Şairlerden İnciler...... |
03-10-2009 | #1 |
yesimciwciw
|
Şairlerden İnciler......KARACAAHMET Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet! Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet! Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde; Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde? Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta; Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta… Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık; Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık Ebedi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz; Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz Karacaahmet bana neler söylüyor, neler! Diyor ki, viran olmaz tek bucak, viraneler, Zaman deli gömleği, onu yırtan da ölüm; Ölümde yekpare an, ne kesiklik, ne bölüm… Hep olmadan hiç olmaz, hiçin ötesinde hep; Bu mu dersin, taşlarda donmuş sukuta sebep? Kavuklu, başörtülü, fesli, başacık taşlar; Taşlara yaslanmış da küflü kemikten başlar, Kum dolu gözleriyle süzüyor insanları; Süzüyor, sahi diye toprağa basanları Onlar ki, her nefeste habersiz öldüğünden, Gülüp oynamaktalar, gelir gibi düğünden Onlar ki, sıfırlarda rakamları bulmuşlar, Fikirden kurtularak, ölümden kurtulmuşlar Söyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih! Taşlarına kapanmış, ağlıyor koca tarih! NFazıl KISAKÜREK ANNECİĞİM Ak saçlı başını alıp eline, Kara hülyalara dal anneciğim! O titrek kalbini bahtın yeline, Bir ince tüy gibi sal anneciğim! Sanma bir gün geçer bu karanlıklar, Gecenin ardında yine gece var; Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar, Yaşlı gözlerinle kal anneciğim! Gözlerinde aksi bir derin hiçin, Kanadın yayılmış, çırpınmak için; Bu kış yolculuk var, diyorsa için, Beni de beraber al anneciğim!… NFazıl KISAKÜREK Tadım Benim (Bedri Rahmi Eyüboğlu) İçimde bir meyve yürür Acı mı tatlı mı bilmem Dört nala bir atlı gelir Tadım benim tuzum benim Dost mudur düşman mı bilmem İçimde bir meyve büyür Diri olmasına diri Ağır olmasına ağır Böylesine tadım benim, tuzum benim Dal dayanmaz can dayanır Çakıl (Bedri Rahmi Eyüboğlu) Seni düşünürken Bir çakıl taşı ısınır içimde Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar Bir gelincik açılır ansızın Bir gelincik sinsi sinsi konar Seni düşünürken Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır Deliler gibi dönmeğe başlar Döndükçe yumak yumak çözülür Çözüldükçe ufalır küçülür Çekirdeği henüz süt bağlamış Masmavi bir erik kesilir ağzımda Dokundukça yanar dudaklarım Seni düşünürken Bir çakıl taşı ısınır içimde Arkadaş Dökümü (Bedri Rahmi Eyüboğlu ) Evvelâ dişlerimiz döküldü Sonra saçlarımız Arkasından birer birer arkadaşlarımız Şu canım dünyanın orta yerinde Yalnız başına yapa yalnız Kırılmış kolumuz, kanadımız Tatlı canımızdan usanmışız Bir şüphedir sarmış yüreğimizi Ya kendini aldatıyor demişiz ya bizi Bir şüphedir demir atmış ciğerimize Pamuk ipliği ile bağlamışlar bizi Düğüm üstüne düğüm şöyle dursun Bir çalım bir kurum hepimizde Nereden inceyse oradan kopsun Bu canım dünyanın orta yerinde Hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize Yalan mı? Gözünü sevdiğim karıncalar İşte: hamsiler sürü sürü Arılar bölük bölük geçer Leylekler tabur tabur Ya bizler? Eşrefli mahlükat!… Boğazımıza kadar kendi murdar karanlığımıza (gömülmüşüz) Bizler bölük bölük, bizler tabur tabur Bizler sürü sepet Yalnız birbirimizi öldürmüşüz
__________________
|
|