Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Aşk & Sevgi > Deneyimleriniz

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aşk, boyu, ömür

Ömür Boyu Aşk..!

Eski 06-26-2009   #1
sudenaz
icon110

Ömür Boyu Aşk..!




Aşkınızı hiçbir dert engellemesin:

Sonu evliliğe giden bir yoldasınız ya da nişanlı veya evlisiniz Belki hiçbir şey renkli hayalleriniz gibi olmadı Başlangıçta el ele tutuşup yürüdüğünüz pamuk döşeli yollarda çakıllar ve dikenler olduğunu fark ettiniz Ayaklarınız kanıyor, yüreğiniz yanıyor, kim bilir

Sanki bir rüyadan uyanmış gibi sersem mi hissediyorsunuz kendinizi? “Gök yüzünün başka rengi de varmış/ Geç fark ettim taşın sert olduğunu” mu diyorsunuz?

Elinizdeki mendili niçin gizliyorsunuz? Gözleriniz neden kızarmış ve nemli? Siz, ağlıyorsunuz

Oysa hepimiz dertsiz ve sıkıntısız geliriz dünyaya Eğer bir problemimiz varsa bile habersizizdir en azından Ağlayan ve üzülen hep anne babamızdır Bize yeyip içmek, gülmek oynamak kalır çocukluğumuz boyunca

Aylar yıllar geçtikçe dünyanın çehresi değişir Çocukluğun ilk yıllarında çocukca ve ufak ufak sıkıntılar yaşamaya başlarsınız Büyüdükçe dertler de büyür

Bin bir ümitle bir okula girersiniz Eğitim dev bir sorun olur çıkar karşınıza Toz pembe hayallerle bir yuva kurarsınız Kim bilir, çoğu kez gök kubbe başınıza yıkılır, kederden feryat edersiniz Mutlu bir gelecek için bir işe girişirsiniz Refah dolu günler bir serap olur, “hiç” peşinde koşarsınız yıllarca Takat getirilmez borçlar ve ekonomik çıkmazlar altında inim inim inlersiniz

Çocuksunuzdur Anne ve babanızın sizi anlamadığından yakınırsınız Anne babasınızdır Yeteri kadar saygı ve anlayış görmediğinize yanarsınız Gençsinizdir Sosyal ve psikolojik problemler çepeçevre kuşatmıştır bütün benliğinizi Belki bir sevdaya tutulmuşsunuzdur Geceniz ve gündüzünüz zindandır

Bir ev geçindiriyorsunuzdur Geliriniz sabittir, ama gideriniz sürekli artar Neyi nereden kısacağınızı bilemezsiniz Bazen şairin dediği gibi, "Derdim öyle büyük ki/Hayat öyle bir yük ki" deyip, yaşamaktan ziyade ölmeyi arzularsınız Haklısınız, ölmek kolaydır; zor olan yaşamaktır ve siz bu zoru başarmak zorundasınız

Genç kızsınızdır, genç erkeksinizdir, belki de yeni evlisinizdir Her geçen gün toz pembe hayallerinizin uçtuğunu, etrafa simsiyah bir sis bulutunun çöktüğünü görürsünüz

Kimileri derdini anlatır size Bir an kendinizle mukayese eder, "Senin derdin dert midir, benim derdin yanında?" dersiniz

Doğrudur Ateş düştüğü yeri yakar Hiç kimsenin derdi küçümsenmeye gelmez Her ne kadar "Beterin beteri varsa ve herkesin hâline şükretmesi gerekirse" de, herkes kendi derdine odaklanmıştır Zaten insanlar hangi şeye bakıyorsa, diğerlerine kördür bir bakıma

Kimi zaman kendiniz, belki eşiniz, çocuğunuz, anneniz veya babanız amansız bir hastalıkla pençeleşmektedir Kâh paranız olur, çare bulunmaz; kâh çaresi vardır, imkânınız olmaz

Bazen de hepsi birden gelir dertlerin Hastalık, geçim sıkıntısı, iş problemi, iç dünyamızdaki fırtınalar bir anda sökün eder Belki de böyle günler için, "Dert dert üstüne gelmezse ben o derde dert demem" demiş atalarımız

Öyle aylar yıllar yaşarsınız ki, siz dertlerin üstüne çıkıp hedefinize doğru koşmanız gerekirken, dertler sizi esir alır Gülmeyi unutursunuz "Nasılsınız?" diyen dostlarınıza, tebessüm ederek "İyiyim" dersiniz Oysa iyi değilsiniz, kan ağlıyorsunuz Evet, Yaratana şikâyetiniz yok, ama mutsuzsunuz

Bir yerlerde bir şeyler eksiktir çünkü Tipkı bazı şeylerin fazla olduğu gibi

Davetsiz dertlerin hiç gitmeyen misafirleriniz olması yetmiyormuş gibi, bir de ulaşmayı istediğiniz idealleriniz, ümitleriniz, hayattan beklentileriniz vardır Derdin verdiği acı ve ıztıraptan ideallerinizi düşünemez hâle gelirsiniz

Hani mutlu bir gelecek istiyordunuz Hani mesut bir yuva kuracaktınız Hani iyi bir eğitim görmeyi plânlamıştınız Hani çok kazanacaktınız, ev, araba alacaktınız Hani neler neler yapmayı arzu ediyordunuz

Hayır! Onlar size çok uzakta artık "Her türlü zevkten vazgeçtim, acılarım dinsin yeter" demeye başlarsınız

Acınızı yalnız çekersiniz Can dostu sandığınız, derdinizi lütfen dinler Zaten çoğu kimseye derdinizi açamazsınız bile Açtıklarınız da fazla oralı olmaz Çünkü, pek az kimse kötü gün dostudur İnsanlar genelde güçlünün ve mutlunun yanındadır

Bunlar; bir isyan, bir şikâyet ve bir ümitsizlik tablosu değildir Bir tesbit ve çare arayışıdır Ve maksadımız, tabiî ki bir dizi çözüm önerileri sunmaktır

Farklı kimselerden çok farklı dertler işittim Başı arşa değme kabiliyetinde olan dağ gibi yeteneklerin yollarını bir kaya parçasının kapattığını gördüm Deryayı yutacak insanların bir dereyi aşmakta zorlandığına şahit oldum Sorunlar anaforunda bocalayan nice gencin ağladığını duydum Övünerek andığımız aile yapımızın geçimsizlik problemiyle çatırdadığını biliyorum

Derdini yalnız çeken nice insanın gözyaşına ortak olmak istiyorum Derdi verene değil, çözümsüzlüğe isyan ediyorum Aşılamayacak bir engel, çözülemeyecek bir problem tanımıyorum Her derdin devası, her borcun edası, her hastalığın şifası vardır diyorum

Bu tesbitler ışığında başta ailevî geçimsizlikler olmak üzere önemli sorunlara ve çözüm önerilerine odaklanacağız

Biz insanız Sevinçleriniz sizin olsun Ama, dertlerimizi paylaşarak azaltacağız Hatta çözerek yok edeceğiz Hiçbir şey çözümsüz değildir Ağlamak yerine, derdin çaresinde yoğunlaşacağız "Hiçbir dert yoktur ki, devası yaratılmamış olsun" demiyor mu Hz Muhammed (asm)?



BİRİNCİ BÖLÜM

1- Ailemiz hayal ülkesinde değil

Hep mutlu ve huzurlu bir aile yuvası hayal ederiz Oysa bizim beklentilerimizle yaşadıklarımız hep farklıdır Hayatta acı ve tatlı, keder ve sevinç, huzursuzluk ve mutluluk yan yana gitmektedir Ailemiz bir masal ülkesinde değil şüphesiz Sürekli “gereken her şeyi” yaptığımızı düşünürüz Yanılıyoruz, yapabileceğimiz o kadar çok şey var ki

2- Ailemizi huzursuz eden dertler

Başta eşler arasındaki iletişim problemleri olmak üzere ailemiz bir dizi problemin tehdidi altında Parasal sorunlar, ailenin mutluluğuna saplanmış bir hançer gibi Psikolojik problemler, uzun süren hastalıklar, yaşadığımız huzuru alıp götürüyor Ya bir de sorunlarımızla savaşacak coşku ve kararlılığı içimizde duyamıyorsak Bir şair gibi, “Dertleri zevk edindim, bende neş’e ne arar/ Elem dolu kalbimden gitmiyor hatıralar” der, ağlariz

3- Derdin şifresini çözmek

Ağır bir dertle karşılaşınca, bir şarkıda olduğu gibi, “Dert girdabındayım ben, acı çekmek kaderim” diye düşünürüz

Oysa yaşadığınız olumsuzlukların size iletmek istediği bir mesaj vardır Onu doğru anlar ve gereğini yaparsanız, yaşadığınız tüm olumsuzlukları avantaja çevirebilirsiniz



İKİNCİ BÖLÜM



AİLE GEÇİMSİZLİĞİ

1 Evliliğinizi kurtarın!

Çoğumuz eşimizi kendi bakış açımıza göre değerlendiririz Oysa duygusal değerlendiriyor olabiliriz Bakış açımız bencil olabilir Her şeye kendi çıkarımıza göre yaklaşabiliriz

Bunun yerine olayın dışına çıkıp objektif bakmaya ne dersiniz? Kim bilir, belki de siz değil de eşiniz haklıdır Empati denilen sihirli formülü hangimiz uyguluyoruz?

Kendimizi eşimizin yerine koyup onun beklentilerine göre hareket edemez miyiz? İkili ilişkilere bir de karşımızdakinin gözüyle bakmak çok mu zor? Objektifliğin kuralı bu Deneyin Evliliğinizin bir anda muhteşem bir değişim yaşadığını göreceksiniz

2 Mutlu olmaya mahkûmsunuz!

Eğer evlenmişseniz, geçinmeye ve mutlu olmaya mahkûmsunuz Hem boşansanız bile ikinci evliliğinizde kesinlikle mutlu olacağınızı garanti edebilir misiniz?

Sonraki evliliğinizde mutlu bile olsanız, yıkılan yuvanın enkazından gelen hatıralar ya da geride kalan çocukların hüznü sizi mutsuz etmeyecek mi? Bunları göze alabilir misiniz?

Sakın fedakârlığı tek taraflı düşünmeyin İkiniz de birbirinize katlanıyorsunuz Herkes kendisini sever ve doğru olduğuna inanır Sizin için o ne kadar çekilmezse-ki böyle tek taraflı değerlendirmelere her zaman itiraz ederim-siz de ona göre çekilmezsiniz

3 Geçimsizlik sebeplerinizi belirleyin

Eşler arasındaki geçimsizliğin tek sebebi vardır: Geçinmeyi bilmemek Evleninceye kadar bir sürü lüzumsuz bilgiler beyinlerimizi doldurur Çoğunun bize hiçbir faydası yok Çevrenize bakın Birçok genç, evliliğe hazırlıksız adım atıyor Yeterli eğitim ve alt yapı yok Sonuçta bocalıyor

Ailevî sorun yaşayanlardan bir kısmı, “Karı dırdırı dinlemekten bıktım” diye düşünür İyi de hiç düşündünüz mü, hanım niçin dırdır eder? Hem evdeki hanımınızın yaptığı tek iş dırdır etmek mi? Onun iyi yönlerine niçin bakmıyorsunuz?

4 En büyük yanılgıdan kurtulun

Yeni evlenenlerin en büyük yanılgısı, “dikensiz bir gül bahçesi” düşleyerek hayal kırıklığına uğramaları, yıllardır evli olanların en büyük hatası ise, “böyle gelmiş böyle gider” havasına girip daha iyiyi bulmak için hiçbir girişimde bulunmamalarıdır

Dalgasız deniz ve dikensiz gül bahçesi olmayacağını, zaten hiç olmadığını düşünün Rahat edersiniz İnsanın olduğu yerde mutlaka sorun olur Asıl sorun, sorun olmayacağını hayal edip hazırlıksız olmaktır Yoksa problemin muhtemel olduğunu düşünüp çözüm için hazırlıklı olmakta hiçbir sakınca yok

5 Önce hatayı kendinizde arayın

Önce siz kendinizde olan hatayı yok edin İnsan hep başkasını hatalı görür Oysa en doğrusu, önce kendimizi hatalardan arındırmaktır

Önemli olan, sizin ne olduğunuzdan ziyade eşinizin sizi nasıl “algıladığı”dır Belki sizin sevgi ve bağlılığınız hiçbir kimseyle kıyaslanmayacak kadar çok Ama o bunun farkında olmayabilir O halde duygularınızı hissettirmelisiniz Her insanın hoşlandığı şeyler farklıdır Hayat arkadaşınız nelerden hoşlanıyor? Hediye, gezme, sohbet, ilgi, iltifat veya başka unsurlardan hoşlanabilir Bunları yeterince kullandığınızdan emin misiniz?

Eşler için etkili ve süper bir kural söyleyeyim: Eşinizin size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de ona öyle davranın

6 Seviyeli tartışın!

Eğer evliliğinizin mutlu ve huzurlu geçmesini istiyorsanız, tartışmaktan korkmayın Ancak sorun çözücü ve sonuç alıcı bir tartışmanın kurallarına uyun

Kurallarına uyularak yapılan seviyeli bir tartışma, aile içi geçimsizliklerin en güzel çözümü, mutluluğun zirvesine ulaşmanın da en güzel anahtarıdır

Tartışma eşlerin birbirini tanımasına, birbirini keşfetmesine sebep olur Yıllardır evli olduğu halde eşini yeterli tanımayan kimseler vardır “İnsanlar konuşa konuşa anlaştığına” göre, konuşup tartışmadan birbirinizi tanıyamazsınız

7 Evlilik aldatan aşkın bitişi, gerçek sevginin başlangıcıdır

Evlilik sevginin ve aşkın bitişi değil, kökleşme dönemidir Evlilik öncesi aşk ise, kısa süreli tanışma safhasıdır; dikkat edilmezse insanı aldatır Asıl sevgi, evlenince devreye girer ve giderek şiddetlenir

Eşler arasındaki karşılıklı sevgi öyle bir sevgi olmalıdır ki, onu hiçbir engel, hiçbir problem sarsmamalıdır Sevmek, aynı zamanda acı çekmektir, katlanmaktır, feragattir, fedakârlıktır Karşılığında acı çekilmeyen ya da acı çekmenin göze alınamadığı sevgi, sevgi değildir ve kolayca vazgeçilir

Severek ve isteyerek evlenen, ancak eşinden kaynaklanan sürekli bir hastalık ya da problem çıktığında ayrılmanın plânlarını yapanlar, âşık değil, en büyük sahtekârdırlar

8 İşinize yoğunlaşırken ailenizi ihmal etmeyin

Bazı ailevî problemler, erkeğin kendi işiyle aşırı ilgilenerek ailesine fazla zaman ayırmamasından kaynaklanır Çok nadir de olsa, aynı durum çalışan kadınlarda da olabiliyor

“Gözden ırak olan gönülden ırak olur” sözü boşuna söylenmemiş Eşlerin görüşememesi, diyalogsuzluğa yol açıyor Birbiriyle konuşamayanlar, duygu, düşünce ve beklentilerini ifade edemiyorlar İletişim kanalları kapalı olduğu zaman, sû-i zanlar, vehimler, tahminler ortaya çıkıyor Eşler birbirlerini, zanlara, varsayımlara, dedikodulara göre değerlendiriyorlar Sonuçta bir dizi problem sökün ediyor

Çözüm: “Önce eş, sonra iş” kuralını uygulamaktır

9 Eşinizin doktoru sizsiniz!

Eğer eşinizin psikolojik bir problemi varsa, şuna kesin inanın: En büyük doktor sizsiniz Evet, mutlaka tecrübeli bir doktor ve dilinizden hiç düşmeyen dua çok önemlidir Ancak psikolojik sorunu çözecek asıl şahıs hastanın kendisidir Ama pek az hasta bu rolü oynayabildiği için en büyük görev size düşüyor

Evliliğin olmazsa olmaz şartı iffet ve sadakattır Zoru, sıkıntıyı, acıyı görünce kaybolan bir eş, tatlı ve mutlu günleri hak edemez

Eşinizin problemine sabredeceksiniz Ancak çözmek için de elinizden geleni yapacaksınız

10 Yeni ve mutlu bir dünya kurun!

Psikolojik sorunu olan eşinize en büyük yardım ve desteği siz vereceksiniz Çogu kimse katlanılması zor olan bu sorunun hiç bitmeyeceğini sanir Zanneder ki, sabretmesi güç bu amansız sıkıntılar, acılar, insanı ne yapacağı hususunda şaşkına çeviren davranışlar, oldu-bittiler, dayatmalar, hep böyle devam edip gidecek

Hayır! Yanılıyorsunuz Cenab-ı Hak, her derde derman, her probleme çare yaratmıştır Acılı günler sonsuza kadar sürüp gitmeyecektir Bir gün sizinle ağlayan yağmur gülecek, güneş yine pırıl pırıl doğacak, üzerinizdeki kara bulutlar dağılacaktır

Eşiniz eski sağlıklı günlerine mutlaka kavuşacak, belki eskisinden daha iyi olacaktır Psikolojik probleme yakalanıp iyi bir tedaviden sonra tekrar sağlığına kavuşan o kadar çok insan tanıdım ki, onların ilk hallerini görseniz iyileşeceğine hiç inanmazdınız

11 Koca olmanın sorumluluğu

Eğer içinizde eşinize karşı coşkun bir sevgi hissedemiyorsanız, onun bugününü değil, geleceğini düşünün Eşinizin geleceğini sevin

Öğretmen öğretmediği bilgiden imtihan edemez Önce siz verici olun, ondan sonra isteyin Karşılıklı beklentilerinize cevap vermeden, istemeye hakkınız olamaz

Kimi erkekler, eşi hakkındaki beklentilerde yanıldığını düşünüyor Artık evlendikten sonra “Hayal kırıklığına uğradım” deyip atamazsınız, çünkü ev eşyası veya otomobil almadınız ki hemen değiştirmeye kalkacaksınız Onların bile beş yıl garantisi var

12 Sevginizi bütün haşmetiyle hissettirin

Evliliklerinin sarsılmaya başladığını ve aralarında çözülmeyi bekleyen sorunlar olduğunu farkeden nice insan, “Onun için her şeyi yaptım Ama bir türlü mutlu edemiyorum” diye düşünür

Gerçekten onun için her şeyi yapmış mıdır? Hiç kimsenin kalbini suçlayamayız, kötü zanda bulunmaya da hakkımız yok Elbette evliliğini düşünen bir kimse, “Her şey yaptım” diyorsa, önemli bir gerçeği söylüyordur Belki her şeyi yapmamıştır, ama yapabileceğine inandığı çok şeyi yapmıştır

Fakat eylemler sonuçlarıyla ölçülür Eğer beklediğiniz mutluluğu yakalayamıyorsanız, “her şeyi” ya da “yapmanız gerekeni” “yapmamışsınız”dır

13 Dayağı kullanmayın!

Allah'ın en değerli nimetlerinden birisi, kendilerine emanet edilen erkekler! Her şeyden önce şefkati sonsuz olan Rabbimiz, “şefkat kahramanı” olan kadınları sizlere emanet etmiş Emanete hıyanet etmeyiniz Emin ve güvenilir olunuz

Siz eşinizi her türlü kötülükten korumakla görevlisiniz Başkasının zararlarına karşı göğsünüzü siper etmeniz gerekirken, nasıl olur da asıl zararı veren siz olursunuz? Birisi eşinize kötü söz söylese veya vursa, canınızı ortaya koyarcasına savaşmaz mısınız? Başkasına yasak olan bir şey nasıl olur da size serbest olabilir?

14 Cinsel sorunları önemseyin

Evliliğin en büyük hikmeti, insanın üretilmesi ve eğitilmesidir Ancak bu iki görev çok zor ve ağır olduğu için, cinsel duygular peşin bir ücret olarak verilmiştir Bir yerde Rabbimiz, cinselliği evlilik gibi ağır sorumluluk isteyen bir görev için teşvik edici bir cazibe unsuru olarak kullanmıştır

Madem ki evlenip birlikte yuva kurmuşsunuz, bütün sorunlar gibi cinsellikle ilgili problemlerinizi de çözmeye mecbursunuz Siz birbirinize aitsiniz ve birbirinizi mutlu etmek birinci görevinizdir

Cinsel hayatınızı öylesine düzenli ve verimli bir hâle getirmelisiniz ki, ileride sizi üzecek, belki ayıracak ciddi problemler çıkmasın

Her eş, eşini cinsel yönden mutlu etmeyi kendisine dert edinmelidir Eşler birbirinden memnun ve birbiriyle tatmin olmalıdır

Eğer eşlerin beklediği tatmin olmazsa, birisi veya her ikisi farklı arayışlara ve özlemlere girebilecektir Belki bu arayış, kimilerinde sadece düşünce plânında kalacak, bazıları ise karşılarına çıkan ilk imtihanda dünyasını ve ahiretini yıkan bir hataya girebilecektir

Burada sadece hatayı yapan taraf değil, karşı taraf da sorumludur Çünkü, eşini ihmal etmiş, beklentilerine cevap verememiştir

15 Eşinizin anne ve babasina saygi gösterin

Eşlerin anne babası ve akrabalarıyla sağlıklı ilişkilerin kurulamaması, evlilikleri sarsıyor Tek taraflı veya karşılıklı olumsuz davranışlar, mutluluk adına ne varsa alıp götürüyor

Bazen eşlerden birisi veya ikisi ömrünü gözyaşıyla geçirmeye mahkum oluyor, bazen de akrabalarla iyi geçinememek boşanmayla sonuçlanıyor

Öncelikle toptancı yaklaşımlardan kesinlikle kaçınmalısınız

Bundan kastımız şudur:

“Bütün kaynanalar kötüdür” veya “Bütün gelinler iyidir” yaklaşımı veya bunun tam tersi bir anlayış yanlıştır

Ne var ki, eşlerin akrabaları hakkında bu tür ön yargılarımız var

Eşlerin her biri, kendi anne babasına ve akrabasına daha saygılı, daha hoşgörülü davranıyor; ancak eşinin akrabalarına karşı hoşgörüsüz, tahammülsüz, sorgulayıcı, eleştirici ve suçlayıcı bir anlayış sergiliyor

Elbette bunlar sorunları olan aileler için geçerli Yoksa kayın pederi ve kayın validesiyle çok iyi geçinen, tıpkı öz anne babası gibi ilişkilerini sıcak ve sağlıklı tutan evliler var

16 Evlilikle ilgili kitap okuyun

Her şeyin bir çaresi var Ancak kesin çare, çözüm yönteminin hakkıyla uygulanmasıyla mümkün Bunun motoru sizsiniz Çözüm sürecinde asıl güç ve idare, sizin elinizde Direksiyonun başında oturan sizsiniz Bizim sıraladığımız formüller ise, çözüm için yöntem ve ipucu sunmak

Eşler arasındakı problem birçok sıkıntımızın kaynağı Bunu aşmak için elinizden gelen gayreti gösterin Kitap okumak gerekiyorsa, onlarca, yüzlerce kitabı okuyun Danışmanlık gerekiyorsa, hiç çekinmeyin danışın Tecrübeli birisine görüş sormak gerekiyorsa, hiç sıkılmadan sorun, öğrenin Merak etmeyin Sorunlu tek insan siz değilsiniz



ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

AİLE VE GEÇİM SIKINTISI

1 En büyük güç içimizde

Eşler arasındaki mutluluğu sarsan faktörlerden birisi de, “parasal yetersizlikler"dir Ev ihtiyaçlarının karşılanmasından eşinizin isteklerini yerine getirmeye, çocukların eğitiminden sizin moralinize kadar birçok konuda paranın etkili olduğu inkâr edilemez

Belki de her yola başvurduğunuzu düşünüyorsunuz

Mesele hiç de öyle değil Bir kere siz, içinizdeki müthiş güç ve muhteşem cesaretle sıra dağlar gibi derde göğüs gerebilirsiniz Bunun için şiddetli bir istek, kesin zafer için sistemli bir mücadele yapmalısınız

Siz kendinizi düşünmezseniz, hiç kimse sizi düşünmez Çünkü herkesin bir derdi vardir Siz yoklugun kahreden acısıyla savaşmazsanız, hiç kimse sizin adınıza savaşmaz Siz acılara isyan edip Allah'ın size bağışladığı muhteşem gücü kullanmazsanız, başarı ve zafer gökten inip sizi hedeflerinize doğru uçurmaz

Bırakın başkalarını suçlamayı Suçlamaya önce nefsinizden başlayın Önce kendi yapabileceklerinizi düşünün

2 Sürekli ve ihlâsla dua edin!

Kronik geçim sıkıntısından ve ağır borçlardan kurtulmak için ilk çözüm önerimiz, “dua etmek”tir

Dua, kulluğun büyük bir sırrıdır Rabbimiz, Kur'an'da meâlen, “De ki: Duanız olmazsa Rabbim katında ne ehemmiyetiniz var?” buyuruyor Demek ki, Onun bize önem verebilmesi için en evvel dua etmemiz şart Yine “Dua edin, cevap vereyim” diyen de O

Madem her şeyin dizgini elinde olan, en olmazi olduran Rabbimiz, katında önem kriterini “dua” olarak bildirmiş, ayrıca “İsteyin, vereyim” demiş; hakkıyla dua etmemiz gerekir

Tam bir ihlâsla, içimiz yanarak, can ü gönülden, Rabbimizin huzurunda boyun bükerek, Onun bizim her hâlimizi görüp işittigini bilerek, sanki Onunla konuşuyormuş gibi dua etmeliyiz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.