Mevlânâ Celâleddin Rûmî - Rubâiler |
07-22-2009 | #1 |
GöKKuŞaĞı
|
Mevlânâ Celâleddin Rûmî - Rubâiler“Kadehinin nakışları aşk olan bir şarapla mest olmuşum Öyle bir at üstündeyim ki onun ağzına aşk gemi vurulmuştur Benim ay yüzlü sevgilimin aşkı az bulunur aşklardan değildir O çok büyük bir aşktır Fakat, ben aşka köle olanın değil de, aşkı kendisine köle yapanın kulu, kölesi olmuşum” **** Sen cansın, sen cihansın Cihan, ancak seninle hoştur Sen beni yaralasan mızrağının tenimde açtığı yara, senin açtığın yara olduğundan benim için bir lütuf olur Avucuna aldığın bir toprak parçası bile, bir kimyâ mâdenidir Hulâsa; hoş olmayan her şey, seninle hoştur, güzeldir *** “Ben, bir dağım, sesim, sözüm, yârin sadâsıdır, yârin sözüdür Ben bir resimim, benim ressamım o güzeldir Sen sanıyorsun ki, konuştuğum zaman ağzımdan çıkan sözler, benim sözümdür Hayır; anahtar kilide sokulur da açılırken ses çıkarır ya, işte benim sözlerim böyledir” *** "O kimseye ki, Allah senin gibi çok güzel bir sevgili lûtfetti, ona kararsız, huzursuz bir gönül, bir can verdi Öyle bir kişiden sakın bir iş bekleme, bir istekte bulunma Çünkü, Cenâb-ı Hakk, ona bambaşka, hiç bir işe benzemeyen, görülmemiş bir iş vermiştir Onu, aşkla vazifelendirmiştir” **** “Aslında ben gökteyim, şu balçıktan yaratılmış fânî cismim benim aksimden, gölgemden ibarettir Suya akseden yıldızı, bir kimsenin sudan çaldığı görülmüş müdür?” *** “Âşıkların bu nâraları zevk ve neşe mumunun yüzündedir Şaşılacak şey şu ki, mum geldi, yanıyor, fakat pervâneden eser yok, görünmüyor İşte bu mum, öyle bir mumdur ki, gündüzden de, geceden de üstündür Ey can; koş, koş ki, gönül mumu can istiyor” *** Senin bulunduğun yerde hep gam vardır, savaş vardır, cefâ vardır, dert vardır, elem vardır Fakat sen kendinden geçer, Hakk'ta yok olursan, hep 'lütuf vardır, ihsan vardır, vefâ vardır Doğru olursan, neyimiz varsa senin olur Fakat sen doğru olmasan da, kötülük yollarında yürüsen, ben senin kötülüklerini bile iyilik sayarım” *** “Dünyada sabırsız âşıktan daha bîçâre, daha zavallı kim vardır? Çünkü bu aşk, devâsız bir derttir Aşk gamının dermânı, ne cimriliktir, ne de riyâdır Gerçek aşkta, ne vefâ vardır, ne de cefâ” *** Yâr ile hoş geçinen kimse yârsız kalmaz Müşterisi ile uzlaşan tâcir, müflis olmaz Ay geceden ürkmediği, karanlığından kaçmadığı içindir ki nurlandı Gül, o güzel kokuyu dikenle hoş geçinmekle kazandı *** Biz aşkın âşıkıyız Çünkü aşk kurtuluştur Can Hızır gibidir Aşk ise âb-ı hayata benzer Aşk padişahından berâtı olmayana yazıklar olsun!” *** “Gayb âleminin atlısı geçti, gitti Onun geçtiği yerden bir toz bulutu yükseldi O atlı, yerinden gitti, fakat kopardığı toz hâlâ orada yerli yerinde duruyor Ey Hakk'ı ve hakîkati arayan kişi, sen sağa, sola bakma, dosdoğru bak da gör ki o toz koparanın tozu burada, kendisi ise ölümsüzlük, sonsuzluk âlemindedir” *** “Müşkülünü çözen, seni hakikata ulaştıran bilgiyi, ölüm gelip çatmadan önce iste, öğrenmeye çalış Aklını başına al da, şu dünyayı, yani var gibi görünen yoğu bırak, yok gibi sandığın varı iste! “ *** “Bugün de her gün gibi yine harâbız Yine harab olmuşuz Endişe kapısını açma! İçli feryadları ile, yanık sesiyle bize her şeyi unutturan rebabı eline al, çalmaya başla! Her zerrede, her şeyde kâinatı yaratanın kudretini görenler ve onun ilahî güzelliğini kendilerine mihrap edinenler için, yüz çeşit namaz, yüz çeşit rükû, yüz çeşit secde vardır” **** “Bu seher vakti esen rüzgâr, Hakk âşıklarının gönüllerindeki sırlara âşinadır Bu uğurlu zamanda sen de uyuma Bu zaman yalvarma, yakarma zamanıdır, uyuma zamanı değildir! İki cihânın halkına, ilahî bir lütuf olarak ezelden ebede kadar kapanmayan dilek kapısı, seher vaktinde açıktır Fırsatı kaçırma, yatıp uyuma! *** “Eğer yaşıyorsan, canın varsa, gel, orada can feda et! Oradaki sen, buraya gelmeden önce orada idin Orası senin asıl vatanındı Can bir nükte duydu, bir buyrukla o yerden ayrıldı, buraya geldi Burada yüzlerce nükte duyduğu, yüzlerce işaret aldığı hâlde nasıl oldu da o yere dönmedi?” *** “Hakk yolunda ten pamuğundan can esvâbını ayıran o efendi Mansur idi Aslında Mansur; "Ben Hakk'ım!" demedi, bu sözü Hakk dedi Mansur nerede; bu söz nerede? Bu sözü söyleyen Hakk idi, Hakk idi” *** Gene gel! Gene gel Her ne isen olduğun gibi gene gel! Hakk'ı tanımıyorsan, ateşe tapıyorsan puta tapıyorsan gene gel Bu bizim dergâhımız, evimiz umutsuzluk evi değildir Yüz kere tövbeni bozmuşsan gene gel!” *** “Aşk geldi, beni her şeyden, herkesten ayırdı, beni maddî isteklerden alıkoydu, üzdü, perişan etti Sonra bana acıdı, lütfetti ihsanlarda bulundu, beni okşadı Allah'a şükürler olsun ki, şeker gibi vuslat suyunda eritti, beni kendine kattı" *** “Allah'ı zikretmekle, değerli bir insanın değeri artar, nurlanır Yolunu kaybetmiş kişiyi zikir, hakîkat yoluna getirir Her sabah, her akşam, her namazda, bu "La ilahe illallah" (=Allah'tan başka mâbud yoktur) sözünü kendine vird edin” *** “Senin cânında bir cân vardır Sen o cânı ara! Senin teninin dağında çok kıymetli bir inci bulunmaktadır Sen o incinin mâdenini ara! Ey hak yolunda yürüyüp giden sûfî! Eğer arayabiliyorsan, onu sen kendinde ara, kendinden dışarıda arama!” *** “Ömür tükendi ise, Allah başka bir ömür verdi Geçici ömür kalmadıysa, işte şuracıkta tükenmeyen, ölümsüz ömür Aşk, hayat suyudur, bu suya dal! Bu denizin her damlasında başka bir hayat, başka bir ömür var ***
“Her ne olursa olsun, ey göz; sakın ümitsizliğe düşme! Bahar bulutu hâline gel de, aşkla inciler saç!”
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
|