Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
haldun, oyunu, taneröykü, tiyatro, yazarı

Haldun Taner-Öykü ve Tiyatro Oyunu Yazarı

Eski 01-28-2010   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Haldun Taner-Öykü ve Tiyatro Oyunu Yazarı



Haldun Taner-Öykü ve Tiyatro Oyunu Yazarı





Toplumun bozuk ve düzensiz yanlarını kişilerden hareketle yansıtan öykü ve oyunlarıyla tanınan Haldun Taner (1915-1986) kendine özgü bir gülmece anlayışı geliştirmiş, ülkemizde epik türün ve kabare tiyatrosunun yerleşmesine öncülük etmiştir
İstanbul'da doğan ve babasını küçük yaşta yitiren Haldun Taner parasız yatılı olarak girdiği Galatasaray Lisesi'nde ilk ve ortaöğrenimini tamamladı Yükseköğrenimi için devlet tarafından Almanya'ya gönderildi Burada Heidelberg Üniversitesi'nde ekonomi ve siyasal bilimler eğitimi görmeye başladı


Bu sırada sağlığı bozularak vereme yakalanan Haldun Taner yurda dönmek zorunda kaldı 1938-42 yılları arasında Erenköy Sanatoryumu'nda güç bir tedavi dönemi geçirdi Hastalığı yenen Haldun Taner 1950'de İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi Ayrı üniversitenin Sanat Tarihi Bölümü'nde asistan olarak çalıştı 1954'te bu görevinden ayrılarak Viyana'ya gitti Burada Max Reinhardt Tiyatro Akademisi'nde eğitim gördü Bu sırada Viyana tiyatrolarında reji asistanı ve Viyana Doğubilim Enstitüsü'nde Türkçe öğretmeni olarak çalıştı

1957'de yurda dönen Haldun Taner Tercüman gazetesinde "Devekuşuna Mektuplar" adıyla fıkralar yazmaya başladı Bu arada Edebiyat Fakültesi'nde ve Gazetecilik Enstitüsünde (bugün İstanbul Üniversitesi Basın-Yayın Yüksek Okulu) öğretim üyeliği de yapmaktaydı 1960'ta bir süre Tercüman gazetesinin başyazarlığını yaptıysa da bir yıl sonra gazetecilikten ayrıldı İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde ve özel LCC Tiyatro Okulu'nda ders veren Haldun Taner 1976'da Milliyet gazetesinde fıkra yazmaya başladı




Uzun süre kendisini yatağa bağlayan hastalığı sırasında ilk yazı denemelerine girişerek Ankara Radyosu'na küçük radyo oyunları göndermeye başladı İlk öyküsü 1944'te ' Haldun Yağcıoğlu" takma adıyla Yedigün dergisinde yayımlandı 1948'de Cumhuriyet gazetesinin açtığı Yunus Nadi Hikâye Yarışmasında "Necmiye'nin Hatırı" adlı öyküsüyle dördüncü oldu Cumhuriyet gazetesinde yayımladığı öykülerini I949'da Yaşasın Demokrasi adım verdiği yapıtında topladı 1953'te bir yabancı gazetenin düzenlediği uluslararası yarışmada Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu adlı öyküsüyle Türkiye birincisi oldu Ayrı yıllarda, arkadaşlarıyla birlikte çıkardıkları Küçük Dergi tarafından düzenlenen edebiyat matineleriyle Haldun Taner daha çok tanındı ve okur kazandı 1953'te Günün Adamı adındaki oyunu dönemin yöneticilerine çattığı gerekçesiyle yasaklandı


Haldun Taner 1955 yılı Sait Faik Hikâye Armağanı'nı On İkiye Bir Var (1954) adlı kitabıyla Sabahattin Kudret Aksal'la paylaştı Bu yıllarda, daha geniş kitleye ulaşabilmek amacıyla çalışmalarını tiyatroya kaydırdı İlk oyunu 1949'da yazdığı Günün Adamı'y dı Daha sonra oyunları Şehir ve Devlet tiyatrolarıy-la birçok özel tiyatroda sahnelenen Haldun Taner'in en tanınmış yapıtı olan Keşanlı Ali Destanı (1964) yurtiçinde 1420, yurtdışında da Almanya, İngiltere, Çekoslovakya ve Yugoslavya'nın çeşitli kentlerinde 243 kez oynandı

1962'de siyasal yergi tiyatrosunun ilk örneği olan Bu Şehr-i Stanbul Ki (1968) oyununu yazdı 1967'de Zeki Alasya, Metin Ak-pınar ve Ahmet Gülhan'la birlikte Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nu kurdu Daha sonra çalışmalarını Ahmet Gülhan'la birlikte kurduğu Tef Kabare Tiyatrosu'nda sürdürdü 1972'de Sersem Kocanın Kurnaz Karısı (1971) adlı oyunuyla Türk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü'nü kazandı Tuş (1951) adlı öyküsü filme alınan Haldun Taner'in birçok öyküsü de yabancı dillere çevrildi

Haldun Taner edebiyatın toplum sorunlarıyla ilgilenmesi gerektiğini, toplum sorunlarıyla ilgilenmeyen yapıtların eksik ve güdük kalacağını öne sürüyordu Ona göre bir öykü toplumun, çevremizin bütün tiplerinin kalıbına girebilmeli, onları kendi ağızları ve düşünüş biçimleriyle konuşturabilmeli, günün sorunlarını ele almalı, toplumun aksaklıklarını hem gerçekçi betimlemeyle, hem de alaya alarak yansıtmalıydı
Haldun Taner'in öykülerindeki alay ve yergi onun en önemli özelliğidir

Toplumun çürük ve aksayan yanlarını ince bir alay ve yergiyle yansıtmıştır Bazı olaylara hoşgörüyle bakabilen Taner, toplumdaki bozuklukların, düzensizliklerin kaynağını, düzensizlikler karşısında insanların davranışlarını, hiçbir şey yapmayışlarını okuyucularına aktarmakla birlikte çözüm yolları önermez Ay ışığında Çalış kur (1954) adlı öyküsü yazılış biçimi yönünden en özgün olanıdır

Bu öyküsünde bir apartmanın çeşitli dairelerindeki yaşamı yansıtır Haldun Taner Öyküyü yazıp yayımladıktan sonra, kendini eleştiriye uğramış, birtakım eleştiri yazılan ve mektupları almış gibi düşünerek öyküyü bu eleştirileri göz önünde tutarak yeniden yazmıştır Eleştiriler doğrultusunda yapılan değişiklikleri belirtmek üzere öyküyü ikinci kez hem ilk yazdığı biçimiyle, hem de ikinci biçimiyle sayfa sayfa karşılaştırarak yeniden yayımlamıştır Ayrıca Öykünün sonuna bir sonuç bölümü ve sonucun etkileri de eklenmiştir Haldun Taner böylece bir yazarın yapıtıyla herhangi bir okuyucunun beğenisi arasındaki ayrılığı, okuyucularını eğlendirecek bir havada yansıtmıştır


Haldun Taner'in öykülerindeki kişiler, içinde yaşadıkları toplumsal sınıfın özelliklerini belirgin bir biçimde yansıtırlar Onun öykülerindeki kişilerin bir bölümü ekonomik durumları iyi olan, değer ölçüleri paraya dayanan kadınlarla paraya düşkün zengin erkekler, diplomat ve işadamları, kültür düzeyi pek yüksek olmayan yan aydınlardır Bunlar aynı ortamda yaşamak zorunda oldukları halkla bütünleşemeyen, ekonomik durumları rahat bir yaşam sürmelerine olanak veren kişilerdir Öykülerindeki öteki kişileri ise memurlar, öğrenciler, emekliler, kapıcılar, bekçiler, yani dar gelirliler oluşturur Haldun Taner öykülerinde bu iki karşıt toplumsal kümeyi karşılaştırır Zenginlerde parasal olanakların yarattığı kişilik zayıflıklarını eleştirirken, yoksul ya da dar gelirlileri saf ve temiz kişiler olarak verir Haldun Taner öykülerinde yabancı sözcüklerden arındırılmış bir dil kullanmıştır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.