![]() |
Türk Mitolojisi |
![]() |
![]() |
#1 |
ysnkrks
|
![]() Türk MitolojisiTÜRK MİTOLOJİSİ TÜRKLERE GÖRE UZAY ve İNSAN GÜNEŞ AY VE YILDIZLAR "Ne Ay, ne Güneş varmış, insanlar uçarlarmış ![]() "Uçanlar ısı verir, ışıklar saçarlarmış ![]() ![]() ![]() Türk - Altay Efsanesinden 1 ![]() Türk mitolojisinde güneş, önceleri daha büyük bir öneme sahipti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat eski Türklerde, "Güneş doğunun sembolü idi" ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türklerde genel olarak, "Güneş-Ana" ve "Ay-Baba" deyimleri kullanılıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yakut Türkleri, ay ile güneşi iki ayrılmaz kardeş gibi kabul ediyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Altay Türklerine göre, "Büyük Tanrı Ülgen, ay ile güneşe dokunan bir dağda otururdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Güneşin oluşu" ile ilgili efsaneler: Aşağıda özet olarak vereceğimiz bir Altay efsanesi, yine Altay Türklerinin "Türeyiş" efsaneleri ile yakından ilgilidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Batı Sibirya kavimlerinden Ostyak'lar ise, ellerine bir ayna bile almağa lüzum görmeden güneşe ve üzerindeki lekelere bakarak fallarını açarlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ne ay, ne güneş varmış, insanlar uçarlarmış, "Uçanlar ısı verir, ışıklar saçarlarmış ![]() "Nasıl olmuşsa birgün, bir insan hastalanmış, "Tanrı bir şey göndermiş göğün içinde yanmış ![]() "Aynaya benzer şeyler, büyümüş büyümüşler, "Onların ışıkları, gökleri bürümüşler ![]() "Bunlar göklerde yanan, ayla güneş olmuşlar, "Yeryüzünde yaşayan, insana eş olmuşlar" ![]() Altay Türklerinin yukarıdaki efsanelerini, Kalmuk'lar biraz daha değiştirerek, şöyle anlatırlar: "İnsanoğlu yaşarmış, Tanrı'nın göklerinde, "Ne suç ne günah varmış insanın köklerinde ![]() "İhtiyaç duymazlarmış, ne ay, ne de güneşe, "Tanrıyla yaşarlarmış yokmuş gerek bir eşe ![]() "Tanrı onlara kızmış, insana şekil vermiş, "Dünyaya gidin demiş yeryüzüne göndermiş ![]() "Ne ısı, ne de sıcak, insan saçamaz olmuş, "Tanrıya güneş için, insanoğlu yalvarmış, "Tanrı güneşle aya, buyurmuş hep parlamış" ![]() Türk mitolojisine göre, "Gökte bir güneş ve bir tane de ay vardı" ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yer ile gök imişler, ta ezelden akraba, Ayla güneş demişler: "Ah bunlar da ne kaba!" Hücum edip almışlar, ayla güneşi gökten, Yerde zindan yapmışlar hapse koymuşlar kökten ![]() Zalimmiş yer nedense, onları hep ezermiş, İyi kalpli gök ise, kendini hep üzermiş ![]() Gök hemen kirpi olmuş, göklerden yere inmiş, Yerle bahse tutuşmuş, bahiste yeri yenmiş ![]() Demiş: "Bana bir at ver ayna gibi çok parlak, "Yer aramış denemiş, mızrak at bulamamış, Güneşle ayı vermiş, daha çok tutamamış ![]() Güneşin "sıcaklık" ve ayın da "soğukluk" sembolü olması: Altay Türklerinde genel olarak güneş sıcağın ve ay da soğuğun sembolü olarak görülür ![]() ![]() Yeryüzünde yaşarmış büyük güçlü bir hakan, Güzel bir kızı varmış, bayılırmı her bakan ![]() Hakan demiş: "Kızıma, lâyıktır ayla güneş, "İnsanoğlu neyime, nasıl olsun ona eş!" Almış kızını koymuş, küçük bir çöpten eve, Ayla güneşi tutmuş, indirmiş gökten yere, Ayın sabrı kesilmiş, az bakmış pencereden, Yemekler buz kesilmiş, fırlamış tencereden ![]() Han'ın sözüne kanan, güneş kapıdan bakmış, Gökyüzüne uzanan, alevler evi yakmış ![]() Hakan demiş: "Güneş ay, insanların neyine" "Kendini bir insan say dön kızım sen evine!" "Güneşin yaratılışını" anlatan ikinci Altay efsanesinde de Budist tesirleri görebiliyoruz ![]() ![]() ![]() Bay Tanrı Oçirvani bir gün bir ateş bulmuş, Ateşi kılıcının, hemen ucuna koymuş ![]() Bu ateşi çevirmiş, kılıcının ucunda, Güneş hemen belirmiş ta göklerin burcunda ![]() Soğuk sulara kızan, Tanrı kılıcı vurmuş, Ay gibi topraklaşan, sular gökte ay olmuş ![]() 2 ![]() "Ay'ı kurtlar yakalar, iyice bir yolarmış, "Ay, eve gidip yatar, yarası kan dolarmış! ![]() ![]() ![]() Türk - Altay Efsanesinden ![]() Ay - Dede ile Öksüz kız efsanesi: İnsanoğlu parlak gecelerde aya bakmış ve aydaki lekeler üzerinde uzun uzun düşünmüştü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Annesiz bir kız varmış, su taşırmış sırıkla, Geceleri ağlarmış, soğuktan hıçkırıkla: "Ey güzel ay, ey kutsal, ne olursun beni al! "Buraya gel suya dal, eş yap beni göğe Sal!" Dermiş kız haykırırmış, hep aya yalvarırmış, İmdada çağırırmış, sesi göğe varırmış ![]() Çok soğuk bir geceymiş kız yine suya gitmiş, Ay da gece gökteymiş, kız için yere inmiş ![]() Ay hemen kızı almış, ta evine götürmüş, Ay her dolun oldukça bu kız ay da görünmüş ![]() Yakut Türklerinde anlatılan diğer değişik masalda, ayrıca bir de "Üvey anne" motifi ilâve edilmiştir ![]() Annesiz bir kız varmış, sırıkla su taşırmış, Üvey anne yüzünden, kız sabrını taşırmış ![]() Kadın alayla dermiş, kız biraz geç kalınca: "Büyük adam olursun, ay gün seni alınca!" Kız gece suya gitmiş, dua etmiş gönlünce, Ay hemen yere inmiş, kızı yerde görünce ![]() Kız saklanmış korkuyla, bir fundanın dibine, Almış kızı fundayla, Ay götürmüş evine ![]() Ay - Dede ile Yedi başlı devin savaşı: |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Türk Mitolojisi |
![]() |
![]() |
#2 |
ysnkrks
|
![]() Cevap : Türk MitolojisiEski Türk inanışlarına göre ay ile güneş, insanlara daima iyilik getiren ve onları koruyan iki kutsal kudretti ![]() ![]() Çok çok eski çağlarmış büyükçe bir dev varmış, Nice çok canlar almış, insanoğlu az kalmış ![]() İnsanlar toplanmışlar, ta Tanrıya varmışlar, Kurtar bizi diyerek, Tanrıya yalvarmışlar ![]() Bu çok güç vazifeyi, Tanrı güneşe vermiş, "Yakarım ben dünyayı, ay yapsın işi dermiş" ![]() Ay dünyaya inerken, hava da çok soğukmuş, Dev böğürtlen yer iken, ağaçla göğe uçmuş ![]() Ay gökte dolun iken dev ayda görünürmüş, Böğürtlenini yerken, keçeye bürünürmüş ![]() Bu efsanede de görülüyor ki, güneş sıcak, ay ise soğuktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ay-Dede'yi yiyen kurtlar: Ay bazan, tepsi gibi büyük ve parlak olur; bazan da küçülür ve donuklaşır ![]() ![]() ![]() Ay her dolunlaştıkça kurtlar ayılar yermiş, Ay azıcık kaldıkça, kurt ayılar gidermiş ![]() Ay gider bir ay yatar, yarasını sararmış, İyileştikçe çıkar, yine gökte parlarmış ![]() Ayı, kurtlar yakalar, iyice bir yolarmış, Ayı yine gidip yatar, yarası kan dolarmış ![]() Bu inanış, Ortaasya ve Sibirya'da çok yayılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Altay Türklerinde de aynı efsaneyi görüyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() Yedi başlı Yelbegen, adlı büyük dev varmış, Öç alır ay güneşten, onları yer yutarmış ![]() Büyük Tanrı Bay-Ülgen, aya bakar sararmış, Ayı bitirip yiyen, bu deve ok atarmış ![]() Dev bazan yıldızları, kovalar götürürmüş, Sonra da parçalarmış, ağzından tükürürmüş ![]() Yıldızlar bu azgından, kaçarmış hep göklere, Dev onları ağzından, saçarmış hep göklere ![]() Yine Altay Türklerine göre, "Ayın tutulması" olayı da, yine bu "Yedi başlı dev" yüzünden meydana gelirdi ![]() "Yine Yelbegen, (Yani yedi başlı dev) ayı yedi" ![]() 3 ![]() Uygurca Oğuz-nâme'de Oğuz-Han'ın babasının adının, "Ay-Han" olduğu söylenir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() "Kubbesini sert göğün, gezegenler delmişler, "Soğuklar öğün öğün, Yeryüzüne gelmişler! ![]() ![]() ![]() Yakut Türklerinin Efsanesi Yıldız bilgisi, "Zaman" ve "Yön" ler için önemli idi: Yıldızlar Türk kavimlerinde daima önemli bir rol oynamışlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() Gerek vakti ve gerekse yolu bulmak için, iyi kullanılan böyle bilgiler, bir topluma birçok faydalar sağlıyorlardı ![]() ![]() ![]() Eski Türk dini, gerçekçi bir "Gök dini" idi: Efsaneler, birer sembol ile ifade edilmiş, his ve inanışların, aynalarından başka bir şey değildirler ![]() ![]() ![]() Türklerin hayatında en önemli rol oynayan şey, "Çadır" idi Bütün hayatları burada geçer ve aile bağları da, bu yurt ile sembolleşirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ortaasya Türk kavimleri tarafından umumiyetle "Göğün kapısı" kutup yıldızının bulunduğu yer olarak kabul edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Mevsimlerin değişimi" de, yıldızlara göre öğrenilebilirdi: "Göğün kapısı" olan kutup yıldızı, hem kutsal ve hem de, bütün gezegenlerin başladığı bir "Demir kazık" idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Türk Mitolojisi |
![]() |
![]() |
#3 |
ysnkrks
|
![]() Cevap : Türk MitolojisiEski Türklerde "Ülker" sözü, "Gezegen yıldızı" karşılığı idi: Türkler başlangıçta bütün gezegenler için "Ülker" veya "Ülgel" deyimini kullanıyorlardı ![]() ![]() ![]() Bir zamanlar delikmiş, nedense gök kubbesi, Dondurmuş hiç dinmemiş rüzgârın soğuk sesi ![]() Yakut adlı Türklerde kahraman bir er varmış, Ne var diye göklerde, gezegenlere varmış ![]() Kubbesini sert göğün, gezegenler delmişler, Soğuklar öğün öğün, yeryüzüne gelmişler ![]() Bu er çok kurt avlamış deriler hazırlamış, Otuz eldiven yapmış, ta göklere fırlamış ![]() Er Gökleri kapamış, soğuğu yenmiş, inmiş ![]() Sıcak günler başlamış eski soğuklar dinmiş ![]() Gökteki gezegenlerin deliklerinden soğuk geliyormuş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sıcak ve soğuk havalar, yıldızların hareketine bağlıydı: Gezegenlerin yükselip alçalması ve yahut da yavaş veya Sür'atli yürür gibi görünmesi de, hava değişikliklerini gösteren bir belirti gibi kabul edilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Uzunmuş bütün kışlar, nedense bir zamanlar, Çok da kısaymış yazlar yaz görmemiş insanlar ![]() Bir ağaç etrafında, gezegenler dönermiş, Dönüş yavaşladıkça, ateşleri sönermiş ![]() Bir gün gelmiş ki hepsi çok yavaş dönüşmüşler, Olmuşlar duran tepsi, hep birden sönmüşler ![]() Gezegenler bir iple, bağlıymış bu ağaca, Bir Şaman kılıcıyla, dağıtmış her bucağa ![]() Yıldızlar ısınmışlar, döndükçe çok sür'atli, Dünyayı ısıtmışlar, olmuşlar bir boz atlı ![]() Yukarıda efsaneden de anlaşılıyor ki, "Gezegenler başlangıçta göğün ana ve ilk yıldızları olarak kabul edilmişlerdi" ![]() ![]() Gezegenlerin, Kutup yıldızı etrafında dönmeleri: Bu konuyu gezegenlerle ilgili bölümümüzde birer, birer ele alacağız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DÜNYANIN KUTUP YILDIZI EKSENİNDE DÖNMESİ "Göğü kötü ruh basmış, inmesin yere diye, "Tanrı bir çadır asmış, koca bir direk ile! ![]() ![]() ![]() Yakut Türklerinin Efsanesi ![]() Bütün gezegenler ve burçlar, Kutup yıldızı etrafında dönerlerken, dünya bir Kutup yıldızının ekseninde dönüyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tanrı yeni bir dünya, yaratma özlüyormuş, Yaratmış ama dünya, durmadan dönüyormuş, Tanrı'nın elçisi de, bir "Ana-Tanrı" imiş, Onun düşüncesi de, azıcık ayrı imiş ![]() Bu dönüş Tanrı demiş: "Birazcık yavaşlasın!" Sonra kızınca demiş, "Artık Tufan başlasın!" Sular dünyayı basmış ruhlar dünyadan kaçmış ![]() Uçup gökte gezenler yer dönerken hep şaşmış ![]() Dünya tekerlek gibi, hiç durmadan dönermiş, Sonra ateşli sular, basınca az sönermiş ![]() ![]() Yukarıda ayrı olarak verdiğimiz bir Yakut efsanesinde yıldızların yavaş döndüğü ve bunun için de havaların soğuk olduğu söyleniyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer Yıldızlar ve Türkler: "Zuhal (Saturn) yıldızını eski Türkler, iyi tanıyorlardı ![]() ![]() ![]() "En üstün Zühal (Sekentir)'dir, en önde yürür, "İki yıl, sekiz ay bir evde kalır! ![]() ![]() ![]() "Müşteri" (Jupiter), eski Türklerin takvim bilgilerinde, önemli bir rol oynardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ondan sonrada gelir, ikinci olur Onay, "Her evde kalır on ay, ayrıca da iki ay! ![]() ![]() ![]() "Merih" (Mars) yıldızının "Kızıl rengi" Türklerin gözlerinden kaçmamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Üçüncü Merih (Kürüd) gelir, korkuç gururlu yürür, "Bir defa kime baksa, yeşermiş bile kurur! ![]() ![]() ![]() "Utarit" (Merkür) uğurlu bir yıldızdı ![]() ![]() ![]() "Sonra geldi arzu, "Tilek" arzular, "Kime yakın gelse, özüne bağlar! ![]() ![]() ![]() Türkler burçları da çok iyi tanırlardı: Türkler, "Koç burcu" na, "Kuzu"; "Boğa burcu" na da "Ud" yani "Öküz" burcu derlerdi ![]() ![]() ![]() "Yaz yıldızı Kuzu, sonra da Boğa (ud) gelir, "İkizler (Erendir), Akrep (Kuçık) ile, dostça yan yana gelir! ![]() ![]() ![]() Eski Türkler, "Arslan burcu" na, yine "Arslan" derlerdi ![]() ![]() "Gök arslan burcu ile, komşu buğday başı, "Sonra Terazi burcu (Ülgü), olduğu Yengecin (Çadan) eşi! ![]() ![]() ![]() "Oğlak, Kova, Balık" burçlarının adları eski türkçede de değişik değildi ![]() ![]() "Sonra da geldi Oğlak, Kova (Könek), ile hem Balık, "Bunlar doğarsa eğer, aydın olur, gök kalık! ![]() ![]() ![]() Anadolu'da Türkler, İslâmiyetin ve Batının tesirleri altında Kova burcuna, "Saka yıldızı" da demişlerdi ![]() Türk Halk edebiyatında yıldızlar: Eski Türk sözlüklerinde yıldızlar hakkında çok bilgi vardır ![]() ![]() ![]() "Kapıda yayılır Koyunla kuzu, "Yerin çiçeğisin, göğün yıldızı" ![]() Ordu içindeki asker sayılarını gökteki yıldızlara benzetme de, eski Türk edebiyatının bir özelliğidir ![]() ![]() ![]() "Karacaoğlan der ki, burda durulmaz, "Gökteki yıldızdan çoktur sayılmaz!" Türk halk edebiyatında, yıldızlar için söylenmiş çok şey vardır ![]() ![]() ![]() ![]() 5 ![]() "Derler Kutup Yıldızı, Gökteki bir kapıdan, " Aydınlatırmış bizi, nur verir üst yapıdan! ![]() ![]() ![]() Eski Türk Efsanesi Tanrı, dünya ile yıldızları Kutup yıldızına bağlamış: Kutup yıldızı Türk mitolojisinin uzay ile ilgili, kozmolojik düşünce düzeninin, temel noktasını meydana getirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uygurlar Kutup yıldızına "Altun Kazuk", yani "Altın kazık" derlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Türk Mitolojisi |
![]() |
![]() |
#4 |
ysnkrks
|
![]() Cevap : Türk MitolojisiAnadolu'da, eski Türk mitolojisinin Kutup Yıldızı ile ilgili izleri, hâlâ yaşamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Türkçede "kazık" demek, yerinde duran kımıldamayan, tahta veya demirden yapılmış, büyük bir çividir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kutup Yıldızı, "Parlaklık" sembolü: Türk mitoljisinde Kutup yıldızı, "Parlaklığın bir sembolü gibi idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kutup Yıldızının, bir "Demir ağaç" gibi düşünülmesi: Az evvel "Kazık" deyimi üzerinde durmuş ve bunun bir "Direk" anlamına da gelip gelmeyeceğini düşünmüştük ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gökteki güneşin, yıldızların ve hatta bulutların hareket etmesi, insanlara göğün bir eksen etrafında döndüğü hissini veriyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yakut Türkleri, "Demir Kazık" deyimine daha da mitolojik bir canlılık vermişler ve buna "Demir-ağaç" demişlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kutup yıldızının bir "At kazığı" gibi düşünülmesi: At ile ilgili efsaneler, Ortaasya'da yaşamış ve yaşamakta olan kavimleri, dünya mitolojilerinden ayıran, en belirli özellikler olmuşlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Küçükayı burcunu incelerken göstereceğimiz gibi, bu burcun kutup yıldızının en yakın olan iki yıldızı, birer at olarak tasavvur edilmişlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Yakut Türkleri de bazı masallarda Demir-Ağaç deyimi yerine, "At-Kazığı" sözünü kullanıyorlardı ![]() ![]() Yine bir Yakut efsanesi, yerle gök arasında yeşeren ve büyüyen bu Demir-Ağaç'dan söz açmakta ve ona bazı ilâveler de yapmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "At kazığı" Türkler için çok önemli bir aletti: Şunu unutmamalıyız ki, "Göğün direği" veya "Demir ağaç" v ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ortaasya'da yaşayan atlı Türklerin, her birinin evinin önünde, bir at kazığı vardı: "Türkler, Tanrılarını da kendileri gibi düşünüyorlar ve onun da kutsal bir atı olduğunu, bu atın da bir kazığa bağlanmasının gerektiğini tasavvur ediyorlardı" ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün yıldızların, bir bağla Kutup yıldızına bağlanmış olması, yalnız Türklere özel bir inanış değildi ![]() ![]() ![]() Kutup yıldızının "Göğün kapısı" olarak düşünülmesi: Ortaasya ve Altay mitolojisine göre Kutup yıldızı, yerden göğe açılan bir kapı gibi idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|