Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çocuk, şiddet

Çocuk ve Şiddet

Eski 08-06-2009   #1
[KAPLAN]
Varsayılan

Çocuk ve Şiddet



Tıp bilimi hastalığın tanımını sağlığın tanımına göre daha kolay yapabilmektedir Dünya Sağlık Örgütü’nün "sağlık bedensel, ruhsal, sosyal olarak iyilik durumudur" tanımı "sağlık sağlıktır" demenin ötesinde bir anlam taşımıyor gibi görünüyorsa da, hiç olmazsa sağlığın içine "ruhsal" ve "sosyal" kavramlarını katarak, sağlığın tanımını biyolojik-organik görüşün dışına çıkarabilmektedir



Ruhçözümleme (psikanaliz) okulunun kurucusu Freud'a normalin tanımını sormuşlar "Çalışmak ve sevmek" (arbeiten und lieben) diye yanıt vermiş Kul benlikten kurtulamamış, özgüveni, özerk benlik duygusu eksik kişi özerk çalışmayı, özgürce sevmeyi becerebilir mi?

‘Bir miktar delilik karışımının bulunmadığı mükemmel bir ruh yoktur"
ARİSTO (İÖ 384-322)

Tıp bilimi hastalığın tanımını sağlığın tanımına göre daha kolay yapabilmektedir Dünya Sağlık Örgütü’nün "sağlık bedensel, ruhsal, sosyal olarak iyilik durumudur" tanımı "sağlık sağlıktır" demenin ötesinde bir anlam taşımıyor gibi görünüyorsa da, hiç olmazsa sağlığın içine "ruhsal" ve "sosyal" kavramlarını katarak, sağlığın tanımını biyolojik-organik görüşün dışına çıkarabilmektedir



Bedensel, ruhsal, sosyal iyilik durumu ne demektir? Beden yapısında ileri yaşta ortaya çıkabilecek kalıtsal bir bozukluğun belirleyicileri yerleşmişse, bu kişi kalıtsal hastalığın ortaya çıkacağı yaşa dek bedensel açıdan sağlıklı görünecektir; fakat kalıtımında ileride ortaya çıkacak bir hastalığın imini taşımaktadır Bu kişi, hastalık ortaya çıkıncaya dek sağlıklı sayılabilir mi? Sosyal iyilik durumu ne demektir? Bu görüşün içine ister istemez "yaşamın niteliği" kavramı da girer Toplumda uyumlu, yararlı, üretici olma koşulları da girer Hangi toplumda, hangi tür uyum ve üreticilik? Kitleleri yok etmek, savaş başlatmak, savaşan ülkeleri desteklemek için silah üretip satmak, o toplum içinde yararlı, üretici bir etkinlik sayılabilir Ama sağlıklıdır diyebilir miyiz? Burada sağlığın tanımına toplumsal değer yargıları girmektedir Yaşamın niteliği nedir? Günde 5-6 saat kahvede oturup bütün ev ve tarla işlerini karısına bırakan bir erkek yaşamından hoşnut, kendi kendisi ile barışık olabilir Böyle bir kişi normal midir, anormal midir?

Ruh sağlığı açısından normalin tanımını neye göre yapabiliriz? Bu konuda ortaya atılmış olan görüşlere kısaca bir göz atalım:



1
Sayısal çokluğa uyum tanımı: Sayısal olarak çoğunluğa uyan, sayıbilimde (istatistik) sık kullanılan çan eğrisinin iki aşırı ucunda kalmayan kişi normaldir Hekimlikte sayıbilimsel yöntem çok kullanılır; sayıbilimsel bulgulara göre normalin alt, üst sınırları çizilir Ruh sağlığı açısından çoğunluğa uyum sağlığın ölçütü olabilir mi? Bir köyde çoğu erkek, vaktin çoğunu kahvede geçiriyorsa, sayısı az bir kesim de kahvede geçirmeyip kitap okuyorsa, ev işine katkıda bulunuyorsa, bu köyde çoğunluk mu normaldir, azınlık mı? Sanatta, felsefede, devlet yönetiminde yaratıcı, devrimci kişiler çoğunluğa uymayan, çoğunluğu değiştirmeye çalışan kişilerdir Bunları hasta kişiler olarak görebilir miyiz? Görülüyor ki ruh sağlığının sayısal çokluk tanımı çoğu kez göreceli, bazen de geçersizdir

2 Klinik tanım: Hekimlik uygulamasında belirgin bir ruhsal bozukluğun tanımı genellikle yapılabilmektedir Fakat bir kişide böyle bir bozukluğun olmaması normaldir demek için yetmiyor Belki organik açıdan şu organı normal çalışıyor diyebiliriz Fakat bu insan normaldir diyemiyoruz Bu nedenle klinik açıdan normali tanımlayabilmek için değişik ölçütler içeren görüşler ortaya atılmıştır

a) Çevreye uyum yapabilme: Yukarda da belirttiğimiz gibi nasıl bir çevreye, nasıl bir uyum? Toplum beklentilerine olduğu gibi uyan bir kimse normal midir? Burada toplumun değer yargıları, estetik anlayışı vb bilimsel bir tanım için kullanılmaktadır Değer yargıları toplum psikolojisinde araştırma konusu olabilir; fakat bilimsel bir sağlık tanımı yapabilmek için ölçüt olarak kullanılabilir mi? Nitekim toplumun değer yargılarını, geleneksel yaşam biçimini değiştiren devrimci düşünürler, yöneticiler olmuştur Bunlara anormal diyebiliyor muyuz? Kaldı ki değerler çağdan çağa, toplumdan topluma büyük değişmeler gösterebiliyor İkinci Dünya Savaşında Amerikan askerlerinde daha çok nörotik bozukluğun, Alman askerlerinde ise daha çok psikosomatik hastalıkların görüldüğü bildirilmişti Nazi rejiminin nörotik bozukluğa izin vermeyen, daha doğrusu tanımayan kültüründe, Alman askerleri ruh sağlığı açısından Amerikan askerlerine göre daha sağlıklı idiler diyebilir miyiz?

b) Bireyde aşırı bunaltının (anxiety) ya da başka ruhsal bozukluk belirtisinin olmaması: Bir kişide aşırı bunaltı ya da başka ruhsal bozukluk belirtisi olmayışı, aynı zamanda kendisinden hoşnut, ilişkilerinde rahat, mutlu oluşu normalin ölçütleri olarak ileri sürülebilir Bunaltısı ya da başka ruhsal bozukluk belirtisi bulunmayan, fakat ileri derecede bencil, başkalarını kullanan, sömüren, durumundan hoşnut, kendisine göre ilişkilerinde mutlu, toplumun sorunları, yaraları karşısında duyarsız kişi mi normaldir, yoksa bencil olmayan, güç koşullar altında yaşam savaşı veren, toplumun sorunlarına tepkisiz kalmayan, ama tedirgin, kaygılı insan mı normaldir? İnsan yaşamında bunaltı, üzüntü, acı çekme, hatta mutsuzluk kimi kişide bir bozukluğun belirtileri, kimi kişide de anormal sayılmayacak doğal tepkiler olabilir Hatta bazı koşullarda acı çekmemek, sıkıntı, üzüntü duymamak anormal olabilir

c) Psikanalistlerden bir kesimi normalin ölçütü olarak altbenlik (id (altbenlik), , benlik (ego), üstbenlik (superego, vicdan) arasındaki dengeyi ele almışlardır Sağlıklı kişi altbenlik dürtülerine doyum olanağı sağlayabilen, fakat çevresinde de uyum yapabilen (ego) ve üstbenliğinin sesini de dinleyebilen kişidir Ancak, bu tanımlamada sözü geçen "dürtülerin doyumu" son derece öznel bir yaşantıyı belirtir Çevreye uyum, üstbenliğin ve toplumun beklentileri, değer yargıları ile bağlantılıdır Bunlar da çağdan çağa, toplumdan topluma değişmeler gösterir Üstelik dürtülerini doyuran, çevresine uyum yapan, üstbenliğini dinleyen bir koca, örneğin karısının dürtüsel doyumuna hiç önem vermese, karısı da toplumsal değer ve tutumlara uygun olarak doyumsuzluğunu hiç belli etmese bu kişi normal midir?

Daha bir çok örnekler verilebilir Görülüyor ki şimdiki bilgilerimizle normalliğin ve aşırı olmayan anormalliğin sınırlarını tanımlamak kolay değildir, ölçütleri görecelidir İstatistiksel ve klinik görüşlerin, çevreye uyum varsayımının hepsinde az ya da çok gerçek payı vardır; fakat çağdan çağa, toplumdan topluma, hatta bireyden bireye görecelidir, değişebilir Şu kesin ki, her sağlıklı diye bilinen kişide sağlıksız özellikler (bir kısmı genlerde saklı olabilir), hasta diye bilinen kişilerde de sağlıklı yanlar bulunabilir Ruh sağlığının bittiği, hastalığın başladığı sınırlar kesin değildir

Öyleyse "normalin" tanımını yapmak olanaksız mıdır? Şizofreni teriminin babası, İviçre’li büyük ruh hekimi E Bleuler, öğrencisi Gustav Bychowski'ye şöyle bir öğüt vermiş: "Hiç kimseye normaldir belgesi verme Ben karıma bile vermem" Belki kimseye "normaldir" belgesi veremeyiz ama, bazı olgular dışında, belirgin bir ruhsal bozukluğun olmadığını çoğu kez söyleyebiliriz Ancak, bu da normalin ne olduğu sorusuna yanıt değildir

Konunun çapraşıklığını bilen Freud'a normalin tanımı sorulunca “çalışmak ve sevmek” (arbeiten und lieben) diye yanıt vermiş Bu iki sözcük üzerinde ne denli durulsa azdır Çalışmak, yalın işçilikten yaratıcı sanata dek geniş, karmaşık eylemleri, bilişsel, duygusal süreçleri içerir Sevmek de, arkadaşı, çocuğu, toplumu, doğayı, sanatı, insanlığı, sevgiliyi sevmeye kadar uzanır Bu iki sözcükle tanımlanan "normallik" kavramına belki eklenecek fazla bir şey yok Bu iki sözcük bireyin sağlıklı sayılabilmesi için iki temel ölçütü veriyor Çalışma ve sevebilmenin kökeni, koşulları nelerdir, açıklamıyor

3 Gelişimsel tanım: İşte bu noktada konuya gelişimsel açıdan da bakmak gerekiyor Sağlıklı gelişimin aşamalarını ve özelliklerini Erikson'un psikososyal gelişim kuramında buluyoruz (*) Sağlıklı ruhsal gelişimin aşamalarına ruhsal-toplumsal açıdan baktığımızda sağlık için önemli kişilik özelliklerini az çok bulabiliriz Çocukluğun ilk yıllarında aile içinde olumlu ilişki, özellikle iyi anne çocuk ilişkisi ile temel güven ve özerklik duygusu yerleşir Oyun çocuğu ve ilkokul çağında kazanılan girişim, becerme ve çalışma yetileri benliğin önemli öğeleri olurlar Temelleri erken çocukluk çağında atılan ve ergenlik, delikanlılık çağında yeniden düzenlenerek benliğe yerleştirilen kimlik duygusu, toplum içinde bir yer, bir meslek edinme yolunda büyük aşamadır Gençlik ve olgunluk çağında yakınlaşabilme, eşleşebilme ve üretkenlik ruh sağlığının önemleri göstergeleridir En sonunda da yaşlılık çağında ulaşılan "benlik bütünlüğü", yani insanın kendi yaşamını bir bütün olarak görebilmesi; geçmişine özenmeden, geleceğinden (ölümden) korkmadan yaşayabilmesi sağlıklı benlik gelişmesinin önemli aşamalarıdır Bunlarla birlikte, evrensel değerlere olan insan sevgisi, hoşgörü, dürüstlük, ülke sevgisi hep birlikte ele alındığında sağlıklı kişide olması gereken özellikleri tanımlamaya az çok yaklaşabiliriz Ama, böyle bir gelişimsel modelin ideal olduğunu; Aristonun da söylediği gibi ideal düzeyde bir ruh sağlığının belki de hiç kimsede bulunmadığını bilmek, anımsamak koşuluyla!

4 Anormalin tanımı: Anormalin tanımını yapmak daha kolay görünüyor Ruh sağlığı bozulan kişi, genellikle duygu, düşünce ve davranışlarında değişik derecelerde tutarsızlık, aşırılık, uygunsuzluk ve yetersizlik özelliklerini taşır Dikkat edilirse, bunlarda da bir takım değer yargılarının izlerini bulabiliriz Genellikle yetersiz, uygunsuz, aşırı derken belli normlara göre söylemiş oluyoruz Bu normlardan bir kesimi evrensel olup, bir kesimi ise çağdan çağa, toplumdan topluma değişebilir Zaman ve yer göreceliğini gözönünde tutmak koşulu ile bu nitelemeleri kullanabiliriz

Her kişidegeçici olarak duruma göre tutarsız, uygunsuz, yetersiz davranışlargörülebilir Hasta sayılabilecek kişide bu özelliklerin az çok sürekli ya da yineleyici olması, bireyin verimli çalışmasını ve kişiler-arası ilişkilerini bozması gerekir

Bu tanımlamalara bakacak olursak, yalan dolanla her türlü kılığa girebilen, hep benim diyen, kin ve nefret kusarak nutuk atan, yazı yazan, TV'de yorum yapan politikacıya, tarikatçıya, yağmacıya, dolandırıcıya ve benzerlerine normal ya da ruh hastası demek kolay değildir O halde bunların tanısı nedir? Kendisinden başka bir değer tanımayan, kendi çıkarı için her türlü değeri çiğneyebilen, insanların inançlarını sömürü aracı olarak kullanabilen kişiler olsa olsa kişilik bozukluğu tanısına girebilir Örneğin özsevici (narsisist), topluma aykırı (antisosyal), dengesiz kişilik bozuklukları gibi Kimi kişilik bozuklukları ruh hekimlerinin çalışma alanına girerse de yalan, dolanla politika yapan, toplumu soyan, sömüren, çete kuran, insan öldüren ya da terörist kişileri ruh hastası olarak göremeyiz Bunların ancak küçük bir kesimi gerçek hasta olabilir

(*) Erikson’un psikososyal gelişim kuramı için bakınız: "Psikanaliz ve Psikoterapi" ya da "Ruh Sağlığı ve Bozuklukları" kitaplarında "Kişilik Gelişimi" bölümleri,


Yazar: M Orhan Öztürk

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.