Kimyasal Bağlar |
06-05-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Kimyasal BağlarKimyasal Bağlar Kimyasal bağ, moleküllerde atomları bir arada tutan kuvvettir Atomlar daha düşük enerjili duruma erişmek için bir araya gelirler Bir bağın oluşabilmesi için atomlar tek başına bulundukları zamankinden daha kararlı olmalıdırlar Genelleme yapmak gerekirse bağlar oluşurken dışarıya enerji verirler Atomlar bağ yaparken, elektron dizilişlerini soy gazlara benzetmeye çalışırlar Bir atomun yapabileceği bağ sayısı, sahip olduğu veya az enerji ile sahip olduğu veya az enerji ile sahip olabileceği yarı dolu orbital sayısına eşittir Soy gazların bileşik oluşturamamasının sebebi bütün orbitallerinin dolu olmasıdır Elektron yapıları farklı olan atomlar değişik biçimlerde bir araya gelerek kimyasal bağ oluştururlar; Bir atomdan diğer bir atoma elektron aktarılmasıyla İki atomun ortak elektron kullanmasıyla Not: Elektron alış verişi ya da elektron ortaklaşmasının nedeni; atomların kararlı hale gelebilmek için elektron düzenlerini, soy gazlarınkine benzetme isteğidir Soy gazların 8 değerlik elektronuna sahip oldukları için elektron sayısı 8'e tamamlanır Buna oktet kuralı denir İYONİK BAĞLAR İyonik bağlar, metaller ile ametaller arasında metallerin elektron vermesi ametallerin elektron almasıyla oluşan bağlanmadır Metaller elektron vererek (+) değerlik, ametaller elektron alarak (-) değerlik alırlar Bu şekilde oluşan (+) ve (-) yükler birbirini büyük bir kuvvetle çekerler Bu çekim iyonik bağın oluşumuna sebep olur Onun için iyonik bağlı bileşikleri ayrıştırmak zordur Elektron aktarımıyla oluşan bileşiklerde, kaybedilen ve kazanılan elektron sayıları eşit olmalıdır İyonik katılar belirli bir kristal yapı oluştururlar İyonik bağlı bileşikler oda sıcaklığında katı halde bulunurlar İyonik bileşikler katı halde elektriği iletmez Sıvı halde ve çözeltileri elektriği iletirler KOVALENT BAĞLAR Hidrojenin ametallerle ya da ametallerin kendi arlarında elektronlarını ortaklaşa kullanarak oluşturulan bağa kovalent bağ denir Değerlik elektronları elementin simgesi çevresinde noktalarla gösterilerek elektron ortaklaşması gösterilir Bu tür formüllere elektron nokta formülleri denir Periyodik cetvelin A gruplarında değerlik elektron sayısı grup numarasına eşit olduğundan grup numarası, simge çevresine konulacak elektron sayısını gösterir İki atom arasına konulan noktalar her iki atom için de sayılır ve kararlı moleküller de atomların simgeleri çevresinde toplam nokta sayısı 8 ‘dir Moleküllerin elektron nokta formülleri yazılırken; Molekülü oluşturan atomların değerlik elektronları belirlenir Yapacakları bağ sayıları saptanır, çok bağ yapanlar merkez atomu olarak alınır Merkez atomu birden fazla ise merkez atomları birbirine bağlanacak şekilde yazılır Değerlik elektronlar, atomların çevresine oktet kuralına uyacak şekilde dağıtılır aApolar Kovalent Bağ: Kutupsuz bağ, yani (+), (-) kutbu yoktur İki hidrojen atomu elektronları ortaklaşa kullanarak bağ oluştururlar İki atom arasındaki bağ H-H şeklinde gösterilir Flor atomunun son yörüngesinde 7 elektronu vardır ve bir tane yarı dolu orbitali vardır 2 flor atomu arasında elektronlar ortaklaşa kullanılarak bir bağ oluşur Oksijenin son yörüngesinde 6 elektronu vardır 2 tane yarı dolu orbitali vardır Buna göre 2 tane bağ oluştururlar bPolar Kovalent Bağlar: Farklı ametaller arasında oluşan bağa polar kovalent bağ denir Elektronlar iki atom arasında eşit olarak paylaşılmadığından kutuplaşma oluşur Hidrojen ve Flor elektron ortaklığı ile bileşik oluşturmuş durumdadır Florun elektron alması yani elektronu kendisine çekme gücü hidrojenden daha fazla olduğundan elektron kısmen de olsa Flor tarafındadır Dolayısıyla Flor kısmen (-), Hidrojen ise kısmen (+) yüklenmiş olur Bu olaya kutuplaşma denir Bu tür bağa polar kovalent bağ denir Not: Bazı hallerde ortaklaşılan her iki elektron da bir atom tarafından verilir Böyle bağlara koordine kovalent bağ denir BİR ATOMUN YAPABİLECEĞİ BAĞ SAYISI Bir atomu yapabileceği bağ sayısı; o atomun sahip olduğu veya çok az enerji ile sahip olabileceği yarı dolu orbital sayısı kadardır Bir alt yörüngeden bir üst yörüngeye elektron uyarılarak yarı dolu orbital oluşturma çok enerji istediğinden bağ yapmaya elverişli olamaz BAĞ ENERJİLERİ Kimyasal bağ oluşurken açığa çıkan enerji, bu bağları kırmak için moleküle verilmesi gereken enerjiye eşittir Bu enerjiye bağ enerjisi denir Bağ enerjisi ne kadar büyükse oluşan bileşik o kadar sağlamdır Moleküllerde iki atom arasındaki bağ sayısı arttıkça bağ uzunlukları azalır ve bağ enerjileri artar Bağın iyon karakteri arttıkça, iyonlar arasındaki çekme kuvvetleri artacağından bağı koparmak daha çok enerji ister İki atomlu moleküllerde 1 mol XY'nin ayrışması için gereken enerjiye molar bağ enerjisi denir Molekül Polarlığı, Molekül Geometrisi ve Hibritleşme İki atomlu bir molekülün polar olup olmadığını tahmin etmek kolaydır Molekül aynı cins iki atomdan meydana gelmişse atomlar arasındaki bağ ve molekül apolardır İki atomlu molekülde atomlar farklı ise molekül ve bağlar polardır İkiden fazla atom ihtiva eden moleküllerinin polarlığını tahmin etmek oldukça zordur Molekülün içindeki bağlar polar olmasına rağmen, molekülün kendisi polar olmayabilir Hibritleşme (melezleşme): Bir atomun son periyodundaki dolu ve yarı dolu orbitallerin kaynaşarak özdeş yeni orbitaller oluşturması olayına hibritleşme denir yeni oluşan orbitallere hibrit orbitalleri denir Elektronlar merkez atoma en uzakta bulunacak şekilde yerleşirler Not: Hibritleşme yalnız yarı dolmuş orbitallerin değil, dolu ve yarı dolu bütün değerlik orbitalleri arasında olur Ancak merkezi atomun yapabileceği bağ sayısı onun sahip olabileceği yarı dolu orbital sayısı kadardır Hibritleşme, kimyasal bağ sırasında gerçekleşir Serbest haldeki atomlarda söz konusu değildir Hibrit orbitalleri uzayda belirli şekilde yönlenirler ve bu durum molekülün geometrik biçimini belirler ÖZETLERSEK: • XY türü moleküller: ( 1A ile 7A, 2A ile 6A, 3A ile 5A) Moleküller ve bağlar polardır Molekül biçimi doğrusaldır • XY 2 türü moleküller: • X: 2A Y: 7A veya hidrojen ise; Moleküller apolar, bağlar polardır Molekül biçimi doğrusal, hibritleşme sp dir • X: 4A Y: 2A veya 6A ise; Molekül apolar, bağlar polardır Molekül biçimi doğrusal, hibritleşme sp dir • X: 6A Y: 1A veya 7A ise; Molekül ve bağlar polardır Molekül biçimi kırık doğru, hibritleşme sp ‘tür • XY 3 türü moleküller: • X: 3A Y:7A veya hidrojen ise; Moleküller apolar, bağlar polardır Molekül biçimi düzlem üçgen, hibritleşme sp ‘dir • X:5A Y:7Aveya 1A grubunda ise; Molekül ve bağlar polardır Molekül biçimi üçgen piramit, hibritleşme sp ‘tür • XY 4 türü moleküller: Molekül apolar, bağlar polardır Molekül biçimi düzgün dörtyüzlü, hibritleşme sp ‘tür İKİLİ VE ÜÇLÜ BAĞLAR Bazı moleküllerde, iki atom birbirine iki ya da üç bağ ile bağlanabilirler İki atom arasındaki ilk oluşan bağ sigma bağıdır Diğer bağlar ise pi bağıdır İki atom arasında ikili bağ varsa biri sigma, diğeri pi bağıdır Üçlü bağ varsa bir tanesi sigma, diğerleri pi bağıdır İki atom arasında sigma bağı olmadan pi bağı oluşamaz Karbon Atomunun Hibritleşmesi: Karbon atomu 4 bağın tamamını tek bağ olarak yapmışsa, hiritleşmesi sp ‘tür Karbon atomuna bir tane ikili bağ varsa, hibritleşmesi sp ‘dir Yani bir pi bağı ise hibritleşme sp ‘dir Karbon atomu üçlü bağ yapmışsa ya da her iki tarafında ikili bağ varsa hibritleşmesi sp dir Yani iki tane pi bağı bağlı ise hibritleşme sp'dir Sp hibritleşmesi: Eğer karbon atomu, yalnız iki atoma bağlı ve kararlı molekül oluşturmuşsa, bu durumda karbon atomu sp hibritleşmesine uğramıştır Sp2 hiritleşmesi: Eğer karbon atomu başka bir atoma bir çift bağ ile bağlanmış ise karbon atomu sp2 hibritleşmesine uğramıştır MOLEKÜL ARASI BAĞLAR Maddeler gaz halinde iken moleküller hemen hemen birbirinden bağımsız hareket ederler ve moleküller arasında herhangi bir itme ve çekme kuvveti yok denecek kadar azdır Maddeler sıvı hale getirildiklerinde ya da katı halde bulunduklarında moleküller birbirine yaklaşacağından moleküller arasında bir itme ve çekme kuvveti oluşacaktır Bu etkileşmeye molekül arası bağ denir Maddelerin erime ve kaynama noktalarının yüksek ya da düşük olması molekül arasında oluşan bağların kuvvetiyle ilişkilidir Van Der Waals Çekimleri: Kovalent bağlı apolar moleküllerde ve soygazlarda yoğun fazlarda sadece kütlelerinden kaynaklanan bir çekim kuvveti oluşmaktadır Bu kuvvete van der waals bağları denir Yoğun fazda sadece van der vaals bağı bulunan maddelere moleküler maddeler denir Moleküler maddelerin mol ağırlıkları arttıkça kaynama ve erime noktaları yükselir Sıvı ve katı halde yalnızca Van Der Waals bağları bulunduran maddeler; Soygazlar (He, Ne, Ar, Kr, Xe, Rn) Moleküller halinde bulunan ametaller (H 2 , O 2 , N 2 , F 2 , Cl 2 , Br 2 , I 2 , P 4 ) Apolar olan bileşikler (CH 4 , CO 2 , C 2 H 6 ) Dipol – Dipol Etkileşimi: Bu tür etkileşim polar moleküller arasında görülür Polar moleküller sürekli bir kısmı (+), bir kısmı (-) uca sahiptirler İki polar molekül birbirine yaklaşırken birinin pozitif ucu diğerinin negatif ucuna yönelir Böylece bir molekülün (+) ucu ile diğerinin (-) ucu arasında bir elektrostatik çekme oluşur Ancak bu çekme zıt yüklü iyonlar arasındaki çekmeden çok zayıftır Polar moleküller arasındaki bu kuvvetler, van der Walls kuvvetlerinden daha büyüktür Bu nedenle aynı molekül kütlesine sahip iki maddeden polar olanının erime ve kaynama noktası daha yüksektir Polar moleküllerin oluşturduğu katılar, su gibi polar çözücülerde iyi çözünürler Bu çözünme polar etkileşimle sağlanır HİDROJENİN BAĞLARI Hidrojen atomu, elektronları kuvvetli çeken N, O ve F atomları ile kimyasal bağ oluşturduğunda, elektronunu büyük ölçüde yitirir ve diğer polar moleküllerdekine göre daha etkin ir artı yük kazanır Bu yük nedeniyle hidrojen komşu moleküllerin eksi ucuyla moleküller arası bir bağ oluşur Bu bağa hidrojen bağı denir Hidrojen bağı, diğer polar moleküllerdeki dipol dipol etkileşiminden farklı ve güçlüdür Hidrojen bağlarını koparmak için gereken enerji, 5 ile 10 kkal/mol dolaylarındadır Hidrojen bağları kovalent bağlara göre çok zayıftır Bu nedenle su ısıtılınca öncelikle hidrojen bağları kopar, gaz haline gelir H 2 ile O 2 ‘ye ayrışmaz Hidrojen bağları, polar etkileşiminden çok daha güçlüdür Moleküller arası yalnız van der Walls kuvvetlerine sahip olduğundan kaynama noktası çok düşüktür Suda Çözünme: Hidrojen bağı oluşturabilen iki farklı molekül birbirleriyle de hidrojen bağı oluştururlar Bu durum hidrojen bağı oluşturabilen maddelerin suda iyi çözünmelerini sağlar Hangi tür kuvvetle bağlanırsa bağlansın oluşan katılara moleküllü katı denir Genelde moleküllü katıların erime noktaları, katılara göre daha düşüktür METAL BAĞI Metal atomlarını katı ve sıvı halde bir arada tutan kuvvetlere metal bağı denir Değerlik elektronlarının serbest hareketleri nedeniyle metaller, elektrik akımı ve ısıyı iyi iletirler Metal kristalinde basınç etkisiyle kristalin bir kısmının kayması asıl yapıyı bozmaz Bu nedenle metaller dövülerek, tel ve levha haline getirilebilirler Metallerin erime noktaları genelde moleküllü katılardan yüksektir Oda koşullarında hemen tümü katıdır Periyodik cetvelde; Bir grupta yukarıdan aşağıya doğru atom çapı büyüdükçe genel olarak metal bağı zayıflar, dolayısıyla erime noktası düşer Bir sırada soldan sağa doğru atom çapı küçülüp, değerlik elektron sayısı arttıkça metal bağı kuvvetlenir, erime noktası yükselir Moleküllü katı grubuna giren ametallerle metallerin özellikleri; Metaller; Elektrik akımını ve ısıyı iyi iletirler Erime noktaları yüksektir Ametallere göre değerlik elektronları çok daha hareketlidir Dövülebilme, çekilebilme özelliğine sahiptirler ve şekil verilebilirler Ametallerle birleşirler İyonları daima artı yüklüdür Ametaller; Isı ve elektrik akımını iyi iletmezler Erime noktaları düşüktür Metal yumuşaklığına sahip değillerdir Kırılgandırlar Birbirleriyle ve metallerle birleşirler İYON BAĞI: Elektronlarını kolay kaybeden atomlarla, kolay elektron alabilen atomlar arasında oluşan bağa iyon bağı denir Artı ve eksi yüklü iyonlardan oluşan katılara iyonlu katı denir İyonlu katılarda, her iyonun karşıt yüklü iyonlarla çevrildiği bir örgü bulunduğundan birkaç atomun bir araya geldiği moleküllerin varlığından söz edilemez İyon kristallerinde elektronlar, iyonların çekirdekleri tarafından kuvvetli çekildiklerinden serbest halde bulunmazlar Bir iyon kristalinin bir kısmının basınç etkisinde kalması durumunda iyonlar kayar ve aynı adlı elektrik yükleri birbirlerinin yanına gelir Aynı yüklü iyonların birbirlerini itmesiyle kristal ikiye ayrılır Buna göre metalik katılarda olduğu gibi iyonlu katılar dövülüp, tel ve levha haline getirilemezler İyonlu katılar eritildiklerinde ya da suda çözündüklerinde elektrik akımını iletirler Polar moleküllü maddeler ve iyon bileşikleri polar çözücülerde, apolar bileşikler apolar çözücülerde daha kolay çözünürler
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Kimyasal Bağlar |
01-20-2010 | #2 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Kimyasal BağlarKimyasal Bağlar Kimyasal Bağlar Aynı ya da farklı cins atomları bir arada tutan kuvvetlere kimyasal bağlar denir Pek çok madde farklı element atomlarının birleşmesiyle meydana gelmiştir Helyum, neon, argon gibi soy gazlar başka atomlarla bileşik yapmadan tek atom hâlinde bulunurSoy gazların dışındaki diğer element atomları son yörüngelerindeki elektron sayısını soy gazlara benzetip kararlı hâle geçmek isterler İyonik bağ: (+) ve (–) yüklü taneciklerin (iyonların) elektriksel çekim kuvvetinden doğan bağa iyonik bağ denir İyonik bağ yapan atomlardan elektron veren (+) yüklü, elektron alan (–) yüklü iyon olur Yemek tuzu, sodyum ve klor atomlarının iyonik bağ yapmasıyla oluşur Atom numarası 11 olan sodyum (Na) atomu, atom numarası 17 olan klor (Cl) atomuna elektron vererek iyonik bağ oluşturur Kovalent Bağ Bazı element atomları kararlı yapıya ulaşmak için son yörüngedeki bazı elektronlarını ortaklaşa kullanırlarAtomlar arasında elektronların ortaklaşa kullanılmasıyla oluşan bağa kovalent bağ denir Kovalent bağlar ametal-ametal elementler arasında oluşurÖrneğin iki hidrojen atomu elektronlarını ortaklaşa kullanarak aralarında kovalent bağ oluşturur Böylece her bir hidrojen atomu helyumun kararlı yapısına ulaşır Polar Kovalent Bağ HCl, H2O, NH3 gibi moleküller farklı cins atomlardan oluşmuş moleküllerdir Burada atomların çekirdekleri farklı büyüklükte olduğundan ortaklaşa kullanılan elektronlara uygulanacak çekim kuvveti de farklı olacaktır Apolar Kovalent Bağ O2, N2, H2 molekülleri aynı cins atomlardan oluşmuş iki atomlu moleküllerdir Bu moleküllerde ortaklaşa kullanılan elektronlar her iki atom çekirdeği tarafından eşit oranda çekilir Çünkü çekirdek yükleri aynıdır Bu şekilde atomlar arasında elektronların eşit oranda çekilmesiyle oluşan bağa apolar kovalent bağ denir Apolar bağ kutupsuz bağ demektir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Kimyasal Bağlar/Molekül Geometrileri/ Temel Bağlar: |
11-06-2010 | #3 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Kimyasal Bağlar/Molekül Geometrileri/ Temel Bağlar:Bağlarını tanımlayarak ve bu suretle karakteristik özelliklerini açıklamak yoluyla bütün maddelerin yapısını tartışmak mümkündür Linus Pauling(1939) Gerçekten kimya, atomların nasıl birbirine bağlandığını ve bu bağların nasıl koparak başka maddelere dönüştüğünü inceleyen bir doğa bilimidir Sıvı su kaynarken moleküller arasındaki bağlar (Hidrojen bağları) kopar Hidrojen yanarken hidrojen molekülleri ve oksijen molekülleri arasındaki bağlar kırılır, hidrojen ve oksijen atomları arasında yeni bağlar oluşur Kimyasal bağlar, maddesel değişimin her aşamasında söz konusu olan bağlardır Kimyasal bağ, maddesel değişmelerin temelinde yatan gerçekliktir Çevremize baktığımızda gördüğümüz madde çeşitliliği, atomların çeşitli biçimlerde bağlanmasının bir sonucudur Farklı atomların bağlanması sonucunda canlı ve cansız varlıklar dünyası oluşmuştur Bu durumda kimyasal bağın anlaşılması yaşamsal bir önem taşımaktadır Bugün yaşamın gizinin derinliklerinin aydınlatılmasında DNA ve RNA’ nın bağ yapısının anlaşılması, bir kilometre taşı işlevi,bir kaldıraç işlevi görmüştür Sofra tuzu, NaCl, oda koşullarında katı; su, sıvı ve HCl, gazdır Bunları açıklamanın yolu, onlarda atomların nasıl bağlandığını anlamaktan geçiyor Bağ enerjilerinin büyüklüğü ya da bağın sağlamlığı dikkate alındığında üç temel kimyasal bağ bulunduğu söylenebilir Temel Bağlar: 1Metalik Bağ Elementlerin çoğunluğu, yaklaşık yüzde 80′i metaldir Metallerin erime ve kaynama noktaları, metalik bağın kuvveti hakkında bir fikir verir Örneğin alkali metallerin erime ve kaynama noktaları pek yüksek değildir, bıçakla kesilebilecek kadar yumuşaktırlar Sezyum (Cs) 286 derecede, sodyum (Na) 978 derecede erir Oda koşullarında sıvı olan tek bir metal vardır: cıva Erime noktası -3386 derecedir Öte yandan wolfram (W), 3377 derecede erir Bütün bunlar, metallerde metalik bağ kuvvetinin çok değişik olduğunu göstermektedir Ayrıntılar için metalik bağ linkine giriniz 2İyonik Bağ Metallerle ametaller arasında oluşan bileşiklerin çoğunda iyonik bağ etkilidir Bu bağlanmada metal atomlarından ametal atomlarına net elektron transferi yapıldığı kabul edilir: metal atomları katyon, ametal atomları da anyon haline geçer Böylece elektrikçe zıt yüklü iyonlar arasındaki elektrostatik çekim, iyonik bağ dediğimiz bağı oluşturur Konunun bu kısmında iyonik bağlı bileşiğin nasıl oluştuğunu, iyonik bağın erime ve kaynama noktasına, sudaki çözünürlüğe etkisini tartışacağız 3Kovalent Bağ Kovalent bağ, elektron ortaklığına dayanan bir bağdır Bor, silisyum, germanyum gibi yarımetallerin elementel halleri ve bunların ametalli bileşikleri kovalent bağ içerir Ayrıca soy gazlar dışındaki ametallerin elementel halleri ve amettaller arası bileşikler de kovalent bağlıdır Örneğin karbon elementinin allotropları olan grafit ve elmasta karbon atomları kovalent bağla bağlıdır Hidrojen, oksijen, azot gibi elementler iki atomlu moleküller halinde bulunur Moleküldeki atomlar kovalent bağla bağlıdır Su molekülünde de hidrojen ve oksijen atomları arasındaki bağ kovalent bağdır Konunun bu kısmında kovalent bağların nasıl oluştuğunu, moleküllerin Lewis yapılarının nasıl yazıldığını, bu yapı ışığında molekülün geometrisini nasıl belirleyebileceğimizi göreceğizMolekül geometrilerini öngörmede hem VSPER kuramı, hem de hibritleşme kuramı kullanılabilir Molekülün geometrisi ışığında molükülün polar olup olmadığını belirtebiliriz Böylece onun fiziksel ve hatta kimyasal davranışlarıyla ilgili sağlam bir temel edinmiş oluruz Molekül Geometrileri Bağ enerjlerinin çok daha küçük olduğu “etkileşimler” de vardır Bunlar, genel olarak moleküller arası etkileşimlerdir van der Waals etkileşimleri olarak anılır: van der Waals Etkileşimleri 1 London Etkileşimi Hidrojen klorür (HCl) molükülünün polar bir molekül olduğunu kolayca söyleyebiliriz Hidrojen ucu kısmen pozitif, klor ucu kısmen negatiftir Çünkü klorun elektronegatifliği hidrojeninkinden yüksektir Dolaysıyla bir kaba art arda HCl molekülleri attığımızda onların zıt yükteki kutupları yan yana gelecek şekilde dizileceklerini tahmin edebiliriz Peki diyelim ki Ne için durum nedir? Yani bir soy gaz olan neonun katısı ısıtınlınca sıvı hale sıvısı da ısıtılınca gaz haline geçtiğine göre katı ve sıvı fazda Ne atomları nasıl bir arada tutulmaktadır? Bu olay, yeni kuantum mekaniği ışığında – kuantum kuramı 1900 yılında doğduğu halde 1925′ büyük atılım yılıdır- 1928′de Fritz London ( 1900-1928) tarafından açıklandı Buna göre katý ve sývý fazlarda atomlardaki elektronların bir anda bir bölgeye yığılma olasılığı vardır Bu durumda bir anlık dipol oluşur Anlık dipol, komşu atomları da etkiler ve böylece maddeyi bir dipol dalgası sarar Bunun için London etkileşimi için anlık dipol etkileşimi, indüklenmiş dipol etkileşimi, dağılma kuvveti gibi nitelemeler de yapılmaktadır Bu etkileşimin moleküldeki toplam elektron sayısına ve molekül yüzeyinin büyüklüğüne bağlı olduğu görülüyor 2 Dipol-Dipol Etkileşimi Bu etkileşim, zaten polar olan yani dipol momenti sıfır olmayan moleküller arasındaki etkileşimdirElektron sayısı birbirine yakın moleküllerde polarlığın etkisi açıkça ortaya çıkar Örneğin azot (N2), oksijen(O2) ve azot monoksit (NO) molekülleri, elektron sayıları birbirine yakın moleküllerdir Azot ve oksijen molekülleri apolar moleküllerdir Onların katı ve sıvısında moleküller arasında London etkileşimleri etkilidir Bu da elektron sayısı çoğaldıkça artar Yani oksijenin kaynama noktasının azotunkinden büyük olması beklenir Gerçekten de öyledir Elektron sayısına bakılırsa NO’nun kaynama noktasının azotunki ile oksijeninki arasında olması beklenir Oysa kaynama noktası N2, O2, NO sırasında artar (sırayla:77 K, 90 K ve 121 K) İşte bu artış, moleküldeki dipol-dipol etkileşimiyle açıklanabilir 3 Hidrojen Bağı Bu bağ, dipol-dipol etkileşiminin doruğu olarak belirtilebilir Çünkü hidrojen bağı (H-bağı), hidrojen atomunun doğrudan F, O ve N atomlarına bağlı olduğu moleküllerin katı ve sıvısında etkilidir Bilindiği gibi F,O ve N, elektronegatifliği yüksek atomlardır 15-20 kJ/mol enerjiye sahip olan hidrojen bağları,öteki moleküller arası kuvvetlerden daha kuvvetlidir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|