Yaşama Dair Herşey... |
11-25-2009 | #1 |
peri
|
Yaşama Dair Herşey... Size, bu odanın alacakaranlığından, okyanusundan, beni boğan dalgalarından, tenimde kalan tuzdan ve yastıklarda kuruyan gözyaşından hiç bahsetmedim Size, Nasılsın diyerek başlayan telefonlarınıza (garip,tuhaf aslında) beyaz bembeyaz tabiatımla "iyiyim" diyorum Yani aslında korkuyorum bütün bunlar kıyamet bütün bunlar cinnet bütün bunlar cinayet demeye, bir daha düzeltilemeyecek sözler söylemeye korkuyorum Telefonla birlikte ışığı da kapatıp bol şanslar deyişiniz, şanslar deyişiniz, deyişiniz çınlarken içimde, bunun beni ne kadar kırdığından hiç bahsetmedim Bahsetmediğim çok şey var daha yaz çiçekleri, cam çiçekleri ölüyor akşamın altını gümüşe dönüyor bunlar da önemli elbette en az, bana ihaneti öğrettiğiniz bana kanatlarımı bıraktırdığınız kadar Odadaki ışığı, tenimdeki tuzu kırdım yastıklarda kuruyan gözyaşını, ufku terk ettim Söz kirlendi, kendi uzayımda kendime garsonluk etmekteyim Sizinle yaşadığım her şey kıyamet, Sizinle yaşadığım her şey cinnet, Sizinle yaşadığım her şey cinayetti Ruh kirlendi, kalbimin kenarında atını durduranlar için akrep beslemekteyim Birhan Keskin Seni bir boşluğa attım gövdemi başka gövdeler bilmeyecek artık boşluk sesi ol hoşluk sesi ol sonra dönüp üz beni Yüzüm yüzünü terk edeli kıştı Yeni yeni kıştıKollarım kendi bacaklarımı sarmıştı Fotoğrafta görünmeyen ışıklar vardı Sandalyenin ucuna oturmuştum Gözlerim bacaklarıma dolanan kollarıma, sonra bacaklarıma, sonra daha uzağa, salondan da uzağa, o yok yere bakıyordu Seni bir boşluğa attım gitmek üzereydim kalktım boşluk sesi ol hoşluk sesi ol Gözlerimdeki ay ışığı gözlerinin körlüğü içindi Birhan Keskin Kadının ince ve uzun parmakları vardı Şehrin ve insanların dışına gidiyordu ateş vurunca saçlarına zaman dururdu, gözlerini saklar kuytulara, alır başını giderdi sevişmeye, atlıkarıncalara, hüzünlere giderdi İşte bundan, bu yüzden, çiy düşerdi ovalara, kaygan Ateş tamamlardı kendini, tarih biterdi kıyamet Kadını dalga sesinden dokumuşlardı ay ışıklı ve kumsallı Kırılıyordu sesi ağzından uzak bir yerdeydi Kadının ince ve uzun dokunuşları vardı ay ışıklı ve kumsallı Birhan Keskin YOLCUNUN SİYAH BAVULU ey allahım bir gidip bir geliyor aklım şimdi nerdeydi, şimdi nerdeydi, taşın sabrı suyun ruhuyla büyüttün beni bundandır her gittiğimde aklımda kalmak fikri geçtim hepsinden, öyle hünerle ki yaşadığımı sanıyorlar hala anladım mana yok acıdan başka akşamın kör karanlığı vursun alnıma her zamanki gibi her zamanki gibi Birhan Keskin
__________________
Yüreğin varsa karşılıksız da seversinBeklentisiz Korkun ne olabilir ki? Kaybetmek mi? Hep yalnız değilmiydik zaten Seviyorum demek önce onsuz olmayı kabullenmektir Varlığı armağansa yokluğu ceza deği Varlığının değerini bilmektir |
|