Soyulan Ülkemin Güzel Halkı, Neden Gerçekleri Göremiyor!

TÜRKİYE'de "yerleşik düzen" gümbür gümbür çöküyor! Üstelik "tek boyutta" değil, medyasından finansal yapısına ana gövde ve uzantılarıyla birlikte göçüyor Yaşananlar bu çöküşün "gürültüsü", masum insanların "tasfiye olması" veya Cumhuriyet dinamiklerinin zarar görmesi değil


Tam bu noktada "yerleşikler", her imkânlarıyla, kalemleriyle, konuşanlarıyla ortalığa dökülüyorlar ve "Bizi kurtarın, köklerimizden koparıyorlar" demek yerine, "Ülke elden gidiyor, şeriat geliyor" diye bağırıyorlar Ne şeriat geliyor, ne de ülke bölünüyor, halkın kanını emen damarlarına yerleşenler sökülüp atılıyor


Sonuç: Ne kadar bağırırlarsa bağırsınlar, her türlü imkânlarıyla kime saldırırlarsa saldırsınlar; yerleşikler Türk halkının önünden çekiliyor Bu ülkede "kim ne derse desin", ne şeriat, ne bölünme asla söz konusu değil ve bundan on yıllar sonra da olmayacak!


Son söz: Bu ülkede 1946 sonrası "temeli atılan", 1960 darbesi ile perçinlenen ve 1980 sonrası kurulan "sistem" içinde, Türk halkının birikimleri "faiz-borçlanma-sanal büyüme" üçgeninde "hortumlandı"! Bu "iç-dış" yerleşiklerin "birlikte kurdukları", "siyaset-medya-ticaret" üçgeninde "pekiştirdikleri" bir yapıydı ve "ne olduğunu kimsenin sorgulamasına" izin vermeden "ülkenin kanı-canı varlıkları" dönüştürüldü, emildi! 1946'da başlayan yapı 2007 yılına kadar kesintisiz "devam etti" ve bu dönemde Türkiye, 2 trilyon dolara yakın sadece faiz ve anapara ödedi! Dikkat edin lütfen "sadece borçlandırılıp ödettirilen faiz ve anapara"!


Buna ödediğimiz silah komisyonları, aldığımız işe yaramaz silahlar, hırsızlıklar, devletten "alınan ve hortumlanan" krediler dahil değil!


Önemli çağrı: Hep merak ediyorum ve koparılan gürültüde halkın bir bölümünü yine kandırdıklarında daha da üzülerek konuya eğiliyorum: Türk halkı neden bir türlü uyanamıyor! Türk halkına sesleniyorum; senin sorunun "irtica-bölünme" değil, senin içinde "şeriatçı da-bölücü de" bu ülkeyi "yok edecek-değiştirecek" kadar yerleşemez Senin içindeki sorun; senin varlıklarını "ülkeyi kaos ortamında tutup" kanını emenler Evet yanlış okumuyorsunuz; bu ülkenin yıllarca kanını emdiler, öyle bir-iki hükümetin görev süresince değil, onlarca hükümet kurup devirdiler ama "çarklarını" her zaman korudular! 60-70 milyon "yıllar boyu" çalıştı, 5000 gerçek-tüzel "iç ve dış" mihrak "bunların haklarını" ceplerine indirdiler! Bugün yaşanan kavganın "özü de" bundan ibaret Hortumları kesilenler ve "ülkeyi kendilerine göre" kuranlar, bağırıp toz kaldırıyorlar Uyan halkım! Uyan ve hakkını al, bizim olanı yediler, çocuklarının olanı kurtar!


Kılıçdaroğlu'nun demokrasi anlayışı, gereğini yapmasını gerektiriyor!
CHP içindeki sorunun "Kılıçdaroğlu" kaynaklı olmadığını düşünüyor ve esas "arızanın" gizli koltukçulardan kaynaklandığına emin olduğumun altını çizmek istiyorum
Ne demek istiyorum?
Sevgili dostlar, daha açık yazayım Bence Kılıçdaroğlu "hukuk ne diyorsa" onu kesinlikle uygulayacak bir isim Başkan olmasının "hata olduğunu" düşünen-yazan ama "kişiliğine olan güveni" tam olan bir vatandaş olarak yapıyorum bu tespiti Karar verici sadece tek başına "Kemal Bey" olsa inanın CHP'de demokrasi, hukukun üstünlüğüne "örnek" olacak şekilde çalışır ve sorun olmaz Olmaz ama ortada bir "Önder Sav" sorunu var ve genel başkanı "Acaba manipüle edebilir miyim" sevdasındakiler, bu ismin arkasında saf tutmuş durumda Daha da açık bitireyim; CHP'nin Önder Sav'sızlaştırılması şart! Bu sadece parti için değil, güçlü bir muhalefet ihtiyacı duyan Türkiye için! Sıra şimdi CHP'lilerde, kendileri için değil Türkiye adına bu adımları atmalılar


Yiğit Bulut

İnanın okudukça moralim çok bozuluyorÜlkem için çok üzülüyorum