Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Sanat Tarihi / Arkeoloji

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
etik, fosiller

Fosiller ve Etik

Eski 07-28-2009   #1
[KAPLAN]
Varsayılan

Fosiller ve Etik



Paleontoloji dünyasındaki keşifler zaman zaman insanın beşeri zaaflarına hâkim olamadığı duygularına yenildiğinde bazı hoş olmayan olayları da ortaya çıkartmaktadır Hırs, şöhret ve meşhur olma arzusu, çoğu kez insanın insan olmasının önüne geçmekte, insani değerleri ortadan kaldırmakta, bilimde sahtekârlıkları da ön sıralara taşımaktadır



Bu bilim dalında fosillerle oynanan oyunlar o kadar çoktur ki saymakla, yazmakla bitmez Ancak işin en kötü yanı bunların yapılan ciddi araştırmalara gölge düşürmesidir
Son teknolojiler, gerçeği ile sahtesini ayırt edemeyecek kadar başarılı fosil yapımına olanak sağlamaktadır Hatta yepyeni bir canlının fosilini dahi yapmanız ve belli bir süre sonra bunu ender bulunan bir fosil olarak bilim dünyasına sunmanız günümüz teknolojisiyle mümkün olabilmektedir Örneğin, reçinenin içine sinekleri koyup kehribarların içinde bunlar 50 milyon yıldan beri değişmeyen fosiller diyebilirsiniz Ya da İnsan kafatasına maymun çenesi koyup (Piltdawn Adamı) yeni bir kafatası yapabilir ve bunu bilimsel buluş olarak açıklayabilirsiniz Çok daha güncel bir örnek tüylü dinozorlarla ilgili olanıdır Başka başka fosil parçalarını bir araya getirerek yeni bir fosil (Archaeraptor) oluşturabilirsiniz Bu etik dışı davranış ne yazık ki insana aittir O na rağmen ünlü Nature dergisine konu olabilecek kadar da ciddiye alınabilmiştir

Biraz daha eskilere gidelim

1870 lerin sonunda Amerikalı iki paleontolog Edward Drinker Cope ve Othniel Charles Marsh Amerika’nın batısında derinlemesine bir dinozor araştırmasına başlar Bu araştırma daha sonraları aralarında tarihte “War of Bones” adıyla bilinen kemiklerin savaşına dönüşecek ve mücadele 500 ye yakın yeni dinozor türünün keşfini de beraberinde getirecektir

Yale Üniversitesi Profesörü OCMarsh’ın Wyoming’de çalışan ekibi bir dinozor bulur Bu şimdiye kadar bulunanların en büyüğüdür Neredeyse iskeletindeki tüm kemikler tamdır Boyutun büyük olması ve kemiklerindeki bazı farklıklara göre Marsh bunu yeni bir cins olarak düşünür ve Yunanca’da gök gürültüsü (Brontos=Gök gürültüsü) anlamına gelen Brontosaurs olarak tanımlar Daha sonra yeni cins dinozoru Yale üniversitesi Müzesine vermeye karar verir Ancak küçük bir sorun kafasını kurcalamaktadır İskeletin kafatası yoktur ve de bazı kemikler de eksiktir Fosili müzeye vermezden önce bu eksiklikleri gidermelidir Dinozorun boyutuna bakarak uygun bir kafatası ve kuyruk kemiklerini başka bir dinozora (Camarasaurs) ait olanlardan tamamlar Yeni oluşturduğu dinozor iskeletini müzeye hediye eder Ancak bir hata yapar Düşüncesine göre dinozor iriyse kafatası da iri olmalıdır Ancak yanılmaktadır Otçul dinozorların çoğu iri boyutlu olmalarına rağmen çok küçük kafalara sahiptir Daha sonra evrimci ve dinozor uzmanı olan Robert Baker bu olayı gündeme taşıyacak ve kısa bir süre sonra da bu konuda yoğun tartışmalar başlayacaktır

Ancak, Marsh’ın Brontosaurs’u kendi kafası bulununcaya kadar başka bir dinozorun kafasıyla uzun yıllar sergilenecektir Tarihte bir Beringer örneği vardır ki deyim yerindeyse “dudak uçuklatır” Dr Johann Bartholomew Adam Beringer (1667–1740) Würzburg deki Tıp fakültesi dekanı iken doğaya karşı çok özel ilgisi nedeniyle birçok doğa objesinin koleksiyonunu yapmaktadır 1725 de başına, kimsenin gelmesini istemediği bir olay gelir Öğrencileri son derece kibirli, mağrur ve hırslı bir doğacı olan Beringer’i zor duruma düşürmek için bir oyun oynamak isterler Taşlardan oyarak hazırladığı bitki, hayvan ve astronomik objeleri Beringer’e verirler Beringer’e göre bunlar doğanın oluşturduğu nesnelerdir Bir süre sonra hazırladığı kitaba bunları anlatan bir bölüm ekler ve yayınlar Ancak kısa bir süre sonra bunun öğrenciler tarafından yapılan bir şaka olduğu anlaşılacak, zor durumda kalan Beringer hayatının son dönemlerini yazdığı bu makaleleri toplamakla geçirecektir

Günümüz teknolojisi fosiller üzerinden oynanan oyunlara etik dışı davetiye çıkardığı gibi bu konuda yararlı da olabilmektedir Aslından ayırt edemeyeceğimiz kadar başarılı kopyalar eğitim için kullanılmakta ya da birçok müzenin koridorlarını süslemektedir Özellikle tam iskeletlerini bulmak son derece zor ve pahalı olan dinozorların aslından ayırt edilemeyecek kadar gerçeğine yakın kopyaları yapılır ve müzelere ya da eğitim kurumlarına satılır Örneğin MTA Tabiata Tarihi Müzesi’nde (Uzun zamandır Halka kapalı) bulunan Allosaurus böyle bir kopya fosildir Birçok müzede bu tip örnekler sıkça görülür Gerçek bir iskelet 8 milyon dolar gibi yüksek paralara satılıyorsa, gerçeğinden ayırt edemeyeceğiniz kadar mükemmel bir kopyayı daha ucuza almanız tabi ki daha mantıklı olacaktır

Ancak, yukarıda örneklerini verdiğimiz tarihe geçmiş etik dışı davranışlara günümüzde de rastlamak her an için olasıdır

Fosilleri her türlü çıkar için kullanabilirsiniz Bu bilimsel de olabilir, ticari de olabilir Örneğin Türkiye de dinozor bulacağım diye bilimi tahrif ederek çıkar sağlayabilirsiniz Son yıllarda bu konudaki aldatmacalar artmıştır Böyle kişiler bulundukları mevkileri hiçe sayarak yalan söylememekten çekinmemektedirler Bu etik dışı davranışlarla beşeri zaaflarına yenik düşenlerin kurbanları da ne yazık ki bu konu hakkında bilgileri olmayanlar olacaktır

Yine o meşhur deyişi hatırlayalım
İnsanlık beşeri zaaflarıyla mualleldir” (sakatlanmıştır)

Türkiye'de fosil

Doğa, ülkemize ne yazık ki bu konuda pek o kadar da bonkör davranmamıştır Omurgalı hayvan, omurgasız hayvan ve bitki fosillerini Anadolu ve Trakya da çeşitli jeolojik dönemlere ait kayaların içinde bulabiliriz

Omurgalı hayvan fosillerinin en önemli bölümü Genelde 23 milyon yıldan günümüze kadarki zaman aralığında bu topraklarda yaşamış çeşitli memeli hayvan gruplarına ait fosillerdir Örneğin İstanbul Küçük Çekmece memeli hayvan fosiller topluluğu 10 milyon yıl öncesinin yaşamını anlatmaktadır Fosil kayıtları bölgede aslan, zürafa, gergedan gibi günümüz Afrikasının hayvan topluluklarının varlığını açıklamaktadır Ayrıca, Paşalar (Bursa), Muğla ve Ankara civarı gibi çoğu yerde yapılan çalışmalarla birçok fosil bilime kazandırılmaktadır 2 zaman omurgalı fosilleri neredeyse yok denecek kadar azdır Bu zamanda Anadolu enlemlerinde okyanuslar egemendir Örneğin, C Tunoğlu tarafından bulunan geç Mesozoyik su sürüngeni Mesozor bunu doğrulamaktadır Kara yaşamına ait canlı kalıntısı ise yok gibidir Omurgasız hayvanlara ait makro fosiller çoğu jeolojik formasyonların içinde bulunabilir Ancak şu fosili alayım da odamın bir köşesine koyayım diyecek kadar albenisi olan fosiller enderdir 1 zamana ait en iyi fosil toplulukları bitkilere aittir Zonguldak ve civarındaki taşkömürü ocaklarında Karbonifer dönemi bataklık bitkilerinin (eğrelti otları, atkuyrukları, kibrit otları gibi) fosilleri çok iyi korunmuş örneklerdir Ayrıca Neojen dönemi linyit ocaklarında iyi korunmuş bitki toplulukları dikkati çeker Örneğin Kızılcahamam bu döneme ait bitki ve balık topluluğu gerçekten iyi korunmuş ve koleksiyonu yapılabilecek fosil örneklerini içermesi bakımından önemli lokalitedir

Ülkemizde doğa kültürü oluşmadığı için bunun tarihini de önemseyecek bir ortam yoktur Çoğu zaman kömür ocakları, yol çalışmaları gibi büyük hafriyat gerektiren çalışmalarda büyük boyutlu fosiller bulunabilir Ancak bunlar da bir iş makinasının kepçesinde parçalanmaktan kurtulamaz

Sonuç

Ülkemizdeki doğa kültürünün ne boyutta olduğuna çocukların sevgilisi dinozorların penceresinden bakalım

Bu konu çoğu kez istismar edilir Ne zaman iri bir memeli hayvana ait bir çene ya da bir kemik bulunsa Türkiye’de dinozor var mı yok mu tartışmaları da başlar
Hani çoğu zaman TV spikerleri sokaktaki halkın bazı konular (çoğu kez de medyatik kişilerle ilgili) hakkındaki görüşlerini öğrenmek için mikrofonu halktan birine uzatıp konu hakkında bilgi alamaya çalışır ya, bu sefer bir de dinozorlar hakkında ne biliyorsunuz diye sorsalar acaba nasıl bir yanıt alırlar? Olasılıkla sinemalarda ve resimlerde gördükleri kadarıyla “vahşi, korkutucu ve çok büyük hayvanlardır” denilecektir Ancak, bunlar Türkiye’de yaşadılar mı diye bir soru sorduğunuzda karşınızdakinin çoğu kez sessiz kaldığını göreceksiniz, ya da anlamsız bir cevapla karşılaşacaksınızdır

Peki, bu bilgisizlik nereden kaynaklanmaktadır?
Bu sefer olaya çocukların penceresinden bakalım Ülkemizin geleceği çocuklarımızın, başarıları hayallerinde gizlidir Onların hayal dünyalarını alabildiğince genişletmek ise eğitimcilerin işidir Ülkemizde ise eğitim ne yazık ki hurafeler düzeyine kadar inmiştir Böyle akıldan uzak bir eğitimde, çocuklarımızın hayal dünyalarını ipotek altına alan müfredat uygulandığı sürece çağdaş ve akılcı bir geleceğe ne yazık ki ulaşmamız hemen hemen imkânsız olacaktır

Bilginin çocuklara, gençlere, topluma süratle ulaşması gerekmektedir Toplum bilgisiz kaldığı sürece yaşamı, sağlığı ve geleceği ilgili konulara karşı duyarsızlaşır Güncel örnek doğal afetlerdir; Depremdir, heyelandır, seldir Bunlar hakkında bilgisi olmayan ve bilgilendirilmeyen halk çareyi kadercilik de arar Bunların önüne geçmenin tek yolu her konuda bilgilendirmedir Bilim merkezleri, bilim müzeleri çağdaş ülkelerde bilginin topluma aktarılmasında öncü kuruluşlardır Ülkemizde de bunların bir an önce kurularak toplum eğitiminin bir parçası olarak kullanılmaları gerekir Görev ve sorumluluk konuyla ilgili her türlü kuruluşa aittir Ortaçağın karanlıklarına gömülmüş bir ülke ve toplum olmak istemiyorsak bir an önce bilgiyle toplumu buluşturmalıyız

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.