Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hanın, murat, rüyası, sultan

Sultan Murat Han'ın Rüyası

Eski 06-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan Murat Han'ın Rüyası



Sultan Murad Han o gün bir hoştur Telaşeli görünür Sanki bir şeyler söylemek ister sonra vazgeçer Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil Veziriazam Siyavuş Paşa sorar:

- Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var?

- Akşam garip bir rüya gördüm

- Hayırdır inşallah?

- Hayır mı şer mi öğreneceğiz

- Nasıl yani?

- Hazırlan, dışarı çıkıyoruz

Ve iki molla kılığında çıkarlar yola Görünen o ki, padişah hâlâ gördügü rüyanın tesirindedir ve gideceği yeri iyi bilir Seri, kararlı adımlarla Beyazıt’a çıkar, döner Vefa’ya, Zeyrek’ten aşağılara sallanır Unkapanı civarında soluklanır Etrafına daha bir dikkatle bakınır İşte tam o sırada yerde yatan bir ceset gözlerine batar, sorarlar;

- Kimdir bu?

Ahali:

- Aman hocam hiç bulaşma, derlerAyyaşın meyhusun biri işte!

- Nerden biliyorsunuz?

- Müsaade et de bilelim yani Kırk yıllık komşumuz Bir başkası lafa girer;

- Biliyor musunuz, der Aslında iyi sanatkârdır Azaplar çarşısı’nda çalışır Nalının hasını yapar Ancak kazandıklarını içkiye, fuhuşa harcar Hem şişe şişe şarap taşır evine, hem de nerde namlı mimli kadın varsa takar peşine Hele yaşlının biri çok öfkelidir

- İsterseniz komşulara sorun, der Sorun bakalım onu bir cemaatte gören olmuş mu? Hasılı, mahalleli döner ardını gider Bizim tedbili kıyafet mollalar kalırlar mı ortada!

Tam vezir de toparlanıyordur ki, padişah keser yolunu :

- Nereye?

- Bilmem, bu adamdan uzak durmayı yeğlersiniz sanırım

- Millet bu, çeker gider Kimseye bir şey diyemem Ama biz gidemeyiz, şöyle veya böyle tebamızdır Defini tamamlamak gerek

- İyi ya, saraydan birkaç hoca yollar, kurtuluruz vebalden

- Olmaz, rüyadaki hikmeti çözemedik daha

- Peki ne yapmamı emir buyurursunuz?

- Mollalığa devam Naaşı kaldırmalıyız en azından

- Aman efendim, nasıl kaldırırız?

- Basbayağı kaldırırız işte

- Yapmayın, etmeyin sultanım, bunun yıkanması, paklanması var Tekfini, telkini

- Merak etme ben beceririm Ama önce bir gasilhane bulmalıyız

- Şurada bir mahalle mescidi var ama

- Olmaz, vefat eden sen olsaydın nereden kalkmak isterdin?

- Ne bileyim, Ayasofya’dan, Süleymaniye’den, en azından Fatih Camii’nden

- Ayasofya ile Süleymaniye’de devlet erkanı çoktur Tanınmak istemem Ama Fatih Camii’ni iyi dedin Hadi yüklenelim Ve gelirler camiye Vezir sağa sola koşturur, kefen tabut bulur Padişah bakır kazanları vurur ocağa Usulü erkanınca bir güzel yıkarlar ki, naaş; ayan beyan güzelleşir sanki Bir nurdur, aydınlanır alnında Yüzü sâkilere benzemez Hem manâlı bir tebessüm okunur dudaklarında Padişahın kanı ısınmıştır bu adama, vezirin de keza Meçhul nalıncıyı kefenler, tabutlar, musalla taşına yatırırlar Ama namaz vaktine bir hayli vardır daha Bir ara vezir sıkıntılı sıkıntılı yaklaşır


- Sultanım, der Yanlış yapıyoruz galiba

- Nasıl yani?

- Heyecana kapıldık, sorup soruşturmadan buraya getirdik cenazeyi Kim bilir belki hanımı vardır, belki yetimleri?

- Doğru, öyle ya, neyse Sen başını bekle, ben mahalleyi dolanıp geleyim Vezir, cüzüne, tesbihine döner, padişah garip maceranın başladığı noktaya koşar Nitekim sorar soruşturur Nalıncının evini bulur Kapıyı yaşlı bir kadın açar Hadiseyi sükunetle dinler Sanki bu vefatı bekler gibidir

- Hakkını helal et evladım, der Belli ki çok yorulmuşsun Sonra eşiğe çöker, ellerini yumruk yapar, şakaklarına dayar Ağlar mı? Hayır Ama gözleri kısılır, hatıralara dalar belki Neden sonra silkinip çıkar hayal dünyasından

- Biliyor musun oğlum? Diye dertli dertli söylenir Bizim efendi bir âlemdi, vesselam Aktamlara kadar nalın yapar Ama birinin elinde şarap şişesi görmesin; elindekini avucundakini verir satın alırdı Sonra getirip dökerdi helaya!

- Niye?

- Ümmeti Muhammed içmesin diye

- Hayret

- Sonra, malum kadınların ücretlerini öder eve getirirdi Ben sizin zamanınızı satın aldım mı? Aldım, derdi Öyleyse şimdi dinlemeniz gerek O çeker gider, ben menkîbeler anlatırdım onlara Mızraklı ilmihal Hücceti islam okurdum

- Bak sen! Millet ne sanıyor halbuki

- Milletin ne sandığı umrunda değildi Hoş, o hep uzak mescidlere giderdi Öyle bir imamın arkasında durmalı ki, derdi Tekbir alırken Kabe’yi görmeli

- Öyle imam kaç tane kaldı şimdi?

- işte bu yüzden Nişancı’ya, Sofular’a uzanırdı ya Hatta bir gün; Bakasın efendi, dedim Sen böyle böyle yapıyorsun ama komşular kötü belleyecek İnan cenazen kalacak ortada

- Doğru, öyle ya?

- Kimseye zahmetim olmasın deyip, mezarını kendi kazdı bahçeye Ama ben üsteledim iş mezarla bitiyor mu, dedim Seni kim yıkasın, kim kaldırsın?

- Peki o ne dedi?

- Önce uzun uzun güldü, sonra;

- Allah büyüktür hatun, dedi Hem padişahın işi ne?



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.