Birileri Terörle Mücadale etmiyor |
06-22-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Birileri Terörle Mücadale etmiyorBirileri Terörle Mücadele Etmiyor ! 22 Haziran 2010, Salı ‘İstanbul Halkalı’da askeri personeli taşıyan sivil bir servis aracına bombalı saldırı düzenlendi Olayda 4 askerimiz ve bir subayın okula giden 17 yaşındaki kızı şehit düştü, 5 askerimiz de gazi oldu’ *** Evet, bu haberi duyup, dinleyip her zamanki gibi hüzünleniyor, kahroluyor; siyasilerimizin verdikleri ‘terörle mücadelemiz artarak devam edecektir’ sözleriyle rahatlamaya çalışıyoruz Ama her zamanki gibi yanılıyoruz Bu yanılgımız öyle ileri boyutlarda ki, 26 senedir süren bölücü etnik terörün tüm uzantıları ortadayken, hayali kurucular yaratıp telefon görüşmeleri esas alınarak bölücü örgütü çökerteceğimizi sanıyoruz HEP, DEP, DEHAP, HADEP, DTP ve son olarak BDP’yi mecliste barındırırken, PKK yandaşı milletvekillerine aylık 10 bin TL vererek, terörü bitireceğimizi sanıyoruz Öyle bir noktaya geldik ki, Ankara’nın göbeğinde ‘Gençlik APO’nun fedaisidir’ sloganlarına soruşturma açılıp herhangi bir yaptırım uygulanacağını düşünerek, terörle mücadele ettiğimize inanıyoruz Bizi öyle kandırıyorlar ki, DTP’li 56 belediye başkanına açılan soruşturmaların neticesinde, bu belediye başkanlarının artık PKK’yı desteklemeyeceğini düşünüyoruz Öyle bir durumdayız ki, Fethullah Gülen destekli Abant Platformları’nda ‘II Cumhuriyetçiler’ gibi herhangi bir fikirsel argümanı içinde barındırmayan kamuoyu yönlendiricileri ve PKK’nın açık destekçileri olan bir takım baro başkanları, akademisyen ve bir takım milletvekilleri Türkiye’nin adam olması için Kürt kimliğini tanıması gerektiği şeklinde sert açıklamalar yapıp gazete ve televizyonlarımızı işgal edebiliyorlar Ve yine biz bu kişilerin açık bağlantısı olan gazete, TV ve diğer yayınlarını tiraj ve reytinglerde en üste çıkartarak terörle mücadele ettiğimizi sanıyoruz Zihnimiz o kadar berrak ki, şehit babasının şehit oğlunun cenazesinde hükümet yetkililerine gösterdiği tepki sonrası jet soruşturma açılarak, 11 ay hapis cezasına çarptırıldığını unutup, BDP’nin kapatılması için ‘zaman lazım’ şeklindeki resmi açıklamalarla yetiniyoruz Terörle o kadar yoğun bir mücadele veriyoruz ki, DTP’li 56 belediye başkanına açılan soruşturmaların sonucunda görevden alınması gerekliliği yönünde İçişleri Bakanlığı'mıza giden evrakların hiçbiri kabul görmüyor ve bu belediye başkanları görevlerine kaldıkları yerden devam ediyorlar Terörist cenazelerine resmi araç, bölücü örgüt liderinin doğumgünü kutlamaları için otobüs tahsisi, terör örgütü yanlısı halkı galeyana sürükleme faaliyetlerini öylece seyrediyoruz Ve sanıyoruz ki bu kişilere gerekli hukuki işlemler yapılacak Artık biliyoruz ki, Kürtçülük yapmak entelektüel olmanın temel gerekliliği olurken, ‘bölücü terör örgütü’ demek dahi şoven milliyetçiliği olarak değerlendiriliyor Ve böylece demokratik ve terörsüz bir ülke olduğumuza inandırılıyoruz Türk Silahlı Kuvvetleri bir takım medya organları tarafından sürekli olarak siyasi polemiklere sokulmak istenirken, terör örgütünün destekçileri bir takım kişiler ABD’deki bir cemaatin sağladığı finansmanla Türk ordusunu yıpratmaya çalışırlarken biz bunu ‘basın özgürlüğü’ olarak yorumluyoruz Demokrasi algımız öylesine ileri ki, bölücü terör örgütünün tüm siyasi yapılanması televizyonlarda, gazetelerde boy boy görüntülerle Türk milletinin gözünün içine baka baka ‘Sayın Öcalan’ derken biz buna ifade özgürlüğü diyoruz Bilişim alanında o kadar uzmanlaştık ki, terör örgütünün açık propagandasını yapan, sadece bizlerin tespit ettiği 400 internet sitesi varken biz ‘YouTube’ isimli internet sitesinin kapatılmasını ana haber bültenlerinde tartışıyoruz Çünkü biz gelişmiş bir ülke olduğumuz için terörden ziyade bilişim sorunlarıyla ilgileniyoruz Sosyal devlet anlayışımız öyle gelişti ki, kömür, erzak yardımı derken halkı bir kuru ekmek yemeğe mecbur bırakanları, yardımsever ve karizmatik lider olarak tanımlıyoruz Ve toplumsal reflekslerimiz o kadar gelişti ki, haftalardır, aylardır ve yıllardır süregelen şehit cenazesinde yetim kalan evlatlarımıza ah ederken, onların destekçilerine hukuki tepkimizi bile gösteremiyoruz *** İşte biz böylesine gelişmişken bazı sorular yine de kafamıza takılıyor Bu sorunların çözümü için de: “Neden? Diye soruyoruz” : Neden, BDP içinde faaliyet gösteren tüm yönetici, üye vb kadrolar terör örgütü sempatizanlığı yapmaktan hukuki prosedüre tabi tutulmuyor? Nasıl oluyor da söz konusu kişilerin sadece bazıları hakkında ufak soruşturmalar açılıp konu geçiştirilirken, bölücü örgüt propagandası yapmaya devam eden esas başlar özgür bir şekilde dolaşabiliyor? Neden, 2004 yerel seçimlerinden beri, İçişleri Bakanı’nın atacağı bir imza ile görevden alınması gereken PKK yandaşı belediye başkanları, hala görevlerinin başında bölücü örgüte destek olabiliyorlar? Neden, Hindistan’ın bile uzaya roket attığı bir dönemde, ‘Türkler mi yoksa Kürtler mi terörden daha çok etkileniyor ?’ gibisinden abuk sabuk tartışmalar içerisine giriyoruz? Neden, kendilerini aydın olarak adlandıran bir kısım ünlülerimizin, herhangi bir terör faaliyeti karşısında bu durumu; ‘kürt sorunu’, bölücü örgüt propagandası yapıldığında ise bunu; ‘ifade özgürlüğü’ olarak tanımlamalarını sorgulamıyoruz? Neden, şöhretli bildiğimiz birçok sanatçı, PKK’nın çeşitli organizasyonlarında sahne alıyorlar ve haklarında herhangi bir işlem yapılmıyor? Neden, işçi, memur eylemleri en sert şekilde polis müdahalesine uğrarken, bölücü örgüt yanlısı faaliyetler bu tarz sert tepkilerle karşılaşmıyor? Neden, üniversitelerde bölücü örgüt yandaşlarının çıkardığı olaylar ve provakatif eylemler, ‘bir takım marjinal sağ ve sol grupların çatışması’ şeklinde basite indirgenmeye çalışılıyor? Neden, kendilerini aydın olarak gösteren bir takım akademisyen, hukukçu, gazeteci, sanatçı gibi toplumsal statüleri bakımından kitleler üzerinde önemli etkiye sahip kişiler, BDP’yi demokrasinin gereği olarak tanımlıyor ve bu kapsamda kapatılmasına karşı çıkıyorlar? Neden, BDP’nin ve bu bazda bölücü örgüt faaliyetlerinin yasal yollardan engellenmesine çok büyük tepki gösteren kesimler, söz konusu Türk milletinin hassasiyetleri olduğunda, sessizliğe gömülüyorlar? Bu ‘Neden’leri sayfalarca uzatacak kadar olaylara şahit oluyoruz, lakin sizleri sıkmamak için bu kısa hatırlatmalarla konuyu burada sonlandırmak istiyoruz *** Sonuç Terörle mücadeleyi sadece askerimizin dağlarda, bayırlarda, ovalarda mücadelesiyle değerlendirmek yanlış bir bakış açısıdır Hele ki ülkemizde bu denli siyasallaşma imkânına sahip olan bir örgütü sadece askeri yöntemlerle bitirmek mümkün değildir Mevcut durumda, silahlı kuvvetlerimizin olağanüstü gayretleri; söz konusu terör örgütünün açık destekçisi olan vakıf, dernek, parti, kişi ve kadroların faaliyetlerine izin verildiği sürece heba olmaktadır Siyasi iradenin terör örgütünü bitirmek için ‘terörle mücadelemiz azim ve kararlılıkla sürecektir’ tekrarlı sözlerinden ziyade; icraatlarını görmek gerçek bir terörle mücadele örneği olacaktır Eğer ki, Türkiye’de terörizm bitirilmek isteniyorsa, bu yolda samimi adımlar atılmalıdır Sonuç olarak milletimize bu acıyı yaşatanlara; 10 bin TL aylık maaş, Devlet yardımları, Milletvekilliği, Dokunulmazlık, Parti kurma izni, Vakıflaşma, Dernekleşme ve daha birçok imkân sunulduğu müddetçe, terörle mücadelenin azim ve kararlılıkla sürdürüleceğine kimseyi inandıramazsınız Batuhan ÇOLAK |
|