Japon Sanatları - No Sanatı nedir |
06-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Japon Sanatları - No Sanatı nedirJapon Sanatları - No Sanatı nedir Japon Sanatları - No Sanatı (Japon Gösteri Sanatı) No Sanatı No, Japon gösteri sanatıdır Müzik, dans ve şiiri birleştiren bu tiyatro biçimiyle, türün kuralları kesin olan ve olaya önem veren Batı tiyatrosu arasında bir benzerlik kurmak güçtür No?da dansın ve şarkının desteği olan metin, yalnızca birkaç temel kompozisyon kuralına uymak zorundadır; düzenli bir biçimde olan no?da olay, düş ve gerçek arasında gidip gelen bir atmosfer yararına gelişir; no? nun kimi zaman dinsel temalara ya da Buddhacı öğretinin bazı noktalarıyla ilgili tartışmalara dayanması, aydınlatıcı bir gösteri halini aldığı tapınaklarda doğmuş olmasından kaynaklanır Amacı, gerçeğin kalıcı, güzelin de dayanıklı olmadığını hissettirmektir XVI yy?dan XLX yy?a kadar özellikle askeri aristokrasiye ayrılmış olan no, başlangıçta, günümüzde de olduğu gibi çok geniş bir seyirci kitlesine seslenirdi Köken ve Tarihçe XIV yy?dan önceki her türlü eğlence biçimi, Asya kıtası kökenli iki büyük aileye bağlanabilir: Bugaku ve sangakuBugaku (danslar), kendine özgü müziğin eşliğinde (gagaku), Çin?den VIII yy?da gelen bir saray eğlencesiydi O dönemde müzik ilkeleri öylesine kesinlik kazandı ki, yerli dinsel (şinto) dansların müziği (kaguralar) de bunlara uymak zorunda kaldı Kagura, büyük no kuramcısı ve oranı Zeami tarafından no?nun başlangıçtaki biçimi olarak kabul edildi; buna karşılık bugaku ince bir estetik kültür gerektiriyordu, bu da özellikle resmi sanatçılarda vardı Sangaku ise kaba olduğu için saray tarafından hor görülüyor, buna karşılık sıradan kişiler tarafından seviliyordu; halk dilinde sangaku sözcüğü kısa sürede maymunların dansı anlamına gelen sarugaku ?ya dönüşmüştü Genel olarak sarugakular, panayır gösterileriydi (cambazlar, hayvan terbiyecileri, kuklalar, soytarılar, vb ?nin gösterileri) 1374′te, prens Yoşimitsu henüz on yedi yaşındayken izlediği bir sarugaku gösterisi sırasında no oyuncuları yetiştiren beş okuldan birinin yöneticisi Kanami?nin dansını izledi ve oyunundan öylesine etkilendi ki, sanatçıyı on bir yaşındaki oğlu Zeami?yle birlikte saraya çağırttı Bu tarihten başlayarak, no büyük önem kazandı Sarugaku?nun, Kanami ve Zeami? ye özgü, daha çok savaşçılar ya da şeytanlara, kısacası ****** gösterilerine yer veren ?Yamato tarzı? öbürlerine oranla varlığını korudu Büyük no ustası Zeami, inceleme yazılarında, yazar ve dönemi, yazar ve oyuncu, oyuncu ve izleyici arasında uyumun, tutarlılığın önemi üstünde durmuş hatta ovuncudan pİveslerini kendisinin oluşturmasını istemiştir XV yy boyunca ve XVI yy?ın bir bölümünde, no özellikle Zeami?nin damadı Zençiku sayesinde de canlı bir sanat olarak kaldı Daha başka yazarlar no?yu yenilemeye giriştiler, ancak her ne kadar başarılı oldularsa da, hiçbiri asıl ustaların başarısına erişemedi No da giderek halka açık sahnelerden çekilip şatolara kapandı Sanatçıların çoğu merkezden taşraya kaydılar ve yeniden bu işe başlamayı denemediler Bununla birlikte, silik rollerde yer almış olan Umevaka Nihom, yeniden no oynadı Sağladığı başarı herkesi yüreklendirdi ve beş okul yeniden önem kazandı Dört yüzyıllık bir aradan sonra no, oldukça kalabalık bir izleyici buldu Sahne Eskiden sahneler açık havada kuruluyordu Günümüzdeyse oyunlar, oyuncu okullarının küçük salonlarında sahnelenmektedir Bununla birlikte, sahne geleneksel yapısını korumuştur Sahne için, yalnızca dört köşeye dikilen dört direk yeterliyken, çatısı da tutulmuş ve böylece no düşüncesinden ayjılamayacak olan ?mimari çerçeve? korunmuştur Yerden yaklaşık 1 m yükseklikte kurulan sahne, birbirinden ayrı iki bölümden oluşur: Bir yanda, dar bir alanda uzanmış kare bir sahne, öbür yanda da üstü çatıyla kaplı olan yüksek bir geçit (geçidin ucunda da kulisi belirleyen bir perde bulunur) Koro sahnenin sağında yere diz çökmüş olarak yer alır; orkestraysa diptedir Orkestranın arkasında, dipteki bölmeye karşı; gösterinin iyi bir biçimde sürmesine dikkat eden ?gözeticiler? otururlar Orkestra, Koro ve Düzen Orkestranın önemli bir görevi vardır Kimi kişilerin çağrıştırılmasını sağlayan havayı yaratacak uyumlu sesleri verir Davulcuların işaretiyle başlayan makamlı bağrışmalar, müziğin et kileyici özelliğini çoğaltır ve izleyicide hemen hemen bir ipnotizma durumunu yaratmaya yarar Orkestrayla aym zamanda koro da dipteki küçük kapıdan geçer Olaylara katılmayan bu koro, oturan dört, sekiz ya da on iki şarkıcıdan oluşur ve özellikle baş oyuncuya yardımcı olur Oyuncular Baş oyuncu ya da baş dansçı, şite?dir Site dans eder, şarkı söyler, son derece karmaşık bir rolü vardır Görkemli kıyafetiyle bütün dikkatleri üstünde toplar, ikinci kişi olan vaki?nin (keşiş] giysisi, pek dikkat çekici değildir Hemen her zaman ilk olarak içeri o girer, kendisini olay yerine ***üren yolculuğu betimler, sonra dualar okuyarak, şeytan kovması gerekmedikçe sahnenin dışında kıpırdamadan oturur Bir de kyogen ?ler vardır Bunlar, her no?nun bitiminde, gergin havayı yumuşatmak için sahneye çıkarlar ve en kaba güldürü türüne başvuran bir fars oynarlar Kyogen, ayrıca no sırasında, site giysisini değiştirirken kısa bir süre için sahnede görülebilir No?nun kendine özgü bir düzeni vardır Klasik biçimde, bir no başlıca beş oyun kapsar; bunların arasına da farslar (kyogen) eklenir Beş no ve dört kyogen?den oluşan bütün, 8-10 saat kadar sürer Oyunun hızı ilk yarıda yavaştır, ikinci yarıda artar Giysiler, Maskeler Hiçbir gerçekçilik kaygısının bulunmadığı giysiler her zaman aynıdır, yalnızca canlandırılan kişinin genel havasını, yaşım ve toplumsal durumunu gösterir Oyuncular, müzikçiler ve şarkıcılar, ayak seslerini örten kalın bezden yapılmış patikler giyerler Genellikle başlan açıktır, ama hayvanı andıran doğaüstü varlıklar, üstünde söz konusu hayvanın resminin bulunduğu bir tür taç takarlar Site tahtadan, işlenmiş ve boyanmış bir maske takar No?da dekora pek önem verilmez, ama aksesuarın ayrı bir yeri vardır; en önemlisi de deseni giysilere uygun olan büyük dans yelpazesidir; bu bir silahı olduğu kadar, tepeler üstünde yükselen dolunayı da çağrıştırabilir Kılıçlar, baltalı mızraklar, savaşçı okları ve yayı gerçektir Bir başka önemli öğe de kayıktır Bambudan yapılmış bir uzun kamış, kürek ya da sırık yerine geçer Japon Sanatları - Japon Baskı Sanatı Japon Baskıları, Ağaçbaskı sanatı Avrupa'da uygulanmadan önce doğuda biliniyordu Önce Çin'de başlayan bu baskı tekniği oradan Japonya'ya geçti 18 ve 19 yüzyıllarda Japon ressamlar bütün dünyada tanınan ve çok beğenilen ağaçbaskılar yaptılar Bu ressamlar, resimlerin kopyalarım çıkarmak için renkli ağaçbaskılar kullandılar Böylece pahalı orijinal tabloları satın alamayan pek çok insan bunların kopya baskılarını satın alabiliyordu Japonlar ağaçbaskıda yabani kiraz ağacının odununu kullandılar Bir desendeki her renk için ayrı bir blok hazırlanır ve olanaklar uygunsa bir desenin bütün blokları aynı ağaçtan çıkarılırdı Sanatçı, kesilecek olan birinci blokun üzerine desen taslağını fırçayla çizerdi Daha sonra baskıda kullanılacak bloklara boyalar sürülür, bu arada renklerin birinci bloktaki desene tam olarak uyması sağlanırdı Bu tür ağaçbaskılar ilk çizimi yapan ressamın, blokları keserek işleyen kişinin ve kâğıt üzerine baskı yapan üçüncü bir kişinin ortak ürünüdür |
|