İngilizce'ye Giriş - Düzensiz Fiiller |
05-04-2010 | #1 |
Sünger Bob
|
İngilizce'ye Giriş - Düzensiz FiillerIRREGULAR VERBS (Düzensiz Fiiller) İngilizce'de bazı fiiller, past ve perfect tense kalıplarında kullanılırlarken, kullanıldıkları zamanların düzenli eklerini almazlar ve değişim gösterirler Bu tür fiillere İngilizce'de Irregular Verbs (Düzensiz Fiiller) adı verilir Aşağıda tabloda gördüğünüz üç tablodaki birinci sütun, fiilin mastar halini yani yalın halini gösterir İkinci sütun fiilin past tense (geçmiş zaman) halini, üçüncü sütun ise perfect tense halini gösterir Bu sütunlara fiilin birinci hali, ikinci hali ve üçüncü hali anlamına gelen V1, V2, V3 olarak da rastlayabilirsiniz (V = verb yani fiil) Bu durum aklınızı karıştırmasın Not: İngilizce'de bir fiilin veya kelimenin birden fazla anlamı olabilir Aşağıda parantez içinde fiillerin yanında verilen anlamlar, fiillerin tek anlamları değildir, sözlüğe bakıldığında farklı anlamlara da geldiği görülecektir Burada verilme amacı, sizlere ek bilgi vermek ve kelime dağarcığınızı geliştirmektir Infinitive (V1) Past Tense (V2) Perfect Tense (V3) arise (ortaya çıkmak) arose arisen be (olmak) was/were been bear (dayanmak,doğurmak) bore borne begin (başlamak) began begun bite (ısırmak) bit bitten/bit blow (esmek,üflemek) blew blown break (kırmak) broke broken bring (getirmek) brought brought buy (satın almak) bought bought catch (yakalamak) caught caught choose (seçmek) chose chosen come (gelmek) came come creep (sürünmek) crept crept dive (*suya* dalmak) dived/dove dived do (yapmak) did done drag (sürüklemek) dragged dragged draw (çizmek) drew drawn dream (düş kurmak) dreamed/dreamt dreamt drink (içmek) drank drunk drive (*araç* sürmek) drove driven drown (*suda* boğulmak) drowned drowned eat (*yemek* yemek) ate eaten fall (düşmek) fell fallen fight (dövüşmek) fought fought fly (uçmak) flew flown forget (unutmak) forgot forgotten forgive (affetmek) forgave forgiven freeze (donmak) froze frozen get (almak,ele geçirmek vb) got got/gotten give (vermek) gave given go (gitmek) went gone grow (büyümek) grew grown hang (asmak) hung hung hide (saklamak,gizlemek) hid hidden know (bilmek) knew known lay (yaymak,sermek) laid laid lead (yönetmek, yönlendirmek) led led lie (yalan söylemek, uzanmak) lay lain light (aydınlatmak) lit lit lose (kaybetmek) lost lost prove (kanıtlamak) proved proved/proven ride (*ata/araca* binmek) rode ridden ring (*zil,telefon vb* çalmak) rang rung rise (çıkmak, yükselmek) rose risen run (koşmak) ran run see (görmek) saw seen seek (araştırmak) sought sought set (kurmak, hazırlamak) set set shake (çalkalamak) shook shaken sing (şarkı söylemek) sang sung sink (batmak) sank sunk sit (oturmak) sat sat speak (konuşmak) spoke spoken spring (sıçramak, fırlamak) sprang sprung steal (çalmak,aşırmak) stole stolen sting (sokmak, batırmak) stung stung strike (vurmak, çarpmak) struck struck swear (yemin etmek,küfretmek) swore sworn swim (*suda* yüzmek) swam swum swing (sallanmak, sallamak) swung swung take (almak, götürmek) took taken tear (yırtmak) tore torn tell (söylemek) told told throw (atmak, fırlatmak) threw thrown use (kullanmak) used used wake (uyanmak, uyandırmak) woke/waked woke/woken/waked wear (giymek) wore worn write (yazmak) wrote written Gönderen Zeynep Tan (Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu) |
|