Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kadın, özgürlük

Kadın Için özgürlük Her şey

Eski 09-16-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Kadın Için özgürlük Her şey



Kadın için özgürlük her şey

İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Mozart'ın ünlü yapıtı 'Saraydan Kız Kaçırma'yı Yekta Kara'nın rejisiyle bugün, yarın ve 19 Eylül'de Yıldız Sarayı'nda sahneleyecek





İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Mozart'ın Türkler'i konu alan ünlü yapıtı 'Saraydan Kız Kaçırma'yı Yıldız Sarayı'nda İstanbullu sanatseverlerin beğenisine sunuyor Yekta Kara'nın kültürlerarası ve dinler arasında diyalog oluşturma gereksinimini ön plana çıkartarak çoksesliliği vurguladığı ve bu bağlamda günümüze göndermeler yaparak sahneye koyduğu yapıtın orkestra şefliğini Naci Özgüç üstleniyor İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçılarının yanı sıra Ankara, İzmir, Samsun Devlet Opera ve Balesi solist sanatçılarının da görev aldığı yapıt, bugün, yarın ve 19 Eylül'de Yıldız Sarayı'nda izleyiciyle buluşacak Librettosunu Gottlieb Stephanie'nin yazdığı yapıtın dekoru Ferhat Karakaya'ya, kostümleri Aydan Çınar ve Sevda Aksakoğlu'na, ışığı Metin Koçoğlu'na ait Koro şefliğini Gökçen Koray'ın yaptığı yapıtta Belmonte'yi Erdem Erdoğan, Osman'ın Bülent Ateşoğlu / Kenan Dağaşan, Konstanze'yi Birgül Su Ariç / Esra Çetiner, Blondchen'i Deniz Boran / Sirel Yakupoğlu, Pedrillo'yu Cenk Bıyık ve Selim Paşa'yı Cahit Şaher canlandırıyor


Bu yapımın dördüncü Saraydan Kız Kaçırma'sı olduğuna değinen Yekta Kara, ilk olarak 1980'de Ankara Devlet Opera ve Balesi'yle sahneye koyduğunu ve bunun da yönetmenlik kariyerinin ilk yapıtı olduğunu dile getiriyor Bu nedenle 'Saraydan Kız Kaçırma'nın kendinde çok özel bir yeri olduğuna dikkat çeken Kara, ikincisini 2004'te Avrupa Kültür Günleri'nin açılışı yapıtı olarak Karlsruhe Devlet Operası için, üçüncüsünü ise 2006'da Mozart'ın 250 doğum yıldönümü nedeniyle İstanbul Müzik Festivali kapsamında sahneye koymuş Bu yapım için özellikle Yıldız Sarayı'nı tercih ettiğini belirten Kara, “2006'daki Saraydan Kız Kaçırma'yı Topkapı Sarayı'nın ikinci avlusunda yapmıştık Bu kez Yıldız Sarayı'nda olmasını özellikle arzu ettim Farklı bir mekanda ve değişik bir bakış açısıyla yapmak istedim Bu yapımın en önemli özelliklerinden biri de İstanbul Devlet Operası sanatçılarının yanı sıra Ankara, İzmir ve Samsun Operaları'nın sanatçılarının da bulunması Ben bunu biraz da Milli Takım gibi görüyorum” diyor

“Bu yapımda öncelikli olarak Türk seyircisi ön planda olduğu için yapıtı baştan sona özgün dilinde oynamanın anlamsız olacağını düşündüm Çünkü herkes Almanca bilmek zorunda değil Ayrıca operayı dış mekanlara taşıma nedenimizin operayı geniş kitlelere sevdirmek olduğu düşünülürse anlaşılabilir olmak bizim için çok önemliydi Bu dil sorununu ben solistlere üç dili de konuşturarak çözüm buldum Yani Belmonte, Konstanze, Pedrillo Almanca; Blondchen İngilizce; Osman ve Selim Paşa da Türkçe konuşuyor yapıtta Yani herkes kendi dilinde kendini ifade ediyor Böylece farklı dil, farklı din ve farklı kültürden insanların arasındaki iletişim kopukluğunu da vurgulamış olduk” diye anlatıyor Yekta Kara yapıttaki dil sorununu nasıl çözdüğünü


'Herkes tek tip insan olmak zorunda değil'
Saraydan Kız Kaçırma'yı sahneye koyarken Doğu ve Batı insanı arasındaki iletişim kopukluğunu, Batı insanının doğuya ön yargılı bakışını gözler önüne sermeyi amaçladığını söyleyen Kara, “Mozart'ın yapıtı bestelediği dönemi tabii ki de gözardı edemeyiz Viyana Kuşatması'nın üstünden 100 yılı aşkın bir süre geçmiş Yani Avusturya'daki Osmanlı'ya karşı duyulan korku, yavaş yavaş hafiflemiş O dönem Avrupası'nda Oryantalizm rüzgarı hüküm sürüyor Ve Doğu kültürü ve insanıyla ilgili bir çok yanlış klişe var batı insanının aklında İşte bütün bunlar Mozart'ın yapıtında kendini gösteriyor Farklı kültürden, farklı dilden, farklı dilden insanların bir araya geldiğinde yaşadığı iletişim kopukluğu, birbirini anlayamama, birbirine karşı hoşgörülü olamama durumu bu yapıtta karşımıza çıkıyor Bunları günümüzde de yaşıyoruz 'O benden farklı Ne güzel Öyle kalsın' diyemiyoruz Herkes tek tip insan olmak zorunda değil Bir toplumu renkli kılan, zenginleştiren çokkültürlülüktür Her iki tarafın da sadece ben üstünüm, ben doğruyum, ben haklıyım tavrından vazgeçmesi gerekiyor” diye düşüncelerini dile getiriyor

Yapıtta bir diğer önem verdiği ögenin de Konstanze'nin vazgeçemediği özgürlüğü olduğunun altını çizen Yekta Kara sözlerini şöyle sürdürüyor: “Benim yorumuma göre Konstanze, Selim Paşa'yı nişanlısı Belmonte'ye tercih ediyor Unutmayalım ki Mozart'ın gönderme yaptığı Selim Paşa, padişah olmasının yanı sıra sanatçı kimliğiyle de bilinen üçüncü Selim Selim Paşa, yakışıklı, kültürlü, kadın ruhundan anlayan, sanatçı yönü olan, hoşgörülü biri Konstanze ile Selim Paşa arasında müthiş bir çekim var Ama Konstanze için özgürlüğü herşeyden önemli Selim Paşa için özgürlüğünü bir kenara bırakamıyor Çünkü onunla birlikte olursa biliyor ki Harem'de diğer kadınlarla birlikte yer alacak ve özgürlüğünü yitirecek Belmonte ise, Selim Paşa'ya oranla son derece sığ bir adam Onu biraz günümüz “yuppie”leri gibi aldım Yani para egemen bir toplumdan geliyor Hem egosantrik, hem de avrosantrik Batı dünyasının maddiyatçı bakış açısıyla yoğurulmuş biri

Osman karakterini çok önemsediğini belirten Kara, “Birçok yapımda Osman karakteri karikatürize ediliyor Hatta bazılarında daha da ileri gidilerek aptal, sağını solunu bilmeyen, ilkel, canavar ruhlu, barbar bir adam olarak gösteriliyor Bu çok yanlış bence Osman, muhafazakar biri Kendinden farklı kültür, farklı dilden, farklı dinden gelenlere karşı kendi değerlerini, kendi insanını korumaya çalışan biri Bu bir tür savunma içgüdüsü Bu karakteri böyle değerlendirmek gerekli” diyor

Bu yapımda seyirciyle oyuncuların birbirine çok yakın olmasına özellikle dikkat ettiğini söyleyen Yekta Kara, “Normalde salonda opera izlediğinizde oyuncularla seyirci arasında orkestra çukuru vardır O yüzden oyuncu seyircisinden uzak durur Ama burada Ortaoyun'da olduğu gibi seyirciyle oyuncuyu yakınlaştırdık, kaynaştırdık” diye konuşuyor

Saraydan Kız Kaçırma'nın yalnız üç temsille sınırlı kalmayacağına dikkat çeken Yekta Kara, gelecek yıl İstanbul Opera Festivali'nde de sahneleneceğini sözlerine ekliyor

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.