Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Gezelim, Görelim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
diyarbakır, fethi

Diyarbakır Ve Fethi

Eski 05-26-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Diyarbakır Ve Fethi






Diyarbakır MÖ14 yüzyıldan günümüze kadar Amidi, Amid, Amida, Agusta, Karaamid, Karakale ,Karacakale, Hamid, Karahamid, Diyarbekir ve Diyarbakır isimleri ile anılmıştır
Diyarbakır ismi, yakın zamanlara kadar Diyarbakır merkezininde içinde bulunduğu geniş birbölgenin adı olmuşturBu bölge, bugünkü Diyarbakır merkezinden başka Erbil, Erzen, Cizre, Hani, Silvan, Harran, Hasankeyf, Habur, Ceylanpınar, Rakka, Urfa, Siirt, Sincar, İmadiye, Mardin, Muş, ve Nusaybin gibi pek çok yerleşim birimini kapsamaktadırAncak, günümüzde Diyarbakır ismi, sadece şehir merkezini ifade etmektedir
Diyarbakır stratejik konumu itibariyle, daha kuzeyideki dağlık arazi ve bu dağlar arasındaki ovalarla, güneyindeki çöl karakterli ovalar arasında bir genişlik teşkil etmektedir Bu bölge, aynı zamanda, uzak bölgeleri denizlere liman şehirlerine bağlayan ana yollar üzerinde bulunmaktadır Bu yollardan biri, Anadolu ve Suriye’den gelerek Irak’a gitmekte idi ki bu yol aynı zamanda Akdeniz sahillerini Basra Körfezine bağlamaktadır


Bu güzergahtan Diyarbakır’da ikinci bir yol ayrılarak, kuzeydeki dağ settini Devegeçidi ile aşıp, Elazığ ve Sivas üzerinden Samsun’a iniyordu Bu suretle Mezopotamya ile Karadeniz sahilleri arasındaki bağlantı Diyarbakır üzerinden kuruluyordu Yine Diyarbakır’dan ayrılan diğer bir yol ise, Bitlis Van Gölü Havzası üzerinden Azerbaycan ve İran’a bağlanmakta idi

İfade edilen staretejik konumu ve ana yolar üzerinde bulunması, çağlar boyunca Diyarbakır’ın gelişmesinde önemli bir faktör olmuştur

Bu özellikleri dolayısıyla Diyarbakır, çok eski çağlardan beri önemli bir yerleşim alanı olmuşturBölgede MÖ25000-10000 yıllarında ilkel kavimlerin yaşadıkları tahmin edilmekte; MÖ 3000 yıllarından itibaren de medeni kavimlerinyerleştikleri bilinmektedir Bölgemiz, Mö 1700 yıllarından sonra yazılı tarih dönemine girmiştir
Kaynakların verdikleri bilgilere göre MÖ 3000 yıllarından günümüze kadar Diyarbakır’dan gelip geçen uygarlıklar, hakimiyet kurmuş devlet ve hanedanlar , şekilde taspit edilmiştir

HURİLERMÖ 3000-1260
MİTANNİLER MÖ 3000-1260
ASURLULAR MÖ 1260-653
URARTULAR MÖ 1260-653
İSKİTLERMÖ 653-625
MEDLERMÖ 625-550
PERSLERMÖ 550-331
MEKEDONYALILAR(İskender Devri) MÖ 331-323
SELÖKİDLER (Selevkos Hanedanı)MÖ 323-140
PARTLARMÖ 140-85
BÜYÜK TİGRAN DEVRİMÖ 85-69
ROMALILARMÖ 69-MS 53
PARTLAR VE ROMALILAR DÖNEMİ53-226
SASANİLER VE ROMALILAR DEVRİ226- 639
BİZANS DEVRİ 395-639
DİYARBAKIR’IN MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN FETHİ VE ÜÇ HALİFE DEVRi639 –750
EMEVİLER661-750
ABBASİLER750-869
ŞEYHOĞULLARI869-899
ABBASİLER899-930
HAMDANİLARI930-978
BÜVEYHOĞULLARI978-984-
MERVANİLER984984-1085
BÜYÜK SELÇUKLULAR1085-1093
SURİYE SELÇUKLULAR1093-1097
İNALOĞULLARI1097-1142
NİSANOĞULLARI142-1183
HASNKEYF ARTUKOĞ1183-1232
EYYUBİLER1232-1240
TÜRKİYE SELÇUKLULAR1240-1302
MARDİN SELÇUKLULAR1302-1394
TİMUR HAKİMİYETİ1394-1401
AKKOYUNLULAR1401-1507
ŞAH İSMAİL İDARESİ 1507-1515
OSMANLI DEVRİ1515-1923

Bu tablodan anlaşılabileceği gibi Diyarbakır, uzun bir tarihi geçmiş boyunca ilk çağlardan itibaren bir çok Asya kökenli, Mekadonyalılar ve Romalılar gibi Avrupa kökenli ve hatta Azak Denizi civarından hareketle Kafkaslar ve Azerbaycan yolu ile Anadolu ,Suriye ve Filistin bölgesine kadar Türk kökenli iskitler gibi hakimiyetler altında yaşamıştır
Daha sonra Romalılar’ın bölgede hakimiyet kurmaları ile Diyarbakır, Romalılar’la, özellikle İran kökenli diğer hakimiyetler arasında bir mücadele sahası olarak görülmektedir Bu arada Roma hakimiyeti esnasında Diyarbakır surlarıda önemli ölçüde inşa edilmiştir

Roma hakimiyetinden Bizans’a intikal eden Ddiyarbakır, bu defa İslamiyetin ortaya çıkışını takiben müslüman Araplarla Bizans arasındaki mücadelelere sahne olmuştur Bu mücadeleler esnasında halife Hz Ömer zamanında, 699 yılında Diyarbakır, Müslümanlar tarafından feth edilmiştir Emeviler ve Abbasiler gibi Arap idareleri geçiren Diyarbakır, Emeviler devrinde pek önemli bir gelişme kaydetmemişsede, Abbasiler devrinde eksiklerini tamamlayarak , İslam aleminin bölgedeki önemli şehirlerinden biri haline gelmiştir

Daha sonra Şeyhoğulları,Hamdaniler, Mervaniler gibi mahalli hakimiyetleri takiben Diyarbakır, Büyük Selçukllu Sultanı Tuğrul Bey zamanında, Oğuz boylarının Anadolu akınları sebebi ile temasa başlamış ve nihayet 1048 yılında Mervanoğulları Nasrülddevle Ahmet’in Tuğrul Bey’e itiatini arzetmesi ile Büyük Selçuklu hakimiyetini tanımıştır Sultan Melikşah devrinde 4 Mayıs 1085 tarihinde Diyarbakır, Büyük Selçuklular tarafından fethedilerek, Türk idaresi kurulmuştur

Diyarbakır ve çevresi, Türk idaresinde daha da önem kazanmış ve geliştirilmiştir Özellikle idari merkezi olan şehirler çok iyi imar edilmiş ve kültürel açıdan da ilerlemişlerdir Başka Diyarbakır ve Silvan olmak üzere diğer şehirler; Bizans hakimiyetinden çıkarılarılarak “darül- islam” (islam ülkesi) haline getirilmeye çalışılan Anadolu’nun İslam medeniyetine intibak ettirilmesi hususunda önemli rol oynamıştır
Büyük Selçuklu hakimiyetinin sona ermesinin ardından İnanoğulları , Nisanoğulları, Artuklular, Eyyübiler, gibi mahalli hakimiyetler ve Türkiye Selçukluları, Timur dönemi, Akkoyunlular ve Şah İsmail idaresindeki İran egemenliğinden sonra Diyarbakır, 15 Eylül 1515 tarihinde Yavuz Sultan Selim devrinde Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından fethedilerek Osmanlı birliğine katılmıştır Fethi müteakip, eyalet merkezi haline getirilen Diyarbakır’a ilk beyler bey’i olarak Bıyıklı Mehmet Paşa tayin edilmiştir

Diyarbakır Osmanlı devrinde en önemli ve geniş eyaletlerden biri olmuştur Doğu İstikametine hareket eden orduların önemli ikmal merkezi haline gelen Diyarbakır, aynı zamanda diğer eyaletlere nazaran en çok asker yetiştiren bir eyalet olmuştur
Bunların özellikle 16yy boyunca Diyarbakır’da büyük kalkınma ve imar faaliyetleri gerçekleştirildiği gibi, yüzyılda şehrimiz önemli bir ticaret ve sanat merkezi haline gelmiştir Daha sonraki yüzyıllarda da öneminde pek fazla birşey kaybatmeyen Diyarbakır, Osmanlı Devletinin yıkılışına kadar bu konumu korumuştur

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.