Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
karşı, sorumluluğumuz, türkçeye

Türkçeye Karşı Sorumluluğumuz

Eski 06-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkçeye Karşı Sorumluluğumuz




Türkçeye Karşı Sorumluluğumuz


(Güngör Evren)


Cumhuriyet’te ve Bilim Teknik ekinde Türkçe üzerine tartışmalar açılmasını, görüş ve önerilerin dil getirilmesini sevinçle, karşılıyorum Ben de bu yazı ile tartışmalara katılmak ve görüşlerimi belirtmek istiyorum

Dilin en önemli özelliği, kuşkusuz, düşünme aracı olmasıdır Bu bağlamda düşünmeyi çıkarımlar yapılması, kavramlar ve önermeler arasında bağlantılar kurulması, yani derin ve yaratıcı düşünceler üretilmesi, özellikle soyut kavramları özümsenmesi olarak algılamak gerekir Gerçekten yetersiz ve karmakarışık bir dille duru bir düşünceye varılması olanaksızdı
Bir toplumu ulus yapan başların en güçlüsü dildir

Toplumun pek çok özellikleri, yaşayışı, gelenekleri, dünya görüşü, yaşam felsefesi, inançları, bilim-teknik ve sanata olan katkıları dilin gelişmişlik düzeyinden etkilenir ve o toplumun diline yansır Mümtaz Soysal’ın “Yabancı dil öğrenmenin kaçınılmaz bir gereklilik haline gelmiş olması, anadili koruma, geliştirme ve yüceltme diye bir ulusal görev yaratmıştır Yoksa, yalnız Türkçe değil, Türkçe’yle birlikte bütün bir kimlik de kaybolup gidecek …” kaygısını dile getirmesi boşuna değildir

W Von Humboldt’a göre “düşünceyi yaratan ve ileri götüren dildir ve dilin engellendiği yerde düşünce de engellenmiş olur: “Dolayısıyla, ancak dilini oluşturan, yücelten bir ulus gerçek bir düşünce etkinliği gösterebilir Dili ilkel kalmış bir ulus kültür yaşamında da ilerleme gösteremez Doğan Aksan “Bu benim anadilim bir denizdir, derinliğiyle, gözün erişemeyeceği genişliğiyle, sınırsız gücü, güzellikleriyle…” diyerek sevgiyle tanımlıyor Türkçe’yi



Bu Türkçe’nin yükseköğretim ve bilimsel etkinlikler için yetersizliğinden söz edilemeyeceği yıllardır bu alanlarda Türkçe olarak yürütülen çalışmalardan (227 yılını Türkçe öğretimle sürdüren İTÜ’den) açıkça ortadadır Bedia Akarsu da bu görüşü destekliyor: “Felsefenin en güç anlaşılır konularını bile rahatlıkla işleyen felsefecilerimiz az değil, bilim adamlarımız herkesin rahatlıkla anlayabileceği terimler ve sözcüklerle dile getiriyorlar araştırmalarının sonuçlarını: “Dil uzmanı Ömer Demircan konuya şu sözlerle açıklık getirmeye çalışıyor: “Türk dili gerek yapısal olanakları, gerekse anlamlama ve türetme zenginliği bakımından her düzeyde öğretim ve her alanda bilimsel anlatıma yetecek ölçüde gelişmiştir Bu görüşlere karşılık “Türkçe’nin öğretim ve bilim dili olarak yetersizliğini ileri sürenler de vardır


Bu savın doğru olduğu varsayılırsa, yapılması gereken Türkçe’yi öğretim ve bilim alanında kullanıp işleyerek öğretim ve bilim dili olarak güçlendirmektir Çünkü bir dilin yetersizliği değil, işlenmeyen bir dilin gelişememesi, zayıflaması, giderek evde ve sokakta basit bildirişimler için kullanılabilen kısıtlı bir dil haline dönüşebilmesi söz konusudur
Bana göre, Türkçe’nin öğretim, bilim ve kültür dili olabilmesi konusunda öğretim üyelerinin ve bilim adamlarının ciddi görev ve sorumlulukları bulunmaktadır Atatürk’ün dil devriminin temel amacı da Türkçe’yi öğretim ve bilim dili olarak güçlendirmektir Bu nedenle, Türkçe ile ilgili her türlü tartışmanın yararına inanmakla birlikte, dikkatleri yalnız sözcükler üzerine yoğunlaştırmanın isabeti tartışılabilir Aslolan düşüncelerin en anlaşılabilir ve etkin biçimde, Türkçe’nin kurallarıyla ve özellikleriyle açıklanabilmesidir


Bu yaklaşım içinde olabildiğince Türkçe sözcükler kullanmanın daha uyumlu ve güzel dinlenmesi okunması zevk veren, üstelik yalnız “elit” değil, herkesin anlayabileceği bir anlatım sağlayacağından kuşku duymuyorum Böyle bir çabada birleşme için hiçbir engel düşünemiyorum Bu nedenle, “elit” için yazma savında olanların “bilimsel olmayan” yerine “gayri ilmi” de değil, “yamalı bohça”yı uyumsuz renkteki ipliklerle tutturmayı yeğleyerek “gayrıbilimsel” gibi bir sözcük türetmelerini anlayamıyorum

Her yurttaşın Türkçe üzerine görüş belirtme ve eleştirme hakkı vardır Bilim adamlarının bu hakkı yanında Türkçe’nin öğretim ve bilim dili olarak zenginleşmesine ve güçlenmesine çaba gösterme görev ve sorumlulukları da bulunmaktadır Umuyorum ki bu anlayışta ve Türkçe üzerine konuşurken tutarlı ve sorumlu davranmaya özen göstermek gereğinde görüş ayrılığımız olmayacaktır

Kaynaklar:
1 Demircan, Ö, “Dünden Bugüne Türkiye’de Yabancı Dil”, 1988
2 Aksan, D, “Her Yönüyle Dil (Ana Çizgileriyle Dilbilim)”, Türk Dil Kurumu Yayınları, 1977 3 Akarsı, B, “Wilhelm Von Humboldut’da Dil-Kültür Bağlantısı, 1984
4 Başkan, Ö, “Bildirişim (İnsan-dili ve ötesi), Bilimsel Sorunlar Dizisi, 1988
5 Aksan, D, “Türkçe’nin Gücü ‘, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1987






Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.