Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
açan, askeri, devletinin, olaylar, osmanlı, parçalanmasına, siyasi, yol, önemli

Osmanlı Devletinin Parçalanmasına Yol Açan Önemli Siyasi ve Askeri Olaylar 2

Eski 06-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Devletinin Parçalanmasına Yol Açan Önemli Siyasi ve Askeri Olaylar 2




Osmanlı Devletinin Parçalanmasına Yol Açan Önemli Siyasi ve Askeri Olaylar

Trablusgarb Savaşı

Avrupa’da 19 yüzyılın ikinci yarısında siyasî birliğini kurarak tarih sahnesine yeni isimlerle çıkan iki devlet bulunuyordu Bunlardan birisi Almanya, diğeri ise İtalya’ydı Her iki devlet de siyasî birliklerini kurduktan sonra, dış politikalarında sömürgeciliği temel almışlardı Almanya’nın yayılmacı politikası daha sonraki yıllarda bir dünya savaşına yol açacaktı İtalya ise, 20 yüzyılın hemen başında yani 1911’de Osmanlı Devleti ile bir savaşa girecekti İtalya’da bir çok Avrupa devleti gibi, hem gelişen sanayisine yeni hammadde kaynakları yaratmak, hem de artan üretimine yeni pazarlar bulmak istemekteydi Ayrıca İtalya, giderek çoğalan nüfusuna yeni yerleşim yerleri istiyordu Nitekim bu amaçla “İtalya İrredenta” yani (Büyük İtalya) hedefi takip edilmeye başlanmıştı Büyük İtalya projesinin öncelikli hedefi Akdeniz, Kuzey Afrika ve Anadolu’nun batı ve güney kıyılarıydı Yirminci yüzyılın başında İtalya, öncelikle Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’daki son toprakları olan Trablusgarp vilayeti ile Bingazi müstakil (bağımsız) sancağına göz dikmişti Buraları ele geçirmek için elverişli bir ortam bekliyordu Zaten Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’daki diğer toprakları Fransızlar ve İngilizler tarafından işgal edilmişti İtalya, emeline ulaşmak için ilk etapta büyük Avrupa devletleriyle, kendisine Trablusgarp’ta hareket serbestliği tanıyacak olan gizli antlaşmalar yaptı Bu antlaşmalarla; İngiltere’nin Mısır’daki ve Avusturya’nın Bosna-Hersek’teki varlığını tanıyor, Almanya’nın Akdeniz’deki çıkarlarını gözeteceğini kabul ediyordu Ayrıca Fransa’nın Tunus’u ele geçirmesini kabullenebileceğini, Rusya’nın ise Boğazlar’daki çıkarlarını tanıdığını ve Rusya’nın Balkanlardaki politikalarını destekleyeceğini açıklıyordu Bütün bu devletler de İtalya’nın Trablusgarp vilayeti ile Bingazi sancağına yönelik yayılmacı politikalarını kabulleniyorlardı İşgal için bütün hazırlıklarını zaten aylarca önceden yapan İtalya, 23 Eylül’de ilk defa 28 Eylül 1911’de de Bâb-ı Âli’ye (Osmanlı Hükümeti) ikinci bir nota verdi Oldukça ağır hükümler taşıyan bu notada; Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp ve Bingazi’nin ilerlemesi için bir şey yapmadığı, bölgenin medenileşmesinin İtalya için büyük önem taşıdığı belirtilerek, burada bulunan askerî kuvvetimizin derhal çekilmesini, gümrüklerin İtalya’ya teslim edilmesini, bölgeye atanacak vali konusunda İtalya Hükümeti’nin görüşünün alınmasını istiyor ve bütün bunlar için yirmi dört saat süre veriyordu Notaya bir cevap verilmediği takdirde, İtalya Hükümeti’nin işgali başlatacağı bildiriliyordu Osmanlı Hükümeti, büyük devletlere başvurarak İtalya ile olan anlaşmazlığın çözümünde yardımcı olmalarını istedi Ancak, büyük devletlerden beklediği yakınlığı ve desteği bulamadı 29 Eylül 1911’de İtalya Hükümeti’ne cevabi nota verildi Bu notada İtalya’nın taleplerinin haksız olduğu belirtiliyor ve isteklerin büyük bir kısmı reddediliyordu Bunun üzerine, aynı gün yani 29 Eylül günü İtalya’nın savaş ilânı notası Osmanlı Hükümeti’ne verildi O yıllarda dünyanın en büyük donanmalarından birine sahip olan İtalya, iyi donatılmış çok kalabalık bir orduya da sahipti İtalyan donanması, Trablusgarp sahillerini önce topa tutmuş ve ciddî bir karşılık görmeden de şehri işgale başlamıştı İtalyan ordusu birkaç hafta içinde bütün sahilleri işgal etmişti Savaşın kaçınılmaz olduğunu gören Osmanlı Hükümeti, öncelikle bu işgali şiddetle protesto etti Ancak, Trablusgarp’e kısa sürede yardım göndermek imkanına sahip değildi Çünkü merkez topraklarından çok uzak olan bu bölgeye, İtalyan Donanması’nın Akdeniz’de bulunması nedeniyle deniz yoluyla yardım gönderemezdi Karadan yapılacak bir yardım ise Mısır’da bulunan İngiltere ve Tunus’ta bulunan Fransa’nın , bu topraklar üzerinden bir yardım yapılmasını kabul etmeyeceklerini açıklamalarından dolayı mümkün görülmüyordu Osmanlı Hükümeti, bu toprakların Akdeniz’deki stratejik öneminden dolayı İtalya tarafından bir oldu bitti ile işgaline razı olmayacaktı Bunun için bölgeye gizli yollarla Türk subayları göndererek, İtalyanlara karşı burada mücadele edilmesi esasına dayanan aslında resmi mahiyetteki bir plânı devreye soktu Trablusgarp’a vatan savunmasına koşan vatansever subaylar arasında; Binbaşı Enver Bey, Kolağası Mustafa Kemal, Nuri Bey (Conker), Eşref Bey (Kuşcubaşı), Ali Fethi Bey (Okyar) Halil Bey (Enver Bey’in amcası), Albay Neşet Bey gibi sonraki yıllarda Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti’nde önemli görevler üstlenecek isimler bulunuyordu Bu vatansever Türk subayları, Trablusgarp halkının kısa zamanda güven ve sevgilerini kazanmışlar ve onları yanlarına çekmişlerdi Böylece yerli halk Türk subaylarının emrinde İtalyan işgaline karşı direnmeye ve mücadeleye başlamıştı Trablus’ta Albay Neşet Bey, Bingazi’de Kurmay Binbaşı Enver Bey ve Derne’de Binbaşı Mustafa Kemal kumandasındaki kuvvetler aylarca İtalyanlar’ı iç kısımlara sokmamışlardı Bu büyük direnme karşısında İtalyanlar, kolaylıkla işgal edebileceklerini düşündükleri bu toprakların iç kısımlarına girememişler ve büyük kayıplar vermeye başlamışlardı Bunun üzerine, İtalyanlar Osmanlı Devleti’ni barışa zorlamak için donanmalarını Ege Denizi’ne göndermişlerdir Niyetleri; Çanakkale Boğazı’ndan geçerek İstanbul’u tehdit etmek ve Osmanlı Hükümetini barışa razı etmekti Ancak, Çanakkale Boğazı’nda alınan savunma önlemleri sayesinde İtalyanlar Boğazları zorlamaktan vazgeçmişlerdi Ancak, bu arada Ege Denizi’nde bulunan “On iki Ada”ları işgal etmişlerdi İtalyanlarla yapılan savaş, özellikle Trablusgarp’ta her geçen gün Osmanlı Devleti’nin lehine dönmeye başlamıştı Ancak, bu kez Osmanlı Devleti Balkanlarda yeni bir savaşın eşiğine gelmiş ve bir müddet sonra da Balkanlarda dört Balkan Devleti ile (Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ) savaşa başlamıştı Bu gelişme üzerine Osmanlı yöneticileri, devlet malîyesinin ve ordunun her iki savaşı sürdürecek durumda olmadığı ve Trablusgarp’ta savaşan subaylarımıza acilen Balkan Cephesi’nde ihtiyaç duyulacağı gibi gerekçelerle, devam etmekte olan Türk-İtalyan Savaşı’nı sona erdirmeyi istiyorlardı Osmanlı Hükümeti’nin müracaatı üzerine, İtalyan Hükümeti ile İsviçre’nin Lozan şehrinde 18 Ekim 1912’de Ouchy (Uşi) antlaşması imzalandı Bu antlaşmaya göre Osmanlı Devleti, Trablusgarp vilayeti ve Bingazi müstakil sancağı üzerindeki egemenlik haklarından İtalya’nın lehine vazgeçiyordu Buna karşılık olarak da İtalya, savaş yıllarında işgal ettiği On İki Ada’yı Osmanlı Devleti’ne terk edecekti Osmanlı Devleti, İtalyanların vermeyi kabul ettikleri bu On İki Ada’yı Yunanlılara karşı koruyacak güçte olmadığı için, Balkan Savaşı’nın sonuna kadar geçici kaydıyla İtalya’ya bıraktı Ancak bu adalar bir daha elimize geçmedi Çünkü Osmanlı Devleti, Balkan Savaşı’nı kaybedince Ege Denizi’ndeki bir çok adayı Yunanistan ele geçirmişti Bunun üzerine İtalya, On İki Adaları topraklarına kattığını ilân etmişti I Dünya Savaşı’ndan mağlup olarak çıkmamız sebebiyle, adalar üzerinde hak iddia edemedik On İki Ada’lar, II Dünya Savaşı sonunda savaşın galip devletleri tarafında savaşan Yunanistan’a verilecektirBu savaşın sonuçları söyle özetlenebilir:


1 Osmanlı Devleti, Trablusgarp ve Bingazi’yi kaybetmekle Kuzey Afrikada’ki varlığını sona erdiriyordu
2 İngiltere ve Fransa gibi büyük devletler, bu savaşla birlikte Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü koruma politikalarını terk etmişlerdi Böylece Osmanlı Devleti Avrupa diplomasisinde siyasal yalnızlığa itiliyordu
3 Bu savaş esnasındaki askerî, malî ve ekonomik sıkıntılar, ordunun büyük noksanlarının oluşu Balkanlı devletlere ümit ve cesaret vermiş, Osmanlı Devleti’ne karşı savaş açmışlardır
4 Ege Denizi’ndeki stratejik öneme sahip Oniki Ada’lar bu savaşla elimizden çıkmış ve bilahare de devletimizin ve milletimizin can düşmanı olan Yunanistan’ın eline geçmiştir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.