Gemi-Türkler'de Gemi |
07-06-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Gemi-Türkler'de GemiGemi-Türkler'de Gemi Türkler'in denizcilikle ve gemi yapımıyla tanışmaları 11 yüzyılın sonlarına rastlar Anadolu Selçukluları adına 1081'de İzmir'i ele geçiren Çaka Bey, Türk tarihinde bilinen ilk denizcidir Çaka Bey İzmir'deki Bizans tersanesinden yararlanarak bir yıl içinde 50 parçalık bir filo kurmuş ve 1083'te Ege Denizi'ne açılmıştır Bu filoda yer alan gemilerin bir bölümü yalnız kürekle hareket eden küçük tekneler, bir bölümü de kürekle birlikte yelken de kullanan daha büyük teknelerdi Anadolu Selçuklu beylerinden Ebu'lKasım' in da 1086'da Marmara Denizi kıyısındaki Gemlik'te bir filo yapımına giriştiği bilinmektedir Ama I Haçlı Seferi (1097) sonunda Anadolu Selçuklulan'mn Marmara ve Ege kıyılarını Bizanslılar'a bırakmak zorunda kalmaları Türk denizciliğinin ilerlemesini engellemiştir Anadolu Selçukluları ancak I Gıyaseddin Keyhüsrev'in 1204'te Sinop'u ve I Alaeddin Keykubad'ın 1223'te Alanya'yı almasından sonra denizcilik ve gemi yapımcılığına yeniden başlayabilmişlerdir Alanya'daki tersane bugün de ayaktadır Anadolu Beylikleri'nden Menteşeoğulları ile Aydınoğullarr nın oluşturdukları küçük filolarla Ege Denizi'ne açıldıkları bilinmektedir Bunlardan Aydınoğullan Beyi I Umur Bey (133448) Ayasuluğ (Efes) limanında üslenen filosuyla Ege Denizi'ndeki adalara ve Yunanistan kıyılarına başarılı seferler düzenlemiştir Türkler'in denizcilik ve gemi yapımındaki asıl büyük atılımı Osmanlılar döneminde gerçekleşmiştir Başlangıçta daha çok kürekle hareket eden gemiler yapan Osmanlılar bunları Marmara ve Ege Denizi kıyılarında kullanmışlardır İlk Osmanlı tersanesi Gelibolu'da kurulmuş, bunu İstanbul'un alınmasından sonra Haliç'te kurulan büyük tersane izlemiştir Osmanlılar önceleri Venedik ve Ceneviz gemilerini örnek alırlarken, sonraları daha hafif ve hızlı tiplere yönelmişlerdir Büyük gemilerin koruması altındaki bu tür gemilerle (bunlara kırlangıç denirdi) yakın deniz savaşlarında önemli başarılar kazandılar 16 yüzyılda Libya, Tunus, Cezayir kıyılarını ele geçiren ve Akdeniz ticaretine 50 yıl kadar egemen olan Osmanlılar, Basra Körfezi ile Umman Denizi'nde de etkinlik gösterdiler 17 yüzyıldan başlayarak Akdeniz, Ege Denizi ve Karadeniz'deki Osmanlı deniz egemenliği yavaş yavaş zayıfladı, Osmanlılar gemi yapım teknolojisindeki ve denizcilikteki gelişmelere ayak uyduramadılar 19 yüzyılda buharlı gemilerin yaygınlaşması ve gemi yapımında çelik kullanılmaya başlanması karşısında tersanelerini yenileyemeyen Osmanlı Devleti dışarıdan gemi alan bir devlet durumuna düştü 19 yüzyıl öncesinde Osmanlı donanmasında kullanılan gemilerin başlıcalan çektiri ve kalyondu Çektirilerin çoğu yelken ve kürekle hareket eder; kürek sayısına göre değişik adlarla anılırdı 1017 çift oturaklılarına firkate, 1819 çift oturaklılarına ferkende, 1924 çift oturaklılarına kalite, 25 çift oturaklılarına kadırga, 2636 çift oturaklılarına baştardedenirdi Her oturakta üçyedi arasında kürekçi bulunurdu Savaş tutsaklarından oluşan kürekçilere de forsa adı verilirdi Yalnızca kürekle hareket eden çektiriler Tuna Irmağı'nda kullanılırdı Bunların daVarna beşçif tesi, şayka, at kayığı, uçurma, kancabaşgibi türleri vardı Yalnızca yelkenle hareket eden kalyonlar Venedik ve Ceneviz gemileri örnek alınarak yapılmıştı 15 yüzyıl sonlarında ünlü denizci Kemal Reis'in (14511511) yaptırdığı altı mavna (yüksek ve geniş baştarde), üstü kalyon tipi bir gemiye de köke {göğe) adı verilmişti Osmanlı kalyonları da zamanla batıdaki benzerleri gibi değişikliklere uğramış, daha büyük tipleri (üç ambarlı gibi) yapılmıştı Osmanlı tersanelerinde kalyon türünden olan firkateyn ve korvet de yapılmıştır Kalyonlar topları çıkarılarak ticaret gemisi olarak da kullanılırdı Osmanlılar 19 yüzyılda da bu türlerde ahşap gemi yapımını sürdürmüşler, ama bunların buhara dayanan teknoloji ve çelik gemi yapımı karşısında etkisiz kaldığını görünce vazgeçmek zorunda kalmışlardır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|