Histolojik Derecelendirme |
06-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Histolojik DerecelendirmeHistoloji doku bilmidir, çalışma alanına hücreseler yapılar ve fonksiyonlarıda girer Pataloglar dokular ve hücreler üzerinde labratuvar çalışması yapan doktorlardır Meme kanseri hastalarının tedavilerine yön vermek ve var olan tümörün tipini belirlemek amacı ile pataloglar genellikle hasların kanserli tümörlerine histolojik dereceler verirler Günümüzde en yaygın olarak kullanılan histolojik derecelendirme sistemi, Scarff-Bloom-Richardson sistemidir Tümörün histolojik derecelendirmesinin yapılması için pataloglar meme kanseri hücrelerini ve bunların dağılımını mikroskop altında incelelerler Örnek meme kanseri hücreleri göğüs biyopsisi, lumpektomi yada mastektomi operasyonları ile elde edilir Scarff-Bloom-Richardson Derecelendirme Sistemi Pataloglar kanserin histolojik derecesini saptarken, üç ana özelliğe dikkat ederler: hücrelerin bölünme hızı, borusal yapılar oluşturmuş kanser hücrelerinin yüzdesi, ve hücre büyüklüğünde, düzgünlüğünde görülen değişimler Belirleme aşamasında, bu özelliklerin her birine 1 ila 3 arasında bir değer verilir, (1 yavaş hücre çoğalmasını – 3 hızlı hücre çoğalmasını belirtir) Sonuç derecelendirmenin yapılabilmesi amacı ile bu üç kategoride alınan puanlar toplanılır ve 3 ila 9 arasında değişen bir rakam elde edilir Borusal Yapılar İçinde bulunan Kaser Hücrelerinin Yüzdesi Puan %75 ten daha fazla 1 %10 ila %70 arasında 2 %10 dan daha az 3 Hücre yapısında ve şeklinde olan değişikler Puan Küçük Düzgün Hücreler 1 Normal hücrelerden boy ve yapıda orta ölçekli farklılaşım 2 Belirgin farklılaşım 3 Hücre Bölünmesi (Mitosis Sayısı) Puan 7 ye kadar 1 8 ila 14 arası 2 15 yada daha fazla 3 Toplam sonucu 3,4 yada 5 olan tümörler birinci derece yada iyi farklılaşmış (Well differentiated) olarak adlandırılırlar Toplam sonucu 6 yada 7 olan tümörler ikinci derece yada orta farlklılaşmış (Moderately dirrerentiated) , toplam sonucu 8 yada 9 olan tümörler üçüncü derece yada kötü farklılaşmış (Poorly differentiated) tümörler olarak adlandırılırlar Aşağıdaki tablo, Scarff-Bloom-Richardson sistemine göre derecelendirmeyi ve ortalama hayatta kalma sürelerini özetlemektedir Derece (Grade) Tanımlama Puanları 5 yıl sonunda 7 yıl sonunda 1 derece Hücreler normal görünürler, hızlı bölünmez ve küçük tüp benzeri yapılar oluşturmuşlardır 3,4,5 95% 90% 2 derece Birinci ve ikinci derece tümörlerin arasında özelliklerre sahiptir 6,7 75% 63% 3 derece Hücreler normal görünmemektedir ve normal hücrelereden daha hızlı böyümekte ve bölünmektedirler 8,9 50% 45% Pataloglar tümörlerin derecelendirmesini yaparken nekrosis adı verilen ve kanser hücrelerinin öldüğü bölgelere de bakılır Yüksek dereceli tümörlerde, lumpektomi ile alınmış örneğin sınırına yakın alanlarda nekrosis bulunması yada DCIS tipi kanserlerin büyük bir bölümünde nekrosis bulunması durumunda tedavi sonrası kanserin tekrar etmesi riski göreceli olarak daha yüksektir Hormon Algılayıcıları Durumu Vücudumuzun bazı işlevlerini kontrol etmek amacı ile salgılanan hormonların arasında östrojen ve progesteron adı verilen dişilik hormonları da vardır Hücrelerimizin yüzeyinde kanda bulunan hormonları algılayan bölgeler vardır, bunlara hormon algılayıcıları denir Bunu algılayıcıları kilit, hormonları anahtar gibi düşünerek daha kolayca kavrayabiliriz Doktorlar biyopsi yada göğüs operasyonları sonrasında alınan meme kanseri hücrelerinde östjojen veya progesteron hormonları algılayıcılarının olup olmadığını kontrol ederler Bu algılayıcıların östrojen için var olması durumun da ER+, progesteron için var olması durumun da ise PR+ işaretleri kullanılır ER+ yada PR+ olan hastalar, kanserli hücrelerinde bu hormon algılayıcıları olmayan hastalar ile karşılaştırıldığında tedaviye daha iyi cevap verirler Kanserli hücreleri ER+ veya PR+ olan hastalar, aynı zamanda kemoterapiye veya hormon tedavisine cevap vermeye daha yatkın olurlar ER+ kanser hücrelerine sahip hastalar uygun hormonal değişimlere olumlu tepki vermeye daha yatkın olurlar Örneğin, ER+ olan hastalar tamoksifen adı verilen ilacı aldıklarında, bu ilaç östrojen algılıyıcılarını bloke ederek östrojenin algılıyıcılara ulaşmasını engeller, ve çoğalmak için östrojene gerek duyan kanser hücrelerinin büyümesi ve çoğalması yavaşlar Araştırmacılar PR+ algılayıcıları konusunda daha az bilgiye sahipler ancak çoğu zaman PR+ olan hastalar aynı zaman da ER+ de olmaktadırlar Eğer kanserli hücreler ER+ değilken, PR+ se hastaların tedaviye olumlu cevap verme olasılığı azalabilir HER2 (Human Epidermal Growth Factor Receptor 2, Insan epidermik büyüme faktörü algılayıcısı 2) hücrelerimizin çeperinde bulunan bir protein algılayıcısıdır ve hücrelerimizin büyümesinin kontrol altında tutulmasında anahtar bir rol oynar Hücrede bulunan HER2 (bazen HER2/neu olarakta yazılır) geninin değişmesi, gerektiğinden fazla HER2 algılayıcısı üretilmesine neden olabilir Hücre yüzeyinde bu gereğinden fazla HER2 algılayıcısı olma durumu hücre büyümesinde ve çoğalmasında artışa neden olur, böyle durumlarda oluşan tümörler genellikle daha saldırgan olurlar HER2 algılayıcılarının normalden fazla olma durumu (HER2/neu + olarakta yazılır) meme kanseri hastalarının %25 ila %30unda görülmektedir Herceptin, adı verilen yeni bir ilaç HER2/neu + ve kanseri metastaz yapmış olan meme kanseri hastalarında kullanılmak üzre Amerikan Yiyecek ve İlaç İdaresi (Food & Drug Administration) tarafından onaylanmıştır Meme kanserinin metastaz yapması demek, kanserin göğüs dokusu ve koltuk altı lenf bezlerinin ötesine yayılmış olması demektir HER2 algılayıcılarının fazla olup olmadığı biyopsi, yada göğüs ameliyatı sonrasında çıkarılan örneklerden test edilebileceği gibi, daha önceden alınıp korunmuş olan tümör örnekleri üzerinde de test edilebilir Meme kanseri tanısı konmuş kadınların HER2 testi için hemen baş vurmaları tedavinin erken aşamada planlanması açısından çok önemlidir DNA Sitometrisi (DNA cytometry) ve Diğer Hücre Özellikleri Sitometri hastanın hücrelerinin sayılması ve ölçülmesi işlemidir DNA sitometrisi tümörün saldırganlığının belirlenmesi amacıyla göğüs tümörü DNAsının miktarının (ploidy) ölçülmesi işlemidir Ploidy kanserin ne kadar hızlı yayılabileceğinin tahmin edilmesinde kullanılır Normal hücrelerin içerdiği miktarda DNA içeren kanserli hücrelere diploid, normal hücreler ile karşılaştırıldığında daha fazla yada daha az DNA içeren kanserli hücrelere aneuploid denir Meme kanserlerinin yaklaşık olarak üçte ikisi aneuploid dir Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, aneuploid kanserler diploid kanserlerden daha saldırgan olma eğilimindedirler Sitometrik ölçüm tekniklerinden biri olan akış sitometrisi ile tümörün S-Fazı (S Phase) ölçülebilir S-Fazı hücre bölünmesinde sentez aşamasında olan hücrelerin oranı demektir S-Fazında çok fazla oranda hücre bulunması tümörün daha saldırgan olduğunu gösterir p53 hücrelerimizde bulunan ve görevi hücre büyümesini önlemek olan bir gendir Bu gende oluşabilecek değişimler (mutasyonlar) bu genin görevini gerektiği gibi yapmaması ile sonuçlanabilir Meme kanseri tümörlerinin bir kısmında mutasyona uğramış p53 genine raslanmıştır, genellikle bu mutasyonu gösteren hastalar tedaviye daha kötü cevap verirler Kanserin Büyüme Hızı Değişik tipteki kanserler değişik hızlarda büyürler Tümörün boyutunu bir kat arttırması için gerekli zamana ‘ikiye katlanma zamanı’ denir (doubling time) Meme kanserlerinin çoğunun ikiye katlanma zamanı 50 ila 200 gün arasında değişir İlk normal hücrenin değişerek kanser hücresine dönüşmesi, tümörün belirlenebilecek boyuta gelmesinden yıllar önce olur Böylesine bir değişimin, elle hissedilebilecek boyuta olaşması yaklaşık olarak 5 ila 10 yıl alır |
|