Bilecik |
05-04-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
BilecikBilecik, Osmanlı Devletinin temellerinin atıldığı, Marmara, Ege, İç Anadolu ve Batı Karadeniz bölgelerinin kesiştiği bir kavşak noktasında bulunan bir ildir 39°39' ve 40°31' kuzey enlemleriyle 29°43' ve 30°40' doğu boylamları arasında bulunan Bilecik; Sakarya, Bolu, Eskişehir, Kütahya ve Bursa arasında yer alır Bilecik'in konumu Bilecik, Osmanlı Devletinin temellerinin atıldığı, Marmara, Ege, İç Anadolu ve Batı Karadeniz bölgelerinin kesiştiği bir kavşak noktasında bulunan bir ildir 39°39' ve 40°31' kuzey enlemleriyle 29°43' ve 30°40' doğu boylamları arasında bulunan Bilecik; Sakarya, Bolu, Eskişehir, Kütahya ve Bursa arasında yer alır Gerek Osmanlı, gerekse Cumhuriyet devrinin kuruluşunda çok önemli rol oynayan Bilecik'in, Türk tarihinde mümtaz bir yeri vardır Trafik kod numarası 11'dir İsminin kökeni Bilecik ilinin adını nereden aldığı kesin olarak tespit edilememiştir Hititler, Bilecik için "Şirin Köy" manasına gelen Belekoma demişlerdir Zamanla bu isim Bilecik olarak söylenmiştir |
Bilecik ilinin doğal yapısı-tarihi-ekonomisi |
06-26-2009 | #2 |
Şengül Şirin
|
Bilecik ilinin doğal yapısı-tarihi-ekonomisiBilecik ilinin doğal yapısı-tarihi-ekonomisi Karadeniz, İç Anadolu, Ege ve Marmara bölgelerinin birbiriyle komşu olduğu bir alanda yer alan Bilecik ilinin toprakları, dağlar arasına sıkışmış bir yayla görünümündedir Ekonomik yönden çevresindeki illere göre olanakları dar ve nüfusu seyrek olan Bilecik'in Türk tarihinde önemli bir yeri vardır Kayı boyundan küçük bir aşiret Ertuğrul Gazi önderliğinde Söğüt'e yerleşmiş ve böylece Osmanlı Devleti'nin temelleri bu topraklar üzerinde atılmıştır Ertuğrul Gazi'nin ölüm yıldönümü olan 10 Eylül'de Söğüt'teki Ertuğrul Gazi Türbesi'nde her yıl anma töreni düzenlenir Yayla köylerinden gelen yörüklerin de katıldığı bu anma gününde hava açık da olsa yağmur yağacağına inanılır Doğal Yapı İl toprakları Sakarya Irmağı tarafından ikiye bölünmüş gibidir Eskişehir ili yönünden doğubatı doğrultusunda Bilecik ili topraklarına giren Sakarya önce kuzeybatıya, sonra kuzeye yönelir ve Osmaneli yakınlarında kuzeydoğuya dönerek Sakarya iline geçer Sakarya Irmağı'nın bir yay çizerek geçtiği il toprakları doğuda Sündiken, güneybatıda Domaniç, kuzeybatıda Katırlı (Avdan), kuzeydoğuda da Kapıorman dağlarının uzantilan tarafından kuşatılmıştır İlin en yüksek noktası Yirce Dağı'nda 1906 metre yüksekliğindeki Tavşantepe'dir Yöredeki varlıklarını hâlâ koruyan yörükler ilin orta kesimindeki yaylalarda hayvanlarını otlatırlar Osmaneli yakınlarında genişleyerek alüvyonlu bir ova oluşturan Sakarya vadisinde tarım yapılır İstanbul'u Anadolu'ya bağlayan demiryolu, pek çok köprü ve tünelden geçerek Sakarya ve kollarından biri olan Karasu vadilerini aşar Sakarya Irmağı'na Bilecik ilinde katilan öteki kollar, Bursa ilinden gelen Göksu, Bolu ilinden gelen Göynük ve Gölpazan yöresinden gelen Akçay akarsularıdır İl sınırları dışında Porsuk Çayı'na katilan Sarısu Çayı üzerinde, taşkınları önleme ve sulama amacıyla Dodurga Barajı kurulmuştur BİLECİK İLİNE İLİŞKİN BİLGİLER YÜZÖLÇÜMÜ: 4307 km2 NÜFUSU (1990): 175526 İL MERKEZİ: Bilecik İLÇELER VE NÜFUSLARI (1990): Merkez ilçe (43548), Bozüyük (48193), Gölpazarı (15033), İnhisar (8140), Osmaneli (18118), Pazaryeri (16112), Söğüt (20142), Yenipazar (5970) BAŞLICA KENTLER VE NÜFUSLARI (1990): Bozüyük (33162), Bilecik (23273) BAŞLICA YÜKSELTİLER: Tavşantepe (1906 metre), Kale Tepesi (1779 metre) SICAKLIK: Bilecik kentinde en düşük 16°C (1311950), en yüksek 40,6°C (2181945), ortalama 12,2°C YAĞiŞ MİKTARI: Bilecik kentinde yıllık ortalama 438,6 mm İLGİÇEKİCİ YERLER: Osman Gazi Camisi; Orhan Gazi Camisi ve İmareti; Şeyh Edebali ve Mal Hatun türbeleri; Köprülü Bilecik ilinin iklimi, bir yandan İç Anadolu Bölgesi ve Ege Bölgesi'nin İçbatı Anadolu bölümü, bir yandan da Marmara ve Karadeniz bölgeleri iklimleri arasında geçiş özellikleri gösterir Karasal ve ılıman iklimin kesiştiği bir yörede yer alan Bilecik'te kışlar yaylalarda soğuk ve kar yağışlı, vadilerdeki kuytu alanlarda oldukça ılık geçer Yazlar ise sıcak ve kuraktır Yaylalannda otsu bitkilerin egemen olduğu Bilecik ilinin dağlık kesimleri ormanlarla kaplıdır İl alanının beşte birini kaplayan ormanlar, alçaklarda meşelerden, orta kesimlerde gürgen ve kızılçamlardan, yükseklerde de kayın, karaçam ve sarıçamlardan oluşur Tarih Bilecik adının nereden geldiği konusunda çeşitli söylentiler vardır Bunlardan bir tanesine göre doğudan gelen bir topluluk Bilecik yöresinde kuracakları kentin temellerini kazmaya başlar Bir gün haberleri olmaksızın, kullarıdıkları araç ve gereçlerin başka bir yere taşınmış olduğunu görürler Bu olay temel kazma süresi içinde birkaç kez yinelenir, araç ve gereçler hep aynı yere taşınır Topluluğun yaşlı üyelerinden biri bu durum karşısında "Bileydik kentin temellerini buraya atardık" der Söylentiye göre bu "bileydik" sözü zamanla değişerek Bilecik olmuştur Yapilan araştırmalar İÖ 3000'de Bilecik yöresinde bazı yerleşme yerlerinin kurulmuş olduğunu göstermektedir İÖ 1200'lerde Frigler'in egemenliğine giren bölge, daha sonra Persler'e bağlarıdı Bitinya ve Roma yönetiminden sonra Bizans sınırları içinde kalan Bilecik'te, Belokome Kalesi adıyla bilinen bir kale vardı Kentin 4 km güneybatısındaki Agrilion ile 25 km doğusundaki Belokome kentlerinin kalıntilan günümüzde de görülebilir İslam dininin yayıldığı dönemlerde İslam ordularının değişik zamanlarda Bilecik'e geldikleri ve Söğüt kasabasını 807'de fethettikleri bilinmektedir Kayı boyundan ayrilan küçük bir topluluğa önderlik eden Ertuğrul Gazi 8 yüzyıl sonlarına doğru Söğüt'e yerleşmişti Ertuğrul Gazi'nin ölümünden sonra yerine geçen oğlu Osman Gazi, Belokome Kalesi'ni 1299'da Bizans tekfurundan aldı Hemen ardından Anadolu Selçukluları tarafından bir uçbeyliği olarak Osman Gazi'ye verilen Bilecik toprakları böylece bir devletin doğuşuna sahne oldu (bak Osmanli İmparatorluğu) Ekonomi Bilecik ilinde yaygın ekonomik etkinlik tarımdır Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler şekerpancarı, buğday, domates, arpa, karpuz, üzüm, soğan, kavun ve patlıcandır Yaylalannda hayvancılık yapilan Bilecik ili, eskiden çok önemli bir gelir kaynağı olan ipekböcekçiliğinde bugün de ülke çapında Bursa'dan sonra ikinci sıradadır Bira üretiminin önemli hammaddelerinden biri olan şerbetçiotu, Bilecik ilinin önde gelen bitkisel ürünlerindendir İlin en büyük kenti olan Bozüyük (1985'te nüfusu 25130), aynı zamanda bir sanayi merkezidir Bozüyük'te seramik, ampul, kâğıt üreten; demir dökümü yapan çeşitli fabrikalar vardır Yeraltı kaynakları bakımından oldukça zengin olan il topraklarında antimon, feldispat, kaolin, sanayi kili, tuğlakiremit hammaddesi, magnezit ve bitümlü şist içeren maden yatakları vardır İl Merkezî: Bilecik İÖ 3000 yıllarında tunç yapımı için kalay çıkartıldığı bilinen Bilecik Anadolu'nun Tunç Çağı'na geçiş sürecinde önemli bir yere sahiptir Daha sonra Bilecik hem maden ticaretinden ötürü, hem de Trakya ve Anadolu arasında bir bağlarıtı noktası olması nedeniyle hızla gelişmiştir Bizans döneminde bu devletin ileri karakolu durumunda olduğu için Selçuklular buraya sık sık akınlar düzenlemişlerdir Türkler ile Bizanslılar arasında kent birkaç kez el değiştirmişse de Bizanslılar egemenliklerini, kenti Osman Gazi alana kadar sürdürmüşlerdir 19 yüzyıl sonlarında Hüdavendigâr (Bursa) vilayetinin Ertuğrul (Bilecik) sancağına bağlı bir kaza merkezi olan Bilecik, Kurtuluş Savaşı sırasında üç kez Yunan işgaline uğradı ve 6 Eylül 1922'de işgalden kurtuldu Kurtuluş Savaşı'nın ilk yıllarında Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin temsilcileri olan Mustafa Kemal Paşa ve Miralay İsmet Bey (İnönü) ile İstanbul hükümetinin temsilcileri olan Ahmed İzzet ve Salih paşalar arasındaki ilkgörüşmenin Bilecik istasyonunda yapılmış olması kentin tarihinde önemli bir olaydır İstanbulAnkara demiryolu ve karayolunun geçtiği Bilecik kenti, Sakarya'ya katilan Karasu'nun kollarından Tabakhane Deresi vadisinde kurulmuştur Kent, birbirinden 5 km uzaklıktaki iki ayrı yerleşmeden oluşur Eski kent, Yukarı Bilecik adıyla anılır Öteki yerleşme ise kentin demiryolu istasyonu ve çevresinde kurulmuştur Küçük ve gelişmemiş bir ticaret merkezi görünümünde olan Bilecik'te bir devlet hastanesi, bir de meslek yüksekokulu vardır Kentin nüfusu 18506'dır (1985) |
Cevap : Bilecik |
04-09-2010 | #3 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Bilecik BİLECİK GENEL BİLGİLER Yüzölçümü: 4 307 km² Nüfus: 175 526 İl Trafik No: 11 İLÇELER: Bilecik ilinin ilçeleri; Bozüyük, Gölpazarı, İnhisar, Osmaneli, Pazaryeri, Söğüt ve Yenipazar'dır Gölpazarı : Bizanslılar döneminde Harmankaya Tekfurluğu’na bağlı olan Gölpazarı, Osman Gazi tarafından alınmıştır Gölpazarı kuruluşundan itibaren sıra ile Resulşel, Dönen ve Akçaova (Akçaoba) adlarıyla anılmış, son olarak Gölpazarı adını almıştır İnhisar : İnhisar önceleri Söğüt’e bağlı bir bucak iken mütevazı nüfusuna rağmen coğrafi konumu dikkate alınarak 1991 yılında ilçe yapılmıştır Osmaneli : Osmaneli çok eski bir yerleşim yeridir; Trakyalılar, Romalılar ve Bizans'a ait kalıntılar bunu göstermektedir Pazaryeri : Pazaryeri'nde ilk yerleşim 1273 yılında olmuştur Pazaryeri'nde hediyelik ve turistik toprak ev eşyası ve ağaç eşya yapımcılığı da sürdürülmektedir Söğüt : Söğüt, Ertuğrul Gazi tarafından bir kuşatma ve mücadele sonucunda 1232 yılında Bizanslılardan alınmıştır Ertuğrul Gazi Türbesinin de içinde bulunduğu ilçe önemli bir turizm merkezidir Yenipazar : Eski adı Kırka olan Yenipazar, Cumhuriyetten önce Bolu’nun Göynük ilçesine bağlıydı 1926’da bucak olarak Gölpazarı’na bağlanmış, 1988’de de ilçe olmuştur |
Cevap : Bilecik |
04-09-2010 | #4 |
Şengül Şirin
|
Cevap : BilecikBilecik Trakya ve Marmara bölgelerini İç, Güney ve Güneydoğu Anadolu bölgeleriyle Ön Asya'ya bağlayan İstanbul-Bağdat demiryolu kenarında kurulmuştur Roma ve Bizanslılar zamanında kent merkezinin küçük bir yer olduğu sanılan Bilecik, Osmanlıların eline geçtikten sonra önem kazanmıştır Osman Gazi'nin fethettiği ilk önemli kale olması ve Şeyh Edebali Türbesi'nin burada bulunması, şehre olan ilgiyi artırmıştır Önceleri kale çevresinde yerleşik kent daha sonra Şeyh Edebali Türbesi, Orhan Gazi camii ve yakınındaki medreseye doğru büyümeye başlamıştır Şehir Türk hakimiyetine geçtikten sonra, önceleri Türkler ve Rumlar ayrı mahallelerde oturmuşlardır Örneğin, Türkler daha çok Osman Gazi, Orhan Gazi ve Aşağı Camiler çevresine yerleşmiş, Rumlar ise bugünkü Bilecik merkezinin bulunduğu bölgede yoğunlaşmışlardı Zamanla toplumlar arası sosyal ve ekonomik ilişkiler kurulmuş, iki toplumun ayrı mahallelerde oturması eğilimi ortadan kalkmış, devlet yapıları Yukarı Mahalleye yapılmaya başlanmış ve kent bugünkü yerleşim yerine doğru gelişmiştir İstiklal Savaşında TBMM hükümet ile İstanbul'da bulunan padişah taraftarı hükümet arasında ortaya çıkan ihtilafı gidermek amacı ile İstanbul'daki Tevfik Paşa hükümeti adına Dahiliye Nazırı Ahmet İzzet Paşa, Ankara Hükümeti ile bir görüşme yapmak istemişti Görüşmenin Bilecik İstasyon binasında yapılması kararlaştırıldı Heyetler 5 Aralık 1920 günü Bilecik İstasyon binasında bir araya geldiler İstanbul Heyeti Ahmet İzzet Paşa, Salih Paşa, elçilerden Cevat Bey, Ziraat Nazırı Kazım Bey, Hukuk Danışmanı Münir Bey ve Hoca Fatih Efendi'den oluşmuştu Ankara heyetine ise Mustafa Kemal Paşa başkanlık etmişti Heyette İsmet Bey (İnönü) de bulunuyordu Bilecik Mülakatından olumlu ve somut bir sonuç elde edilememiştir Yunan Ordusu 6 Ocak 1921 günü Bursa ve Uşak dolaylarından taarruza geçmiş, 8 Ocak 192'de Bilecik-Karaköy-Muratdere hattına kadar geldi Böylece Bilecik işgal edilmiştir I İnönü ve II İnönü Savaşı tümüyle Bilecik toprakları üzerinde geçmiştir II İnönü Savaşları sırasında Bilecik iki kez daha Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir 30 Ağustos 1922'deki Başkomutanlık Meydan Muharebesiyle Yunan ordusuna karşı son ve kapsamlı zaferi kazanan Türk ordusu, 4 Eylül 1922'de Söğüt ve Bozüyük, 5 Eylül de Pazaryeri ve 6 Eylül l922'de ise Bilecik'i Yunan işgalinden kurtarmıştır Yunanlılar bu ilçeler ve il merkezini boşaltırken bir çok yerde yangınlar çıkararak buraları harabeye çevirmişlerdir Bilecik'te yalnızca Yukarı Mahalledeki birkaç evle, Tabakhane Mahallesi yangın ve tahripten kurtarılabilmiştir Yangınlar sırasında 1956 ev, 331 dükkân, 18 han, hükümet konağı, tüm ipek fabrikaları, okul, cami ve türbeler yanarak kullanılamaz duruma gelmiştir Bilecik Kurtuluş Savaşı'ndan çok büyük yaralar alarak çıkmış, savaşın getirdiği sosyal ve ekonomik çöküntü nedeniyle Cumhuriyet dönemine çok güçsüz başlamıştır Kurtuluş Savaşından yanmış-yıkılmış, tam bir enkaz halinde çıkmıştır 1920'lerde 12000 olduğu tahmin edilen şehir nüfusu, savaştan sonra 4000'e inmiştir Savaştan önce Bilecik bölgenin en önemli ipek endüstrisi merkeziydi Şehirde çok sayıda ipekçilik tesisi ve ipek kadife üreten fabrika bulunuyordu Ancak, Yunanlıların çıkardığı yangınlarda bu fabrika ve tesislerin tümü yanmıştırDiğer fabrika ve işyerlerinin de yanmış olması il ekonomisini çökertmiştir Cumhuriyet sonrasında Bilecik, daha kuzeydeki ortalama yüksekliği 520 m olan engebeli bir alanda kurulmuştur Bugün Bilecik İstanbul-Eskişehir karayolu üzerinde, bir mahallesi de 5 km doğudaki İstanbul-Eskişehir-Ankara demiryolu üzerinde yer almaktadır Bilecik'te günümüze gelebilen tarihi eserlerin başlıcaları; Osman Gazi Camisi ve İmareti (XIVyüzyıl), Emirler, Karacalr ve Akkaldırım Camileri, Şeyh Edebali ve Mal Hatun türbeleri, Bâki Hamamı ve Ayşe Hatun Çeşmesi, Saat Kulesi günümüze ulaşan eserleridir Ayrıca Bilecik'in 15 km kuzeybatısındaki Vezirhan Köyü'nde XVIIyüzyıl başlarında Köprülü Mehmet Paşa'nın yaptırdığı cami ve kervansaray bulunmaktadır Ancak bu kervansaray günümüze oldukça harap bir durumda gelebilmiştir |
Cevap : Bilecik |
04-09-2010 | #5 |
Şengül Şirin
|
Cevap : BilecikMarmara Bölgesi'nin güney doğusunda; Marmara, Karadeniz, İç Anadolu ve Ege Bölgelerinin kesim noktaları üzerinde yer alan Bilecik ili doğudan Bolu ve Eskişehir, güneyden Kütahya, batıdan Bursa, kuzeyden Sakarya illeri ile çevrilidir İl, küçük tepelik alanlar ile dik ve derin vadilerle yarılmış aşınım düzlüklerinden oluşur Güney ve güneybatı kesimleri oldukça engebeli olup, kuzey kesimi, Sakarya Irmağı vadisi diğerlerine göre daha düzdür En önemli akarsuları Sakarya Nehri ve onun kolları ile güneydeki Sarı Su'dur Doğu yönünden il sınırları içerisine giren Sakarya, kuzeye doğru bir yay çizer ve Karasu Göynük Çayı ve Göksu'nun kollarını içine alır Sakarya'nın Bilecik sınırları içerisindeki uzunluğu 80 kmyi bulur Sakarya'nın vadisi bir çok yerde oldukça dar ve derin olmakla beraber, ilin orta ve kuzey kesimlerinde genişler Güneyde Yeşildağ yakınlarında doğan Sarı Su, doğuya doğru akar ve il sınırlarının dışına çıkar Sarı Su zaman zaman taşkınlıklara yol açtığından, üzerine 1976'da Dodurga Barajı kurulmuştur Dodurga Gölü dışında ilin kuzeyinde de Çerkeşli Gölü yer alır İlin topraklarını küçük bölümler halinde oluşturan ovalar Sakarya Vadisi boyunca küçük düzlükler halindedir Güneyde 60 kmlik bir alanı da Bozüyük Ovası kaplar Bilecik'in yüzölçümü 4307 km2 olup, toplam nüfusu 194326'dır İlin ekonomisi tarıma dayalıdır En çok tahıl, şeker pancarı, ayçiçeği, şerbetçiotu, üzüm, meyva ve sebze üretilir Bira sanayinin önemli maddesi olan şerbetçiotu burada üretilmektedir Az da olsa hayvancılık ve hayvan ürünleri ekonomisinde yer almaktadır Ayrıca yöreden çıkarılan mermeri işleyen küçük atölyeler, ipekli dokumacılık ve kozacılık da yapılmaktadırBilecik'te ilk yerleşimin başlangıcı kesinlik kazanamamakla birlikte, MÖ 3000'den öncelere indiği sanılmaktadır Anadolu'da Tunç Çağına geçiş sürecinde önemli bir yeri olan Bilecik'ten MÖ 3000'lerde tunç yapımı için kalay çıkarıldığı bilinmektedir İlin bilinen en eski isimleri Agrilion ve Agrillum'dur Daha sonraki dönemlerde Bilecik Bizans İmparatorluğu sınırları içine giren bir yerleşim yeri olmuştur Bilecik yöresi MÖ1200'lerde Friglerin egemenliği altına girmiş, MÖ 546'da Perslerin yönetimine geçmiştir Büyük İskender'in MÖ334'te Anadolu'da Pers egemenliğine son vermesiyle birlikte, Helen uygarlığı Roma dönemine kadar sürmüştür Bilecik'in de içerisinde bulunduğu Bithynia Devleti MÖ74'te Roma egemenliğini kabul etmiş ve Pontus Krallığı ile birleştirilerek, Roma'nın Anadolu eyaletini oluşturmuştur Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılmasından sonra da Bizans yönetimine girmiştir Doğu Roma (Bizans) döneminde şehir Belekoma ismiyle anılıyordu Bilecik o zaman, şimdiki Bilecik'in doğusunda, Hamsu ve Tabakhane derelerinin oluşturduğu vadiler arasındaki bir kaya çıkıntısı üzerine inşa edilen kale çevresinde kurulmuştu Bizans döneminde Belekoma Kalesi Bilecik'te inşa edilmiş olup, bu dönemde Bilecik bir Tekfurluk idi Abbasi Halifesi Harun Reşid döneminde (797), Bithynia bölgesinin diğer şehirleri gibi Bilecik ve Söğüt civarı da fethedilerek Abbasi idaresine sokulmuştur Çevresi kale ile korunan Belekoma kenti tarih içinde Bizanslılar-Emeviler ve Bizanslılar-Abbasiler arasında birkaç kez el değiştirmiştir Malazgirt Savaşı'ndan (1071) sonra Selçukluların boyu olan Kayıların bir bölümü Ertuğrul Bey yönetiminde batıya doğru ilerlemiş ve Söğüt çevresine yerleşmişlerdir Osmanlı vaka-i namelerinde Kayıların Söğüt ve çevresine 1230 yıllarında yerleştikleri belirtilmektedir 1231 yılında İznik İmparatorluğu ile Selçuklular arasında yapılan savaşa Ertuğrul Bey de akıncı olarak katılmıştır Selçuklu ve Bizans orduları arasında Sultanönü mevkiinde meydana gelen savaşın sonucunda Bizans ordusu yenilmiş, Karacadağ ve Söğüt dolayları Büyük Selçuklu Devleti'nin eline geçmiştir IAleaddin Keykubat Belekoma (Bilecik) Tekfurunu vergiye bağlamış, savaşta büyük yararlıklar gösteren Ertuğrul Bey'e Söğüt'ü mülk, Domaniç'i de yaylak olarak vermiştir Osmanlı kaynaklarına göre Ertuğrul Bey 1281 yılında ölmüştür Türbesi Söğüt ilçesinde bulunmakta ve her yıl Söğüt'te düzenlenen Ertuğrul Gazi Şenlikleri ile anılmaktadır Ertuğrul Gazi'nin ölümünden sonra Kayıların başına Osman Bey geçmiştir Osman BeY Bizans'a karşı savaşmış ve sürekli başarılı olmuştur Kayıların bu başarılarında Şeyh Edebali'nin büyük payı olmuştur Fakih Şeyh Edebali Kayı Ahilerinin önderi idi Şeyh Edebali o sıralar Eskişehir ili sınırları içindeki İtburnu Köyünde oturuyordu Daha sonra medresesini Söğüt ve son olarak da Bilecik'e taşımıştır Osman Bey 1286 yılında İnegöl yakınındaki Hisarcık kalesini Bizanslılardan almıştır 1287 yılında İnegöl Tekfuru'nu Domaniç yakınındaki İkizce'de (Erice) yenilgiye uğratmıştır Bu sırada Selçuklu Sultanı III Alaeddin Keykubat büyük bir ordu ile Karacahisar önlerine gelmiş ve Osman Bey'in kuvvetleriyle birleşerek Bizans elindeki bu kaleyi kuşatmıştır Kuşatma sürerken Selçuklu Sultanı geri döndü Osman Bey'e bir sancak, tuğ alem ve gümüş takımlı bir at göndererek Söğüt ve Eskişehir'i de içine alan bu sancağı Osman Bey'e vermiştir Bundan sonra Karacahisar'daki Rum kilisesini camiye çeviren Osman Bey ilk kez kendi adına hutbe okutmuş (1289), böylece Osmanlı Devletinin kuruluşunun başlangıcı olmuştur O sıralarda Bilecik henüz Türkler tarafından fethedilmemiş, Bizanslılara ait bir kentti Osman Bey Bilecik (Belekoma) ve Yarhisar tekfurları vergiye bağlanmış, ardından 1299 yılı yaz başında Belekoma kalesini ve peşinden Yarhisar kalesini fethetmiştir Bilecik, Yıldırım Bayezid dönemine kadar Osmanlı yönetiminde kalmış, ancak, 1402 yılında Ankara Meydan Savaşı'nda Bayezid'in Timur'a yenilmesi sonucunda 2 ay kadar Timur'un hakimiyetine geçmiş ve Çelebi Sultan Mehmet tarafından geri alınmıştır Osmanlı yönetimi sırasında Bilecik daha da gelişmiş, ancak, şehrin kurulu bulunduğu alanın iskân için uygun olmaması daha hızlı gelişmesini engellemiştir Bununla birlikte Bilecik Bursa ve İznik'ten Eskişehir'e ve Anadolu içlerine giden yol üzerinde önemli bir konaklama ve dinlenme yeri olarak önemini korumuştur |
Cevap : Bilecik |
04-09-2010 | #6 |
delishhhh
|
Cevap : Bilecikgörev nedeniyle şuan bilecikteyiz burası çok geri kalmış bir il olmasına rağmen yaşanılası bir yer her zaman özleyeceğim illerden bir tanesi olacak |
|