Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
edebiyatçılarımız, felsefeleri, kısa

Kısa Kısa Edebiyatçılarımız Ve Felsefeleri

Eski 03-10-2009   #1
yesimciwciw
Icon47

Kısa Kısa Edebiyatçılarımız Ve Felsefeleri



UNUTULMAYAN EDEBİYATÇILARIMIZ
Mehmet Nuri YARDIM
Sayfa sayısı : 286
Baskı : Aralık- 2004 / İstanbul
Nesil Yayınları
Mehmet Nuri Yardım’ın Biyografisi
23 Nisan 1960 tarihinde Siirt’te dünyaya gelen yazar 1985’te İÜ Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu Gazeteci, yazar ve edebiyat araştırıcısı olan Yardım 1980’de Köprü dergisinin Menkıbe Yarışması’nda “Hasiye Nine” isimli yazısıyla birincilik ödülü kazandı 1979 yılında gazetecilik mesleğine atılan Yardım; Yeni Asya, Doğuş, Tercüman, Türkiye, Hürriyet, Zaman Gazete, Haber Fatih, Orta Doğu gibi gazetelerde kültür-sanat sayfaları hazırladı 1994 yılında Türkiye Çocuk dergisinin haber müdürü oldu
İLESAM ile TYB yönetim kurulunda görevli Yardım, aynı zamanda TGC, Basın konseyi ve KÜSAD üyesi bulunuyor Ahmet Haşim ve Ziya Osman Soba’nın mezarlarıyla ile ilgili haberi (Mezarı Kayıp Şairler) ile “2000 yılı TGC Kültür Sanat Başarı Ödülü” aldı Halen Yeniçağ gazetesinde Salı ve Perşembe günleri kültür, sanat ve edebiyat üzerine yazılar yazıyor
Kitap Hakkında Genel Bir Değerlendirme
Bu eser günümüzde hala etkisini sürdüren Türk edebiyatının mihenk taşları olarak nitelendirebileceğimiz büyük düşünür ve edebiyatçılarımızla dönemi içinde önemli bir yere sahip olan ancak edebiyata ve edebiyatçılara karşı olan ihmalkarlığımız yüzünden günümüzde unutulmaya yüz tutmuş şair ve yazarlarımızı ele alır Kitap geçmişten günümüze gelen 55 edebiyatçımızın biyografisini, hayata ve edebiyata bakış açılarını unutulmayan eserleriyle bize sunar Yazar, ediplerimizi bize sunarken bütün sıcaklığını ve yüreğini katmıştır bu kitaba yeni nesile adeta yalvarmaktadır her satırında Edebiyatçılarımıza hak ettikleri değeri zamanındaki vermemiz gerektiği fikrini bahsettiği her edebiyatçı da önemle vurgular Bu kitap kuru bir bilgi yığını olmayıp Türk edebiyatının birbirinden değerli şair ve yazarlarının anılarından kısa kesitlerde taşımaktadır
Yardım kitabın önsözünde eserde yer alan yazıların büyük bir çoğunluğunu geçmişte çeşitli gazete ve yayın organlarında yayınlandığını ve bir diğer kısmını da sadece bu kitap için yazdığını dile getirir Eserin önemli bir diğer yanı da MEB tavsiye ettiği 100 temel eserde yer alan 73 edipten 22’sini içermesidir Bu bakımdan eser hem edebiyat öğrencilerine hem de edebiyata özel merak salan kesime bir kaynak niteliği de taşır
Ediplerimiz doğum yılı esas alınarak kitaptaki yerlerini almışlardır Bu kitap bana göre edebiyata ömürlerini hiç çekinmeden feda eden edebiyatçılarımıza olan bir vefa borcunun simgesidir
Şimdi kitapta yer alan bu ediplerin unutulmayan yönlerini, eserlerini bir film şeridi gibi size sunmak istiyorum
1 Mevlana Celaleddin (30 Eylül 1207-17 Aralık 1273)
Gene gel gene gel
Her neysen, ne etmişsen gene gel
Kafisen, ateşe tapıyorsan
Puta tapıyorsan gene gel
Bu bizim kapımız bu bizim eşiğimiz
Ümitsizlik kapısı, ümitsizlik eşiği değildir
Yüz kere tövbeni bozmuşsan gene gel
Edebiyat sözse söz de kalıcılıksa Mevlana daha binlerceyıl insanların gönüllerinde bu sözleriyle taht kuracaktır Kitabın ele aldığı ilk edebiyatçımız gönüllerin Sultanı Mevlana’dır Eser; Mevlana’nın sadece Türk edebiyatındaki yerini değil, Türk-İslam dünyasındaki birleştirici rolünü, bütün dünyayı kucaklayan sevgi anlayışı, tasavvuf edebiyatının dürr-i yegane olarak nitelendirebileceği şuh eseri Mesnevi’sinden bahseder
2 Yunus Emre (1240-1322)
Yunus Emre sevgisi Türk-İslam dünyasında her ferdin gönlünü feth etmiştir Kitapta Yunus’un çile dolu hayatından sunulan kesitlerin yanı sıra onun günümüzde de gönüller de nasıl çağladığından ve Yunus’u Yunus yapan Yunus’tan bahsedilir
“Yaratılanı hoş gör yaradan dan ötürü”
bütün dünyayı kucaklayan engin hoş görü ve sevgi timsali olan bu dizelerin sahibi Yunus’a olan özlemi dile getiren Necip Fazıl Kısakürek’in Yunus Emre’ye adlı şiiri de bu kitapta yer alır
……
Rüzgara bir koku ver ki hırkandan,
Geleyim, izine doğru arkandan;
Bırakmam, tutmuum artık yakandan
Medet ey şairim, Yunus’um medet!…
N Fazıl

3 Muallim Naci; (1850-13 Nisan 1893)
Edebiyatımızın Öğretmeni sıfatıyla ele alınan Naci’nin hem yeni hem de yenilikçi tarafları ortaya konulurken, çeşitli alanlarda eser veren güçlü bir edebiyatçı olmasının yanında bir dil adamı ve kültür alimi olduğu hususuna da kitapta yer verilir Kendisinden sonra gelenlere orta yolda yürümeyi öğretmeyi amaçlayan Naci’nin şu sözleri onun hem hayatını hem de dünya görüşünü özetler niteliktedir ve Yardım bunu göz ardı etmemiştir
“Hak-perestim arz-ı ihlas ettiğim dergah bir
Bir nefes tevhidden ayrılmadım Allah bir”
4 Abdül Hamit Tarhan; (2 Ocak 1852-12 Nisan 1937)
Her devrin Şair-i Azam’ı olarak kabul gören Tarhan unutulmayan şiiri Makber ile beşeri aşkı dizelerine taşırken “Allah derim gelir mecalim;/ Allah derim biter zevalim” mısralarıyla da din felsefesini ortaya koymuştur Bu eserde Tarhan edebiyat alanında renkli şahsiyet olarak nitelendirilmiştir O yaşayışıyla alafranga bir tarza sahip iken eserleriyle alaturka kalmıştır Kendisinden sonra gelenleri de bu yolda etkilemiştir
5 Halil Nihat Boztepe (1862-17 Şubat 1949)
Hicvin ustası olarak kabul gören Halil Nihat edebiyatımızda mizah şiirleriyle meşhur olmuştur Ondaki okuma ve yazma hastalığı kıvrak zekasıyla birleşince ortaya bir hiciv ustasının çıkması kaçınılmaz bir şeydir Yardım bu üstat için şu sözleri dile getirir: o hicivleriyle, şiirleriyle, nükteleriyle Cumhuriyet devrinin ilgi çekici önemli bir aydını Özellikle hiciv ve mizah edebiyatımızın hus yapıcılarındandır
6 Fatma Aliye Hanım: (1862-14 Temmuz 1936)
Edebiyatımızın en parlak devrini yaşadığı bu dönemde yetişen üstatların arasından kadın kimliğiyle ön plana çıkan üretken ve çok yönlü bir şahsiyet olan Fatma Aliye edebiyatımızın ilk kadın romancısıdır Boş durmayı sevmeyen sürekli bir şeyler öğrenip bunları eserlerinde sunmaya hedef alan edibimiz eserleriyle batıya açılan bir misyonerlik görevi üstlenmiştir Eser Aliye’nin sadece edebiyatçı kimliğini ele almamış onun bir kadın olarak atılımcı bir ruh yapısıyla nelere ilk imzayı attığını da dile getirmiştir
Cemiyet-i imdadiye ilk kadın derneğinin kurucusu Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin de ilk kadın üyesidir Çalışmayı kendine düstur edinen Fatma Aliye’nin hayatı başarılarla ve ödüllerle doludur
7 Ahmet Rasim; (1864-21 Eylül 1932)
Farklı türlerde 140 esere imza atan A Rasim edebiyatımızın yüz akıdır Yerli edebiyatın taraftarı olan edip batı ya da doğu edebiyatı taraflarını şu sözleriyle tenkit eder “Çerçevesi Fransız kağıdı Nemçe mürekkebi Çin, kalemi İran, tasavvuf şekli frenk yazısı Türk olan bir şekl-i edebiye, milletin tekamül ve terakki-i edebisi gözüyle bakılamaz
Eserde bu şairimizin bugün bestelenmiş şekliyle gönüllerimizde yaşayan şu eseri de yer almaktadır:
Bu akşam gün batarken gel
Aman geç kalma erken gel
Tahammül kalmadı artık
Sakın geç kalma erken gel
8 Halit Ziya Uşaklıgil; (1866-27 Mart 1945)
O bizdeki roman ve hikaye türünün babasıdır Halit Ziya hem yaşayışında hem de bunun etkisiyle eserlerinde doğu-batı arasında sıkışmış bir edebiyatçımızdır ancak onun gözlemi bakış açısıyla eserleri bizden hayatın içinden birer parça olmuştur Eser; H Ziya’nın Türkçe sevgisini yine üstadın şu dizeleriyle dile getirir:
O gül-endam bir al şala bürünsün yürüsün
Ucu gönlüm gibi ardınca sürünsün yürüsün
9 Süleyman Nazif: (1870-4 Ocak 1927)
Büyük bir edebiyatçı, nükteden ve kılıcı kalemi olmuş bir milliyetçi Kitapta Nazif işgal kuvvetlerine ateş püsküren eseri “Kara bir gün”le, milliyetçi görüşleri ve dile olan bakış açısıyla ele alınır Ona göre; dilimiz Osmanlı İmparatorluğunun ihtişamına yakışan Osmanlı Türkçesi’dir
10 Ahmet Hikmet Müftüoğlu: (1870-19 Mayıs 1927)
“Bu vatan ya senindir, ya kimsenin!
Bu sözün sahibi olan Müftüoğlu edebiyatımızda milli şuurun öncüsü lideri konumundadır Yardım edibimiz hakkında “milli duruşu, yerli tavrı ve köküne esaslı şekilde bağlı olan kişiliğiyle hem döneminde hem de kendinden sonrakiler için örnek alınacak bir şairdir”der
11 Mehmet Akif Ersoy; (1873-27 Aralık 1936)
İstiklal Marşı gibi milletin hayatını çilelerini, özlemlerini, kahramanlıklarını, dinine bağlılığını, vatan sevgisini, dile getiren bir şair olmak elbette Mehmet Akif’e yakışan bir özelliktir Eserde Mehmet Akif’in ilk eğitimini ailesinden aldığını ve bu eğitimin İslam dininden kopmadığını görürüz M Akif milletiyle bütünleşmiş ne edebiyatında ne de yaşayış tarzında milletinden kopamamış bir şairdir Düşündüğü gibi yazan yazdığı gibi düşünen bir dava adamı olan Akif
“Edebiyatın başladığı yerde edepsizlik biter” görüşüne inanır Bu kitapta M Akif’in manevi yönünü ve edebiyatımıza bakış açısını M Nuri çok güzel dile getirmiştir
12 Yahya Kemal Beyatlı: (2 Aralık 1884-1 Kasım 1958)
Bizi biz yapan değerlerin ifadesidir onun sanatı Kitapta; Beyatlı’nın Kendi Gök Kubbemiz (en çok tanınan şiiri)’den bölümler ve Aziz İstanbul adlı eseri hakkında Yardım’ın verdiği bilgiler ve kendi değerlendirmeleri yer alır Hiçbir eserini göremeyen edibin eserleri; şiirle, nesirler, hatıralar ve mektuplar şeklinde sınıflandırılır Yardım; Beyatlı’yı mizacı, yaşayışı ve düşünceleriyle bir rinde benzetir
13 Fazıl Ahmet Aykaç: (1884-4 Aralık 1967)
Fecr-i Ati topluluğunun hiciv ve mizah alanlarında ün yapmış Aykaç, döneminde toplumun aksayan yanlarını ve döneminin ileri gelenlerini ince, nazik bir mizah anlayışıyla eserlerine taşımıştır Kitabı okuyanlar Aykaç’ın kendi nefsine ita fen yazdığı Son Söz Kendime adlı eserinden ufak bir bölüm göreceklerdir
14 Mithat Cemal Kuntay; (1885-30 Mart 1956)
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır
Bu dizelere yediden yetmişe bütün milletin gönüllerinde taht kuran Beyatlı vatan, millet ve bayrak sevgisini şiirlerine bir nakış gibi işlemiştir “Unutulmayan Edebiyatçılarımız” arasında yer alması da su götürmez bir gerçektir ki Yardım kitapta onun daha çok şiirlerinden esintiler sunarak Beyatlı’yı gönülden hissetmemizi sağlamıştır Şunu da önemle vurgulamakta fayda görüyorum şairin “Vatan Hisleri” adlı şiirinin son mısralarını Atatürk’ün 1 Mecliste okumuş olması şairin şöhretini yaymıştır
“Ölmez bu vatan, farz-ı muhal ölse de hatta
Çekmez kürenin sırtı o tabüt-ı cesimi
Yardım; Kuntay’ın Üç İstanbul romanıyla devrinin tanıklığını yaptığını, Mütareke ile ittihat ve Terakki dönemlerini bütün çarpıcı ve çelişkili yönleriyle bize yansıttığını dile getirir
15 Ahmet Haşim; (1887-4 Haziran 1933)
“Melal: anlamayan nesile âşina değiliz” sözünün sahibi Haşim anlaşılacağı üzere hayatının çile ile geçmesinden kaynaklanan bir ruh haliyle melal içinde yaratılmış bir şairdir Yardım eserde Haşim’le ilgili anıları da dile getirirken onun edebiyatımızda gerçek değerini de görmediğini de savunur Hatta hüznün, kederin yegane taşıyıcısı olan Haşim’in mezarının kayboluşundan rahatsızlık duyan Yardım onun mezarının peşinde nasıl bir serüven yaşadığını da kaleme almıştır Kitapta Haşim’in unutulmayan eserlerinden kesitler de yer almaktadır

16 Refik Halit Karay; (1888-8 Temmuz 1963)
Sürgünlerle geçen ömrüne rağmen haklı olduğu konularda susmayan Karay kitapta gurbet içinde vatan hasretiyle yanan bir edebiyatçı olarak ele alınır Onun hikayeleri (Memleket Hikayeleri, Gurbet Hikayeleri) Anadolu insanının gerçek yüzünü yansıtırken romanları da şahsi olarak çektiği sıkıntıları anlatır Kitapta refik Halit’in dili konusuna da yer verilmiş ve edebiyatımızda Refik Halit Karay Türkçe si olarak adlandırılan bir Türkçe’nin varlığından söz edilir Önemli eserleri üzerinde durulur
17 Reşat Nuri Güntekin; (1889-7 Aralık 1956)
“Çalıkuşu” romanıyla özdeşleşen R Nuri hayatın içinden adam olma özelliğiyle kitapta genişçe işlenmiştir Eserlerindeki kahramanların günlük hayattan alınması ve toplumun değer yargılarına ters düşmemesi R Nuri’nin edebiyatımızda sevilmesini sağlamıştır Yardım; Güntekin’in “Bir Yudum Su” adlı eserine de genişçe yer vermiştir
18 Ali Nihat Tarlan; (1898-30 Eylül 1978)
Tarlan ilk edebiyat doktoru unvanını Leyla ve Mecnun Mesnevisi adlı eseriyle kazanmıştır Divan edebiyatının metin şerhinde üstad olan Tarlan Yardım’ın kaleminde eserleriyle (Güneş, Yaprak, Nerdesin Boyacı vb…) divan şiiri hakkındaki görüşleriyle satır satır dökülmektedir
19 Peyami Sefa; (1899-30 Haziran 1961)
Edebiyatın insanın ruhunda olduğunun inancını, eğer bu ruhu taşımıyorsan eğitimle edebiyatçı olmayacağı görüşünü bize sembolize eden Peyami Sefa kendi kendini yetiştiren ve bu kitapta yer alan ender ediplerimizden birisidir Doğu ve Batı edebiyatı arasında sıkışmanın romanlarına nasıl yansıdığını ve şiir hakkındaki görüşlerini Yardım’ın bu eserinde görmek mümkün Dokuzuncu Harici’ye koğuşunu Peyami Sefa’yı anlatırken zikretmemek yazara yapılacak en büyük haksızlıktır Yardım başka Dk Har Kağ Olmak üzere yazarın diğer eserlerini de kaleme almıştır
20 Ahmed Hamdi Tanpınar; (1901-24 Ocak 1962)
Tanpınar: yaşadığı dönem içerisinde değeri anlaşılmayan Cumhuriyet devrinin önemli fikir ve sanat adamlarından biridir Yardım, Tanpınar’ın 19’uncu Asır Türk Edebiyatı ve Edebiyat üzerine Makaleler adlı eserlerinde dil ve ve edebiyat alanında sahip olduğu görüşlerini esere taşımıştır
Ne içindeyim zamanın
Ne de büsbütün dışında
Bölünmez büyük bir anın
Parçalanmaz akışında
Bu dizelerle Tanpınar “Devam ederek değişmek ve değişerek devam etmek” felsefesini bize özetler niteliktedir Edebiyatın farklı alanlarında eserler veren Tanpınar’ın eserleri bu kitapta yer alır
21 Ahmet Kutsi Tecer; (1901-23 Temmuz 1967)
Folklorun keşfi ve bir teşkilatlanma şeklinde ortaya çıkışında önemli bir şahsiyat olarak karşımıza çıkan Tecer, milli edebiyat tarafları olan görüşleri ve halk şiirleri tarzında yazdığı eserleri hakkında kısa bilgiler bu kitapta yer alır Tecer: halk kavramını şiirlerine taşımakla kalmadı, folklor kavramını bir teşkilat haline dönüşmesinde ne gibi fonksiyonlar üstlendiği konusunda eserde yer aldı
22 Necmettin Halil Onan; (1907-17 Ağustos 1968)
Onan; bir edebiyatın yeni ürünleri kadar, eski mahsullerinin de önemli olduğu ifadesini kullanarak Y Kemal’in takipçisi olduğunu ve ona olan hayranlığını mısralarıyla dile getirir Beyatlı’nın ölümünden sonra yazdığı şu dizeler de kitapta yer alır
“Artık ne şekil derdi ne ma’na kaydı
Adab-ı suhan onunla bir başkaydı
Şiirin direğiymiş meğer ondan sonra
Baktık bu da yer yer temelinden kaydı
Onun vatan şiirleri de göz ardı edilmemelidir ki nitekim Yardım onları da kaleme almıştır
23 Orhan Şaik Gökyay; (1902- 2 Aralık 1994)
“Bu Vatan Kimin” şiirleriyle hafızalara kazınan bir vatan şairi ömrünü ilme edebiyata harcamış büyük bir alim olan Gökyay kitapta “Bu Vatan Kimin” şiiriyle yer alır
24 Kemalettin Tuğcu; (1902-18 Ekim 1996)
“Ayşecik” Dizi filmlerinin arkasındaki gizli kahraman Kemalettin Tuğcu bir çocuk edebiyatçısıdır Üç devre tanıklık eden Tuğcu’nun kendisini nasıl yetiştirdiğini çocuklar için neler düşündüğünü ve edebiyatta nasıl görmezlikten gelindiğini Yardım’ın bu kitabında bulmak mümkündür
25 Zeki Ömer Defne; (1903-2 Aralık 1992)
“Isparta’nın Halıları Gül Kokar, Aldı Eğin, Bir İncecik Duman Tüter, Basmalar Bahçesi…” Böyle başlar onun şiirlerinin isimleri Yardım; Anadolu’dan sunulmuş bir demet çiçek dediği Defne’nin şiirlerinde bazen Yunus’un bazen de Karacaoğlan’ın tarzından esintiler gördüğümüzü, halk şiirinin hüzün kar yorumcusunu öğretmen şairi olarak da ele alır Onun öğretmenlerle ilgili yazdığı şiirlerinden kesitler alınmak mümkündür bu kitapta

26 Ömer Bedreddin Uşaklı; (1904-24 Şubat 1946)
Uşaklı; kısa süren yaşamına annesini ve çocuğunu kaybedişinin acısıyla 111 şiir sığdırmıştır Bu şiirlerin arasında çocuğu ve annesi için yazdığı şiirde yer aldığı gibi memleket sevgisine de çektiği acılarla yoğurarak eserlerine taşımıştır Yardım, duygulu vatan edibimizi sadece bu yönleriyle ele almamış onun şiirlerinden esintiler sunmuş ve milli edebiyat hakkındaki düşüncelerini de dile getirmiştir
27 Arif Nihat Asya; (7 Şubat 1904-5 Ocak 1975)
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü…
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım

“Bayrak Şairi” Asya’lı böyle yer etmişti kalplerimizde Yardım bu derece milletini bayrağını seven Asya’lı için milli ve yerli sesin titiz ve sanatkar kişilikle kaynaşıp şiir ve nesirde nasıl bir ustalık meydana getireceğini dile getirir Onun milletine sevdalı yüreğini edebiyatımızın buhranlı dönemlerinde Türkçe’ye bağlılığını anlatır Yardım
28 Necip Fazıl Kısakürek; (1905-25 Mayıs 1983)
Yardım; Kısakürek’i “annesi istedi şairler sultanı oldu” Diyerek kitabına işlemiştir Kitapta Kısakürek’in şairliğe giden yolda ona öncülük yapan aile hatıralarından kesitler bulunurken onun maarif meselesi hakkında eksik gördüğü 7 madde ve onun ana başlıklar altında 14 madde olarak sunduğu görüşleri de yer alır
29 Samiha Ayverdi; (1905-12 Mart 1993)
Küçük yaşlarda ailesinden ve mektepten aldığı iyi bir eğitimle yetişen Ayverdi; Yardım’ın kaleminden ailesiyle ilgili hatıralarla ve eğitimle ilgili düşünceleriyle dökülür Ayverdi’nin bu görüşlerine ayrılan kısımda bir hanımefendinin ağzından özenle seçilmiş aldığı terbiyeyle yoğrulmuş güzel bir eğitim dersi görülmektedir Ayverdi’nin eğitiminin aileyle başladığına ve anne ve babanın üstüne düşen görevlerini, öğretmenlerin de devlet tarafından nasıl mağdur kalıp idealist öğretmen sayısının azaldığı konusundaki düşüncelerini Yardım; bu hanımefendinin ağzından dökülen sözlerle bize taşır
30 Kenan Hulusi Koray; (1906-23 Mayıs 1943)
Yedi Meşaleciler’in tek hikayecisi olarak bilinen Koray hikayelerinde fantastik ve rüya ile gerçek arasında gidip gelirken yeni gerçekçi akımın yol açıcıları olarak nitelendirilen Koray’ın bir çok eseri hakkında da kitapta bilgiler bulunmaktadır

31 Münevver Ayaşlı; (1906-1999)
Ayaşlı’ya ayrılan bu bölümde Yardım’ın bizzat kendisinin de iştirak ettiği anılar yer almaktadır Yazarımızın Ayaşlı’yla tanışma münasebetinden doğan güzel bir sohbet içerir bu bölüm Münevver Hanım Osmanlı’nın son dönemlerini yaşamış bir entellektüeldir Yazarımıza babasının mesleğinden dolayı Selanik’te bulunmalarının ona verdiği Rumeli hasretinden, yakından şahitlik ettiği Bulgar zulmünden, Yahya Kemal’den, Abdülhak Hamit’ten, değerlerini unutan gençlikten, edepten ve eserleri hakkındaki görüşlerinden bahseder
Bu söz benim çok hoşuma gitti ve ben de Yardım hocamız gibi bu sözü size yansıtmak istiyorum “Edep, “edep ya hü” ihtarına muhatap olmamaktır” Diyen Münevver Hanım Necip Fazıl’la geçen güzel bir anısını da bu kitapta paylaşır

__________________





Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.