Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
istanbul, loti, pierre

Pierre Loti Ve İstanbul

Eski 09-26-2008   #1
lidif
icon111

Pierre Loti Ve İstanbul



Ünlü Fransız yazar ve deniz subayı Pierre Loti, yaşamı boyunca İstanbul’a yedi kez gelmiş; tutkulu, derin bir aşkla bir Çerkez kızını sevmiş Hiçbir yabancı yazar doğunun egzotik kenti İstanbul’u onun kadar sevmemiş Sık sık gittiği ve çok sevdiği Eyüp’teki Pierre Loti kahvesi, İstanbul’a onun bir hatırası…
Pierre Loti Türkiye seyahatleri süresinde sadece İstanbul un manzaralarını seyretmemiş Onun hayallerinin temelinde Türklerle birlikte doğu hayatını yaşamak isteği hep olmuş Bu nedenle aradığı sevgiyi, huzuru bulmak için şehre bir ressam gibi bakmış Pierre Loti, İstanbul’da bulunduğu dönemlerde Eyüp’te bir kahveye sürekli gelirmiş Osmanlı kültürüne ve hayat tarzına hayranlık duyan Loti, Eyüp’ten Eminönü’ne bütün Haliç’i tepeden gören bu dingin mekanda, görkemli manzarayı nargilesi ve kahvesi eşliğinde seyreder, burada saatlerce oturur, insanlarla sohbet edermiş Onun bu şehre olan saygısı saygıyla karşılık görmüş Pierre Loti’nin Eyüp’te oturduğu kahveye ismi verilmiş Divan Yolu’nda kaldığı ev muhafaza edilmiş Kahveye giden sokağın adı Pierre Loti Sokağı olarak değiştirilmiş
Pierre Loti bir Türk gibi giyinerek, elinde tespih, başında fes, bir İstanbullu gibi Eyüp’teki bu kahveye gelmiş gelmesine, kahveye de adı verilmiş Ancak sonradan bu tepe olduğu gibi onun adını alarak bir kompleks haline getirilmiş Ve Pierre Loti Tepesi adını almış
Tamamı eşi benzeri olmayan müthiş bir İstanbul ve Haliç manzarasını gören tepede, ayrı ayrı alanlarda hizmet veren ve tarihi dokuyu koruyarak bugünün koşullarına restorasyonla uyarlanmış beş ayrı bölüm bulunuyor
Turquhouse Boutique Hotel, İstanbul Haliç’teki, geçmişi 18 yüzyıl sonlarına dayanan, eski Türk konaklarının yeniden yorumlanmış haliyle ve 67 odasıyla hizmet veriyor İçeriye adım atınca, Pierre Loti nin nargilesini fokurdatırken Haliç ve İstanbul u seyrettiği o müthiş manzarayla eski günlere döndürüyor İstanbul’un neden en çok bu tepeden resmedildiğinin cevabı bu manzarada saklı olsa gerek Haliç ve İstanbul’u tümüyle kucaklayan manzarası ile Aziyade 120 kişilik bir restoran Osmanlı mutfağının saraylara layık lezzetlerinin servis edildiği, Pierre Loti Tepesi’nin bir başka bölümü Güzel havalarda alt terasında, yine Haliç manzarasıyla hizmet veriyor Neo-klasik tarzda döşenmiş, yine tümüyle Haliç ve İstanbul manzaralı Yeşil Cafe ise, kompleksin, hafif bir müzik eşliğinde, pastane ve kafe hizmeti veren bölümü
Tarihi Kahve ise misafirleri 150 yıl geriye götürüyor Burası Pierre Loti’nin müptelası olduğu Türk kahvesini yudumladığı, Haliç ve İstanbul manzaralı tarihi kahve burası İster kahvenin pastane ürünlerinden sipariş ediyor, ister yanınızda getirdiğiniz simitle çayınızı bu enfes manzara eşliğinde yudumluyorsunuz
Bir diğer bölüm Nargilevi ise, büyük ölçüde localardan oluşuyor Diğer bölümleri ise yer minderleri ve karşılıklı masa-sehpalı oturma gruplarıyla döşenmiş Kapalı alan olarak nargile sadece burada servis ediliyor 170 kişilik ağaçlı Nargile Bahçesi’nde ise nargilenize sıcak ve soğuk içecekler de eşlik ediyor




Gerçek adı Louis Marie Julien Viaud olan Pierre Loti, 1850-1923 yılları arasında yaşamış Çocukluğunda resim eğitimi almış, piyano çalmış, fotoğraf çekmiş, Latince, Yunanca ve İngilizce dillerini öğrenmiş Ağabeyi gibi denizci olmaya on beş yaşında karar vermiş Deniz Harp Okulu sınavlarına hazırlanmak için gittiği Paris, o yaşta yalnızlığı hissettiği ilk yer olmuş Bu süre zarfında içini bir deftere dökmeye başlamış 1866 yılı Kasım ayında yazmaya başladığı günlük, sonradan yazacağı kitapların başlangıcı olmuş Nihayet Deniz Akademisi’ne girmiş ve 1865’de okulu bitirmiş 1881’de yüzbaşı, 1906 yılında da albay rütbesini almış
Julien Viaud ilk kez asteğmen olarak Jean-Bart gemisiyle çıktığı uygulama gezisi sırasında Türk topraklarına ayak basmış Gemi, 20-25 Şubat 1870 tarihleri arasında kısa bir süreliğine İzmir limanında demirlemiş Bulunduğu yerle ilgili çok da fazla fikir sahibi olacak zamanı olmamış Türkiye ye bir sonraki gelişi 1876 yılından önce Tahiti ve Senegal’de bulunmuş Tahiti’de Kraliçe Pomaré nin ailesi, ona Büyük Okyanus’ta yetişen bir çiçeğin adı olan Loti’yi, yani daha sonra kitaplarını imzalayıp kullanacağı adı takmışlar
Ve Aziyade…
Selanik teki Fransız ve Alman konsolosları öldürülünce, hükümetleri, suçluların cezalandırılmasını istemişler ve idamları izlemek için çokuluslu bir filo Selanik e gönderilmiş Loti’nin çalışmaya başladığı Couronne fırkateyni bu filodaki gemilerden biriymiş Gemiden inip kenti gezdiği sırada bir cami avlusunda ilk kez Aziyade’yi görmüş Tacir Abeddin’in dört hanımından en genci, bir Çerkez kızı olan Aziyade ve yemyeşil gözlerini…
Aziyade nin hizmetçisi Hatice ve Loti’nin Selanik rıhtımlarında tanıştığı Musevi kayıkçı Samuel in katkılarıyla gizli buluşmalar başlamış Buluşmalar aşka dönüşmüş Bu arada Loti, İstanbul daki Gladiateur gemisinde bir göreve atanmış Ve ilk kez 1 Ağustos 1876’dan, 17 Mart 1877’ye kadar Osmanlı başkentinde yaşamış Bu arada sonbaharda Selanik’ten İstanbul’a gelecek olan Aziyade’yi beklemiş Kısa süre Beyoğlu’nda bir otelde kalmış Derken Haliç’i ve müthiş İstanbul panoramasını gören bir eve yerleşmiş İlk Türkçe derslerini bir Ermeni papazından o günlerde almış Sonraki yıllarda Türkçe konuşup, Türkçe şarkılar söylemiş Loti, Türkiye ile ilgili tüm eserlerinde tarihlere, mekanlara özel bir önem vermiş; yerleri, isimleri, hep Türkçe kullanmış Sadece Aziyade romanında 100 tane Türkçe kelime geçtiği söyleniyor
Eyüp’teki evine taşınıp doğunun ona sunduğu egzotik yaşamın tadını çıkarmış Gelenekleri benimsemiş, kaftan giymeye başlamış, sonra da vazgeçemeyeceği nargileyle tanışmış, Karagöz seyretmeye gitmiş Bu genç denizci, zamanla Eyüp halkından biri olup çıkmış
Aziyade, Selanik ten İstanbul a gelince Eyüp’teki evinde birkaç gün süren buluşmalar başlamış Çünkü Aziyade’nin kocası sık sık İstanbul’dan ayrılıyormuş Aralarındaki aşk, yerine bir şey konamayacak bir tutkuya dönüşmüş Loti nin aşkı romantik, hayallerden uzak, gerçek, samimi ve derin bir aşk olmuş Ve bu büyük aşk, ona Türk dünyasının kapısını açmış Farkına varmadan Türkleştiğini zamanla kendisi de itiraf etmiş Kendi ülkesiyle ilgili duyduğu coşkuları artık Türkiye için de duyar olmuş


Pierre Loti imzası
17 Mart 1877 de, Türk-Rus Savaşı nın çıkmasından bir süre önce, sevgilisine döneceği sözünü vererek İstanbul dan ayrılmış İçini kaplayan özlem ona, 1879’un Ocak ayında çıkan ilk romanı Aziyade’yi yazdırmış Roman hemen değilse de, bir yıl sonra büyük yankı uyandırmış Zaten Pierre Loti nin edebi hayatı ve kariyeri önce bir Türk romanı olan Aziyade ile başlamış ve Supremes Visions d Orient (Doğunun Son Görüntüleri) romanıyla sona ermiş
Romanlarında Pierre Loti imzasını ilk kez üçüncü romanı Le Roman d un Spahi de kullanmış Pierre Loti, 6-8 Ekim 1887 tarihleri arasında, yani on yıl sonra ikinci kez Türkiye’ye geldiğinde Aziyade’yi bulamamış Bu üç gün içinde eski günlerin izlerini aramış En sonunda Aziyade’nin öldüğünden emin olmuş Onu bulmak için çırpınıp durduğu günlerin sonunda, Topkapı’da Aziyade’nin mezarını bulmuş O günden sonra her İstanbul’a gelişinde bu mezarı ziyaret etmeyi görev haline getirmiş Bu üç günlük İstanbul yolculuğundan bir yapıt daha doğmuş: Fantôme d Orient (Doğudaki Hayalet)
İstanbul’a, 12 -15 Mayıs günleri arasında üçüncü kez gelişinin nedeni ise pek açık değil Bilinen, bu gelişinde Yıldız Sarayı’nda Abdülhamit ile görüştüğü ve Mecidiye nişanıyla onurlandırıldığı… Bu yolculuktan sonra Constantinople en 1890 yapıtı ortaya çıkmış 12-18 Mayıs tarihleri arasındaki dördüncü gelişinden sonra, bu yolculuğunu La Galilée nin sonuna eklediği La Mosquée Verte de anlatmış 9 Eylül 1903 günü Pierre Loti beşinci kez İstanbul a geldiğinde, artık elli üç yaşında, ünü dünyaya yayılmış bir yazarmış
Loti, 1910 yılında, altmış yaşında denizcilikten emekli olmuş Ve 1910 ağustosunda altıncı kez İstanbul a gelerek, 15 Ağustos - 22 Ekim 1910 tarihleri arasında, dokuz hafta İstanbul’da kalmış
Çemberlitaş ta tuttuğu bir eve yerleşmiş ancak kısa süre sonra hastalanıp hastaneye yatırılmış Fransız konsolosunun Ortaköy deki yazlık evinde uzun bir iyileşme dönemi geçirip iyileşince, 23 Ekim 1910 günü, bir daha hiç gelmeyeceğini sanarak Türkiye den ayrılmış

İstanbul’a son yolculuk
Pierre Loti 1910’lu yıllara kadar, Türkiye yi seven, ona aşık olan, Türkler gibi yaşamak isteyen romantik bir yazar olarak tanınmış 1911 de İtalyan ların Trablusgarb ı 1913 te Balkan ülkelerinin Trakya yı işgale kalkmaları Loti yi bir anda kendi içine dönük sessiz, sakin bir yazar olmaktan çıkarıp, sevdiği milleti ve vatanı savunmaya yöneltmiş
Türklerin sesini Avrupa ya duyurmaya başlamış Kalemiyle Avrupa ya bir nevi savaş açmış 30 yıl boyunca Türkiye de olağanüstü ve egzotik bir hayat yaşayan Loti, Avrupa da ikinci memleketinin sözcülüğünü yapmış Loti, o günlerde Avrupa’da Türkiye yi savunmaya cesaret edebilen tek ses olmuş Bunun üzerine Osmanlı hükümeti, bir şükran belirtisi olarak Loti’yi İstanbul a resmen davet etmiş 12 Ağustos - 17 Eylül 1913 tarihleri arasına rastlayan bu yolculuk onun Türkiye ye yedinci ve son gelişi olmuş İstanbul da kaldığı süre içinde hükümet ve saray mensupları ile görüşmüş, padişah tarafından kabul edilmiş
18 - 21 Ağustos günleri arasında Edirne ye yaptığı yolculuk sırasında trenin geçtiği her yerde nerdeyse bir kurtarıcı gibi coşkuyla karşılanmış İstanbul a dönüşünden Fransa ya hareketine kadar Yavuz Selim de kendisi için özel olarak hazırlanıp döşenmiş bir evde ağırlanmış
Pierre Loti 10 Haziran 1923’de, ardında kırk yapıt bırakarak Fransa’da ölmüş Kitapları İngilizceye, Almancaya, İtalyancaya, Japoncaya çevrilen bu yapıtlardan yedisi Harf Devrimi nden önce eski yazıyla Türkçeye de çevrilmiş Pierre Loti nin Türkiye ile ilgili yazdığı tüm eserler bugün birer belgesel niteliği taşıyor

İstanbul ve Pierre Loti

Julien Viaud, Fransız edebiyatında 1881 yılından itibaren yazar Pierre Loti olarak tanınmaya başlamış Denizcilik mesleğinin yanında yazarlık, ömür boyu onun tutkusu olmuş Pierre Loti, yazarlığı bir yana, çok renkli yaşamı ve kişiliğiyle, özellikle yaşadığı dönemde ve o dönemin koşulları altında İstanbul’da ilgi odağı olmuş ender bir yabancı Çünkü hiçbir yabancı yazar Pierre Loti kadar Türkiye yi sevmemiş
İstanbul, Pierre Loti için Türkiye nin sembolünden ziyade, tüm doğunun sembolü olmuş Loti, daha 1876 daki ilk gelişinden itibaren İstanbul’da bir yakın dost gibi karşılanmaya başlamış En önemlisi de, kendisini bir Türk dostu olarak hissetmesi olmuş Türkler Pierre Loti yi onun kendilerini sevdikleri kadar sevmişler
Loti birçok Türk’le arkadaşlıklar, dostluklar kurmuş Padişah ve sultanların huzuruna kabul edilmiş Denizciliği nedeniyle Tahiti’den Mısır’a, Çin’den Amerika’ya çok yer gezmiş
Fakat Türkiye’yle gönül bağı ayrı; Pierre Loti Türkiye yi ikinci yurdu saymış Bulunduğu sürece hep dünyanın en güzel ülkelerinden birinde yaşadığına inanmış

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.