖZGENÇ: Kişiliği genç olan ÖZGÜN: Nitelikleri bakımından benzeri olmayan, eşsiz ÖZGÜR: Herhangi bir koşul veya biçime bağlı olmayan, başına buyruk, hür ÖZKAN: Soylu kan, gerçek kan, temiz kan anlamında P PAKER: Temiz, dürüst PAMİR: Orta Asya'da bir yayla; Dünyanın çatısı PAMİRHAN: Pamirler'in hükümdarı PARS: Kedigillerden yırtıcı bir hayvan PEKCAN: Çok can, çok cana yakın PEKER: Güçlü yiğit, çok sağlam PEKİN: Doğruluğu kesinlikle bilinen PELİT: Palamut meşesi POLAT: Çelik; Güç kuvvet POYRAZ: Kuzeydoğudan esen rüzgar R RAFET: İyilik, çok acıma, esirgeme RAGIP: Arzu eden, istekli, rağbet eden RAHMİ: Acıyan RAİF: Esirgeyici, merhametli RAMİZ: Çok akıllı RAUF: Çok merhametli, pek esirgeyen RECEP: Heybetli, gösterişli, saygıdeğer; Üç ayların ilki REFİĞ: Rahatlık ve huzur içinde yaşayan kimse REFİK: Arkadaş, yol arkadaşı; Ortak; Koca; Ağırbaşlı REHA:Zenginlik, bolluk içinde olma; Kurtulma, kurtuluş REİS: Başkan RENAN: İnleyen, ağlayan REŞİD/REŞİT: Doğru yolu tutan; Olgun, yetkin REVAN: Su gibi akıp giden RIDVAN: Razılık, hoşnutluk, kabullenmek RIFAT/RİFAT: Yücelik; Yüksek rütbe RIFKI: Yumuşaklık, naziklik; Zarafet RIZA: Hoşnut kalma, memnun olma; Razı olma, kabullenme; Kaderine boyun eğme RİVA: Suya doymuşlar RUHİ: Ruha ilişkin, ruha ait, ruhla ilgili RUŞEN: Parlak, aydın; Belli, açık, aşikar -S-Ş- SABRİ: Sabra ilişkin, sabırlı kişi, sabreden Sabutay: Cengizhan'ın en yakın arkadaşı SADIK: Doğru, gerçek; Dostluluğu ve bağlılığı içten olan SADİ: Mutlulukla ilgili SADRİ: Yürekle, göğüsle ilgili SAĞINÇ: Dayanıklı, yıkılmaz; Sağlıklı, sıhhatli; Güvenilir, inanılır bir temeli olan SAİM: Oruçlu SAİT: Kutlu, uğurlu; Cennetlik kimse SALİH: Yararlı; Yetkili; Dinin buyruklarına uyan SAMET: Çok yüksek, ulu; Tanrı adı; Hiçbirşeye ve kimseye gereksinimi olmayan SAMİ: Duyan, işiten; Yüce, ulu, yüksek; Dinleyen, dinleyici SAMİM: Birşeyin içi, özü, merkezi, temeli, kökü SANBERK: Gücüyle tanınmış SANCAK: Bayrak SANCAR: Kısa kama SANER: Ünlü, tanınmış SARP: Dik, geçilmesi ve çıkılması zor SARPER: SARP+ER=zor erkek kişi SATVET: Zorlu SAVAŞ: Silahlı mücadele, harp; Uğraşma, kavga SAYGIN: Saygı gören, saygı gösterilen SEÇKİN: Niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, elit SEDAT: Doğruluk, haklılık; Dikkat SEFA: Gönül rahatlığı, sakin olma; Eğlence, zevk, neşe SELÇUK: Hatiplik yeteneği olan SELİM: Doğru, dürüst, kusursuz; Kolayca iyileşen SELMAN: Barış içinde bulunma SEMEN: İyi beslenen SEMİH: Cömert,eliaçık SENCER: Kale, askeri siper SERCAN: Sevgili, sevilen SERDAR: Askerin başı, başkomutan, başbuğ SERHAT: Sınır boyu, hudut, uç SERKAN: Başkan, soylu kan SERMET: Sürekli, devamlı SERTAÇ: Baş tacı, çok sevilen SERTUĞ: Baştuğ SEZA: Değer, yaraşık, uygun SEZAİ: Uygun, yaraşır SEZGİN: Sezmiş olan SİNAN Süngü, mızrak SONAT: Bir veya iki şarkı için yazılmış 3-4 bölümden müzik yapıtı SONER: Son er, artık erkek çocuğu olmasın anlamında; Sona er anlamında SORGUN: Söğüt ağacının bir cinsi; Mısır kavağı SÖYLEM: Konuşan bireyin kullandığı dil SUALP: Asker, yiğit SUNAY: Adak ayı SUNGUN: Bağış, ihsan SUNGUR: Soğukkanlı, sakin kimse SÜAVİ: Herkesin yardımına koşan SÜER: Yiğit asker SÜERDEM: Erdemli asker SÜHA: Büyükayı yıldız kümesindeki en küçük yıldızın adı SÜMER: Aşağı Mezopotamya'da yaşamış bir kavim ŞAHİN: Kartalgillerden yırtıcı bir kuş ŞAH: Kral anlamında ŞAN: Ün, şöhret ŞANSAL: Şanın yayılsın ŞARIK: Parlak, parlayan ŞEHMUZ: Hükümdar soyundan gelen ŞEN: Halinden memnun yaşayan ve etrafına yayan ŞENER: Şen+Er ŞİMŞEK: İki bulut arasında veya bir bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışık; Parıltı T TAHA: Yüksek bulut; Yaymak, düzgün serip döşemek; Peygamberimizin adlarındandır TAN: Sabahın gün doğmadan önceki zamanı, sabah aydınlığı TANAL: Tan kızıl, kızıl tan anlamında TANAY: Şafaktaki ay TANDOĞAN: Şafak vakti; Tan vakti dünyaya gelen TANGÜN: Hem tan, hem güneş TANIL: Bilin, ün yap, isim yap TANSEL: Tan vaktinin güzelliğini kendinde yansıtan TANYOL: Işıklanacak yol, güneşlenecek yol TARIK: Sabah yıldızı TARKAN: Ayrıcalıklı, saygın kişi TAYFUN: Şiddetli fırtına TAYFUR: Bir kuş ismi TAYGA: Avrupa'dan Doğu Asya'ya kesintisiz uzanan orman TAYLAN: Boylu poslu kimse; Yele açık olan yer; Fırtınalı bozuk hava; Ormansız çıplak yer TEOMAN: Duman, tuman; Hun imparatoru Mete Han'ın babası TİBET: Çin'in batısında bağımsız bir bölge TINAZ: Savrulmak için hazırlanan ekin yığını TOKTAMIŞ: Altınordu devleti hanı TOLGA: Eski savaşçıların başlarına giydikleri demir başlık, miğfer TOLUN: Tamamıyla aydınlık ve yuvarlak olan TOLUNAY: Dolunay TONGUÇ: En büyük çocuk TORAMAN: Tombul, iri yapılı çocuk TOYGAR: Tarla kuşu TOYGUN: Genç, delikanlı TÖRE: Bir toplumun gelenek, görenek ve alışkanlıkları TUFAN: Şiddetli yağmur TUNCA: Meriç ırmağının bir kolu TUNÇ: Bakır, çinko ve kalayın karışımından oluşan, pirince benzeyen koyu kızıl bir alaşım TUTKU: Bir insanın isteme, duyma ve düşünmesine egemen olan çok güçlü duygu; Uzun süreli kalıcı ve güçlü duygulanım; Güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç, ihtiras TÜMAY: Sessiz, rahat, huzurlu TÜMER: Çok, olanca erkek TÜREL: Türe ile ilgili olan, hukuki -U-Ü- UFUK: Aklın alabileceği mesafe, sonsuz düzlem UBEYDULLAK: Kulcuk UĞUR: Bazı olaylarda görülen ve insana iyilik geitridiğine inanılan belirti veya bazı nesnelerde varolduğuna inanlılan iyilik kaynağı ULUBEY (ULUĞBEY): Erdemleri bakımından çok büyük saygı gören erkek kişi; Büyük Türk bilgini ve gökbilimcisi Uluğbey ULUÇ: Selçuklularda Türkmen beylerine verilen ad ULUĞ: Büyük, yüce UMAR: Çare UMUR: Aldırış etmek, önemsemek; Tecrübesi çok olan, deneyimli UMUT: Ümit, umulan; Güven duygusu veren kişi ya da şey UNAN: Sadakat, bağlılık URAĞAN: Birkaç kasırganın karşılaşmasıyla oluşan şiddetli fırtına URAS: Mutluluk, talih, şans UTKAN: Ateşli kan UTKU: Zafer UYGAR: Uygarlığa bağlı olan UYGUR: Uygur devletinden olan kimse UZAY: Bütün gökcisimlerinin içinde bulunduğu sonsuz boşluk ÜLKÜ: Ulaşılmak istenen yüce dilek; Yanlız düşüncede varolan şey ÜNAL: Ünün duyulsun ÜNSAL: Herkesçe tanın, ünlü ol, ününü her yana sal ÜNSAN: Ünlü ve sanlı ÜRÜN: Denizlerden, topraktan ve insanlardan emekle elde edilen V VARGI: Varılan sonuç, hüküm VARGIN: Varan, ulaşan, dileğine erişen VELİ: Ermiş, Eren, Evliya VOLKAN: Yanardağ VURAL: Vurarak al VURGUN: Tutkun, aşık -Y-Z- YAĞIZ: Esmer, Yiğit YAĞIZHAN: Esmer han YALGIN: Serap, Aşı kalemi almaya ve aşılamaya elverişli ağaç, çiçek YALIM: Alev YALIN: Sade, gösterişsiz YALINAY: Bulutsuz gecedeki ay YALMAN: Sarp, dik YAMAN: Güç, beceri bakımından alışılmışın üzerinde olan YANKI: Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle oluşan ikinci ses, Bir olgunun çevrede uyandırdığı duygu YARDAN: Sevgiliden YAREN: Arkadaş, yakın dost YARGI: Hüküm, muhakeme, Eleştirme YARKIN: Güneş ışığı, güneş aydınlığı, Şimşek YASİN: Kur'an'da bir sure YAVER: Yardımcı YEKTA: Tek, benzersiz YENER: Yarıştığı kişiye karşı üstün gelen anlamında YESUGAY: Moğol hükümdarı Cengizhan'ın babası YETKİN: Gerekli olgunluğa ve bütünlüğe ulaşmış YİĞİT: Güçlü, yürekli kahraman YILAYDIN: Aydınlık yıl YÜCE: Ulu YÜCEL: Yüksel anlamında ZAFER : Amaca ulaşma, başarı - Düşmanı yenme ZAHİT : Parlak yıldız ZAHİR : Zekeriya'nın oğlu olan peygamber - Allah lütufkardır anlamında ZEKAİ : Zeka ile ilgili ZEKERİYA : Erkek - Bir peygamber ZEKİ : Çabuk anlayan, kavrayan ZEYNEL : Zenelabidin'in kısaltılmışı ZİHNİ : Akılla ilgili ZİYA : Aydınlık, nur |
|