|
|
Konu Araçları |
balıkçısıcevat, halikarnas, kabaağaçlı, şakir |
Halikarnas Balıkçısı-Cevat şakir Kabaağaçlı |
07-10-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Halikarnas Balıkçısı-Cevat şakir KabaağaçlıHalikarnas Balıkçısı-Cevat şakir Kabaağaçlı (1886 1973) Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın edebiyat ve gazetecilik dünyasındaki adıdır Dostları arasında yalnızca "Balıkçı" diye de anılırdı Halikarnas Balıkçısı yaşamının büyük bir bölümünü, eskiden Halikarnassos ya da Halikarnas denen Bodrum kentine, denizcilere, balıkçılara adamış, Anadolu'nun uygarlık tarihindeki önemini ortaya koymuştur Halikarnas Balıkçısı'nın babası Mehmed Şakir Paşa tarih yazarı bir Osmanlı veziriydi Babasının görevde bulunduğu Girit'te doğan Musa Cevat Şakir, beş yaşında ailesiyle İstanbul'a geldi Kendi başına oyunlar oynamayı seven bir çocuktu; eline kalem, tebeşir, ne geçirirse duvarları yazı ve resimlerle doldururdu Yemek masasının altına girip resim çizmek en sevdiği uğraşlardandı Daha sonra da yazarlık yaşamının yanı sıra resim çalışmalarını da sürdürdü Küçük Cevat Şakir bir yandan mahalle mektebine giderken bir yandan da özel dersler aldı İngilizce'yi küçük yaşta öğrendi Robert Kolej'deki ortaokul ve lise yılları onun bol bol okuma ve çeviri yapma olanağı bulduğu verimli yıllardı Okumak ve çeviri yapmak yüzünden derslerini aksattığı için kitaplığa girmesi yasaklandı Daha okul yıllarında çevirileri, yazılan ve karikatürleri dergilerde yayımlanıyordu Cevat Şakir için sa nat artık vazgeçilmez bir tutkuya dönüşmüştü Ama bütün bunların yanı sıra denizi çok seviyor, denizci olmak istiyordu Cevat Şakir ailesinin ısrarı üzerine İngiltere'ye Oxford Üniversitesi'nde yakın çağlar tarihi okumaya gitti Orada dört yıl okuyarak bilgi ve kültürünü genişletti 1910'da İstanbul'a döndü ve gazetelerde çeviriler, öyküler, karikatürler, çizgi romanlar yayımlayarak yaşamını bu yolla kazanmaya çalıştı Bu arada kitap kapağı resimleri yaptı, kitaplar resimledi Zekeriy a Sertel'in çıkardığı Resimli Hafta dergisinde 1924'te yazdığı "Hapishanede İdama Mahkûm Olanlar Bile Bile Asılmaya Nasıl Giderler?" başlıklı yazısı yaşamının yönünü değiştirdi Yazısıyla "halkı askerliğe karşı kışkırtma" suçunu işlediği gerekçesiyle üç yıl kalebentliğe mahkûm edildi İlk ceza yeri Sinop'tu Daha sonra cezasının geri kalanını tamamlamak üzere gittiği Bodrum'u görür görmez buraya hayran kaldı Cevat Şakir'in cezası 1,5 yıl sonra affedildi, ama o Bodrum'a ve denize tutkuyla bağlandığından İstanbul'a dönmedi Yazarlığı açısından Bodrum güçlü bir esin kaynağıydı Cevat Şakir için artık Bodrum'da yeni bir yaşam başlamıştı Ülkemizde bilinmeyen ve yetişmeyen okaliptüs ve greyfurt bitkilerinin bu yörede yetiştirilip çoğalmasını sağladı Bodrum, artık yazılarında "Halikarnas Balıkçısı" imzasını kullanan Cevat Şakir'in çabasıyla yeşil ve güzel bir kıyı kenti oldu Bodrum halkıyla kurduğu dostluk, deniz insanlarına duyduğu sevgi coşkulu bir dille öykü ve romanlarına yansıdı Çocukları büyüyüp okul çağına geldiklerinde Halikarnas Balıkçısı 1947'de İzmir'e yerleşti Akdeniz ve Ege bölgelerinde turizm rehberliği yaparak geçimini sağladı 1973'te ölen Balıkçı'yı Bodrumlular, çok sevdiği Bodrum'da bir tepeye gömdüler Öykü ve romanlarının konusunu çok iyi tanıdığı denizden, denizcilerin, balıkçıların, sünger avcılarının, dalgıçların yaşamından alan Halikarnas Balıkçısı bu yaşamı coşkulu bir dille anlatır Anılarının yer aldığı Mavi Sürgün (1961) adlı yapıtı bu açıdan ilginçtir Dili, çoğu zaman yazım kurallarını hiçe sayacak kadar coşkuludur Coşkusu şiire ve destansı bir anlatıma dönüşür Halikarnas Balıkçısı Anadolu uygarlığıyla ilgili, batıda da yayımlanan incelemeler yazdı Anadolu uygarlığını Eski Yunan uygarlığının bir uzantısı olarak göstermeye çalışan savlara karşı çıktı Bu uygarlığın bilgi, felsefe, teknik, güzel sanatlar alanlarında insan yaratıcılığının ilk beşiği olduğunu savundu Anadolu uygarlığının özgün bir uygarlık olduğunu vurguladı Bu tür yazılarını Anadolu'nun Sesi(1971), Hey Koca Yurt (1972), Düşün Yazıları (1981) adlı kitaplarında topladı Ayrıca mitoloji ile ilgili Anadolu Efsaneleri (1954), Anadolu Tanrıları (1955) adlı yapıtları vardır Öykü kitapları ise şunlardır: Ege Kıyılarından (1939), Merhaba Akdeniz(1947), Ege'nin Dibi (1952), Yaşasın Deniz (1954), Gülen Ada (1957), Ege'den (1972), Gençlik Denizlerinde (1973) Romanları da Aganta Burina Burinata (1946), Ötelerin Çocuğu (1956), Uluç Reis (1962), Turgut Reis (1966) ve Deniz Gurbetçileridir (1969)
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|