Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bale

Bale

Eski 06-10-2010   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Bale



BALE a (fr ballet'den)

1 Seyircilere sunulmak üzere hazırlanmış, müzikli ya da müziksiz, bir ya da birçok dansçı tarafından yorumlanan koregrafi düzenlemesi

—2 Koregrafik gösteriler (özellikle klasik bale gösterileri) sunan topluluk (bale topluluğu da denir) — Koregr Akademik bale, akademik okul adımlarıyla düzenlenmiş bale || Atlı bale, XVI ve XVII yy'larda saray şenliklerinde, özellikle Almanya'da çok tutulan, at ve binicilerinin yaptığı bale

|| Bale salonu, Paris operası 'nda ve başka bazı opera ve bale tiyatrolarında, dansçıların sahneye çıkmadan önce toplandığı salon (Bu salon en son hazırlıkların yapılabilmesi için düzenlenmiş ve ısınma hareketleri için barlar ve aynalarla donatılmıştır Provalarda ve kimi zaman sahneye yakın olmasından dolayı bazı gösteriler için sahne uzantısı olarak kullanılır)

|| Beyaz bale, romantik nitelikte, beyaz tütüyle sunulan bale

|| Deneysel bale, çağdaş sahne ve sahneleme araçlarının kullanıldığı, bir bestecinin araştırmalarından kaynaklanan basılmamış bir partisyon üzerine kurulu bale

|| Dizisel bale, onlkiton tekniğiyle yazılmış bir müzik partisyonunun şeması üzerine kurulu bale (örn Schön-berg'in Uzay, Webern'in Zaman ve Berg' in Madde adlı yapıtlarını birleştiren Maurice Béjart'in Suite viennoise'ı; müziği Frank Martin'in olan Michel Descombey' in Symphonie concertante'ı)

|| Eylem balesi, araya mimikli sahnelerin katıldığı konulu koregrati yapıtı (Eşanl balepanto-MİM)

|| Geometrik bale, Fransa kralı Louis XlV'ûn sarayında çok tutulan ve dansçıların yerde çok karmaşık şekiller çizdiği düzenleme || Oda balesi, sınırlı sayıda dansçıdan oluşan, büyük bir sahne düzenine gereksinim duymaksızın her yerde gösterisini sunabilen topluluk

|| Senfonik bale, bir senfoninin partisyonunu izleyen, konulu ya da konusuz bale (örn Berlioz' un, Léonide Massine tarafından koregra-filenmiş Fantastik senfoni'si)

|| Solfejleme bale, müzik cümleleri bir bir ele alınarak, her cümle de, kimi bir ölçüden de kısa olabilecek sürelere bölünerek notalanan koregrafi || Soyut bale, konusuz koregrafi yapıtı

— ANSİKL insan her zaman dans etmiş; ama bunu u2un zaman içgüdüsel bir biçimde yapmıştır Dans, insan yaşamının bir parçasıdır; mutluluk, mutsuzluk, savaş, verimlilik, doğurganlık, her şey, dansla dile getirilmiş ya da istenmiş, dans aracılığıyla Toprağa, Güneşe, Aya, Yıldızlara seslenllmiştir Ama bu özellikleriyle İlkel dans, bir gösteriden çok, bir dil, bir iletişim aracıydı Gösterinin ilk biçimi, insanoğlu vücut hareketlerini düzene koymayı öğrendikten sonra doğdu Başlangıçta ellerin ve ayakların ritmine bağımlı olan bu İlk gösteriler, daha sonra sıkı sıkıya müziğe bağlı duruma geldi En eski dönemlerin tüm kalıntıları, eski yunan ve roma yapıtları, günlük yaşamda dansa verilen önemin büyüklüğüne tanıklık eder Yunanlılar'ın aradığı plastik güzelliğe, Romalılar, sirk oyunlarını yeğlediler Ortaçağ gizemciliği, bu dönemde katedrallerin içavlularında düzenlenen oyunlar, müzikli ve danslı ayinler, ölüm dansları, gösteri öğesini yavaş yavaş geliştirdi

Ama balenin gerçek kökeni, Ortaçağ' da, sonra da Rönesans döneminde düzenlenen görkemli şenlikler boyunca verilen ara oyunlarındadır Dans yöneticilerinin ilk dans incelemelerini kaleme aldıkları yıllarda (Domenico da Piacenza'nın yazdığı De arte Saltandi et Choreas Du-cendi [Dans ve koroları yönetme sanatı üstüne], Charles VII dönemindeki savaşlar sırasında öncelikle italya'dan Fransa' ya geçen bu gösteri türü saray balesinin doğmasını sağladı (/e Ballet comique de la reine, 1581) Dans, resim, şiir, müzik, şarkı ve inşadın uyumlu bir biçimde birbiri içinde erimesinden oluşan saray balesi, üç bölümden oluşurdu: uvertür (konunun sergilenmesi), girişler (konunun çeşitli bölümleri), büyük bale (son giriş ya da final)

italyan müzikçi Lully'nin katkısı büyük oldu Dönemin pek çok balesine (Ballet de la Nuit, Ballet de l'impatience, les Fâcheux) müzik yazan Lully, Molière ile libretto konusunda, Molière ile son bulan bir tür olan komedi-balelerde (Kibarlık budalası [le Bourgeois gentilhomme], 1670) Beauchamp ile dans konusunda işbirliği yaptı Lully'nin yaratıcılığında bir dönemeç oluşturan trajedi-bale, en önemli yeri anlatıya veriyor, ama öykü boyunca gösteriye dansı katıyordu (Cadmus et Hermi-one, 1673)

Lully'nin ölümünden sonra, Collasse'ın, birçok şarkılı ve danslı bağımsız perdeden oluşan Saisons (1695) başlıklı dizisi, opera-bale denilen türün başlangıç dönemini belirtir (Campra'nın Europe galante'ı 1697; Rameau'nun les in-des galantes'ı, 1735) Tabloların almaşık ve özerk olması, dansın, şarkılı öyküden kurtulmasını sağladı Profesyonel dansçıların ortaya çıkması (1681, Krallık müzik akademisi'nde Triomphe de l'amour'un ilk sahnelenişi), Opera dans okulu'nun kurulması (1713), kuralların belirlenmesi (en-dehors, 5 temel duruş), tekniğin gelişmesi ve adım adlarına yenilerinin eklenmesi, saray eğlencelerini gerçek birer gösteriye dönüştürdü Bale, balo salonundan sahneye geçti Optik yanılsamalar, dekorlar, kostümler, ışıklar, her şey gösterinin bundan böyle daha tiyatromsu olmasına katkıda bulunuyordu Çok geçmeden italyan etkisi hissedilmez oldu ve fransız okulu oluştu




Anne d'Autriche ve Mazarin döneminde italyan operasının Fransa'ya girmesiyle birlikte "büyük makineler" denen şey ortaya çıktı, uâalıkla kurgulanmış, bu son derece karmaşık ve pahalı makinelerle gösteri boyuncè "hileler" gerçekleştiriliyor, gemiler batırılıyor, doğaüstü yaratıklar uçuruluyorduBu işin ilk büyükustası dekoratör Giacomo Torelli'dir (1604 ya da 1608-1678)


Saray balesi tarihe karıştıktan sonra, alışkanlıkları içinde bocalayıp duran dansçılar, baleden soğudular Gluck ve onun librettocusu Calzabigi sayesinde lirik tiyatro, çok önemli bir dönüşüm geçirdi Jean Georges Noverre'in (1727-1810) balede yaptığı reform günümüzde de etkisini sürdürmektedir Konusuz balenin, yerini, bir dramatik eylem gösterisi araştıran Hilferding ile, "üç birlik" kuralını baleye uygulayan Anglolini'nin kuramlarından esinlenmiş olan ve pantomimin birincil rol oynadığı bir türe bıraktığı çok tartışmalıdır Bu türü Fransa'da yenileyen Noverre, Lettres sur la danse et les ballets adı altında dans ve baleyle ilgili mektuplarını Lyon'da yayımladı (1760) Dekorlar zamanla yalınlaştı, kostümler hafifledi Noverre, maske, sepetli entari ve pe-ruk'u kaldırdı Dansçı Jean Dauberval (1742-1806) ve Charles le Picq (1749 -1806), Noverre'in başlıca iki öğrencisidir Le Picq, Petersburg'da on iki yıl kalarak eylem balesini yerleştirdi Kendisini kıskananların çabalarıyla ingiltere'ye sürgün edilen Noverre, orada Joseph Haydn Ile işbirliği yaptı
Bale ya da görsel yapıt, danslı drama önemli yenilikler getirmiş olan italyan Salvatore Vigano'nun (1769-1821) etkisiyle heyecan verici bir sanata dönüştü




Romantik dönemde bale, çok önemli değişikliklere uğradı, bir düşselliğin anlatım aracı haline geldi Konu, biri dünyasal, öbürü doğaüstü olmak üzere iki plan üzerine kuruluyordu Dünyadan kopmuş-luk izlenimini vermek amacıyla kadın dansçılar, hareketlerini "havalanıyormuş" gibi göstermek için ayak parmağı ucuna kalkmaya ve beyaz muslinden uzun tütü giymeye başladılar


Romantik bale ya da beyaz bale böyle doğdu Dansçı ve kuramcı Carlo Blasis, 1820'den sonra, Traité élémentaire théorique et pratique de l'art de la danse adlı yapıtında, tekniğin gelişimi konusunda durum değerlendirmesi yaptı Onun sayesinde, Noverre'in yalnızca konunun yararına sınırını belirlemeye çalıştığı ustalık Vestris'lerden hiçbirinin ona vermeye cesaret edemediği bir önem kazandı Blasis'in Codi-, ce di Tersicore (1828) adlı yapıtı, bugün i de dansın temelini oluşturur 1832'deFii lippo Taglioni'nin düzenlediği Sylphide' ' in ilk sahnelenişinde başrolü kızı Maria (1804-1884) oynadı

Koregraflnin dili, yorumcunun üslubundan ve tekniğinden, söze dökülmez bir şiir içeren trajik bir yapıt yaratmış, büyük bir yetenek doğmuştu Seyirci Sylphide'i ve Maria'yı büyük hayranlıkla karşıladı Konusu kısmen Théophile Gautier'ye ait olan Giselle'in ilk oynanışı da baleseverlere Carlotta'yı (1819 -1899) tanıttı Fiziksel çekiciliği ve "terre à terre" tarzındaki canlı dansı Maria Taglioni'nin üslubuyla karşıtlık oluşturan Avusturyalı Fanny Elsslerde(1810-1884) bu dönemde parladı

Romantik balenin başarısı uzun sürmedi "Beyaz bale" çöküşünün tohumlarını da bünyesinde taşıyordu Bu dönemde yıldızlar, kendi üsluplarına her şeyden çok önem verdiler ve diledikleri gibi dans ettiler Halk yeniden, dansta ustalık ve teknikle ilgilenmeye başladı (koregrafisi-ni Arthur Saint-Léon'un yaptığı,' müziğini Léo Delibes'in yazdığı Coppélia; koreg-rafilerini Louis Mérante'in yaptığı, André Messager'nin bestelediği les Deux Pigeons ve Léo Delibes'in bestelediği Sylvia)

Avrupa'da XIX yy'ın ikinci yarısında balenin gerilemesi, Petersburg'da Marius Petipa'nın büyük klasik geleneği yeniden canlandırdığı (Fındıkkıran Kuğu gölü, Don Kişot) ve Enrico Cecchetti'nin, modern balenin en büyük dansçıları sayılan birçok yıldızı (Anna Pavlova, Olga Preobrajenska, Matilda Kşesinskaya, Tamara Karsavina, Leonide Massine, Michel Fokine, Vaslav Nıjinski) yetiştirdiği Rusya'da koregrafik bir yenilenmeyle aynı döneme denk geldi

Amerikan isadora Duncan'ın (1878 -1927) "özgür dans"ı Michel Fokine'i etkiledi 1909-1929 arasında Serge de Diag-hilev'in Rus baleleri, Fransa'ya gelişleriyle başlayan sanat devrimini sürdürdü Birçok topluluk kuruldu Anna Pavlova'nın (1881-1931) toplu luğu, 1929'a değ i n bi r-çok kez dünya turnesine çıktı Zengin sanat dostu ida Rubinstein (1885-1960), 1921'den başlayarak kendini, ünlü ressamların, müzikçilerin, koregrafların ve librettocuların işbirliği yapmalarını sağlayan bale gösterilerine adadı Jean Börlin'in isveç baleleri, 1920-1925 arasında cüretli yenilikler yaptı

1929'da Paris operası'na giren Serge Lifar, fransız balesini, bir okul oluşturan kendi yeniklasik üslubuyla donattı

Büyük Britanya'da, Marie Rambert (doğm1888),en eski ingiliz bale topluluğu olan Ballet Rambert'i kurdu Ninette De Valois'nın (doğm 1898) kurulmasında önemli rol oynadığı Sadler's Wells Ballet, 1956'da kralın kararıyla Büyük Britanya Krallık balesi'ne dönüştü
Geçmişi 1748'e değin uzanan Danimarka Krallık balesi, August Bournon-ville'in yapıtlarını aktararak fransız okulunu sürdürdü Bir duraklama döneminden sonra isveç Krallık balesi, Mary Skeaping ve Birgit Cullberg'in döneminde yeni bir atılım yaptı

ABD'de baleye, XIX yy'da pek önem verilmezdi, isadora Duncan'ın karşılaştığı ilgisizlik, bu ülkenin baleye ne kadar yabancı kaldığının göstergesidir 1930'lu yıllardan sonra biri klasik, öbürü "öncü" olmak üzere iki akım ortaya çıktı Klasik akım, Diaghilev'in ölümünden sonra Amerika'ya yerleşen Rus baleleri topluluğunun üyeleri tarafından canlandırıldı "Öncüler"in çalışmalarından doğan ikinci akımsa, modern dansa zemin hazırladı
ikinci Dünya savaşı sonrası tüm sanat biçimlerinde görülen yenileşmeye bale de uydu Ama genç kuşak, uzun zaman bastırılmış özlemlerini açığa vurunca, birçok sorunla karşılaştı Roland Petit ve Janine Charrat gibi genç dansçılar baleye taze bir kan getirdiler Çağımız insanının sorunları ABD'de Jerome Robbins (Age of Anxiety, 1950) ve Fransa'da Maurice Béjart (Symphonie pour un homme seul, 1955) tarafından daha bir kesinlikle ortaya kondu

Bununla birlikte, klasik gelenek, dans dünyasında geniş bir biçimde temsil edilmektedir: Ballet Theatre (1939'da kuruldu, 1957'de American Ballet Theatre oldu), 1944-1962 arasında Cuevas markisi tarafından yönetilen baleler, onların ardılı olan Grand Ballet classique de France, kuruluşundan başlayarak George Balanchine'in yön verdiği New York City Ballet (1946'da kurulan Ballet Society 1948'de bu adı aldı), 1950'de kurulan London's Festival Ballet, 1954'te kurulan Robert Joffrey Ballet, 1964'te bir sanat dostunun yardımıyla kurulan Harkness Ballet, 1970'te zenci sanatçılarca kurulan Dance Theatre of Harlem




SSCB'de, akademik bale, Moskova Bolşoy tiyatrosu'nda ve Leningrad Kirov tiyatrosu'nda egemendir Moskova sanat tiyatrosu (Stanislavskiy tiyatrosu ve Nemirovlç-Dançenko) ve Malıy tiyatrosu, daha deneysel yapıtlara, büyük bir katkıda bulundular Sovyet cumhuriyetleri operalarında çoğunlukla folklorik dans grupları vardır Bazılarında aynı zamanda klasik dans toplulukları (Kiev, Tiflis) da bulunur Kimi yapıtlar, Devrimi ve sosyalizmin başarısını yücelten yapıtların yanı sıra, romantik baleler, halkın ilgisini çekmeyi sürdürmektedir Küba ulusal bale-si'nin eğilimi de hemen hemen budur Bir süre, klasik tekniği devrimci temaların hizmetine vermekle yetinen Çin, günümüzde koregrafiye daha çok önem vermeye başlamıştır


ABD'de 300'ü aşkın bale topluluğu vardır Bunların bazıları resmi, geri kalanı ise, genellikle "amatör bale"nin ilerlemesi için kurulmuş derneklerde yetişenlerin kurduğu bölgesel ya da özel topluluklardır Bunların en iyileri, Washington' daki "National Endowment for the Arts" ya da devlet tarafından desteklenir Özel toplulukların birçoğu, yardımsever vakıfların sanatsal ve parasal himayeleriyle yaşar Büyük Britanya'da yerleşik ve gezici iki topluluğu olan Royal Ballet dışında birçok büyük topluluk vardır: London's Festival Ballet, Scottish Theatre Ballet, Northern Ballet Theatre Federal Almanya'da, ülkenin en büyük tiyatrolarının (Stuttgart, Hamburg, Frankfurt, Berlin, Münih) bünyesinde, teknik düzeyi çok yüksek birkaç topluluk vardır Fransa, balenin başlangıç döneminde oynadığı önemli rolü artık yitirmiş, Paris yerini Londra ve New York'a bırakmıştır Merkezi Brüksel'de olan ve Maurice Béjart tarafından yönetilen Ballet du XXe siècle dışında iki belçi-kalı topluluk daha(Ballet de Flandre ve Ballet de Wallonie) kendini kabul ettirmeye başladı Hollanda'daki Het Nationale Ballet ve özellikle Nederlands Dans Theater, Avrupa'nın öncü topluluklarının başında yer alır




Kanada'nın, çağdaş bale içinde ayrı bir yeri vardır Bu ülkede 1948'de hiçbir resmi topluluk yoktu Bugün Kanada'da üçü de 1951'den sonra kurulmuş üç resmi bale topluluğu etkinlik göstermektedir: Royal Winnipeg Ballet, National Ballet of Canada ve Grands Ballets canadiens


Danimarka ve öteki iskandinav ülkelerinin köklü bir geleneği vardır Kopenhag ve Stockholm topluluklarının repertuarları şaşılacak kadar niteliklidir, isveç'te, ivo Cramer balesi ve özellikle, yönetimine yakın geçmişte Birgit Cullberg'in getirildiği bale önemli bir rol oynar Helsinki opera-sı'nın kadrosunda olağanüstü yetenekli sanatçılar vardır Dans dünyasında italya'nın yeri pek önemli değildir En canlı kalan merkezler Milano'da Scala tiyatrosu, Roma operası ve Palermo operası' dır Orta Avrupa modern eğilimlere açılmaktadır Bale gösterilerinin önemli bölümünü geleneksel yapıtlar oluşturur Bunların yanı sıra ulusal ya da yöresel esinli yapıtlar da, toplulukların repertuarlarına girmektedir Ama, Varşova'da olduğu gibi Prag'da, Belgrad'dave Bükreş'te de yeni kuşaktan koregraflar daha çağdaş temaları işlemektedir, isviçre de Avrupa'daki koregrafi yaşamına katılmaktadır (Cenevre, Basel, Zürich)

Bunların yanı sıra, Avustralya'dakı Australian Ballet, Güney Afrika'daki Cape-Town Ballet, 1967'de kurulmuş israil (israil klasik balesi, Batsheva Dance Company) ve japon toplulukları da (Tchaikovsky Memorial Tokyo Ballet Company) anılmalıdır
Evrensel bir dil olan bale, artık herkesçe kavranabilir bir sanat oimuştur Bale gösterilerinin artması, festivaller, televizyon, dans dergilerinin yanı sıra bu konuda halkın anlayacağı dille yazılmış kitaplar, bale izleyicisini çok büyük ölçüde artırmış ve baleyi son yıllarda çok yönlü bir sanat haline getirmiştir (— KOREGRAFİ, DANS)

• Baleler ve bale toplulukları, tiyatrolar gibi, kendi adları ya da sıfat olarak taşıdıkları devlet, ülke ya da kentin adı altında abecesel düzende anlatılmıştır
• Türkiye'de bale 1524'te istanbul'a gelen bir italyan bale topluluğunun saraydaki gösterilerine türk dansçıların da katıldığı nı belirten kaynaklar vardır Ama Türkiye' de, modern anlamda bale gösterilerinin başlaması için XIX yy sonlarını beklemek gerekecektir: önce, Beyoğlu'ndaki Naum tiyatrosu, ardından başka tiyatrolar (Güllü Agop, Concordia, Amphi, Varyete, Te-pebaşı, Verdi vb ), Avrupa'dan bale toplulukları getirterek, halka açık ilk bale gösterilerini düzenlediler Bu gösteriler, ilanlarda ve afişlerde, kimi zaman açıkça bale, kimi zaman da ayak oyunu diye adlandırılmıştı


Rus devrimi'nden sonra Türkiye'ye yerleşen Beyaz Ruslar arasındaki bale öğretmenlerinden olan Lydia Krassa Arzuma-nova, 1921'de istanbul'da bir bale stüdyosu açtı Burada yetiştirdiği dansçılarla ilk gösteriyi,1931 'de Tepebaşı'ndaki Casa d'italia'da sundu 1941'de Belediye konservatuvarı'nda ve Eminönü halkevi'n-de bale dersleri vermeye başlayan Ar-zumanova, 1942'de "Eminönü halkevi bedii raks grubu",ile çeşitli bale gösterileri gerçekleştirdi Aynı topluluk, halkevlerinin 12 kuruluş yıldönümü dolayısıyla Ankara halkevi'nde, müziğini A Adnan Saygun'un yazdığı Bir orman masalı adlı yapıtı, Arzumanova'nın koregrafisiyle sundu (1944),

Türkiye'nin ilk resmi bale okulunun açılması için Londra'daki Sadler's Wells Bal-let'in yöneticisi Ninette De Valois, 1947'de ülkemize davet edildi Ankara ve istanbul'da incelemeler yaptıktan sonra sunduğu rapor üzerine, 1948 başında De Va-lois'nın yönetiminde, istanbul Yeşilköy'de bir bale okulu açıldı; ingiltere'den başka öğretmenler de getirtildi Okul 1950'de Ankara'ya taşındı ve Devlet konservatu varı'na bağlandı Konservatuvar öğrenci leriyle gerçekleştirilen ilk bale müziğini U Cemal Erkin'in yazdığı, De Valois'nın ko regrafisini yaptığı Keloğlan'dır (1950) Ba le bölümü ilk mezunlarını 1956'da verdi 1958'e değin bir merkezden yönetiler Devlet tiyatrosu ve operası, bu tarihte bir birinden ayrıldı 1950'lerin sonunda Devlet operası'nın bale topluluğu 40 kişiye ulaştı
O dönemde istanbul'daki tek konservatuvar olan Belediye konservatuvarı'n-daysa bale bölümü, macar göçmeni Ol-ga Nuray Olcay tarafından kuruldu 1959'da kurulan istanbul Şehir operası' nin dansçılarını da Rezzan Abidinoğiu yetiştirdi

Ankara Devlet operası bağımsız bir birim olduktan sonra gerçekleştirilen ilk bale gösterisi, Manuel de Falla'nın Büyüleyen aşk adı altında bir bölümü sahnelenen El Amor Brujo'sudur Daha önceki baleler de, hep başka bir gösteriyle birlikte sahnelenmişti Tek başına ve eksiksiz olarak gerçekleştirilen ilk bale CoppĞlıa oldu (1961)

Bu gösteri, Salome adlı operayla birlikte sunuldu (1960)
27 mayıs 1960'tan sonra, yasal olarak Devlet tiyatrosu'na bağlı göründüğünden, opera müdürünün (N Kâzım Ak-ses) görevine son verildi; opera ve bale toplulukları yeniden Devlet tiyatrosu bünyesine alındı

1965'e değin Buluşma, Gençler balosu, KapandakUer, Les Sylphides, Orphe-us, Satranç, Uyuyan güzel, Yalnız gibi klasik ve yarı-klasik baleler sahnelendi Bunların tümü birer tekrardı Yani prömiyerleri, daha önce yabancı ülkelerde yapılmıştı Gerçi daha önce müziğini türk bestecilerin yaptığı iki gösteri gerçekleştirilmişti (Saygun'un Bir orman masalı ve Erkin'in Keloğlan'ı), ama bunlar kısa birer denemeydi Konusuyla ve müziğiyle türk olan bir bale gerçekleştirmeyi ise, henüz bir türk koregraf yetişmediğinden De Va-lois üstlendi ve Ferit Tüzün'ün Anadolu süiti adlı orkestra yapıtı üzerine, ilk önemli türk balesini yarattı: Çeşmebaşı' (1965) Bunu, yine De Valois'nın koregrafilediği Sınfonietta (müz Nevıt Kodallı'nın; 1966) ve güney afrikalı Richard Glasstone'un koregrafilediği Hançerli hanım (müz Bülent Tarcan'ın; 1966) izled1 ilk türk koregraf Sait Sökmen'inilkyapıtıysa(Çar/<*, müziği Maurıce Ravel'ln), 1968'de sahnelendi 14 temmuz 1970'te yürürlüğe giren bir yasayla, opera ve bale topluluklarının Devlet tiyatrosu genel müdürlüğü'ne bağlılığı sona erdi; Devlet opera ve balesi, bağımsız bir genel müdürlük oldu istanbul Şehir operası da, bu genel müdürlüğe bağlandı

S Sökmenin, A Adnan Saygun'un keman konçertosu üzerine, G Dilmen'in aynı adlı oyunundan yararlanarak hazırladığı Kurban adlı bale, müziği, konusu, koregrafisi, kısaca her şeyiyle ilk yerli bale olacaktı; Saygun'un, müziğini çekmesi üzerine müziksiz olarak sahnelenince (Ankara, 1971), ilk yerli bale olma özelliği, Oytun Turfanda'nın Pembe kadın'ına geçti (müziğini N Kâzım Akses'in yazdığı Pembe kadın, ilk kez 1973'te sahnelendi) Daha sonraki yıllarda Duygu Ay-kal, Aysun Aslan, Beyhan Fovvkes, Gül-oya Aruoba, Nasuh Barın, Selçuk Borak, Cem Ertekin, Geyvan McMillen, Suna Şenel, Aydın Teker, Altan Tekin gibi türk ko-regraflar, tekrarlar için yaptıkları düzenlemelerin yanı sıra, özgün koregrafiler de hazırladılar Bunlar arasında Çoğul (D Aykal'ın; 1973), Yoz döngü ve Güzelleme (O Turfanda'nın; 1975), Hürrem Sultan {O Turfanda'nın; 1977), Çeşitlemeler ve Denge (A Aslan'ın, 1980), Gökkuşağı (B Fowkes'in, 1980), Maskeler (N Ba-rın'ın; 1983) anılabilir

Devlet opera ve balesi'ne bağlı üçüncü bale topluluğu 1982'de izmir de oluşturuldu
ilk türk özel bale kumpanyası olarak 1978'de Cem Ertekin tarafından kurulan Çağdaş bale topluluğu, bir süre sonra Belediye konservatuvarı'na (bugün İÜ Devlet konservatuvarı) bağlandı

1980'lerin ortalarına gelindiğinde türk bale toplulukları, en büyük üç kentimizdeki konservatuvarlarda yetişen dansçı ve koregraflarla, klasik repertuardaki büyük yapıtların hemen hemen tümünü sahnelemiş, modern dans alanında da küçümsenmeyecek atılımlar gerçekleştirmiş; başlangıçtaki ingiliz etkisinden sıyrılarak bir "ulusal bale" yaratma hedefine oldukça yaklaşmıştı

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.