Gothic Nedir? Neyi Kapsar? |
03-02-2008 | #1 |
gülgüzeli
|
Gothic Nedir? Neyi Kapsar?Gothic deyince akla bir değil birden fazla kavram geliyor, şimdi gothic iskandinavdır, hayır hayır amerikandır, siyah saçla gothic olunur, gothic olmak için şatoda oturmak lazım falan gibi çıkarımlar biraz havada kalıyor Gothic, sanatsal-kültürel açıdan bakacak olursak ortaçağda romanesk dönemi takiben ortaya çıkmış bir akımdır, alası da fransa'dadır, iskandinavya'da değil, kaldı ki goth denen kelime iskandinavyada yaşamakta olan o zamanlar ağırlıklı olarak danimarka kökenli nüfusu kapsamaz, tarihten vizigotları ve ostrogotları hatırlayalım (roma imparatorluğunun yıkılmasına sebep oldular hani kavimler göçü falan) Gothic kelimesi barbar sanatı tanımlaması yapmak için kullanılmıştır En büyük özelliği de kendini mimaride göstermesi ve sürekli katedral yapılmış olmasıdır Notre dame, Chartres St Denis Arles ve diğerleri hem hepsi Fransa'dadır hem de hepsi meryem'e adanmıştır,pagan döneme, mistisizme göndermeleri olan, bir yandan ortaçağ baskısı yaşanırken bir yandan okültizmin alıp başını yürüdüğü dönemler bunlar Gothic tarz bir çok sanat alanında kendini göstermiş bir tarzdır Bunları özetlersek: Gothic mimari 12-16 yüzyıllar arasında avrupada kullanılan, sivri kemerler, kaburgalı kubbeler ve ayrıntılı süslemeleri ile hemen tanınan mimari akıma ve bu tarz mimariye benzeyen diğer mimari akımlara verilen isimdir Gothic resim deyince de bol bol yaldız kullanımı, ciddi suratlı meryem ve isa figürleri, dini hikayeleri bakanın gözüne soka soka anlatma anlayışıdır Gothic edebiyat özellikle 18 yy sonunda popüler olan, karanlık, grotesk ve doğaüstü olayları işleyen edebi türe zaman zaman verilen isimdir En belli başlı örnekler Frankenstein, Dracula, Dr Jeykll Mr Hyde Gothic moda ise genelde her nedense özellikle teenage kızların, özellikle de ''The Crow'' filmlerinden sonra daha da benimsediği bir moda Ayrıca belitmeden geçemicem The Crow da gothic giyim akimini baslatmis olan bir film degil , o akimdan etkilenmis olan bir filmdirTercihen deri, siyah giysiler giyilir ve ceset gibi, vampir gibi bembeyaz makyaj yapılır saçlar uzun, çeşitli renklerde, tırnaklar da bir o kadar uzun ve renk renktir kollarda boyunda boş yer kalmayana kadar takılar istenirse takılabilir, vaciptir her gothic genç kızın gönlünde pumpkin king jack gibi bir sevgili sahibi olma hayalleri vardır gothic komünity üyelerinin milli bayramı helloween, milli içecekleri red wine, başkentleri gotham city'dir) GOTHIC METAL Goth Metal (Gothic Metal de denir) doom metal, heavy metal ve orjinal gothic tarzının arasındaki geçiş gibidir 1990'ların sonunda Avrupa ve ABD topraklarında ortaya çıkan bu tarzı aslında kategorize etmek çok zordur Bazı dinleyiciler ve müzisyenler, metalin konsepti hakkında çok katıdırlar; onlar için belli bir tür ve o türlerin alt kolları vardır Fakat bazı dinleyiciler ve müzisyenler de böyle ayrımlara sonuna kadar karşı çıkarlar Metal ezgileri barındırmayan türlerden etkilenip, onları metal ile harmanlayan bir türdür gothic metal Aslında Gothic metal; Celtic Frost, bir kaç yıl sonra Paradise Lost ve Theatre Of Tragedy gibi, bayan vokal, melodik klavye ve ağır doom riffleri kullanan gruplardan evrimleşmiştir Type O Negative, My Dying Bride ve Anathema gibi gruplar da temel olarak insanı ürperten klavye ezgileri ve ağır hüzünlü havasıyla dikkat çeker Bayan vokalleri ve death metal gırtlağıyla metal tarihinin ilk gothic şarkısı olarak Paradise Lost'un gothic albümündeki aynı isimli "Gothic" gösterilir Albüm, The Gathering gibi gruplara hatta Paradise Lost'un kendisine bile ilham kaynağı olmuştur Theatre of Tragedy, Tristania ve Sins Of Thy Beloved gibi Norveçli gruplar, zaten müziğin var olan karanlık ve iç acıtan havasına eşsiz vokaller ekleyerek goth metali bambaşka boyutlara taşıdılar Ortaçağa ait klasik öğelerin de - Gregorian İlahi koroları, kilise orgları, yan flütler, viyolonlar ve operatik bayan vokaller- eklenmesiyle doom metal riffleriyle bezenmiş olan müzik, kendi sağlam yapısının üzerine bir kat daha çıkarak büyüleyici bir tarza dönüştü İskandinav Goth Metal olarak bilinen tarz sık sık black metale kaymasıyla birkaç tür dinleyicilerinin dikkatini çekti 1990'ların sonlarına doğru gelirken ortaya daha yumuşak bir goth metal tarzı çıktı Bu tarzı benimseyen gruplar da temel olarak kendilerine bayan vokali belirlediler ama doom metal öğelerinden ve erkek death vokallerden uzak durdular The Gathering,Within Temptation,Lacuna Coil ve Lacrimosa gibi gruplar bu tanıma uyan soft gothic gruplarıdır Bu gruplardan bazıları aynı zamanda müziğe elektronik sesler veya klasik rock müziğini ekleyerek daha geniş kitlelere yayılma amacı güttüler Genel olarak Gothic Metal'in sözleri de belirli konular üzerine sabitlenmiştir; din ve Tanrı, cennet-cehennem, romantizm, korku, depresyon, matem, boşluk ve ölüm Dünyayı baz alacak olursak, Gothic Metal genel olarak Kuzey Avrupa'da özellikle de Norveç'te metal türleri arasınada en yaygın olanıdır Avrupa`da Gothic Metalin Kısa Tarihi Paradise Lost 1991'de "Gothic" albümünü çıkardığında, kimse bu ikinci albümlerinin bizleri yepyeni bir türle 'Gothic Metal'le tanıştıracağını bilmiyordu Bu albümde "Paradise Lost", doom ve death metallerden elementler kullanıp bunlara Nick Holmes'un erkeksi ve Sarah Marrion'un duru seslerini eklemişti İngiltere'ye kalsaydı kadın vokaller fazla ilgi görmediğinden bu hikaye burada biterdi elbet My Dying Bride ve Anathema kadın vokalsiz bu işi sürdürenlerin başını çektiler (Arada Sarah diye birini kullandıysalar da şu anda kimse nerede olduğunu bilmemekte bu kişinin) Avrupa`nın diğer ülkelerinde durum farklıydı tabii ki 1992'de Hollandalı grup "The Gathering" Bart Smits`in kükrediği ve Marike Groot`un şakıdığı ilk albümleri "Always"i yayınladı 1995`teki üçüncü albümleri "Mandylion"la bir devrim gerçekleştirdiler: Bart kovuldu ve "Anneke Van Giersvergen" tahtı ele geçirdi Aynı yıl, "Theatre of Tragedy" adlı grup Norveçte ilk albümlerini yayınladı Albümde "Raymond I Rohonyi" ve "Liv Kristine Espenaes" yine yumuşak kadın ve sert erkek vokali örneklemelerine katkıda bulundular "Velvet Darkness They Fear" ; grubun 1996 çıkışlı albümü; 1994`te yayınlanan "The Third And The Mortal" demosu "Sorrow" ile birlikte Norveç açısından satır başı sayılırlar Bu çalışmalarda geleneksel müziklebirleşen sert gitar rifleri hem grupların hem de grupların ürettikleri müzik olan "gothic metal"in daha geniş kitlelere yayılmasını sağlamanın yanısıra ülkeyi de oldukça etkiledi Netekim Norveçli grupların çoğu röportajlarında "Paradise Lost"un adını ansalarda çoğu hem kendileri gibi Norveçli hem de gizemli vokal "Kari Rueslatten" ve grubu "The Third And The Mortal"a da çok şey borçludurlar Female vokalli, dark metal yapan gruplarNorveçte yükselişe geçerler İçlerinden biri etkileyici vokalisti yada başka bir deyişle "Attractive Frontwoman" "Vibeke Stene" ile biraz daha yükselir, "Tristania" Takip eden gruplar "Sins Of Thy Beloved", "Madder Mortem", "Sirenia" oldular Norveç hala "Paradise Lost"un kadın ve erkek vokalleri karıştırma geleneğini takip ediyor fakat bu genellemeye "Madder Mortem" ve "Trail of Tears" katılmamakta "Trail of Tears" çok sevgilibayan vokali gruptan atıp "Green Carnation"dan "Kjetill Nordhus"u getirdiler Hollanda cephesinde 1997`de ilk albümleriyle "Within Temptation" göze batan gruplardandır Vokalist "Sharon den Adel" başlarda onların da Paradise Lost`tan etkilendiğini itiraf ediyor "After Forever", "Autumn" ve "Epica"nın ise aynı yıl "Angels Fall First" albümünü çıkaran "Nightwish"ten etkilendiğini düşündüğünü söylüyor Finlandiyalı grup Nightwish sırasıyla "Oceanborn" (1999), Wishmaster (2000), "Century Child" (2002) ve "Once" (2004) albümleriyle kendine hatırı sayılır bir kitle oluşturdu "Within Temtation" ise 2000 tarihli "Mother Earth" albümünün getirdiği başarının molasını 2004`ün sonuna kadar sürdürürken, peşinden pek çok grubu sürüklemeye başlayan Nightwish Avrupa`yı fethetmeye kafasına koymuştu Tamamı Hollanda kökenli olan "After Forever" 2000, "Autumn" 2001, "Epica" ise 2003`te kuruldular Fakat kurulur kurulmaz "Epica" kendilerine hiçte hoş olmayan "Replica" daha bir Türkçeleştirmek gerekirse "KOPYA" nickname`ini aldı Peki Avrupa`nın geri kalanı? Fransada "Penumbra", Hırvatistanda "Ashes You Leave", İtalyada ise "Lacuna Coil" Avrupada adını sıkça duyuran diğer gruplardandır Almanyada "Gothic metal" popüler bir tür olmasına rağmen, ülke "Flowing Tears" dışında adı duyulmuş başka gruba evsahibi olmamıştır Lüksemburgda "Erben der Schopfung" (Daha sonra grubun adını insancıl davranıp "Elis" olarak değiştirdiler), Avusturyada ise Nightwish`in birebir kopyası "Edenbridge" boy göstermiştir __________________
__________________
|
Cevap : Gothic Nedir? Neyi Kapsar? |
03-03-2008 | #2 |
gülgüzeli
|
Cevap : Gothic Nedir? Neyi Kapsar?şengül abla ve fbligirl >>Teşekkürler vakit ayırdığınız için |
Cevap : Gothic Nedir? Neyi Kapsar? |
06-04-2009 | #3 |
KRDNZ
|
Cevap : Gothic Nedir? Neyi Kapsar?Kelimenin etimolojik olarak Miladdan sonra 5 yüzyıl civarlarında İskandinavya dolaylarından çıkıp gelen ve Roma imparatorluğu'na bir süre kök söktüren (ve böylece kendi sonlarını da hazırlayan) Germenik ırk Goth'lardan geldiği aşikardır, fakat bu kelime sonraları farklı anlamlar da kazanmıştır İngiliz medeniyeti politik anlamda rakipleri olan Fransa ve İspanya'ya olan köksel ve ruhsal üstünlüğünü kanıtlamak için "gothic"i kendine sıfat bile yapmıştır (Tabi İngiliz ırkının ataları kahraman jutelar ya da gete'lerden de ilham alınmış olabilir burda) ama yine de gotik kelimesi tarihte uzun bir süre "barbar", "yaban", "sivilize olamamış" anlamlarında olumsuz bir sıfat olarak kullanılmıştır İlkel ve dar kafalı insanlarla/ülkelerle özdeşleştirilmiştir Özellikle sonraları 18 yüzyılda rasyonalizm ve sanayileşmeyle beraber gotik artık olumsuzdan da çıkıp küçük düşürücü bir sıfat olarak kullanılmıştır o dönemde kendilerini medeniyetin doruklarında, "biz olduk artık" havalarında gören avrupa toplumları, kendilerini fazla kaptırdıkları bu mantık ve bilim gerçekleriyle gotik edebiyatı (ya da daha genel anlamıyla "romans"ları) yerin yedi kat dibine gömmüştür Okumanın bir insan ihtiyacından ziyade toplumsal sınıflara göre yazıldığı çizildiği bu dönemde burjuvazi, tıpkı kendi akıllarının erdiği tek şey gibi "yararcılık" kokan romanlara yönelmiş, romanlar neredeyse "standart edebi eser"ler konumuna gelmiştir (Hatta ilk dönem romanlarında protagonist bir hana girerken yazar "şu han bilmemne şehrinin bilmem ne sokağında, konaklamak için ideal gidin görün" gibisinden direk okuyucunun gerçek hayatında işine yarayacak notlar yazarmış) Ama bu aşırı gerçekçilik ve "ne görüyorsam o var"cılık bir süre sonra insanoğlunu tatmin edemeyecek düzeye gelmiştir Çünkü insanlar maneviyatlarını, hayalgüçlerini ve yaratıcılıklarını daha fazla aç bırakamamıştır (Bir nevi sentimentalizm ya da agnostizme yönelme isteği) edebiyat ve genel olarak sanat kendini bu açmazdan kurtaracak yollar ararken romantizm gümbür gümbür gelmiştir Endüstriyel şehir hayatının, bununla beraber doğan toplumsal sınıf ayrılıklarının ve haddinden fazla yararcılığın insan ruhunu bozduğuna, toplumları giderek çürüttüğüne inanan bu edebi akım giderek yayılmış, çoğunluğun genel tavrı haline gelmiştir Hayalgücü ve duyguların tekrar yükseğe çıkmaya başlamasıyla gotik edebiyat da uyarılıp yattığı mezardan çıkmıştır nihayet En fazla Amerika olmak üzere Avrupa'da bu yazına gereken önem verilmeye başlanmıştır artık Bu periyoddan Viktorya dönemine kadar özellikle İngiltere'de çok güzel tadından yenmez eserler çıkmıştır Sonraları yine ait olduğu gölgeye çekilecekken yirminci yüzyılda yeni bir ivme kazanmıştır gotik Çernobiller, kirlilik problemleri, dünya savaşları derken tüm dünya toplumlarının kapıldığı karamsarlık havasından kaynaklanıyor olsa gerektir bu Çünkü gotik bu yaşamı sorguladığı gibi ölümü ve diğer dünyaları da merak eder Meraktan da öte bundan haz duyar İnsanın görünen kısmından ziyade sinik ve kaotik yüzlerini irdeler Bu yüzden yirminci yüzyılda karamsarlığın ve içselliğin sembolu haline gelmiştir gotik Sadece edebiyatla kalmamış, sinemaya (malum, tonlarca gotik film), müziğe (gotik rock, gotik metal, endüstriyel gotik vesaire) ve modaya da (taş gibi gotik hatunlar, kendilerini crow sanan satanist zibidiler) sıçramıştır Günümüzde "Gotik nedir?" sorusuna insanların önce bir afallaması, "nasıl anlatsam?" demesi de bu yüzden zaten |
|