Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Köşe Yazıları

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çabuk, ibretlik, unutuldu

Ne Çabuk Unutuldu, Ne İbretlik Bir Son!

Eski 03-12-2009   #1
GöKKuŞaĞı
Varsayılan

Ne Çabuk Unutuldu, Ne İbretlik Bir Son!



Onu hatırlayan var mı? Yaşarken hiç unutulmayacak kötülüklere imza atmıştı Dünya tarihinin en karanlık sayfalarında kendine yer edinmişti Hayatı boyunca insanlık suçu adına ne varsa hepsine ilgi duymuş, pervasızlığı, küstahlığı, acımasızlığı ilke edinmişti
Onu hatırladınız mı? 4 Ocak 2006'da felç olmuş, beyin kanaması geçirmişti O günden bu yana bir hastanede yoğun bakımda, aslında "ölü" halde bekletiliyor Hayatı boyunca kendisine göre unutulmaz işler yapmıştı Altında imzası olan icraatları, dünya görüşü, insanlığa bakışı, merhametsizliği, ırkçılığı, yeryüzünü kirletircesine sürdürdüğü katliamları ile unutulmazdı Ama bugün yaşayıp yaşamadığını merak eden bile kalmadı Üç yıldır kimse merak etmiyor onu Ülkesi merak etmiyor, yaşarken arkasından yürüyenler merak etmiyor, cinayet şebekesi merak etmiyor, medya merak etmiyor, hayranları merak etmiyor… Sağlık durumu nasıl, tedavisi nasıl gidiyor, kimse umursamıyor Hakkında bir küçük haber bile yayınlanmıyor
Bütün dünya onu tanıyordu, her gün bir şekilde onu hatırlamak zorunda kalıyordu Hemen her devlet adamının onunla bir hatırası vardı Ankara'da bile esip gürlemişti Türkiye'yi rencide edercesine bir pişkinlikle Şimdi kimse hatırlamıyor onu Kimse onunla tecrübelerinden bile söz etmek istemiyor Bir insan olarak hatırlanmıyor Bir devlet adamı olarak hatırlanmıyor Bir siyasetçi olarak, bir asker olarak hatırlanmıyor Katıldığı savaşlar hatırlanırken bile o hatırlanmak istenmiyor Oysa sağlığında ne kadar kibirliydi Ne kadar kudretliydi Tabii mazlumlara karşı Tabii zavallı insanlara, savunmasız sivillere, kadınlara ve çocuklara karşı 1928 yılında doğmuştu Şimdi sekseninin üstündeydi Ama ben bile bu yaşta nice acımasızlıklarına tanık oldum Benden öncekiler de oldu Bugün yaşayanlar da oldu Hayatını kaybeden binlerce insan da…
Üç yıl sonra bir haber okudum Ailesi de kabul etmemiş Yıllardır yoğun bakımda bekletilen, şimdi uğruna bütün bölgeyi ateşe verdiği devleti tarafından bakımı masraflı bulunduğu için istenmeyen, ailesine teslim edilmesi gündeme gelen ama kabul edilmeyen biri o Yarı ölü haline kimse sahip çıkmak istemiyor Sanki lanetli gibi…
Düşünüyorum da, acaba öldürdüğü savunmasız insanlar şimdi zihninden geçiyor mu? Parça parça ettirdiği bedenler, yakıp yıktığı şehirlerin enkazında can verenler, evinin önünde oynarken kurşuna dizilen çocuklar aklına geliyor mu? Yaşamı zihninden geçiyor mu? Uğruna bunca katliamlar yaptığı, insanlık suçları işlediği ülkesi ve milletinin vefasızlığını nasıl hissediyor?
Bunca çirkinliğine rağmen "Barış adamı" ilan edilebilen, 20 yüzyılın en önemli insanlık suçlusu olmaya aday biri Öldürmeye, yok etmeye, soykırıma, hukuksuzluğa, acımasızlığa, vahşete ayarlı bir hayat… Askerken de, siyasi liderken de, ölüm döşeğindeyken de terörist olan, bir çete lideri gibi düşünüp hareket eden, hiçbir zaman devlet adamı olamayan kişi
Dünya ondan çok şey öğrendi Terörizmin ne olduğunu, soykırımın nasıl planlandığını, okul çocuklarının nasıl kurşunlandığını, masum insanların evlerinin başlarına nasıl yıkılabildiğini, mahallelerin nasıl toplu mezarlara dönüştürülebildiğini, en iğrenç suikast yöntemlerini, uluslararası ilişkilerdeki arsızlıkları, çete yöntemlerini, hukuk ve teamüllerin nasıl çiğnendiğini… 14 yaşından üç yıl öncesine kadar hep kötülük yöntemleri geliştirdi ve uyguladı Tutuklanma korkusuyla bir çok ülkeye gidemez oldu Kendisi ve subayları hakkında davalar açıldı Ama hep korundu
3-15 Nisan 2002'de "Köklerini kazıyacağım" diyerek başlattığı kıyım unutulur mu? İnsanlar elleri ve gözleri bağlanarak toplama kamplarına götürüldü, kadınlar ve çocuklar evlerinden kovuldu, genç kızlar işkence altında tutuldu, yüzlerce ev yerle bir edildi, hastaneler çalışamaz hale getirildi, elektrik ve su kesildi, sokaklarda çürüyen cesetlerin gömülmesine ve yaralıların tedavi edilmesine izin verilmedi, ambulanslar askeri hedef gibi ateş altına alındı, kuşatma altındaki insanlara ilaç ve yiyecek yardımları engellendi, sokağa çıkan herkese ateş açıldı, evlere baskın yapılıp insanlar kurşunlandı, esir alınanlar kurşuna dizildi, doğum yapan kadınların hastaneye götürülmesine izin verilmedi, evlerin/hastanelerin bahçelerine mezarlar kazıldı Bir kilometrekarelik alana yüzlerce füze atıldı, sadece bir saatte 50 füze fırlatıldı Camiler, yollar, dükkanlar, evler, devlet daireleri yerle bir edildi Cinayet, yıkım, vandalizm, yağma ve terör dehşetine, katledilen kadın ve çocukların cesetlerinin buldozerlerle toplu mezarlara sürüklenmesine karşı bütün dünya sustu, susturuldu
Bütün bunları şu an ülkesinin, devletinin, halkının, ailesinin kabul etmediği o adam yaptı Ariel Şaron… Şu an kimsenin hatırlamak bile istemediği adam Uzun zamandır merak ediyordum, neden bu sessizlik diye İsrailli çevrelere bile sorduğumda sanki konumsak istemezlermişçesine "hastanede" diyerek geçiştiriyorlardı En son, birkaç gün önce o haberi okuyunca tekrar düşündüm: İnsan ırkının aslında ne kadar çaresiz olduğunu Böyle iken nasıl da kibirlenip kendini ilahlaştırabildiğini, güce tapınabildiğini
16 Eylül 1982'deki o korkunç Sabra ve Şatilla katliamından Cenin kıyımına, 1948'deki 300 bin Filistinli'nin sürgün edilmesinden 1953'te "101 Birlik" adlı ölüm mangasını kurmasına, 1956'da 273 savaş esiri kurşuna dizilip toplu mezara gömmesinden, Rusya'daki Yahudi mafyasını yönetmesine kadar sorumlu olmadığı hiçbir şey yoktu
"11 Eylül" 2003'te Yaser Arafat için sürgün kararı çıkardı Karar, 11 Eylül saldırılarının yıl dönümünde alındı Karara karşı hazırlanan BM tasarısı 16 Eylül'de, yani Sabra ve Şatilla katliamının yıldönümünde ABD tarafından veto edildi "Hapiste tecrit etmek" ve "öldürmek" de seçenekler arasındaydı İkisini de yaptı Arafat'ı karargahında tecrit etti, karargahında öldürdü
20 Mart 2004'te, iğrenç suikast örneklerinden birini daha tezgahladı 67 yaşında bütün vücudu felç olan, hemen hiç görmeyen ve duyma sorunu çeken, yıllarca İsrail hapishanelerinde işkence gören, tekerlekli sandalyeye mahkum olan Filistin direnişinin sembol öncüsü Şeyh Ahmed Yasin'i şehid etti Sağlığında kudretli olanlara, bu kudreti insanlığı karşı silah olarak kullananlara, insanlara acımasızca hükmedenlere, adalet duygusunu kaybedenlere, şiddetten beslenenlere, insan olduğunu unutanlara, güçlerini ilahlaştıranlara trajik bir uyarıdır Şaron örneği Üç sene sonra, o hastane odasında unutuldu Kimse hatırlamak bile istemiyor

İbrahim Karagül/Yenişafak

__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK





GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali
GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.