Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
attila, büyük, hun, imparatoru

Attila (400-453)-büyük Hun Imparatoru

Eski 06-22-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Attila (400-453)-büyük Hun Imparatoru





Yaşamı söylencelere ve edebiyat yapıtlarına konu olmuş büyük Hun imparatorudur İki kardeşin hükümdar oldukları dönemde Bizans, Tuna boylarının orta kesimlerini Hunlar'a bırakarak ödediği yıllık vergiyi iki katına çıkarmak zorunda kalmıştı


434'te ağabeyi Bleda ile birlikte başa geçtiğinde Hun İmparatorluğu Orta Avrupa'nın geniş bir bölümüne egemendi
Attila ile ağabeyinin ortaklaşa hükümdarlıkları 445 yılına kadar sürdü Bleda'nın bu tarihte ölümünden sonra hükümdarlık tek başına Attila'ya kaldı Attila, Bizans ve Batı Roma İmparatorluğu'nu egemenliği altına alarak büyük bir devlet kurmak istiyordu Bu amaçla önce Bizans üzerine yürüyerek 447'de başkent Konstantinopolis (İstanbul) kapılarına dayandı Bu durum karşısında telaşa kapılan ve savaşın sona ermesini isteyen Bizans, Attila'nın tüm koşullarını kabul eden bir anlaşma imzaladı

Attila Bizans'la savaştığı sürece Batı Roma İmparatorluğu ile dostça ilişkiler içindeydi Ama Bizans sınırını güven altına aldıktan sonra savaş için bahaneler arayan Attila bu dostça ilişkileri giderek bozmaya başladı Attila görünüşte dostluğu sürdürmesine karşın Batı Roma İmparatorluğu'nun düşmanlarını desteklemeye, her fırsatta imparatorluğun içişlerine karışmaya başlamıştı Bu sırada Batı Roma imparatorunun kız kardeşi Honoria Attila'ya yüzüğünü göndererek onunla evlenmek istediğini bildirdi Bu fırsatı kaçırmayan Attila, Honoria'yı eşi ilan ederek Batı Roma İmparatorluğu'nun yarısını çeyiz olarak istedi Bu isteği geri çevrilince de Ren Irmağı'nı aşarak Galya'ya girdi Geçtiği ülkeleri talan ediyor; bu ülke halkları ya Attila'nın önünden kaçıyor ya da gelip onun ordusuna katılıyordu Orleans kentini ele geçirmek üzere olduğu sırada Batı Romalı komutan Aetius Romalılar'dan ve Roma'nın bağlaşığı olan Vizigotlar ile bazı Barbar kabilelerinden oluşan çok güçlü bir orduyla Attila'nın üzerine yürüdü Catalaunum Ovası'nda (kimi kaynaklara göre Maurica'da) şiddetli bir savaş oldu İki ordu da büyük kayıplar verdi; ama kesin bir sonuç alınamadı Geri çekilen Attila kısa bir süre sonra Galya'dan ayrıldı

452'de Attila bu kez de İtalya üzerine bir sefer düzenledi Kuzey İtalya'nın birçok kentini talan ederek Roma'ya yöneldi Büyük bir korku ve telaş içine düşen Romalılar Papa II Leo'yu Attila'ya elçi olarak gönderdiler Attila'nın Po Irmağı kıyısındaki karargâhına giden papa onu Roma'ya doğru ilerlemekten caydırarak bir anlaşma imzalamaya ikna etti Ülkesine geri dönen Attila ertesi yıl evlendi ve düğün gecesinin sabahında yatağında ölü olarak bulundu

Attila için çok büyük bir gömme töreni düzenlendi Hunlar Hıristiyan dinini benimsememiş, doğaya ve doğaüstü güçlere inanmayı temel alan Samanlık dinine bağlı kalmışlardı (bak Şamanlik) İnanışlarına uygun olarak tören, Attila'nın cenazesinin içine konduğu büyük ve ipekten bir çadırın önünde seçkin Hun savaşçılarının kötü ruhları kovmak için yaptıktan gösterilerle başladı Ozanların büyük önderleri için yaktıkları ağıtlar çadırı çevreleyen Hun savaşçılarınca yineleniyordu Daha sonra altın gümüş ve demirden yapılmış bir tabuta konan cenaze ile birlikte Attila'nın silahları ve hazinesi bilinmeyen bir yere gömüldü Mezar yerinin sır olarak kalması için gömenler okla vurularak öldürüldü

Büyük bir komutan ve fatih olan Attila düşmanlarına karşı acımasızlığından ötürü Avrupa'nın korkulu rüyası olmuştu Çağdaşları Attila'yı doğaüstü bir güç gibi görmüşlerdi Daha yaşadığı günlerde birçok söylenceye konu olmuştu Günaha gömülen Hıristiyanlar'ı cezalandırmak için Tanrı tarafından yeryüzüne gönderildiğine inanılmış, ona bu nedenle "tanrının kırbacı" sanı verilmişti Bir söylenceye göre de, hayvanlarını otlatan bir çoban, buzağılardan birinin topalladığını ve bacağının kanadığını görür Kan lekelerini izleyerek toprağa gömülü bir kılıca ulaşır Çıkartmak istediğinde kılıç alevler saçar Daha sonra alevler söner ve çoban kılıcı topraktan çıkararak Attila'ya götürür Attila bu gizemli kılıcı bir işaret olarak kabul eder, bunun dünyaya egemen olacağını gösteren bir simge olduğuna inanır Attila'ya verilen "tanrının kılıcı" sanının kaynağı bu söylencedir

Çeşitli belgelerden anlaşıldığına göre Attila kısa boylu, geniş omuzlu, kır sakallıydı Gururlu olmasına karşılık çok sade bir yaşam sürerdi Şölenlerde dostlarına ve konuklarına altın ve gümüş kaplarda yiyecekler sunarken kendisi yemeğini basit, gösterişsiz toprak kap

larda yerdi Savaşçı ve yıkıcı bir hükümdar olarak tanınmıştı ama insanlığın yarattığı güzelliklere de önem verir, saygı duyardı Ele geçirdiği kentlerdeki değerli yapıtların yakılıp, yıkılmasına izin vermezdi Attila'nın bir özelliği de fala çok fazla inanmasıydı Yapacağı işleri falcıların kehanetlerine göre düzenlemeye çalışırdı Bir söylenceye göre Attila İtalya seferinde kuşattığı Aquileia kentini uzun çabalarına karşın alamaz Tam umudunu kesip geri döneceği sırada leyleklerin yavrularını kentten alıp yakındaki ovaya taşıdıklarını görür Leyleklerin bu göçünü tanrısal bir işaret sayan Attila kentin çok geçmeden düşeceği kanısına vararak ordusuna son saldın emrini verir ve kenti ele geçirir


Attila'nın İtalya'dan İzlanda'ya kadar bütün Avrupa'da efsaneleşen yaşamı çeşitli sanat yapıtlarına konu olmuştur Giuseppe Verdi Attila adlı bir opera bestelemiş, Pierre Corneille Attila adlı bir trajedi yazmıştır Dante İlahi Komedya (La divina commedia; yaklaşık 131021) adlı yapıtında Attila'yı cehennemin yedinci katında cezalarını çeken acımasız ve kötü kişilerin arasına koymuştur

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Atilla ve Avrupa Hunları (Tablolar)

Eski 06-22-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Atilla ve Avrupa Hunları (Tablolar)




Büyük Türk-Hun İmparatoru’dur 395 yılında doğdu Hun Devleti’nin kurucularından Muncuk’un oğludur 434 yılında kardeşi Bledu ile birlikte İmparatorluğun başına geçti 750 bin kişilik ordusuyla Galya şehirlerini alt üst etti Kuzey İtalya’yı silindir gibi ezip geçti


Bir süre sonra kardeşinin öldürülmesiyle Tuna kıyılarından Çin Seddi’ne kadar uzayan imparatorluğun tek hâkimi oldu Orleans’ı kuşattı

Avrupa’yı titreten bir cihangir oldu 453 yılında öldüTıpkı Büyük İskender gibi bütün dünyaya hâkim olmak ihtirası ile dopdolu bulunan Attila, bu büyük emelini tamamen gerçekleştiremedi Ancak tarihin tanıdığı en ünlü cihangirlerden biri olduGençliğini barış için rehin olarak Roma’da geçirmiş, bu yüzden Roma kültürünün yanı sıra zaaflarını ve karakterlerini incelemişti Latince’yi de ana dili gibi öğrenmişti Hükümdar olduktan sonra Romalılar hakkındaki bütün bu bilgilerini en iyi şekilde değerlendirmeyi başardı
Attilâ önce Doğu Roma’yı hedef aldı Bizans üzerine yürüdü Kendisinden aman dileyen İmparatoru yıllık vergiye bağladı Bir süre sonra vergisini ödemeyen imparatora, bunu pek pahalıya ödetti Balkanlardan Mora’ya, oradan İstanbul kapılarına kadar olan bölgeyi ele geçirdi Bizanslılar vergiyi iki misline çıkartarak İstanbul’u kurtardılar

Fakat, bu arada Bizans İmparatoru III Valentinianus, bir suikastçi göndererek Attilâ’yı öldürtmeye teşebbüs etti Bu teşebbüs sonuçsuz kaldı İmparator bu kez kendi emriyle suikasti hazırlayanın kafasını kestirip Attilâ’ya göndermekle, kendisini temize çıkarmaya kalkıştı

Bu arada III Valentinianus’un hayatı boyunca evlenmemeye mahkum ettiği kız kardeşi, rahibe olarak kapatıldığı manastırdan Attilâ’ya bir nişan yüzüğü göndererek kendisiyle evlenmeye hazır olduğunu bildirdi Bütün Avrupa’ya dehşet saçan Attilâ, Bizans İmparatoru’na daha sert bir mesaj göndererek, nişanlısının kapatılmış bulunduğu manastırdan serbest bırakılmasını ve müstakbel eşine çeyiz olarak Batı Roma İmparatorluğunun yarısının verilmesini istedi III Valentinianus, Büyük Türk-Hun İmparatoru’nun bu teklifi karşısında kara kara düşüncelere daldı Bunun verdiği huzursuzluk bütün Bizans’ı kapladı Doğu Roma İmpatorluğu sınırları içinde bitip tükenmek bilmeyen korkulu günler ve aylar başladı, Attilâ’nın bütün emeli Batı ile Doğu Roma İmparatorluklarının kendisine karşı birleşmelerini önlemekti İki cephede birden savaşmak istemiyordu

Doğu Roma’yı bu huzursuzluğun içinde bıraktıktan sonra ani bir kararla Batı Roma’ya yürüdü Bir hallaç pamuğu gibi attı, Batı Roma İmparatorluğu’nu
Roma’ya girmesinin gün meselesi halini aldığı bir sırada Papa III Leon, bizzat Attilâ’nın karargâhına giderek Roma’yı çiğnememesi için ricada bulundu Hattâ bunun için kendisine yalvardı

Papanın bu yalvarışı karşısında istilâyı durdurmayı kabul eden Attilâ, Romalıları çok ağır bir vergiye bağladıSekiz yıl içinde bütün Avrupa’da eşi görülmemiş ölçüde büyük bir istilâda bulunan Attilâ, korku ve dehşet ifade eden tek isim oluvermişti Bu yüzden son derece âdil bir hükümdar olmasına rağmen bütün Avrupa kendisini barbar gözüyle gördü Onun etrafına saçtığı büyük korku ve dehşetin psikolojik bir sonucu olmuştu bu yanlış teşhis…

Attilâ yalnız büyük bir istilâcı ve yaman bir komutan değil, mükemmel bir hükümdardı Tarih onu, milletine medenî bir düzen veren ve dünyada posta teşkilatını kuran ilk kişi olarak tanırAttilâ’nın ilk eşi ve baş kadını Arıkan idi Ölümünden sonra yerine geçen oğlu İlek’in anası olan Arıkan’dan başka bir kaç kadın daha almıştı 453 yılında büyük Türk-Hun İmparatorluğu’nun başkenti olan Etzelburg’da (Bugün Macaristan sınırları içinde bulunan Attila şehri) İlkido adında genç bir kızla evlendi

Elli sekiz yaşında olmasına rağmen son derece dinç ve kuvvetli idi Zifaf gecesinin sabahında, bütün Avrupa’yı tir tir titreten cihangir, yatağında ölü bulundu Ağzından, burnundan boşanan kanlarla, bütün yatak kıpkırmızı olmuştu Ölümünün şiddetli bir burun kanamasından mı, bir hastalıktan mı, yoksa bir suikast sonucu mu meydana geldiği kesinlikle anlaşılamadı

Cenazesi, ölümünün ertesi günü yapılan çok büyük bir törenle kaldırıldı Cesedi altın bir tabuta konulmuştu Bu tabut, önce gümüş, sonra da demir bir mahfazanın içine yerleştirilmiş ve böylece toprağa verilmiştiAttilâ, ölümünden sonra, kimse tarafından rahatsız edilmeden ebedî uykusunu uyumak isterdi

Bunu, böyle vasiyet etmişti Bu nedenle mezarını kazıp kendisini toprağa verenler okla vurulmak suretiyle hemen oracıkta öldürüldü Sonra mezarının yanından geçmekte olan bir çayın mecrası değiştirildi Sular başka tarafa, muhtemel olarak mezarın üzerinden verilen yeni mecrasına akıtıldı Böylelikle büyük cihangirin son arzusu yerine getirilmiş oldu
Ne yazık ki bugün mezarının yeri dahi bilinmez

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.